1. 1.
    0
    cemaat kavrdıbını ilk duyduğumda liseye gidiyordum. arkadaş çevremde bazıları abilerden bahsetmeye başladılar, kendileri de zaten yavaş yavaş namaza başlamışlardı, ben de zaten düzenli olarak cuma namazlarına falan giderdim ama adamlar artık vakit namazlarını da kılmaya başlıyorlardı.

    bu emperyalist cemaat binleri o kadar yayılmacı ki, ilerleyen bölümlerde daha iyi anlatırım. bana da abilere gidelim gelir misin falan yavaş yavaş teklifler gelmeye başlamıştı.

    devam mı binler ?
    ···
  2. 2.
    0
    ama ben lise dönemimde biraz asosyal olduğum için uf ya kim çekicek falan deyip sallamıyordum. neyse lise son sınıf falan hafiften üzerimizde öss, kpss baskısı başlıyordu. fakir bi bin olduğum için dersaneye gidecek, özel ders alacak imkanım hiç olmamıştı.

    bir gün okuduğum lisenin önüne o malum dersanenin badem bıyıklı abileri ufaktan bi stand açtılar, deneme sınavımız var dediler neyse kartvizit başvuru falan yaptık.
    ···
  3. 3.
    0
    neyse bu deneme sınavının günü geldi, gittik dıbına koduğumun dersanesine ne olacak amk daha 16 yaşımı bitirmemiş, bıyıkları yeni terlemiş, sıradan bi memur çocuğusun, sınavdan iyi bir not alırsak bakarsın dersane masrafını şirket çeker, yolumuzu buluruz diye umutlanıyorduk.

    neyse sınav oldu, zaten über bi zekam da yoktu, bom tak geçti. sınav bittikten sonra önümüze bir form verdiler, form ki ne form dıbına koyum, bu formla yaptıkları iş alenen "fişleme" amk.

    kaç kardeşin var, kaç yaşında, baban ne iş yapar, memleket neresi vs. vs. yazdık hepsini mal gibi. aradan haftalar geçtikten sonra lisedeki abi çırakları tarafından dersaneden aradılar evde ders vereceklermiş bizi ayağına teklifler gelmeye başladı ama o dönem iyiki kabul edip gitmedim amk. (o dönem ankarada yaşıyorum)

    evet işte cemaat kavramıyla ve baskısıyla ilk bu dönemde tanıştım ama ağlarına düşmedim.

    ilk cemaat evine girişim, yıl 2007 yer istanbul...

    dinliyonuz demi lan binler ?
    ···
  4. 4.
    0
    hikayenin asıl can alıcı bölümleri şimdi başlıyor binler, siz okuyun ben çayımı demleyim bu arada.
    ···
  5. 5.
    0
    2007 yılı mayıs ayı. istanbul'dayım, fakir bi bin olarak yanımda bir arkadaşımla birlikte bir kamu kurumunda işe giriyoruz, bu arada yalan söyledi demeyin 17 yaşındayım, mahkeme kararı ile reşit sayıldığım için kamu kurumuna memur olarak girebiliyorum. (kaza i rüşt kararı)

    istanbul'a gideceğiz gitmesine ama fakir binler olarak nerede konaklayacağız, otel kültürümüz de yok ki amk. nerden bilelim.

    benimle beraber işe giren ve liseden tanıdığım, cemaatlerle yakın ilişkisi olan bu binin teklifi üzerine (fethullah gülen ile bağlantısı olmayan) bir cemaat evinde kalmaya karar veriyoruz, ev tutana kadar.

    neyse yolumuz fatih'e, bizden yaşça 5-6 yaş büyük binlerin kaldığı bir öğrenci evine gidiyoruz, yanımdaki bini az çok tanıdıkları için çok da yabancı davranmıyorlar.
    ···
  6. 6.
    0
    evde tv yok. evdeki öğrenciler anadolunun değişik yerlerinden gelmiş, fazla çaktırmasalar da binlikten de biraz haberleri var, zaten badem bıyıklısını da hiç görmedim, kimisi hukuk okuyor, kimisi ekonometri, kimisi fransız dili edebiyatı...

    ufak bir dini vakfın eviydi zaten, bu evden başka bir de balat'ta evleri varmış, o evi de gördük zamanı gelince.

    neyse efenim, evde bizim gibi bir misafir daha vardı, o da özel bir şirkette işe girmiş, ev tutacak, iyi dedik beraber ev tutarız falan onunla da kanka olduk.

    iki gün boyunca, evde sessiz sedasız malak malak oturduk, sabah namazlarına kalktık...
    ···
  7. 7.
    0
    hiç unutmam bir gün yine toplu namaz kılacağız evde, az çok yine namaz kültürüm vardı ama bazı şeylerde ekgib bilgim vardı, hadi kardeş dediler gamet midir ikamet midir nedir hadi bi getir de namaz kılalım dediler, ulan ben bu kamet olayının ilk kısmını biliyorum ama ondan sonraki kısmını bilmiyorum, neyse yok ben bilmiyorum desem olmayacak bi reflekle başladım ezan gibi okumaya ilk bölümü hallettik, neyse herhalde sünneti kıldık farza başlayacağız ulan kametin gerisi nasıl getirilir bilmiyorum, kıp kırmızı oldum amk. neyse baktılar susuyorum, birisi devam etti benim yerime... ulan ne mal olmuştum ...

    arada çok nadiren de olsa muhabbet ettiğmiiz oluyordu evdekilerle "hocam" diye birisi vardı...
    ···
  8. 8.
    0
    bu "hocam" diye bahsettikleri kişi kimdi acaba ? ama bu adamı tanımam, daha sonra oldu.

    neyse amk. evdeki diğer muallakyi de alıp üç kişi ev tuttuk, evin düzenini kurduk ettik. beraber işe başladığımız bin, cuma günleri sohbet var gidelim diye tutturdu, ben de adamların evinde kaldık şimdi de davet ediyorlar gitmessek ayıp olur, dedim.

    neyse eve gittik "hocam" dedikleri şahıs ile tanıştık, ben daha çok sakallı cübbeli bir tip beklerken, meğersem adam ilkokul öğretmeniymiş, hocalığı oradan geliyormuş. bu öğrenci evlerinin bağlı bulunduğu vakıfta görev yapan gayet de hoşsohbet bir adam. tanıştık ettik. haftalık cuma sohbetlerinin abonesi olmuştum ben de. açıkcası pek de rahatsızlık duymuyordum, altı üstü çay içip dinliyor, muhabbet ediyor geri evimize gidiyorduk...
    ···
  9. 9.
    0
    sonra bu vakıfa maddi yardım talep ettiler, biz de bir hayır işi yapıyoruz diye 30-50 lira aylık bağış yapıyorduk, bir de dergileri vardı yanımdaki bin abone olmuştu ben olmamıştım. hayırlı bir iş yaptığımızı düşünerek zorumuza da gitmiyordu açıkcası...

    bu cuma sohbetlerine gelenlerden öğrencilerin haricinde; mali müşavirler, avukatlar, iş adamları, esnaflar, reklamcılar vs. bayağı bi statüsü iyi ergin adamlar da geliyordu (badem badem bıyıklar).

    (bu arada hocanın bulunduğu ev, ilk kaldığımız ev değil başka bir ev.)
    ···
  10. 10.
    0
    dinlemiyor musunuz binler ? aranızda liseliler vardır, daha hikayenin ikinci ankara bölümü var, orada malum cemaat evine takılıyorum. sonra cemaatten yakamı kurtarmam ve dinden çıkışım geliyor.
    ···
  11. 11.
    0
    neyse amk. bu eve cuma akşamları işten çıkar giderdik, çaylarımız demlenirdi. liseye giden mazlum bir çocuk vardı, çocuğu babası bu eve hizmetçi gibi vermiş, vakıf da çocuğu zaten özel lisede okutuyordu, çocuk çok mazlum bi çocuktu, sürekli hizmet ederdi, bulaşık yıkardı, çay demlerdi, temizlik yapardı, evde de odası vardı, orada ders çalışır, çoğu zaman da bu evde kalırdı, o çocuğu hatırladıkça, bir insanı çocukluktan itibaren "hizmet" adı altında nasıl köleleştirip kendi menfaatlerine kullanan koduğumun cemaat sistemi aklıma geliyor...
    ···
  12. 12.
    0
    bu eve geldiğmizde dışardaki ve kendi evimizdeki kimliğimizi kapının önünde bırakırdık.

    çorapları çıkarıp paçalarını dizine kadar sıvamadan tuvalete giremezdin, üç beş kişi toplandığımız vakitler tv ye falan bakardık sohbet başlayana kadar, tv de azıcık açık saçık kadınlar çıktığında anında kanal değişirdi, ev biraz daha kalabalıklaştıkça bir de taşşaklı gelir alır kumandayı kapatırdı tvyi.

    açılış konuşması yapılıp sohbet resmi olarak başlayana kadar herkes bön bön bakardı birbirinin yüzüne, ilk zamanlarda fazla bir kalabalığımız yoktu, 15 kişi falan toplanırdık, önümüze vazgeçilmez çay gelirdi, arada sırada da meyve ikram edilirdi, biz de bi güzel yer içer, sohbeti dinlerdik. sohbetin konusu genelde biraz daha sosyal hayata dini bir bakış açısıyla yorum getirmekti, neler yapacaklarımız, nasıl düşüneceğimiz, kendimizi nasıl koruyacağımız falan filan işte...

    neyse efenim, aradan böyle böyle aylar geçmişti, üniversite yerleştirmeleri sonuçlanmış anadolunun ücra köşelerinden istanbulda üniversite kazanan yeni binler aramıza geliyordu...
    ···
  13. 13.
    0
    biz çalışan kesim olduğumuz için yeni gelen öğrenci binler bize karşı biraz soğuktu aynı yaşlarda olmamıza rağmen... onlara baktığımda değiştirilmeye ve formlara sokulmaya hazır bekleyen insan suratları görüyordum, hepsinin bakışlarında bir teslimiyet ve korkunun izi vardı, melül melül bakarlardı en ufak bir tebessümleri olmazdı yüzlerinde.

    onlar da zamanla dini bütün bireyler haline geldiler, kim bilir şimdi ne tak yiyorlardır ?!...
    ···
  14. 14.
    0
    yaklaşık olarak böyle bir sene boyunca cuma sohbetlerine gittik geldik, vakfa paralar aktardık, taşşaklı adamlarla tanıştık, (ama helal olsun bana imalı imalı dergiye abone ol deseler de dergiye abone olmadım ).

    demeden geçmeyelim, cemaatte genç insan popülasyonu yoğun olduğu için halı saha maçları vazgeçilmez aktivitelerdendi... istanbuldaki binler vatan caddesindeki akgün'ün karşısındaki halı saha tesislerini bilir, hemen hemen her haftasonu orada halı saha maçı yapardık, ne ciğer varmış 90 dakika boyunca ara vermeden maç yapardık amk. (maçta hiç küfür çıkmazdı = ) )
    ···
  15. 15.
    0
    işte binler bu ufak cemaat evinde böyle fazla zarar görmeden bir yıl boyunca gittik geldik, sonra ankara'ya tayinim çıktı ve bu evden ayrıldım. bizi unutma bizi ara dedilerse de o günden sonra hiç aramadım, sormadım... sonra orada kalan benim kader arkadaşım vasıtasıyla sitemleri falan geldi bana ama hiç giblemedim amk.

    evet ankara'ya geldim, bu sefer ikinci cemaat evi maceram başlıyor, bu seferki cemaat o malum bilinen nur mu derler fethullah mı derler onlar işte...

    okuyunuz demi lan ? ikinci bölüme geçicem.
    ···
  16. 16.
    0
    buraya kadar sormak istediğiniz sorularınız varsa alayım ?
    ···
  17. 17.
    0
    sormak istediğiniz sorular varsa sorun lan binler, bazı şeyler aklıma gelmemiş olabilir ? soracağınız konular vasıtasıyla aklıma gelebilir.
    ···
  18. 18.
    0
    @48 bu başıma yeni geldi panpa. dinden çıktım da denilemez aslında zaten bir dinimiz yoktu, sadece müslümanlığı benimsemiş bir ailenin yanında doğduğumuz için müslüman yaşamı ve şekli gibi yaşıyorduk zaten. düşünsene her dinin mensupları sadece kendilerinin doğru yolda olduğunu ve diğerlerinin cehennemde yanacağını iddia ediyor... 2 milyarlık müslüman aleminin dışında kalan kesimin cehennemde yanacağı öğretisi bana mantıklı gelmedi açıkcası, daha değişik konular da var tabi... islam çok şöven bir din olduğu için insanlar kolay kolay düşünemiyor ve dinin dışına çıkıp mantık yürütemiyor...
    ···
  19. 19.
    0
    @49 =) lan bin ikinci bölümde anlatacağım, ya zaten ben gönüllü adamların arasına girmiyorum, hatır gönül meselesine bi bakıyorsun adamlar seni içine alıp sindirmeye çalışıyor.
    ···
  20. 20.
    0
    evet beyler next stage skip.

    ankara'ya geliyorum, istanbul'dan ayrılmam da zaten bir trajedi, o kadar stresli bir yerde çalışıyordum ki ankara'ya tayinimi aldırana kadar canım çıkmıştı.

    neyse ankara'dayım, ailemin yanına dönüyorum, yeni bir kuruma geçiyorum. istanbul'da çalıştığım kurumda beraber işe başladığımız bir bin vardı, onunla da az çok muhabbetimiz vardı, o da benden 2 ay önce ankara'ya tayinini aldırmıştı, hem de çok iyi yere tayinini aldırmıştı, torpilliydi bin belliydi amk. işte ikinci cemaat hikayem de onunla başlıyor.
    ···