/i/Devlet

    başlık yok! burası bom boş!
  1. 30.
    0
    savaş olmalıdır savaş!
    ···
  2. 29.
    0
    senin beynine mermi sıksak mermi yarım saat beyin arar gerizekalı. Sürekli bir genelleme yapma falan gelip bana pkk lı demeler. Ulan salak pkk dan senden ve senin görüşünden nefret ettiğimden daha fazla nefret ediyorum bu bir. ikincisi siz ülkücüler yavşak şerefsiz amerikan uşağı binlersiniz bu iki.Bir daha da bana pkk lı deme ve gelip bana küfür etme zaten senin gibi bir beyinsizle muhattap olmam bile hataydı gibtir git bir daha benim yazdığım yorumlara ve açtığım başlıklara da gelme
    ···
  3. 28.
    -1
    tipik ülkücü yorumu. barış saçmalıktırmış. zaten savaşların çoğu senin gibi düşünenlerin yüzünden oluyor
    ···
    1. 1.
      0
      ahahaha yaptığım yoruma nasıl içerlemişse bu başlığıma kadar gelip yorum atmış bu kadar mı sinirlendin lan pkklı huur cocugu
      ···
      1. 1.
        0
        ben pkk lı değilim amk salağı ben sadece chp yi destekliyorum

        ayrıca benim pkk lı olduğumu nereden çıkarttın size destek vermeyen herkes pkk lı mı oluyor
        ···
      2. 2.
        0
        pkklı bir huur cocugusun uzatma istersen
        ···
    2. 2.
      0
      birincisi ben pkk lı değilim. (ben kürt bile değilim) ikincisi sende ırkçı şerefsiz yobaz dar kafalı bir yavşaksın
      ···
  4. 27.
    0
    insanların istediklerini alıp, yiyip ve giyinip hayatınızı daha ne kadar sürdüreceksiniz veya buna daha ne kadar tahammülünüz var? Bu yaşantıdan memnun musunuz? Patronların sizleri kullandığı yetmiyormuş gibi şimdide onların köleleri sizi kullanıyor. Onların gücünü şimdi daha iyi anladınız mı? Paranın neler yapabileceğini anladınız mı? Onlar " Bana daha çok para lazım. " diyenler siz ise " Bana bu para yeter. " diyenlersiniz. Sizler iyi insanlarsınız, az ile yetinmeyi bilen kişilersiniz fakat mesele iyi olmak değil artık, iyi'nin tanımını bile yapamazken iyi olmaya çalışmak sizce de biraz saçma değil mi? Kim iyi? Veya neler iyi? Para kimine göre iyi kimine göre kötü.ABD kimine göre iyi kimine göre kötü. Nükleer enerji, uzay ve uzaylılar, gelişmek, din ve daha sayabileceğimiz bir çok şey, hangileri iyi ve kötü? Veya kime göre? Tanımını bile yapamadığımız saçmalıkların peşinden gitmeyi ne zaman bırakacağız.iyi ve Barış kelimelerine bakın. Sıradan birisi için ne kadar güzel ve gerçekleşmesini en çok istediği düşlerden bir kaçı.Kim istemez ki iyi birisi olmayı, barışı getirmeyi. Peki iyi bir insan nasıl olunur? insanlara iyi davranarak mı? Ülkesi ve milleti için bir şeyler başararak mı? Veya daha genel olarak dünyaya bir şey kazandırarak mı iyi bir insan olunur? Veya daha küçük düşünelim: Aileniz için çalışmak ve çabalamak mıdır iyi bir insan olmak? Tabi öyle kim ailesini korumak istemez ki öyle değil mi? Peki size ailenizi korumanız gerektiğini kim söyledi? Kim size çocuklarınızı sevmenizi ve onları güzel bir şekilde yetiştirmenizi söyledi? Veya kim size onlar için savaşmanızı söyledi? içinizden geldi öyle değil mi? Kimse size doğdunuz zaman annenizi ve babanızı sevmenizi söylemedi.Siz, başkaları ailesini seviyor ve koruyor diye mi ailenizi seviyorsunuz yoksa içinizden geldiği için mi? Çünkü bu sizin içinizde nefes almanız kadar basit bir eylemdi. Size doğdunuz zaman verilen güzel bir duyguydu aile sevgisi. Onları korumak ve onlar için yaşamak. Hanginiz ailesi için yaşamıyor ki? Evet belki belli bir yaştan sonra evden ayrılıyor kendi ailenizi kuruyorsunuz. Peki anne ve babanız mı yoksa eşiniz ve çocuklarınız mı? Düşünün bu soruyu: Hangisi sizin için daha değerli?
    ···
  5. 26.
    0
    Bakın şimdi de insalara kölelik ediyorsunuz, başkalarının kölelerine. Robotlaşıyorsunuz, tek bir insan tipine doğru gidiyorsunuz fark ettiniz değil mi? Peki tek tip dünya düzenin ne kadar tehlikeli olduğunu anlamadınız mı? Anladıysanız eğer neden bundan kurtulmak yerine o dünya düzenine koşarak gidiyorsunuz? Neden insanlar kendi isteklerini yerine getirmek yerine başkalarının isteklerini yerine getiriyor, neden başkaları için yaşıyor ve harcama yapıyor. Veya siz neden başkaları gibi yaşıyorsunuz, neden kendi istek ve düşünceleriniz yok." Nasıl yok? Sosyalistim, komünistim, kapitalistim. " diyolar. Bunlar sizin kendi düşünceleriniz mi? Bunlara inanırken bile başka insanların düşünce ve isteklerini taklit ediyorsunuz. insanların istediği gibi yaşıyorsunuz kendi istediğiniz gibi değil." Ne! X restoranında yemek yemiyor musun? X saatini almalısın sana çok yakışır. O arabaya binilir mi X çıktı derhal onu almalısın! " diyorlar, sizi kendileri gibi yaşatmaya, giydirmeye ve harcama yapmaya zorluyorlar. Patronların ve iş adamlarının sizleri köleleştirdikleri yetmiyormuş gibi şimdide onların köleleri sizleri köleleştirmeye çalışıyor. Kendi köleliklerine sizi de alet ediyorlar. Patronların sizin beyinlerinizi yıkadığı yetmiyormuş gibi şimdi de insanlar sizin beyinlerinizi yıkıyor.

    Ama merak etmeyin siz bunun farkındasınız fakat onlar farkında değil. Fakat siz bunun farkında olsanız ne olur ki? O köleler geleceğin patronları olacak peki ya siz? Şuan da lüks içinde yaşayan köleler geleceğin patronları değiller mi? 18 yaşında ki genç bir kızı düşünün. Kredi kartları ve bindiği arabası ile tam bir Tanrı öyle değil mi? Her yere gidebileceğini, her şeyi satın alabileceğini düşünüyor. istediği elbiseyi satın alıp istediği restorandda yemek yiyip babasının kredi kartı ile hesabı ödeyeceğini düşünüyor.Ve doğru da düşünüyor.Çünkü parası var. Evet kölelik yapıyor fakat onun efendisi zaten babası. Cebinde ki telefonundan içtiği içkiye hepsi zaten babasının.Ve onu köle olarak kullananlar ileride o koltuğu o kızına bırakacak ve zamanın kölesi olan o kız geleceğin efendisi olacak ve artık zamanında sizin ile beraber olan kölelik yapan kız sizin efendiniz haline gelecek. Peki ya siz? Siz ömrünüz boyunca köle olmaya devam mı edeceksiniz?
    ···
  6. 25.
    0
    insanlar neden sürekli dünyayı değiştirme çabası içerisindeler? Her gün yeni terimler, yeni kanunlar ve yeni sistemler. Sürekli değişen bir dünya düzeni.Bir tarafta parçalanan diğer tarafta ise büyüyen ülkeler, aileler ve şirketler. insanlar neden sürekli bir büyüme peşinde? Neden elindeki parayı sürekli 2 ardından 3 ardından 10 katına çıkarma peşinde. Hatta daha önemlisi bu kazanma arzusu neden durmak bilmiyor? insanlar sürekli daha fazlasını sürekli daha çoğunu istiyor. Dünyanın en zengin insanlarına bakın, servetlerinin ne kadar olduğunu düşünün.Ülkeleri bile idare edebilecek, milyonlarca kişiye yıllarca yetecek kadar büyük paraları var.Hem de sadece tek bir kişinin.Tek bir kişinin elinde ki para milyonlarca kişiyi yıllarca doyurabilecek büyüklükte. Peki bu kişi o parayı hayatı boyunca her gün her dakika ve saniye harcasa bile bitirebilir mi? Belki yarısına bile ulaşamaz. Ondan çocuklarına kalacak çocuklarından ise onun çocuklarına.Ve bu böyle sürüp gidecek." Fakat o kişi zamanında zorluklar yaşadı ve çalışarak, zorlukla ile karşılaşarak kazandı o parayı, hakkı değil mi? " diyeceksiniz. Evet, kesinlikle o para onun hakkı fakat neden o kadar büyük paraya ihtiyacı var ki? Onun binde biri ile kendisine ve çocuklarına bir ömür boyunca güzel bir hayat sunabilirdi. Peki neden daha fazlasını istedi? Veya kendinize sorun neden daha fazlasını istiyorsunuz? Neden daha yeni bir telefon, ev, araba, okul, eş istiyorsunuz? Çünkü insanların kazanma hırsı hiç bir zaman yok edilemez, hiç bir zaman durdurulamaz. Belki de kendimize yettiği kadar çalışmamız ve kazanmamız çok daha iyi olacaktır. Belki son modelini değil de kendi istediğimizi almamız daha iyi olacaktır. Soruyorum size son çıkan telefon modellerini insanlar size " Bak Iphone 7 çıkmış. " demese bile yine alır mıydınız? insanlar iphone 7 alıyor olmasaydı siz yine de alır mıydınız ?
    ···
  7. 24.
    0
    Savaşmayı neden her insan kötü bir şeymiş gibi görüyor? " Nasıl kötü olmasın ki savaşta insanlar ölüyor. " diyorsunuz, insanlar her zaman ölmüyor mu? Barışı getirirken bile insanları öldürmediniz mi ve hatta barışı getirdikten sonra bile insanlar ölmedi mi? Veya insanlar barış gelsede gelmesede ölmeyecek mi? " Biz ölümü engellemeye çalışıyoruz. " diyorsunuz, ölüm engellenilebilir bir şey mi? Veya siz ölümü kimin için engellemeye çalışıyorsunuz? Kendi düşüncelerinizi destekleyenler için ölüm yok fakat bizim düşüncelerimize karşı gelenler için ölüm vardır diyorsunuz. Evet aynen böyle diyorsunuz.Her şeyi kendinize göre istiyorsunuz. Hiç bir kapitalist " Acaba komünist birisi ne istiyor, ben onun için ne yapabilirim. " demiyor, bu komünistler için de geçerli. Komünistler " Kapitalistleri öldüreceğiz ve kendi sistemimizi getireceğiz. " diyorlar, kapitalistler de öyle. Belki de birbirinizi öldürmek yerine bir arada yaşamayı öğrenmelisiniz.Ama zaten komünizm bize bunu söylemiyor mu? " Bir arada yaşamak. " bize bu vaati vermiyor mu? Fakat komünizm bize böyle bir vaatte bulunurken bile bir zamanlar bir arada yaşadığımız insanları bizden koparmaya, onlar gibi düşünmeyen insanları yok etmeye çalışıyorlar. Barışı isteyen kişiler savaşı yaratanların ta kendileri. Kapitalizm'e gaddarlık ve zalimlik diyen kişilerin onlardan bir farkının olmaması ne kadar komik bir durum öyle değil mi? Komünistler size, " Sizi köleleştiriyorlar ve sizin düşünmenize mani oluyorlar. Sizi onların kölesi olmaktan kurtaracağız ve kendi kölelerimiz yapacağız. " diyorlar. insanları başkalarının elinden kurtarıp kendi köleleri haline getiriyorlar.Ve size diyorlar ki " Bakın sizi kurtardık ve artık bizim için çalışacaksınız. ".
    ···
  8. 23.
    0
    Yüzlerce hatta binlerce dünya sistemi var yazılmış ve yazılmamış olan, her insanın bir kez bile olsa düşündüğü " Keşke dünya şöyle bir yer olsa. " dediği milyonlarca teori var. Milyonlarca sistem teorisi arasından en doğrusunun hangisi olduğunu nasıl bulacağız? " Nasıl olacak hepsini deneyerek tabi ki. " diyeceksiniz, hepsini denemeye zamanınız yetecek mi? Hadi diyelim ki yetti. Ondan sonra ne olacak? Ya bu milyonlarca teoriden hiç biri istenilen barışı vermezse, bu teorilerin hepsi yanlış çıkarsa o zaman ne olacak? Yeni bir sistem mi düşünmeye çalışacaksınız? " Acaba nerede yanlış yaptık. " diyeceksiniz ve oturup düşüneceksiniz." Dinleri serbest bırakmıştık yeni kuracağımız dünya da ise serbest bırakmayalım belki işe yarar veya millet anlayışını yok etmiştik yeni kuracağımız dünyada millet anlayışını geri getirelim belki işe yarar. " diyeceksiniz. işte o büyük Belki'ler başladı. Belki şöyle daha güzel olur, belki şunu yaparsak daha güzel olur diyeceksiniz. Deneyeceksiniz, bir şeyleri çıkaracak ve başka şeyleri ekleyeceksiniz. Fakat unuttuğunuz bir şey var. insanı insan yapan şeyi unuttunuz. Milyonlarca sistemi denerken denemediğiniz tek şey var: Savaş. Hiç biriniz şunu dedi mi: Belki de savaşı getirmeliyiz." Savaşı neden getirelim biz barış için uğraşıyoruz. " diyeceksiniz fakat yüz yıllardır uğraştığınız ve getirmeye çalıştığınız barış işe yaramadı.Siz her şeye belki derken savaşa neden belki demiyorsunuz?
    ···
  9. 22.
    0
    Barışın gerçekten var olduğunu bile sorguladık mı? Barış nedir? Kime göre? Neye göre? Kapitalist sistem, komünist sistem, sosyalist sistem, hatta militarist sistem bile size en sonunda kendi barışlarını vaat ediyorlar. Barış denince siz inanıyorsunuz, ben size alıştım artık. Düşünmeyi bir kenara bırakıp toplum ne yapıyorsa onu yapıyorsunuz. Sakın inkar etmeyin, aptallığınız yüzünden kendinizi köle yaptınız. Herkes korkuyor sizin yüzünden, sanki bir efsanevi canavardan korkar gibi zenginlerden korkuyorlar. Aslında bir gücü olmayan zenginlerden. Gerçi ne fark eder ki? insanlar zenginleri yense ne olacak? Bir anda savaşlar sona erip herkes huzur içinde mi yaşayacak? Hiç sanmıyorum, hatalarını kabul etmeyen aptallar çoğunlukta olduğu için yeniden zeki olan insan başa geçecek. Siz yine kanacaksınız vaatlere. Ben size alıştım artık. insanları sevmek mi? komik. Kimseyi sevmeyip kendini sevmek zorunda hissettiği için oynattırılan kuklalardan farklı bir şey değiliz gerçekten de. Cesaret yok bizde artık, ne sevmediğimizin yüzüne bağırarak ben sevi sevmiyorum dedik, ne de gerçek duygularımızı yaşamamıza izin verildi. Korkuyu bilmedik, üzüntüyü bastırdık. Bütün negatifleri bastırdık ama ihtiyacımız olan şey biraz negatiflikti. Duygularımızı gerçekten yaşamazsak sonsuz çöllerde bırakılan bedevilerden farkı olmaz onların. Bir işe yaramazlar. Korku, üzüntü ve hatalar kadar size öğreten bir şey bulamazsınız. Pozitif negatifle denge kurmazsa sürekli isteyen aptallar sürüsünden farkımız kalmaz.
    ···
  10. 21.
    0
    insanlar artık tek bir tip. Herkesin istekleri ve düşünceleri aynı. Artık Microsoft ve Apple, Milliyetçilik ve Sosyalizm kavramları, iyi ve kötü, güzel ve çirkin, mc donalds ve burger king yok. Artık herkesin sevdikleri şeyler aynı. Artık bir tartışma yok, artık kimse milliyetçilik daha iyidir, hayır sosyalizm daha iyidir. Veya Windows daha iyidir hayır Mac daha iyidir.Bu tartışmalar bitti çünkü bunlar yok oldu. Yani tartışmanın olmadığı bir dünya. Size kısaca şunu dediler: Düşünmeyeceksiniz, kızmayacak veya bağırmayacaksınız, sevmeyeceksiniz, istemeyecek veya görmeyeceksiniz, biz izin vermediğimiz sürece. Yani artık onların birer kölesi değilsiniz artık, onların birer kuklalarısınız. Bundan önce onların birer kölesiydiniz, istediğiniz zaman kendinizi özgür bırakabilirdiniz fakat artık bir kuklasınız ve sizi hareket ettirenler onlar. Artık siz kendinizi özgürleştiremezsiniz ancak onlar isterse elindeki kuklaları bir kenara fırlatırlarsa ancak o zaman özgür olabilirsiniz.Ve bunu sizler istediniz." insan kendini neden bir kukla haline getirsin ki? " diyorsunuz. Daha önce yapmadınız mı? Kendi kölelerinizi bir efendi haline getirmemiş miydiniz? insanlar artık sizi istediği gibi yönlendiriyor. Size " X isimli aleti alacaksınız. " diyor ve alıyorsunuz. Düşünmüyor veya sorgulamıyorsunuz. işte, sorgulama yetinizi kaybettiniz. Artık her şeyi kabul eden bir yapıya büründünüz. Hayır bunu size onlar yapmadı sizler yaptı. Artık isyan edemiyorsunuz. Kime isyan edeceksiniz? Arkadaşlarınızı, sizin gibi düşünen insanları nasıl bulacaksınız? Artık herkes aynı tip, artık herkes aynı düşünüyor. Eskisi gibi çıkıp " Bu sisteme karşıyız. " dediğiniz zaman sadece o sistemi kuranlar değil o sistemin köleleri bile, sizin gibi olanlar bile karşı gelecek. Eşiniz, dostunuz ve çocuklarınız size karşı olacak ve bunu biliyorsunuz. Bunu bile bile nasıl karşı olabilirsiniz bu sisteme? Boyun eğdiniz, sustunuz ve çalışmaya devam ettiniz. Onlar için günlerinizi hatta ömrünüzü harcadınız. Peki o sisteme nasıl karşı gelebilirsiniz ki? O sisteme karşı gelme düşüncesini bile aldılar sizden.Çünkü artık onların istediği gibi düşünüyorsunuz. Onlara karşı gelmek gibi bir düşünce asla oluşmayacak kafanızda, çünkü o düşünceyi bu sistemi kuranlar sildi ve siz buna mani olmadınız. Peki barış geldi mi? Zenginler sizlere emir vererek lüks içinde yaşıyor ve sizler ise bir robot halinde yaşamlarınıza devam ediyorsunuz.

    Zenginler sizlere barış getirdiğini söylüyorlar ve acıklı kısım ise siz artık buna inanıyorsunuz. Onların barış anlayışına artık destek veriyorsunuz." Evet, bize barış getirdiler. " diyorsunuz çünkü düşünemiyor ve sorgulayamıyorsunuz.Ve en kötüsü su içmek ve yemek yemek kadar basit bir olay olan savaşmanıza mani oldu. insanın hatta canlıların ilk yaratıldığından beri savaşma güdülerini yok ettiler. Artık savaşamıyorsunuz. Artık insanları seviyor ve onlar ile mutlu bir ortamda iyi anlaşarak yaşıyorsunuz. Evet bu sistemi kuranlar artık savaşı kaldırdılar. insanlığın en muhtaç olduğu şeyi, savaşı yok ettiler. Peki neden? Barışı getirmek için. Peki şimdi soruyorum size: Savaşı yok edeceğiz diyen kişiler size barışı getirdiler mi?
    Tümünü Göster
    ···
  11. 20.
    +1
    Barış, her insanın kendi istek ve arzularını yerine getirmek, düşüncelerini gerçekleştirmek için gösterdiği çabadır.Ben barışı böyle tanımlıyorum.O zaman barışı uygulamak için şunu mu yapmalıyız: Her insanı, aynı tip olarak yaratmalıyız. Yani bir kişinin en sevdiği renk kırmızı ise dünyadaki her insanın en sevdiği renk kırmızı olmalı. Veya yaratacağımız bu insan tipi eğer siyah saçlı ise herkes siyah saçlı, bu tipin okumaktan hoşlandığı kitap türleri roman ise herkes roman okumaktan hoşlanacak. Yani dünyada ki insanları tek bir tip haline getirme." Bu zalimce bir şey, insanları robotlaştırıyorsunuz. " diyorlar. Zaten yıllardır robot olarak yaşamıyor muyuz? Veya insanlar zaten hayatlarımıza yıllardır robotları sokmadılar mı? Zaten robotlara muhtaç değil misiniz? Artık onlara hizmet etmek yerine onlar gibi olacaksınız. insan sevdiği kişi ile mi daha çok savaşır yoksa sevmediği ile mi? Sevdiği kişi ile öyle değil mi? Çünkü düşünceler, zevkleri ve arzuları o kişi ile daha çok uyuşur. Yani dünyada ki her insanın istekleri ve düşünceleri aynı olursa ne olur? Her insanın aynı şeyleri istediğini düşünelim, ortada bir tartışma da kalmaz öyle değil mi? Peki şimdi ki dünya sistemine bakalım, eleştirdiğimiz ve nefret ettiğimiz dünya sistemine.Bu sistemi yaratanlar şu anda bütün insanlığı bir robot haline, insanları tek bir tip olarak güncellemeye çalışmıyorlar mı? O zaman günümüz sistemini yaratanlara gerçek barışı isteyenler diyebilir miyiz? Küfür ettiğimiz, saygı duymadığımız hatta nefret ettiğimiz, yok etmeye çalıştığımız kişiler belkide bu dünyaya gerçekten barışı getirmek isteyen kişiler olamaz mı? Evet olabilir fakat bunun birde " Ama " kısmı var. Nedir bu ama kısmı? " Onlar kendi barış anlayışlarını gerçekleştirmek istiyorlar. " diyorlar, kesinlikle. Onlar sizlerin değil, kendilerinin barış içinde yaşayabileceği bir dünya yaratıyorlar. Herkesin onlara itaat edebileceği bir dünya yaratıyorlar. Peki şimdi siz onlara neden karşısınız? Çünkü bu sizin barış anlayışınıza karşı geliyor. Fakat sizin barış anlayışınızı denedik ve işe yaramadı.Şimdi de onlarınkini deneyelim.Ne dersiniz, işe yarar mı?
    ···
  12. 19.
    0
    Barış adı altında tam 3 dünya yarattınız, hangisi başarılı oldu? Hiç birisi.Çünkü hepsi hayalperestlerin uydurduğu " Yaşanılabilir Dünya " adına uygun hayal ürünü ütopyalar. Evet, bunların hepsi birer ütopyadır. Komünizmden sosyalizme, dünya üzerinde yazılmış bütün devlet sistemleri, hepsi birer ütopyadır.Çünkü kimse dünyada ki herkesin fikrini alarak oluşturmamıştır bu dünyayı, hepsi kendi isteklerini ve arzularını düşünerek, kendi istediği " Barışı " düşünerek oluşturmuştur o dünyayı. Peki o zaman şunu diyebilir miyiz: Barış imkansızdır. Peki ama barışı neden imkansız hala getiriyoruz ki bizlere güzel bir dünya yaratmak isteyen barışçıl kişileri neden istemeyelim ki? Sonuçta bizim güzel bir dünya içinde yaşamamızı istiyorlar.Öyle değil mi? Kim savaşların olduğu bir dünya ister ki? Belkide böyle olması gerekiyordu? Ki zaten dünya bu halde değil mi? Barışı isteyenlerin bile savaştığı bir dünyada savaşın kaçınılmaz olması içten bile değildir. Peki kaçınılmaz bir şeyden nasıl kaçabiliriz? Düşünün, nasıl kaçabiliriz? Veya şunu sorun kendinize: Savaştan neden kaçıyoruz? Savaştan neden kaçıyorsunuz? Zaten istediğiniz savaşmak değil mi? Barış için kurduğunuz 3 dünyayı da savaşarak kurmadınız mı? O zaman savaşı reddetmek yerine belki de savaşa yaklaşmalıyız." Nasıl yani? Savaşalım mı? insanları öldürmek, şehirleri yıkmak, insanların emeklerini çöpe atmak, bu mu isteğiniz? " diyorlar. Zaten sizin istediğiniz de bu değil miydi? Hadi ama düşünün, sizde insanları öldürmek, şehirleri yıkmak istemiyor musunuz? istemediğiniz kişilerin ölmesini istemiyor musunuz? Kaçınız çevresinde ki herkesi seviyor? Kaçınız gerçek barışçılar?
    Kaçınızın düşmanı veya sevmediği kişi yok? Kimin olmaz ki, herkesin var." Düşmanlarımıza barış eli uzatarak uzlaşmaya gidebiliriz. " diyorsunuz. Peki, hiç gittiniz mi? Kaçınız düşmanlarınıza barış eli uzattınız? " Ben uzattım. " diyor. Peki daha sonra ne oldu? Barıştınız ve ömrünüz boyunca mutlu ve barış içinde mi yaşadınız? Hadi diyelim ki yaşadınız, daha sonra başka bir düşmanınız oldu ardından başka bir tane daha. Bunlardan birisi o uzattığınız barış elini reddederse ne yapacaksınız? Bir daha mı soracaksınız? Tekrar reddetti? Artık şu barış ve dostluk denen saçmalığı unutup onu gerçek bir düşman olarak görecek misiniz? Veya onu savaşılması gereken bir düşman olarak görmeniz ne kadar uzun sürecek? Gerçek düşmanlarınıza karşı başlatacağınız savaşı neden barış denen saçmalık ile uzatıyorsunuz? Uzaylıları düşünün, bir gün karşılacağız deniliyor." Bir gün karşılacağız. " cümlesinden sonra insanların aklına ne geliyor? " Acaba silahları nasıl, acaba bizden daha mı güçlü olacaklar, acaba bu savaştan hangimiz zafer ile ayrılacak. ", insanların aklına gelen ilk kelime savaş olmuyor mu? Tanımadığımız ve görmediğimiz bir varlık ile ilk düşündüğümüz şey savaş, değil mi? Hanginiz uzaylıları ilk duyduğunda barışı düşündü? Hiç biriniz." Ben düşündüm. " diyorlar, peki kim için barışı istediniz? Kendiniz? Aileniz? Kendi ülke ve milletiniz için mi? Peki geri kalanlar? Peki onlar için barışı kim düşünecek? Veya uzaylılar için barışı kim düşünecek?
    Tümünü Göster
    ···
  13. 18.
    +2
    Geriye sadece hep bildiğimiz ama seslendirmekten korktuğumuz şeyler kalıyor. Kabul edemediğimiz rahat olmak, Dünya'ya dokunmadan yaşamak isteği kalıyor. "Ne benim Dünya'ya yardımım olsun, ne de başkalarına ama her istediğim ayağıma gelsin demek" kalıyor. Hatalarınızı kabul edemediğinizi bile kabul edemezken ve barış için kendi sisteminizi, yani size yarar sağlayanı kurmak isterken gerçekten bir barıştan söz edebileceğimizi söyleyebilir misiniz? Elbette söyleyebilirsiniz, barış için savaş gibi, gerçeğe ulaşmak için yalan söylersiniz. Peki sonuçta ulaşılan şey gerçekten bir gerçek mi olur? Yoksa insanların hayatı gereksiz bir şekilde önemsemesinin bir toprak testide değil bir sürahide ikram edilmesi mi olur?
    Yüzyıllardır insanın hareketlerine sebep olan şey kendi egosudur. insan kendi egosu olmasa hiçbir yere gelemezdi. Tekerleği bulduktan sonra ne yaptık? Kendimizi rahat tutmak için ona tahtadan bir şeyler ekledik ve puf! Sanki başka biri taşıyormuş hissi veren bir alet, tarlaları tekerlekle yapılan bir şey sürdü ama neden? Çünkü daha az çalışmak istedik. Biz istedik. Olayı sadece buraya odaklamadığın zaman bile kurtulamazsın egodan. Vicdanını rahatlatmak için birilerine yardım edersin. Dünya barışı dersin, çünkü empati yaparsın bir Afrikalı ile ve bunu ben de istemem o zaman ona isteyeceği şeyi vereyim dersin. Hayatında yaptığın hiçbir şey başkası için değil. Hatalarımızı kabul edemediğimizi kabul edememek. Kendi hatalarınla beraber yaşamak yerine onları uzaklaştırmak. Bunu herkes yapıyor. Bunu herkes yaptı.
    Barıştan bahsedebilir misin? Dünya'dan insanlar silinse gerçekten barış olur mu? Aslan yemeği için savaşmıyor mu? Belki ceylan hayatı için. Savaş her yerde, her zaman olacak bir kavram. Barış ise sadece savaşı anlamayanların uydurduğu bir saçmalık.
    ···
  14. 17.
    0
    beyler var mı okuyan ?
    ···
    1. 1.
      0
      Devam et güzel kardeşim
      ···
  15. 16.
    +1
    müzeye koyun bunu barış destanı diye sergilersiniz bu ne amk
    ···
  16. 15.
    0
    Hitler'e bakalım. Komünistlerin nefretini en çok kazanan kişi fakat aynı zamanda komünistlerin en büyük dostu. Nasıl mı? Hitler'in davası neydi? Yahudileri neden öldürdü? Daha sonra Fransa-ingiltere, ardından Rusya ve Amerika ile neden savaştı.Bir sabah kalktı ve canı sıkıldı " Hadi savaşalım. " mı dedi ? Kapitalizmi kimler kurdu.Çok basit bir soru öyle değil mi? Cevap çok basit, Yahudiler." Ne yani bu tüm yahudilerin öleceği anldıbına mı geliyor? " diyorsunuz. Hitler 6 milyon yahudi öldürdü ne için? ileride bunların kapitalizmi besleyeceğini biliyordu çünkü. Savaştığı ülkeler, hepsi kapitalizmin merkezi.Bu ülkelere neden savaş açtı? Hitler'in " Bir gün öldürmediğim her yahudi için bana küfredeceksiniz. " sözünü bugün daha iyi anlıyor musunuz? Bugün 10 milyon kapitalist varsa eğer Hitler olmasa bu sayı 16 milyon olabilirdi. Hitler bu savaşı kaybetti ve insanlar onu bir katil olarak görüyor fakat eğer Hitler savaşı kazanmış olsaydı insanlar onu bir kahraman olarak karşılayacaktı." Kahramanımız. " diyecekti." Fakat insanları öldürdü. " diyorsunuz.Ee? Siz öldürmediniz mi? Peki sonra? Kapitalizm yıkıldı ve barış geldi. Aynı bir sayfa önce ki işçilerin kurduğu dünya gibi bir dünya kurulacaktı. Gerisini zaten biliyorsunuz.

    Kapitalizm yok edilebilir mi? Bu sorudan daha önemli sorular var: " Kapitalizmi nasıl elimize geçirebiliriz? " sorusu. işte bunu sormalısınız. Belki de kapitalizmi yıkmak yerine onu elimize geçirmemiz daha sağlıklıdır." Ne yani insanları başkaları değil de biz mi köle olarak kullanalım? " diyorsunuz. Zaten amacınız da bu değil miydi, kendi sisteminizi kurdunuz ve başarısız oldunuz.Şimdi o dünyayı kurarken söylediğiniz cümleyi kurun " Bizler sizin değil kendi barışımızı istiyoruz. ".Kendi barış anlayışınızı kapitalizme uyguladığınızı düşünün. Başarılı olabilir mi? Kapitalizmin başına işçileri getirdiniz. Peki bu işçiler kapitalist patronlara dönüşmeyecek mi? Para ve güç.Bu ikisi herkesi yoldan çıkarır, inanın bana en dindar, en temiz kalpli insanları bile bir canavara dönüştürebilir.

    Tekrardan başarısız oldunuz. Peki ama nasıl? Önce kendi sisteminizi kurdunuz, ardından kapitalizmi tekrar kurdunuz daha sonra ise kapitalizmi kendi dünya sisteminiz ile süslediniz.3 yol ve hepsi başarısız. Peki geriye ne kalıyor? Orta çağda ki gibi bir yaşam mı?
    ···
  17. 14.
    0
    Barışa, " Ben barış istiyorum. " diyerek ulaşılabilir mi? Siz insanları zengin ediyorsunuz ve bundan kurtulmak istiyorsunuz, artık onlara para kazandırmak artık köle olmak istemiyorsunuz. Patronlarınızda bunun farkında, peki bunun farkında olan zengin kişiler size bu özgürlüğü neden versin? Kaybedeceğini bildiği savaşa neden girsin? Kim kaybedeceği savaşa girer ki? Milyonlarca kişiye karşı tek bir kişi. Peki siz kazanacağınızı bildiğiniz halde bu savaştan neden korkuyorsunuz?

    işçilerin kurduğu dünyaya bakalım. Yüzyıllardır süren bir hayal, " Dünya Barışı ", artık gerçekleşti.Ne kadar büyüleyici bir şey öyle değil mi? insanların mutlu ve adaletli bir şekilde yaşadığı, ismin ve rengin, dilin ve dinin önemli olmadığı bir dünyayı düşünün.Ne kadar büyüleyici. Aynı romanlarda yazdıldığı gibi. Fakat bunlar hayalden başka birşey değildir.Her insanı mutlu etmek mümkün müdür? Milyarlarca kişinin yaşadığı dünyada yarattığınız sisteme karşı olanlar ne olacak? Ölüm mü? Tabi ya başka ne olacak. Nereye sürgüne göndericeksiniz ki? Zaten her yer sizin. Hapislere mi atacaksınız? Peki barıştan ve özgürlükten bahsediyorsak neden insanları hapsettiğimiz hapishaneleri yarattık. Veya bunları bu yeni dünyada neden yıkmadık. Güvenmedik mi insanlara? Bir kitle çıkıp bu kurduğumuz dünyaya karşı çıkabilir. Sürekli tetiktesiniz öyle değil mi? Aynı kapitalizmi yok etmeden önce şirketinin batacağını düşünerek kara kara düşünen bir patron gibisiniz. Derde düştünüz.Ya beni indirirlerse.Ya bir ayaklanma olursa.Ya düzen bozulursa. Aynı o patronlar gibi elinizdekileri kaybetme duygusu oluştu fakat onlar zaten sizin değil ki? Sizin mi? Tabi ki de hayır. Aynı patronlar gibi. Peki ya şimdi savaş verdiğiniz o patronlardan ne farkınız kaldı? Daha öncede dediğim gibi " Bizler sizin değil kendi barışımızı istiyoruz. " dediniz. Barış, tanımı yapılamayan fakat dünyada ki her insanın iştahla baktığı, büyüleyici bulduğu o barış. Barışı isteyenlerin bile barışa ulaşırken savaşarak kazanmaya çalıştığı barış. insanın doğasında ki o barış, insanlığın ilk gününden bugüne kadar gelen o güzel barış. insanlar ayaklandı, artık 3 değil 2 saat çalışmak istiyoruz. izin mi vereceksiniz? Ee tabi, adaletli, barış ve mutluluğun olduğu bir dünya burası. Daha sonra 1 saat dediler. Peki ne olacak? Bir zaman sonra insanlar çalışmak istemez ise ne olacak? Onları zorla mı çalıştıracaksınız? insanları silah zoru ile mi fabrikalara sokucaksınız? Soruyorum: Kapitalizmi tekrardan mı kuracaksınız ?
    Tümünü Göster
    ···
  18. 13.
    0
    " işçiler için savaşıyoruz ", ah ne güzel. Peki işçiler için neden savaşıyorsunuz? işçilerin kendini hatta bütün insanlığı bir köle haline getirdiği sistemden mi bahsediyorsunuz? Bu sistem için mi savaşıyorsunuz? " Hayır işçiler değil onu zengin iş adamları kurdu, insanları köleleştirdi, kapitalizmi bize dayattılar. " diyorlar. Hayır, kesinlikle hayır.ilk gün ki telefonu kimse size silah dayayıp almanız için tehdit etmedi, kimse size televizyon almanız için zorlamadı, kimse size bilgisayar almanız, mc donaldsda yemek yemeniz, starbucksda kahve içmeniz için dayatma yapmadı. Bunların hepsini sizler yaptınız.Özendiniz, patronların hayatlarına özendiniz. Araba istediniz, ardından daha güzel bir araba. Aldınız, daha sonra rengini beğenmediniz, rengini değiştirdiniz. Egzozu şu tarzda olsun dediniz biraz daha para verdiniz. Peki sonra? Yeni bir modeli çıkmış. Hadi dönelim başa. Telefon aldınız para verdiniz, ardından sim kartı, hafıza kartı, kulaklık ve şarj aleti, ardından güzel bir kılıf, daha sonra kırılmaz cam derken aslında yavaş yavaş sizi yarattığı zindanların içine atıyorlar.Ve insanlar o kadar aciz varlıklar ki buna inanıyorlar. Aynı barışın gelebileceğine inandıkları gibi. Peki bunun barış ile ne alakası var? Sence yok mu? Barış ve Kapitalizm." Peki hem barışa karşısın hem de kapitalizme karşısın, bu nasıl oluyor? " diyorlar. Kapitalizme karşı değilim hatta bu sistemi kuranlara resmen Tanrı gözü ile bakıyorum çünkü onlar çok zeki insanlar. Sizden, bizlerden daha zeki insanlar. insanları nasıl kullanabileceğini biliyorlar, mallarını nasıl satacağını, sizleri nasıl köleleştireceğini, cebinizde ki paradan ruhunuza, arabanızdan yatak odanıza kadar her yere girebiliyor ve sizin her şeyinizden haberdar oluyorlar. Dünyanın en zengin insanları ve en büyük efendileri.Ülkeleri hatta dünyayı yönetiyorlar. Böyle birine nasıl karşı olabilirim ki? Veya diyelim ki oldum, ne yapabilirim ki? Tek başıma ne kadar dayanabilirim? Hatta daha önemlisi dayanmaya cesaretimiz var mı? Elinizde ki telefonları kırıp atmanız gerekirken arkasında bir çizik olunca günlerce düşünüyor, saatlerce çiziği yok etmek için uğraşıyorsunuz. Resmen kendi ellerinize kelepçe vuruyorsunuz." Ben bir köleyim ve size hizmet etmek istiyorum. " diyorsunuz. Hayır mı? Peki neden elinizde ki telefonu şuan da kırmıyorsunuz? Çok mu pahalı? Para mı verdiniz? Tabi para verdiniz, saatlerce çalışarak yoruldunuz ve terlediniz, insanların ağız kokularını çektiniz ve emeğinizin karşılığını aldınız. Bakın onlarca zorluk, o parayı almak için katlandınız yüzlerce kişi." Ben bu telefonu almak için şerefsiz patronun ağız kokusunu çekiyorum. " diye isyan ediyorsunuz ama ardından gidip söve söve kazandığınız parayı o patronun telefonlarına, kahvelerine ve yemeklerine harcıyorsunuz. Kazanan kim oldu? O övündüğünüz " Ne zorluklar ile para kazanıyorum ben sen biliyor musun? " sözünüzü tekrar söyleyebilir misiniz? Buna cesaretiniz var mı? Zaten onları yeterince beslediğiniz yetmedi mi? Bunları ne zaman göreceksiniz?

    Şimdi artık dünyanın en büyük kesiminin, işçi kitlesinin söylediği şeye gelelim " Barış ve haklarımızı istiyoruz. ".Ne kadar güzel birşey: Barış ve Haklar. Adalet.Kim verecek size bunu? Barışı kimler elinde tutuyor? Kimler serbest bırakmıyor o barışı? Patronlar ve dünya liderleri mi? Hayır, onlar sadece birer kukla ve o kuklaları yönetenler sizlersiniz." Bizler birkaç kuruş ile çalışan küçük bir kesimiz. " diyorlar. Hayır, kesinlikle hayır. Sakın kendinizi küçük görmeyin, çünkü sizler büyük insanlarsınız, buna inansanızda inanmasanızda büyük insanlarsınız. Sizler dünyanın en güçlü ve büyük kitlesisiniz. Sizler dünyanın iş adamlarısınız. Sizler milyonlarca iş addıbını zengin ettiniz ve hala daha gücünüzün farkına varamadınız. Patronları siz yarattınız, farkına varmadınız mı hala? Sizler canlı birer bombasınız.

    Hadi barışı getirelim, ayaklanalım ve patronlara karşı çıkalım. Etrafı yakalım, arabaların ve dükkanların camlarını kıralım, fabrikaları ateşe verelim kendimizi serbest bırakalım. Yarattığınız bu dünyayı yakın! Kaçınız bundan yana, kaçınızın buna cesareti var? Kaçınızın gözünü açmaya gücü var. Kaçınız özgür olmak istiyor? Gerçek özgürlükten bahsediyorum, arkadaş ortamında söylenen özgürlükten değil, gerçek özgürlükten. Hadi diyelim ki bu dediğimi yaptınız, peki daha sonra? Her şeyi sildikten sonra " Yeni " butonuna bastıktan sonra yaratacığınız yeni dünya nasıl olacak? Mesela, işçiler 3 saat mi çalışacak? Fabrikaların başına işçilerden birisi mi geçecek? Peki ya kim? A kişisi, peki buna karşı çıkanlar? Yarattığınız dünya, adalet, barış ve özgürlük adı altında yarattığınız bu dünya ne kadar bu terimlere uyacak. Milyonlarca kişilik kesimi nasıl mutlu edeceksiniz. Nasıl herkesi barış içinde yaşatacaksınız. Cevap çok basit. Karşı çıkanlara karşı bir savaş başlatarak. içiniz de ki kuracağınız bu sistemi istemeyenlere karşı bir savaş başlatarak güzel bir dünya kurulacak.Ve bu barış için olacak.Önce patronlara karşı, ardından patronlara karşı verilen savaşta yanlarında duran işçi arkadaşlarına karşı bir savaş.Bir barış onlarca savaş. Barış savaşmak mıdır, yoksa savaşarak barışa ulaşmak mıdır ?
    Tümünü Göster
    ···
  19. 12.
    0
    Rezerrr
    ···
  20. 11.
    0
    Çünkü bu sistemi kabul etmişsiniz, köleliği. Patronların sizden daha üstün olduğunu kabul etmişsiniz." Adama baksana Mercedes'e biniyor, tonlarca parası var. " diyorsunuz, ne kadar saçma bir cümle bu? Ona onları verenler sizlersiniz.Siz vermediniz mi? Hayır diyebilir misiniz? Bir çoğunuzun hayatı boyunca özendiği ve bazılarınızın küfrettiği patronların hayatlarını ve paralarını onlara siz vermediniz mi? Onları zengin edenler sizlersiniz ve bu sistemi kuranlarda sizlersiniz.

    Patronların bir köle olduğu gerçeğini anlayamıyorsunuz. Neden? inanın bana patronlar size, sizin ona muhtaç olduğunuzdan daha çok muhtaçlardır. Nasıl olmasınlar ki, sizler o fabrikadan istifa edip yarın bir gün bir dükkan açıp bakkal, manav, kasap, berber dükkanı açıp yaşabilir, seyyar satıcılık yapabilirsiniz. Peki ya patronlar? Fabrikalarında ki makineleri kullanmayanların olmadığını düşünün.Ne yapacaklar? Size mecbur olduğunu hissedecekler ve anlayacaklar. Bunu zaten biliyorlar, size muhtaç olduklarının zaten farkındalar fakat sizler kadar aptal değiller. Sizler gibi bu köleliği kabullenmediler. Sizleri, yani efendilerini bir köle haline getirdiler ve siz kölelerinizi bir efendi haline getirdiniz. işte arada ki fark bu.Onlar sizleri köle haline getirmeyi başardı fakat sizler bunun farkına bile varmadınız ve hatta sizler şuan efendileriniz olanların bir zamanlar sizin köleleriniz olduğunu bile unuttunuz. Neden? Neden böyle bir sistem kurdunuz? Hayır bu sistemi patronlar değil bizzat sizler yarattınız.Şimdi soruyorum size: Neden böyle bir sistem yarattınız? Neden bizi köleleştirdiniz?
    ···