benim mallık hikayelerim

ben tutulmuşum bir kere ama gönül işte kızı araştıroyum müdür yardımcısının odasına girip kızın dosyasını okudum amk ya. bir zaman sonra bizim okulun reis i olan o dönem ki tuğrul ile gördüm bu hatunu eleman bildiğin yazıyor bende uzaktan mal gibi izliyorum. o zamanda yaşayanlar lisede ki ülkücülerin nasıl olduğunu bilir şimdi pek kalmadı liselerde ama o zamanlar revaçtaydı semtte tutucu olduğu için.biz yine voleybol oynuyoruz gerçekten yanlışlıkla bunların grubun takıldığı yere attık topu. bu tuğrul bini ayaklandı " gibtiringidin başka yerde oynayın amduklarım " dedi bizden kimse posta koyamadı haliyle adamın ego bizi ezerek tavan yapmıştı amk ve hatunun gözünde sükse yapmış ben ise tarrak gibi kalakalmıştım gık diyemedim ve orada o hatunun hiçbir zaman bana ait olmayacağını anlamıştım.

okula devam ediyorum am bu binizler burnumdan getiriyor tabi "dinsiz, kafir" kelimeleri ağızlarından düşmüyor. bende konuyu aileme açmadım okulumdan hiç memnun olmadığımı çünkü babam akciğer kanseriydi ve okul sıkıntılarımı aileme anlatmıyordum. babamın kanser olduğunu da okuldan kimse ile paylaşmamıştım ergen aklı ile benimle uğraşmasınlar diye aciziyetlik belirticekmişim gibi düşündüm. aklımı gibeyim tabi. neyse ben o sıralar okuldan bir hatuna tutuldum gayet güzel o yaşa göre fiziği normal ama gel gör ki süper kaşar diyeceğimiz bir tipti bu kız. adı gaye idi. voleybol oynarken ayaklarına top atıyoruz bu ve arkadaşlarının okulun bahçesinde dikkatlerini çekebilmek için ulan sünepe o kız sana bakar mı bir ayneya bak değil mi 37 ekran tv gözlüklerine mi aşık olsun a salak.

gittiğimde hatun kapıda bekliyordu benim elim ayağım titriyor amk. ebru durdurdu beni "sen benden mi hoşlanıyorsun" dedi " yani ben sadece hoş kız olduğunu söyledim güzel olduğun için yani valla başka bir niyetim yok yanlış anlamamışsın umarım üzdüysem özür dilerim." birşeyler daha söyledim ama burada yazdığım gibi düzgün bir şekilde de söyleyemedim. ebru gülüyordu " tamam sakin ol salak şey kusura bakma da ben senden hoşlanmıyorum zaten sen beni taşıyamazsın kendine iyi bak" dedi ve sınıfına gitti kaltak ne demek lan "sen beni taşıyamzsın" sanki amı 60 kilo amk. üzülmüştüm beyler özgüvenim yine gibilip atılmıştı. aslında sevdiğim söylenemezdi kızı ama öyle demesi koyuyor adama. sonrasında okulun zibidi tayfasından biriyle beraber oldular videosu da kısa zamanda yayıldı haliyle.

cenk le okula beraber gidip geliyoruz. ilk hafta olduğu için hocalar ilk kez sınıfımıza geliyor ve tanışma faslı filan gerçekleşiyor. hiç unutmam ders ingilizce idi hoca sınıfa girdi millet alkış kıyamet elemanlar sıralara vuruyor zıplıyor bu yanımda ki binizlerden bir tanesi ayağa kaltı ve elinde ki tebeşiri " ALLAHU AKBAR" diye bağırarak hocaya fırlattı tam kafadan vurdu. yalansa incisözlük zütümden gibsin amk. hoca bir hiddetle bağırdı "oturun yeriniz eşkiyalar" söylenmeye başladı saygısızlar terbiyesizler falan filan kardeşi tebeşir atan binizine soruyor "niye attın lan amk" " kafirin dilini öğretende kafirdir cihat için attım" dedi. ben kalakaldım kendi içimden ulan bunlar beni keser diyorum amk yusuf yusuf bildiğiniz amk.

gaye mi vurmuştum amk -gayesi aşkı olan gayenin gözüne girmek olan ben topu gayenin gözüne gözüne sokmuştum resmen. sıçmıştım arkadaşım dediğim ibişler gülüyor tabi haliyle ben züt gibi kaldım bir kaç saniye arkadaşları "gaye iyi msn cnm, ya adam gbi oynasnıza oküzler" falan filan sayıyorlar ben gittim yanına kız yere oturmuş yüzünü tutuyor. " gaye özür dilerim isteyerek olmadı iyi misin?" -" defol git başımdan salak dörtgöz" dedi benim içim eridi bitti amk ya yokolmak istedim amk. o esnada bu tuğrul gavatı geliyor yardıra yardıra nasıl duyduysa bin geldi " aşkım iyi misin" dedi " hyr çok acıyo aşkm" diyo ben izliyorum ama bildiğin cesuryüreğin son sahnesinde için burkulur öyle kalırsın ya aynen öyle amk öyle izledim. "ne oldu" dedi tuğrul " bu salak top attı suratıma" dedi. bu bin yakama yapıştı ve o beton kafasını suratıma gömdü bildiğin. arkadaşlar araya girdi ben iptal olmuştum.

o kafa ile slowmotion yere uzandım iptal oldum ama burnumun direği hiç öyle sızlamamıştı amk ve yüreğimin hiç öyle sızlamamıştı. bu tuğrul sövüyor sayıyor arkadaşlar tutuyorlar ama zaptedemiyorlar bu tuğrul bunları yardı geldi başıma dikildi "lan dörtgöz bir daha yanlışını göreyim seni çizerim" dedi ve yerde duran topu alıp bıçağıyla yardı muallaknin evladı. benim avuçlarım kan doldu biraz da göz yaşı haliyle bunlar birbirine sarılarak uzaklaşıyorlar arka bahçeden bende arkadan izliyorum. arkadaşım kırılan gözlüğümü toparlıyordu bu binizlerde koluma girdiler ayağa kalktım gittim elimi yüzümü yıkadım. aslında ne gözlük gibimde ne burun gururum gibildi atıldı amk bir hiç olduğumu anlamıştım amk içime dahada kapanıyordum.

evet ol hikayede ki mal benim işte kendi hayatımın hikayesidir nasıl azılı huurları gibemediğimin doğru adam olupta nasıl ezildiğimin ve asla mutlu olamıyışım yannan gibi bir adam oluşumun hikayesidir. yüzde yüz gerçektir. bir insan nasıl mal olur ve olmaya devam eder onun hikayesi ve sitemidir. hayatın başında olanlar için dönüm noktası olacak bir hikaye.
benim mallığım ilkokul yıllarına kadar gidiyor ilk aşık olduğum kızdan ve sonrasında nasıl bir ezik olduğumu dış etkenlerle şekillendiğimi anlatmaya başlıyorum.

gaye dosyası artık kapanmıştı benim için. evde ise durum hiç iyi değildi babam günden güne eriyordu gözlerimizin önünde. lise 1 bitmişti. bir şekilde ve hayatımın en kötü yazı başlıyordu benim için. babamın kemoterapileri hiç iyi sonuç vermiyordu babam dağ gibi adamdı arkadaşlar 1.80 boyu 85 kilo bir adamdı günde iki paket sigara içerdi. 12 yaşından beri içiyor birde 46 yaşındaydı vefat ettiğinde. sürekli hastanelere gidiyoruz ilaç tedavileri röntgenler derken insan hiç umut göremiyordu ama yapıyordu işte. bir gün annem bir sonuç kağıdı ile eve geldi babam uyuyordu. annem durgun sordum ne oldu diye sonuçlar nedir. odaya geçtik kapattık kapıyı kağıdı aldım okudum ve kurtuluş şansı vermiyorlar kanserin giderek yayıldığından bahsediyorlardı. babam ölüyordu.

gelin anlatıyorum ampirikukalar

kavga bitti polis geldi haliyle ama tüm öğrenciler arazi oldu bizde dahil kardeşimle eve gittik ellerimizi yüzümüzü yıkadık ama tabi izler morartılar hala duruyor amk. annem akşam işten görünce ne oldu size dedi en başta sustuk bağırmaya başladı kavga mı ettiniz diye bizde kardeşimle hakikaten girişirdik birbirimize önceden ama babamın vefatından bir kaç gün önce ki bir olay yüzünden bir daha birbirimize el kaldırmamıştık. olay da şöyle kardeşimle ben eski evin mutfağında saçma sapan bir sebebten dolayı kavgaya başladık o esnada babamda uyuyor diye biliyorduk meğer uyumuyormuş geldi bağırdı bağırınca biz ayrıldık durduk. " lan siz kardeşsiniz ben bir süre sonra öleceğim ölüm döşeğindeyim sizin yaptıklarınıza bak yazıklar olsun" dedi bir bana bir kardeşime asıldı. o güne kadar babam hiç el kaldırmamıştı hiç vurmamıştı o tokat öyle koydu ki suratıma değil kalbime geldi amk. ikimiz utançımızdan gık edemedik o günden sonra da ne ben kardeşime nede o bana el kaldırdı. insanlar illa ki tartışır hala da arada atışırız ama bir daha asla kavga etmedik.

yıkılmıştım amk bir bina yıkılmışta molozun altında kalmıştım sanki evde babam akciğer kanseri ile savaşıyordu ve oğlu ise okul kendisini kafir olarak görenlerle fikir savaşı veriyordu aşağılayıcı hakaretlere maruz kalıyordu bir de tuğrul denen huur evladının egosunun altında eziliyordu amk. rahmetli hiç bir zamanda bilmedi allah mekanını cennet etsin. okulda ikinci dönem basketbol a sarmıştık arkadaşım dediğim ibişler le okulun arkasında ki basket sahasını her tenefüs kapıyor ve oynuyorduk tek pota. birgün gaye ve arkadaşları basket sahasının oradan geçiyorlar pota ya yakınlardı ben ise ortasahadaydım neden öyle bir şey yaptım bilmiyorum ama oradan topu pota ya salvolamak istedim gayenin gözüne girmek için olsa gerek. aklımı gibim senin neyine o atışı yapmak. top elimden çıktı ve pattt.

bu olayın üzürinden bir süre geçti. sonra sıradakiler ile zamanla samimi oluyoruz. muhabbet ediyoruz tenefüste laf döndü dolaştı inanca geldi. işte sıra ile soruyorlar. soruyu cenk e sordular ben saklamayacak diye beklerken bu eleman bende 36*26986- yım dedi züt gibi kaldım amk. sonra sıra bana geldi ben hiç düşünmeden bu cenk in gözlerine bakarak "ben 36*26987- yim" dedim birden hepsi bana bakıyor hemen söylenmeye başladılar haliyle olm siz müslüman değilsiniz namaz yok oruç yok mum söndürüyonuz falan filan saldırı başlamıştı tabi bende böyle dediğim için cevaplıyorum amk sürekli bu dindar binizler dururlar mı sen cehennemde yanacaksın kafirsin yol yakınken dön. "ben mezhebimden utanmıyorum ve yolumdan dönmem" dedim. sonradan olacakları kestiremiyorsun tabi ki.

o zamanlar bu malik terörünün doruğa ulaştığı zamanlardı sınıfa dışardan gelenlere müdahale ediyor yeri geldiğinde kavga ediyor dövüyordu. kardeşimle aynı okuldaydık o bir alt sınıftı. ve bir gün bizim sınıfa geldi. sınava girecekmiş uçu yokmuş uç almaya gelmiş. malik görünce hemen reaksiyon verdi tabi "kimsin lan niye geliyorsun" hemen atladım "malik benim kardeşim sınavı varda kalem almaya geldi" " olm ben demedim mi dışarıdan yabancı gelmeyecek diye" " tamam tamam hemen gidiyor dedim" dışarı aldım kardeşimi. tabi malik in egosu hala üstümde eziyor bin "lan dörtgöz bir daha olursa seni de kardeşini de döverim" tamam bir daha olmaz dedim mecbur kardeşimi de uyardım "bir şey olursa bize gelme beni çağırt ben gelirim dedim." ezikliğe gel amk. sonra kardeşim gitti sınıfına ve bende ezik düşüncelere lan bu dallama nasıl ezebilir diğer insanları nasıl saygı göstermez amk hem başarısız bir adamsın hem millete musallat olup rahatsız ediyorsun millet senin ananı mı gibti be malik.

ccc dörtgöz reyiz ccc

serüven haline getirmiş amk

günler su gibi geçiyordu daha samimi olmuştuk okulda ki çevreyle bir gün tenefüste kız muhabbeti açıldı. herkes hoşlandığı sapığı olduğu yatmak istediği hatunu filan söylüyor neyse sıra bana geldi yan sınıfta ea çılarda ebru diye bir kız vard. ben bunun ismini telafuz ettim. ama "hoş kız bence" dedim öyle aşık maşık değilim kız da güzel bir kızdı hakikaten kaşar değil gibiydi ama içinide bilemezsin bu tuncay olacak huur evladı. "söyliyim lan" dedi. yok dedim. amk tanıyorum ben onu gidip söylücem dedi. bizimkilerden pis pis gülüyor. lan şaka olduğunu düşündüm sonra baktım hakikaten kızı tanıyormuş ve söylüyordu tam beni işaret ederken oradan kaçtım. erkekler tuvaletine amk. lan sövüyorum sayıyorum konti yine dayak diyeceğiz bir gibim olacak diyorum. derken tenefüs bitti millet sınıflara gidiyor el mahkum gibe gibe gittim.

reserved

reserved güzel hikayeye benziyo

sınıfta birde tuncay diye hakiki bir huur evladı vardı. bu adam am müptelası bir binti. bizim lise yokuşta olduğu için caddeye açılan kapı merdivenliydi merdivenden çıkardık yani bir gün bizim gruplar okul bitimi gidiyoruz bu tuncayla bir arkadaşı önümüzde gidiyor. ben cenk ve yasin de arkalarında çıkıyoruz bu bin eteği kısa olan bir kaşarın arkasından eğildi ve zütüne baktı abartmıyorum amk. millet bakıyor ne yapıyo bu diye. ama gel gör ki adalet tecelli etti bu gavata bu kaşar okulun azılı itlerinden birinin manitası imiş tam kapıdan çıkarken bu tuncayın koluna girdi iki eleman bizimle geliyon dedi. ne oluyo siz kimsiniz diye posta koydu ama nafile gibe gibe gitti. okulun kantininde 10 kişiden dayak yedi bu bin adasdasdad. bir daha da davarlık yapmadı böyle. sonrasında sevgilisi ile olan yatak macerasının videosunu izletti hala gavat bildiğin.

rezervuar

şu hikayeye devam et bin giberim seni