1. 1.
    +4 -1
    9. Sınıfta anlatmaya değer bir olay yaşamadım normal bir insandım hani derslerine çalışan etrafıyla pek ilgilenmeyen basit biriydim kimse ilgimi çekmez kimsenin ilgisini de çekemezdim. Ha melisi unutmayalım melis serviste arkasına oturduğum kız. Bizim sınıfta değildi bir yan sınıftaydı hergün okula aynı servisle gitmemize rağmen hiç konuşmamıştık. Serviste herkes telefon numarasını yazarken onun numarasını almıştım. Birçok sms sonrası yanlış hamle yapıp kıza ondan hoşlandığımı söylemiş ve sanki çok kötü bir şey yapmışım gibi sen kim oluyorsun diye tepki almış; "Neden ki senden hoşlanmak için önemli biri mi olmak lazım asıl sen kim oluyosun?" diyememiştim. Sene böyle biterken ne olduysa o an oldu bizim sınıfın kapısının önünde daha önceden varlığından haberdar olmadığım bir kız vardı. Duvara yaslanmış tatlı tatlı gülümsüyor ileri geri sallanırkende botlarının püsküllerini sallıyordu saçma bir mutluluk oldu içimde iki üç kere sınıftan çıkıp hissettirmeden ona baktım. Nihayet sene bitti ve sınıfların karılacağını bildiğim için kendimi pekâlâ pek alıştırmadığım arkadaşlarımın çoğundan ayrılacaktık insanlar gipimde değildi.
    ···
  2. 2.
    +2
    Bu gün için özel part falan yazmayacağım elbette. Her sevgililerin kendine has günü zaten vardır herkesin aynı anda kutlaması ancak satıcılara yarar. Ben hiçbir sevgililer gününü kutlamadım evet bildiğiniz gibi şubat ayını hep tek tabanca geçirdim ama sevgilim olsa da kutlamazdım, neden tüketici toplumun oyununu oynayalım ki? Bana sonbaharın bütün günleri sevgililer günü zaten..

    Ben Üniversite için yeni şehrime gitmek üzere hazırdım, biletimi almış yolculuk günümü bekliyordum. Gitmeme yaklaşık bir hafta kalmıştı. O gece birden göğüsüme ağrı saplandı sıçrayarak uyandım bir daha da uyku tutmadı. Aklım Bahar'daydı. O an her şeyi bildiğimi hissettim ve bütün hayallerimi gerçeğin arka yüzüne yazdığımı fark ettim. Artık elimden bir şey gelmezdi. Hiçbir sona varmayan hayallerimin o gece gerçekleşmeyeceğini anladım ya da hissettim her neyse..
    ···
  3. 3.
    +2
    ses ver panpa. Liseli aşk hayatından başladık adam oldun be. hey yavrum hey *
    ···
  4. 4.
    +2
    "Aysar, hadi sen git ben çaresine bakarım hastalığın ilerlemeden hemen tedavisine başlansın"
    "saçmalama seni bırakamam"
    "ben çok uzun bir süre hastanede kalabilirim abim gelecek zaten hadi lütfen.."
    "seni ne zaman ameliyata alacaklar?"
    "bulununca.."
    "ne bulununca?"
    "organ"
    "nakil mi bekliyoruz?!"
    "üzgünüm"
    "üzgün olmak bir şeyi değiştirmez, onlarla konuş benim karaciğerimden parça alabilirler senin yaşamın önemli burada!"
    ...

    ingilizcede karaciğer "liver" diye yazılır. 'live - r" yani yaşam kaynağı, hayat kaynağıdır karaciğer. Ertesi gün doku testine girdim. Doku uyumu olduğunu öğrendiğimde ilk defa böyle gülümsediğimi böyle hafifleyip gevşediğimi hissettim. Vakit kaybetmeden ameliyatla karaciğerimden parça alıp Bahar'a bir parça 'hayat' naklettiler. Artık onun içinde bir parçaydım. Şu ana kadar tarif ettiğim her duyguyu anlayabilirsiniz ama sevdiğinin içinde hayat bulmayı yaşamadan anlayamazsınız. artık onun bir parçasıydım belki en değerli parçası...
    ···
  5. 5.
    +2
    çok hikaye okudum ama ilk kez sonunu bu kadar merak ettim severek takip ediyorum panpa
    ···
    1. 1.
      0
      Eyvallah panpa, sona yaklaşıyoruz iyice
      ···
    2. 2.
      +1 -1
      Hiç bitmesin be kardeşim iyiydik böyle
      ···
  6. 6.
    +2
    Ertesi gün alple sigara içen tayfalardan olan aytuğlarla takılmaya başladık. Hiç sigara içtiğini görmediğim murat elinde sigarayla bize doğru geliyordu "getir ben de içeceğim" dedim. Verdi "hiii babam geliyo yap" dedi aldım sigarayı dediğini yaptım öksürüğe boğuldum. Kararlıydım içecektim bir kez daha ve yine öksürük. Ertesi gün bir teki kendim içtim sonra iki artık her gün öğe arası iki tek içiyordum alp beni durdurmak istiyordu. Başaramadı tabi ki. Belki zamanı gelmişti her şeyi alpe anlatmam lazımdı. Ama zaten dönem bitiyordu anlatırdım bir ara.
    ···
  7. 7.
    +2
    Panpa özlemişim şu seri partları adamsın
    ···
  8. 8.
    +2
    Ne kadar sarhoş olsam da yaptıklarımın farkında olduğuma kendimi inandırdım ve ısrarın üzerine kendimi yatağa bıraktım. Diğer köşeden bana doğru geldi ben de ona doğru ilerledim. Sımsıkı sarıldık. Elimi beline getirdim kendi bedenime yapıştırdım. Sonra elimi saçlarına geçirdim kafasını zarifça yüzüme çevirdim. Artık aramıza bir kredi kartı kartı kalınlığı kadar boşluk kalmıştı. Sonra kafasını geri çekerek güldü.

    "önce bir şey söylemen gerekmiyor mu?" dedi.
    "ne gibi bir şey?" dedim
    "o kadar şey içtik ama hala söyleyemiyorsun" tebessümlü dudaklarından çıkan sesler mırıldanmanın bir adım ötesindeydi.
    "hissedebildiysen söylemiş sayılmam mı?"
    "hayır senden duymak istiyorum"
    "seni... seni seviyorum" sanki dokunaklı bir şiir yüreğime dokunmuş gibi ürperdim.
    "ben de seni seviyorum" dedi ve aramızdaki kredi kartı mesafesi yok oldu. O anda aklıma Arya geldi. Ah Arya.. Neden kilometrelerce uzaktayken seni o kadar gün anmamışken aklıma düştün? Gözlerimi kapattığımda canım yanıyordu. Arya, yavaş yavaş silindi göz kapaklarımdan. Sonra ağızımda bir tat hissedip geri çektim kendimi.

    "bir sorun mu var?" dedi
    Abajurün ışığında elimi dudaklarıma zütürdüm kan elimde dolanan bir yılan gibi sürünmeye başladı.
    "hayır hayır iyiyim, lavaboya gidip geliyorum"

    Arkamdan bir şeyler dedi ama duyamadım. Koridordaki duvarlara çarpa çarpa geldim lavaboya. Ağızımı tamamen kandan arındırıp kıpkırmızı gözlerimi aynada seyrettim. Çok mu bekletmiştim bilmiyorum ama döndüğümde uyumuştu, oturup onu saatlerce izleyebilirdim. Gece susayacağını bildiğim için bir sürahi suyu şifoniyerin üzerine bıraktım. Otele gidebilecek kadar iyi olduğuma kanaat getirdim. Ağızımın tekrar kanamadığına emin olunca, kızın yanağına biraz sevgi bırakıp evden çıktım otele doğru yürümeye başladım da sarhoşken her yer birbirine benziyor. Yürüdüm baya yürüdüm bazen sigara yaktım ama durmadım. Nihayetinde otele gelip uykuya kapadım gözlerimi.
    ···
  9. 9.
    +2
    @380 @381 @382 çok sevdim ben baharı, ona gelmeden önce hiç bir kapıyı açamayan bir anahtar gibiydim her olay beni şekillendirdi yaşadığım her şey beni bir anahtarcının anahtarı şekillendirdiği gibi şekillendirdi ve ona uygun hale geldim. yaşadığım onca şansızlığa rağmen ne hayata ne aşka küstüm ben bunca yolu saçma bir umut uğruna tepmedim. Karşılığını alsanız da alamasanız da buna değer. En azından denedim hiçbir şey yapmayanların yanlarından sıyrılarak geldim ve işte burdayım dedim.
    ···
  10. 10.
    +2
    Uçak, Bükreş'e indi oradan da otobüsle Köstence'ye gittim. Şehir o kadar gelişmiş bir yer değildi. bir otele yerleştim. Öyle zor anlaştım ki resepsiyondaki herifle. ingilizce de bilmiyor. Neyse dandik otel odasında yol yorgunluğumla kendimi yatağa attım. Öğlene kadar uyuduktan sonra kahvaltı için dışarıya çıktım. Akşamı bekleyip bütün kulüplerde Bahar'ı aramam gerekiyordu, onun burada olduğumdan haberi yoktu. Sahile yakın olan üç kulübe girdim zaten çok fazla kulüp yoktu çok aramayacağımı biliyordum. ilk ikisinde bütün herkesi inceledim üçüncüsünde ise onu dans ederken buldum. Elinde bir içki şişesi yanında bir elemanla dans ediyordu. Barmene doğru yürüdüm bir bira işaret ettim ve köşeden onları izlemeye başladım. Belki de yarım saat geçmişti ki içki almak üzre o da bara yürümeye başladı. Bir an beni gördü ve hip hop şapkalı başını bana çevirdi. "ne işin var burada?" dedi zaten yarım saattir onun başka bir herifle oynamasını izledikten sonra beni suçlu mu yapıyordu şimdi? "seni bu hayattan kurtarmaya geldim" dedim. Sanki komik bir şey söylemişim gibi gülüyordu "ben işimi seviyorum" dedi "daha on yedi yaşındasın reşit bile değilsin, lütfen beni dinle" diye ısrar ettim. "sen beni fahişe mi sanıyorsun ben sadece dans ediyorum bedava içkimi içiyor paramı da alıyorum" dedi bu kadar hızlı değişeceğini düşünememiştim. Barmene "whiskey" dedim hemen hazırladı önüme koydu. iki yudumda bardağı ağızıma boşaltırken Bahar beni hala izliyordu. Aslında benden çok kolumdaki melodileri izliyormuş, bakışlarını takip edince fark ettim. "şarkının başı yokken ne kadar anlamsız değil mi?" dedim. Sadece bakıyordu, kendimi dışarı attım. Arkamdan geldi, "Aysar bekle" dedi "neyi bekleyeceğim ikimizin dünyası farklı işte ve ben bunu yeni anlıyorum bir hayale kapılıp geldim özür dilerim" dedim "bak bunları yarın konuşalım" dedi "ne yani bu bir randevu mu?" dedim "nerede kalıyorsun" dedi cebimden otelin kartını çıkarttım "11 numara" dedim "öğlen geleceğim" dedi. "bekleyeceğim" dedim. bekleyeceğim...
    ···
  11. 11.
    +2
    Sabah erken kalkıp onu beklemeye başladım. sadece bekledim zaten gece rahat uyuyamamıştım ne işim vardı ki bu daracık otel odasında? bir kız uğruna kilometreler katetmiştim değer miydi, şimdi olsa yeniden yapar mıydım? insan inanmadan yaşayamaz; inanmıyorum desen de inanmamaya inanırsın. Kimse kafama silah dayayıp beni buraya zorla getirmemişti; ben sadece inanmıştım. Ufacık bir sevgi zerresi kalbinizin anahtar deliğini tutturursa biriktirdiğiniz tüm sevgi sermayeniz oraya çıkar. Duruma kendiniz bile şaşırırsınız. En garibi de sevginin sahibi olan kişi -yani siz- sevdiği kadar sevmez kendini. Yemeyip yediren anneler gibi kalırsınız ortada.

    iki kez kapıya vuruldu, kalkıp kapıyı açtım hemen dışarı çıktık. Yüzünde dünün mahçupluğu vardı (yani ben öyle düşünüyordum). Bir süre konuşmadık sonunda iki kelime ile suskunluğu bozdum:

    "nereye gidiyoruz?"
    "sahile yürüyelim"
    "kahvaltı yaptın mı?"
    "hayır, sen?"
    "hayır"

    Sanki yeni tanışan ve evi yakın olduğu için zorunluluktan aynı yönde ilerleyen iki insan gibiydik. "o zaman bir şeyler yiyelim" dedi. Bir lokantaya girip bir şeyler sipariş ettik.

    "suskunsun bugün" dedim
    "yorgunum biraz"
    "kaçta gittin eve?"
    "iki gibi"
    "neden bu işi yapıyorsun"
    "bir şekilde para kazanmak lazım, işim hakkında daha fazla konuşmak istemiyorum"
    "tamam, nasıl istersen"
    "sen ne zaman gidiyorsun?"
    "gitmemi mi istiyorsun?"
    "hayır sadece merak ettim"
    "bilmiyorum"
    "nasıl yani?"
    "sana bağlı"
    "saçmalama"
    "sordun söyledim, cevaplarımı beğenmiyorsan soru sorma"
    "ne yapmaya çalışıyorsun peki, yani buraya gelerek"
    "birini görmeye geldim, bir zamanlar beraber güzel vakit geçirdiğimiz eğlenceli biri"
    "bulamadın mı?"
    "buldum sanmıştım"
    "bak 5-6 ay önce zaman geçirmiş olabiliriz ama burası benim evim ve burada işimi yapıyorum"
    "keyfin bilir, karışmıyorum zaten karışmamı gerektirecek durum da yok"

    Sadece sustuk, artık orada bulunduğumuza dair tek kanıt hesaptı. Bir kızla hiç bir şey konuşmuyorsanız ve ortada bir gerginlik varsa onu sizin yanınızda tutan nedir peki?
    ···
  12. 12.
    +2
    Sahile yürüdük. Epey sıcaktı başımıza güneş geçebilirdi ama ikimiz de itiraz etmedik. Yürüyüş otelin önüne kadar devam etti.

    "şimdi gitmem gerek" dedi gözlerini istemsiz kısmış bana bakıyordu.
    "istersen seninle gelebilirim"
    "ne gereği var?"
    "yapacak bir işim yok"

    Beraber yürümeye devam ettik. ilk defa evine kadar gidebilmiştim.

    "hadi içeri girelim" dedi
    "otele dönsem daha iyi olur"
    "endişelenme, evde kimse yok"

    Yeni tanıştığım biri olsa evine girmezdim ama onu tanıdığımı düşünüyordum.

    içerisi gerçekten çok güzel dekore edilmişti. Tüm eşyalar birbiri ile mükemmel bir uyum sağlıyordu. Beni odaya yönlendirip, kendisi mutfağa yöneldi ve oradan bana seslendi:

    "bira, konyak, şarap, viski, şampanya hangisini istersin?"
    "bir şeye gerek yok aslında"
    "seçim senin diyorsun yani"

    iki kadeh ve bir şişe şampanya ile geri döndü.
    "hiç şampanya açtın mı?" diye sordu
    "hayır hiç açmadım" dedim
    "o zaman sen açıyorsun hadi"

    Evin atmosferi bizi bir anda değiştirmişti. Beni balkona çıkardı sonra şampanyanın folyosunu yırttı teli çıkardı "biraz salla ve dışarı doğru tutarak mantarı gevşet" dedi biraz sonra pat diye bir ses geldi yerlere şampanya döküldü ikimiz de gülmeye başladık "ilk deneme için idare eder heralde" dedim. Bayadır böyle gülmüyordum. insanların bu kadar kolay değişen ruh halini anlamak çok güçtü. Türkiye'den getirdiği bir filmi izledik. Beyaz koltukta omzuma yattı hatta film bittikten sonra bile öylece kaldık. Sonra kalkıp beraber yemek hazırdık, ya da ben ona yardım ettim diyelim. Yeni evli bir çift gibi her işi beraber yapıyorduk oysa birbirimize hoşlanmaktan bile bahsetmemiştik.
    ···
  13. 13.
    +2
    Çok güzel yazıyorsun kardeşim. Keşke yazar olsaydın seni uzun zamandır takip ediyorum. Bide şu an ki yaşını söyler misin
    ···
    1. 1.
      +1
      Sağ ol kardeşim, daha amatörüm belki bir gün nasip olur. Yaşımı söylemeyeceğim zaten hikayenin sonunda az çok yaşımı tahmin edersiniz
      ···
  14. 14.
    +2
    Bitti mi yani şimdi? Çok isterdim mutlu son olmasını ama zaten başlıktan da anlamalıydım
    ···
  15. 15.
    +2
    4. sayfada kaldım, güzel gidiyor panpa
    edit: 8. sayfadayım
    ···
    1. 1.
      0
      iyi okumalar panpa
      ···
      1. 1.
        0
        12. sayfaya kadar okudum sonra açlıktan mıdır bilmem direk son sayfaya geçtim. ulan 5 sayfada ne kadar şey değişebilir ne ara bahar çıktı ortaya ne ara lise bitti. en son arya diyordun amk

        edit: okudum bitirdim sonunda güzel hikayeydi panpa
        ···
  16. 16.
    +1
    Beyler buraya yazarak hikayemi sizinle paylaşmak bana iyi geliyor ben de daha çok yazmak isterim ama gerçekten çok yoğunum şu günlerde. Geç vakitte yazmak istiyorum bu sefer sabah uykusuz kalkıyorum yaptığım işte verimliliğim düşüyor bir sıkıntı çıkmazsa yarın daha çok yazmaya çalışacağım. Keyifli geceler beyler
    ···
  17. 17.
    +1
    ya kardeş değer mi ha değer mi ne intiharı lan tamam hepimiz bunalıyoz bazen ama yapma

    (aysar ı intihara sürükleme teşebbüsleri vol5342164)
    ···
  18. 18.
    +1
    Maç günü geldi 12lerden bir takım ama hepsi bizden iriler. Hoca hazırlanmamız için haber yollayınca iki takım oyuncuları da soyunma odasına girdi. Biz kıyafetleri değiştiriyoruz adamlar kıyafet getirmemişler maçı unutmuşlar hatta. Ben içten içe gülüyordum gömlekle pantolonla maç yapmak sıkıntı sonuçta. Neyse biz iyice motive olduk. Öğle arasına 10 dakika kala başlattı hoca maçı. Ben stoper oynuyorum alp ortasahada kalecimiz bizi sattığı için as takımın kalecisini aldık başladı maç.
    ···
  19. 19.
    +1
    Bunu pek kafama takmadım ve maçımıza odaklandım. Yarınmaçımız vardı beyler. Ben takım kaptanıyım alple kurduk takımımızı. Aslında sınıfın ikinci takımıyız yani kadroya alınmayanlar olarak yeni takım kurduk çünkü çok hırslıydık ve bizim iyi oynadığımızı düşünen yoktu. Fakat kendilerine as takım diyen diğer pezo takım ilk maçta elenmişti bizse ilk maçta bay çekmiştik şansa bak daha savaşmadan ilk kaleyi almıştık. Kendine as takım diyenlerden bir adım öndeydik. Maç öncesi o akşam antrenman yaptım tüm takım. Öyle motiveyiz ki kim gelse deviririz!
    ···
  20. 20.
    +1
    @318 olmaz mı panpa bi tane şarkı var onu her dinlediğimde hep o geliyor aklıma bazen şaşırıyorum hatırladıklarım onun mu yoksa benim hatıralarım mı?..
    ···