bence deprem dünyanın titreyerek boşalmasıdır

Yoğun haber akımı sürüyor. IMF’nin 4’üncü madde çerçevesinde hazırladığı rapor açıklandı. Ayrı bir yazı konusu yapmaya değer bulmadım. Üç aşağı beş yukarı ne diyeceği zaten biliniyordu. Medya ilginç olabilecek noktalara değindi.

Merkez Bankası haftaya günlük döviz alım miktarında 20 milyon dolar artışla başladı. Opsiyon dahil 60 milyon dolar yerine 80 milyon dolar alacak. Ona rağmen TL aynı gün az da olsa değer kazandı. Dolar 1.50’nin altına indi.
Aşırı değerli TL’nin sorumlusu kim? Kabahati tümü ile para politikasında bulanların sayısında gözle görülür bir artış var. Merkez Bankası’na yönelik eleştiriler de giderek sertleşiyor. Kritik önemde bir tartışmadır. Görüşlerim biliniyor. Herhalde ben de katılırım.

Düşüşe devam

Normal olarak Enflasyon Raporu’na bakacaktım. Ama geciktim. TÜiK Temmuz enflasyon verilerini açıkladı. Dolayısı ile sırayı değiştirdim. Önce veriler, sonra rapor daha makul olur diye düşündüm.

Temmuz’da tüketici fiyatlarının düşeceği konusunda bir tereddüt yoktu. Piyasa yüzde 0,2-0,3 civarında düşüş bekliyordu. Daha güçlü geldi: yüzde 0.5. Böylece yıllık TÜFE artışı yüzde 7.6’ya geriledi.

Üretici fiyatları eski önemini kaybetti ama gene göz kenarı ile izlemeye devam ediyoruz. Temmuz’da ÜFE de yüzde 0.2 geriledi. Ama ‘Temmuz 2009’da yüzde 0.7 düştüğü için yıllık ÜFE yükseldi. Yüzde 8.2 oldu.

Yıllık TÜFE artışının Nisan’da yüzde 10.2’ye ulaştığını hatırlatalım. Yani son üç ayın düşüşü 2.6 puan ediyor. Buna karşılık Temmuz 2009’da yüzde 5.4 düzeyinde gerçekleşmişti. Geçen yıla kıyasla 2.2 puan artış anldıbına geliyor.
Kış aylarında enflasyon çok tartışıldı. Sonbaharda başlayan yükselişin kalıcı olacağı ve enflasyonun uzun süre çift hanede seyredeceği görüşü yaygındı. Ben geçici ve arızi etkenlerden kaynaklandığını savundum. Veriler o yönde çıkıyor.

Kiradan al haberi

Enflasyon hedeflemesi sayesinde Türkiye’de enflasyon analizleri de gelişti. Daha ayrıntılı ve kapsamlı bakışlar yaygınlaştı. Alt göstergeler daha yoğun kullanılmaya başlandı. Sevindiricidir.

Enflasyona talebin etkisini görmek için uzun süredir kira kalemini izliyoruz. Kiralar düştüğü sürece talep enflasyonundan söz edilemez diyoruz. O açıdan temmuzda ilginç bir gelişme var. Yıllık kira artışı geçen aya kıyasla değişmedi. Yüzde 4.2’de kaldı.

2007 yazına kadar kiralar yüzde 20 artıyordu. Yani üç yıldır her ay geriliyor. Ne zaman ve nerede duracağını çok merak ediyorduk. Temmuz 2010’da yüzde 4.2’de dibe vurması ihtimali belirdi. Birkaç ay içinde açıklık kazanır.
Enflasyon düşüyor, TL değer kazanıyor, sıcak para girişi hızlanıyor, döviz alım ihaleleri artıyor... Önümüzdeki dönemde para politikası tartışmalarının daha da renklenmesini bekleyebiliriz.

inanılmaz müthiş garip bir yapının bulunduğu ortam inci sözlük. kimine göre şahane, kimine göre berbat. fakat kesin bir tanım yapılacaksa şüphesiz, "pek çok anarşistin buluştuğu, sonsuz kaynak" denilebilir.

fakat uzun zamandır yazan, çizen, takip eden birisi olarak birkaç şey söylemek isterim.

öncelikle, eski yazarlar çok çok çok az kaldı. kalanlar ya kanka modundan ya da bol boş vakitlerinden ötürü hala buradalar. zira kurulduğunda üniversite öğrencisi olan bir genç şimdilerde evli barklı, hayatın tokatını her an yiyip yaşama mücadelesi vermekte. gerisi ise kanlarındaki o "farklılık" hissi ile hala burada bilmem kaçıncı nesillere ayar vermekte. yazmak zaten tatmin aracıdır, eyvallah. fakat hala da "laf anlamak istemeyen" kişilere laf anlatmaya çalışmıyorlar mı, of of çok üzücü.

bir diğer mesele inci şirketi. çok çok garip bir şeydir ki inci sözlük, "her şeyi" olan yazarlarına gelirlerini paylaşmıyor. paylaşmak bir yana bunu soranlara da adeta bağırıyor. hey adamım bir saniye? google sandbox'a düşsen, bu adamlar bir şekilde senden nefret etse.. ne tak yiyeceksin? ziyaretçinin yüzde kaçı acaba google'dan.. korkunç bir şey hayatlarının büyük vaktini buraya harcayan, onların yazıları üstünden gelir eden bir kurumun bunu paylaşmaması.

diğer bir şey yönetimin devamlı yazarları aptal yerine koyması hey, yazarlar aptal değil bunu aklınızdan çıkarın. siz sadece buraya hayatınızı vermiş, sözlüğü anlamış kişilersiniz. "ee?". elbette bir düzen olmak zorunda, elbette kılıcınızı kuşanmalısınız. ama duyurulardaki üslubunuz, karşınızdakilere sözlüğü analtırken kullandığınız kelimeler.. elbette son nesiller "çok basit yazarlar" dan oluşur. zira kaliteli bir yazar kendisine bu şekilde yaklaşan bir platformda neden yer alsın ki?

özgürlükler.. valla ben burada o kadar uzun zaman önceden beri bulundum ki.. şu halini görünce sadece gülüyorum. zira artık inci sözlük geyik yerine, popüler kaygılar gütmeye başladı. hani o bu şu umrunuzda değildi. 'reklam' isimli yazarın zırvaları dahi inci'nin o edindiği misyonun çok ötesinde.

bilemiyorum heyecan olmadan moderasyonun heyecanı quot mallar sürüsü ile uğraşmakquot gibi fikirler dışına çıktığı zaman belki de quot istatistikten ötequot bir platform olabilir

ha biz bakarız, okuruz, eskilere döneriz, yine okuruz orası ayrı. ama bir gün göreceksiniz ki bu iş garipleşecek. iyice garipleşecek. siz yazarların ümüğünü sıktıkça, onları kalıplaştırdıkça, özgürlüklerini ellerinden aldıkça "garip" bir hale geleceksiniz. elbette bu kurumun arkasındaki kişiler o zaman çoktan doyuma ulaşmış olacaklar. ben sadece buraya aylarını "tek kuruş hesaba katmadan" vermiş samimi yazarlar için üzüleceğim, onlar da geçmişe dönüp baktıklarında üzgün olacaklar. eskiden umut veren, suratta ekşi bir gülümseme oluşmasını sağlayan bu platform için böyle şeyler yazacağım hiç aklıma gelmezdi. gitti samimiyet, geldi.. whatever.