1. 1.
    +9 -12
    bütün sevgililerim versin ama karım bakire olsun diyen siz am salağı parazitler anlamazsınız ama ben yine de yazayım...

    her şey 1998 de oldu.. 16 yaşında lise öğrencisiydim daha.. yani daha bir çoğunuz doğmamıştı bile! bir iki flört olayı olmuştu önceden ama, en çok ileri gideni yanağımdan öpmüştü sadece...

    ta ki, o beşiktaş atkılı uzun boylu sarışın çocuğu görene kadar... aşk dedikleri şey tam oydu, o anda anlamıştım...
    ···
  2. 2.
    +1 -2
    başka bir ilden gelmiş okulumuza.. babası öğretmenmiş, tayini çıkınca mecburen gelmişler okulumuza... onu görür görmez anlamıştım o bana hayatımda bir ilki yaşatacak olan erkekti...

    çekingendi başlarda. hoş, ben de çok atılgan sayılmazdım o zamanlar.. hatta diğer öğrencilerin gelip not aldığı ineklerden biri bile sayılabilirdim...
    ···
  3. 3.
    0
    bunun geldiği okuldaki kitaplar ile bizim okuldaki kitapların içeriği biraz farklıydı sanırım.. hiç unutmam zehra hocam görevlendirdi beni, berk'e yardımcı ol bir incele bakalım dedi. konularımız uyuşuyor mu?

    allahım dünyalar benim olmuştu. berk! o görür görmez aşık olduğum, uzun boylu beşiktaş atkılı sarışın çocuk artık çok yakınımda olacaktı...
    ···
  4. 4.
    0
    önceleri tenefüs saatlerinde ve boş derslerde onun defteri kitaplarını kontrol ediyorduk, ileride veya geride oldukları dersleri not alıp zehra hocama rapor veriyordum ben de... berk tam da tahmin ettiğim gibi, kişilik olarak da hoş bir çocuktu...

    ara ara espriler yapıyor beni kahkahaya boğuyordu.. bizim zamanımızda sizin şimdi yaptığınız gibi salakça espriler yoktu. belki de biz öyle sanıyoruzdur. siz de bizim o zamanlardan kalma esprilerimizle dalga geçiyorsunuzdur belki..

    her neyse yine hiç unutmam bir cuma günüydü.. son iki dersimiz boştu. ve bizim ekgibleri bitirmemiz için iyi bir fırsattı..
    ···
  5. 5.
    0
    zehra öğretmenimize de sorup sınıfta kaldık biz. diğer öğrenciler ders boş olduğu için evlerine gittiler...

    o zamanlar şimdiki gibi bin değildi liseliler.. o zamanlar kimsenin aklına sınıfta bir şeyler yapacağımız gelmezdi. öyle ki bizim de gelmedi...

    her şey tamam gibiydi, berk (ki berk ismi o zaman da vardı tabi amk.. icat mı bu, isim isim) kola içer misin diye sordu ve ekledi; kantin kapanmadan alıp geleyim ben...

    o gitti, ben yalnız başıma onu beklemey başladım sınıfta...
    ···
  6. 6.
    0
    kola kalmamış deyip elindeki meysu'yu uzattı bana.. meysu çok popülerdi o zamanlar. hatta bildiğimiz tek meyve suyu markası bile diyebilirim. şimdiki gibi cappy ler falan yok tabi.. teşekkür ettim..

    biraz lafladıktan sonra haydi artık gidelim dedi ve sınıftan ayrıldık.. okuldan sonra da bir süre beraber yürüdük, ta o o lanet yol ayrımına kadar. hala ara ara giderim eski mahallemize, okuldan sonraki yol ayrımına.. pazartesi görüşürüz deyip elini uzattı, ben de tokalaşmak için yanağımı uzattım bütün cesaretimi toplayıp... düşünün o zamanlar tokalaşırken yanaktan öpmek bile cesaret isteyen iş..

    o da şaşırdı ki bi an kafalarımızı aynı anda sağa ve sola zütürdük.. o an dudaklarımız birbirine değdi. ama sadece değdi ve belki saniyenin milyonda biri kadar bir zamanda...

    uatncımdan ne yapacağımı şaşırmıştım. arkamı dönüp koşarak uzaklaştım...
    ···
  7. 7.
    0
    cuma cumartesi ve pazar günü hep aklımda o saniyenin milyonda biri kadar olan zaman diliminde dudaklarımızın birbirine değdiği an vardı. aman allahım bu nasıl bir heyecandı böyle...

    pazartesi günü abimin beşiktaş atkısını taktım ben de boynuma.. aslında hiç takımla futbolla falan işim yoktu ama, o gün onun için takmıştım..

    beklediğim gibi oldu, görür görmez geldi yanıma. merhaba bile demeden atkıya elini uzattı, sende mi beşiktaşlısın dedi. evet dedim! ve o günden sonra hep beşiktaşlı kaldım...
    ···
  8. 8.
    +1 -1
    gel zaman git zaman konuşmaya muhabbete devam ettik. artık baya baya sevgili gibiydik ama, resmiyette sevgili falan değildik.. her teneffüsde beraberdik.. okul çıkışı o lanet yol ayrımına kadar da beraberdik hep..

    artık birbirimizin ev numaralarını bile almıştık. sizin kadar şanslı binler değildik biz. yoktu cep telefonu falan. sadece iş adamlarında vardı ericsonnun antenli bir telefonu... o telefonu birinin elinde görmek bile bizi acaip havalı yapıyordu günlerce anlatıyorduk..

    ev numaralarımızı aldık, ama ben ondan rica ettim aramaması için. nihayetinde kızdım ve deidğim gibi o zamanlar böyle şeyler yoktu..

    birgün bütün cesaretimi toplayıp aradım bunu...
    ···
  9. 9.
    0
    aslında onun evde yalnız olduğunu biliyordum. çünkü annesi de babası memurdu ve o saatte işte olmaları gerekiyordu..

    açtı telefonu, şey me me merhaba diyebildim zorlukla.. o ise gayet sakin bir ses tonuyla merhaba mystery hannry dedi.. (adımı söylemiyom tabi ki)

    ben hala şey kem küm ederken o nasılsın diye sordu.. ben iyiyim sen nasılsın falan derken heyecanım geçmişti biraz...

    ne oldu, hayırdır dedi. bir şey mi oldu da aradın.. yooo, yo yook dedim, yine heyecan... sadece sesini duymak istedim.. güldü...

    ee o zaman yarın görüşürüz dedi, tamam görüşürüz dedim...
    ···
  10. 10.
    +1
    ---hikayeyle alakasız spoylır--

    sizin tek derdiniz beni nasıl becerdiği değil mi? gib kafalılar. o zaman sabredeceksiniz okuyacaksınız... her ayrıntıyı okuyun iyice inceleyin belki bir açık bulursunuz am salaklar sizi.. ne diyorsam o ben...

    okumaya devam edin... her şeyin sırası var...

    ---hikayeyle alakasız spoylır--
    ···
  11. 11.
    0
    birgün zehra hocam, dersten sonra yanıma gel benim dedi.. peki öğretmenim dedim...

    ulan bi tak yediğimiz yoktu aslında ama yine de içim içimi yiyordu. aceba anladı mı? aceba şüphelendi mi diye..

    neyse ben öğremenler odasının kapısını çalıp girdim içeri. zehra hocama beni çağırmıştınız dedim, tamam dışarıda bekle geliyorum dedi..

    allahım o ne kadar uzun bir süredir öyle...

    geldi yanıma bir süre sonra.. bak kızım dedi, biliyorsun ki buralarda herkes birbirini tanır.. özellikle senin ailen bu muhitin önemli ailelerinden. hayır berk de kötü çocuk demiyorum ama siz daha küçüksünüz. fazla samimi olma onunla olur mu? arkadaşlık et, konuş sohbet et ama okuldan sonra sen evine git o da evine gitsin dedi..

    zaten öyle öğretmenim dedim. bir şey yokki.. kızım dedi bak 3-4 arkadaşın gelip bana sizin aranızda bir şeyler olduğunu söyledi. ben de dün okul çıkışında izledim biraz sizi, okuldan beraber çıktınız dedi.. (amk huurları.. beni kıskanan sürtükler yetiştirmişler zehra hocaya hemen.. o zamanlar bir de böyle bir moda vardı amk..)
    ···
  12. 12.
    0
    ama öğretmenim dedim. ama, ama.. bir yandan da ağlıyorum.. nasıl oldu bilmiyorum ama, ağzımdan çıkıverdi bir an.

    ya seviyorsak biz birbirimizi? ya seviyorsak...

    bu yine gayet anaç bir tavırla sarıldı bana. kızım dedi, küçüksünüz daha. zamanla göreceksin, neleri kimleri tanıyacaksın.. önüne çok insan çıkacak.. o zaman birini gerçekten seveceksin... şimdi bunlar size oyun gibi gelir benzeri şeyler söyledi.. ben ağladım ve sınıfa gittim...

    bütün gün berkle tek kelime konuşmadım, hatta hiç kimseyle..

    son ders de bitince, okuldan yalnız çıktım yine.. berk arkamdan biraz seslendi ama ben adımlarımı hızlandırarak uzaklaştım.
    ···
  13. 13.
    0
    beyler gece yarısından sonra devam edeceğim. şu ergen binler yatsın bi...
    ···
  14. 14.
    +2
    ergen binler yattıysa devam ediyorum binler...
    ···
  15. 15.
    0
    çok sabırsızsınız yahu...

    neyse bu kadar beklettim diğer ayrıntıları es geçiyorum o zaman..

    ve o gün, onun evinde yalnız kaldığımız ilk gün...
    ···
  16. 16.
    0
    dediğim gibi aslında bir çok ayrıntı ama direkt beklediğiniz güne sardım kaseti... çok şeyler olmuş bitmişti.. bir şekilde onun evine gittim..

    anlatmadığım için bilmiyorsunuz ama kavga edip bir süre görüşmemiştik hiç.. bir şekilde beni ikna etti tekrar barışmaya ve evine gitmeye...

    küçük güzel bir evleri vardı. salonda bir koltuğa oturdum.. bu geldi, beşitaş atkısını boynuma doladı...

    güldüm, teşekkür ettim. ve sarıldım!

    sarılmak.. aşkla sarılmak bir bedene.. bu nasıl bir hazdır, anlatamam...
    ···
  17. 17.
    0
    dakikalarca birbirimize sarılı kaldık.. ama o an garip şeyler oluyordu. benden uzundu ve göbeğimde bir sertlik hissediyordum.. bu onun erkekliğiydi, ve erekte olmuştu.. ilk defa bir penis elbiseler olsa da arada tenime temas ediyordu.. berk utandı sanki, kendini en azından erkekliğini bedenimden uzaklaştırmaya çabalıyordu. ama bir yandan da sarılmaya devam ediyorduk...
    ···
  18. 18.
    0
    kafamdaki tabuları yıkmak istediğimi anladım bir anda! ben olmaya karar verdim!

    hep ayıptır, kızlar yapmaz kızlar etmez lafları beynimi yiyordu. kadının erkekten ne farkı vardı? erkek yapıyordu da kadaın neden yapamıyordu.. berki yanağından öptüm. içimden geçen bu düşünceler bana onu öpme cesareti vermişti.. onu öptüm. yanaklarını.. o da beni.. gözgeze geldik önce, donra dudaklarımız birleşti.. hiç öyle şehvetli bir öpüşme hayal etmeyin, bilmiyoruz çünkü henüz.. salya sümük arasında birbirimizin dudaklarını ve dilini tanımaya çalışıyorduk...
    ···
  19. 19.
    0
    bir yandan öpüşüyoruz ama bir yandan da nasıl bir rezillik anlatamam.. salyalarımız çenemizden aşağıya akıyor. hiç iğrenmiyor, onu ve cinselliği tanımaya çalışyordum...

    berk sarıldığımızda uatndığından geri çektiği erkeklik organını şimdi tekrar itiyordu. evet bastırıyordu penisini ve penisi tam göbek hizama geliyordu... biran durup başımı geri çektim ama onun durmaya niyeti yoktu.. galiba benim de... tekrar dudaklarımız birleşti.. ilk dakikalardaki acemiliği atmıştık sanki üzerimizden..
    ···
  20. 20.
    0
    @141 seni gördüğüme sevindim. en azından hep çoluk çocuk yokmuş burada demek ki..
    ···