beyler gelin şahit olduğum devlet sırrını

baştzn sona okudum pişmanım amk cocugu

yaz mına koyayım

bastan sona okudum dewam et panpa he bide caps at

risörv

bi telaşla odaya fırladım. paket ordaydı ve sapasağlamdı. cebimden düştü herhalde dedim. i̇çeri geri döndüm. çıkıp gitmek istemedim. meltem kahvaltı hazırlıyodu.
-kusura bakma dedim. rahatsız ettim.
-sorun değil dedi. akşam ki kadar olmadım.

-kusura bakma dedim. rahatsız ettim.
-sorun değil dedi. akşam ki kadar olmadım.
-utanmıştım. özür dilerim dedim. rahatsızlık vermek aghfludhad…
lafı ağzıma tıktı. ayşen dedi. eski arkadaşımdır. açıkça söylemeliym ki bi çok insanla beraber olduğuna şahit oldum. ama böyle bi şey görmedim. (müzikal metaforlar kullanmaya başladı… soradan öğrendiğime göre o da müzik okumuş. master için uğraşıyomuş.) yaşca küçük olduğun belli ama öyle büyük bi enstrünmanla verdiğin konçerto epey büyüktü.
gururum okşanmıştı amk. resmen iltifattı bu. gülümsedim. ekledi…
biliyo musun.. enstrüman küçüldükçe çalmak zorlaşır.
bu neydi lan şimdi karı bana yazıyo muydu. yoksa yaşıma mı gönderme yapıyodu. her iki durumda da umrumda değildi. yapmam gereken önemli bi iş vardı.

devam panpa

ne giberttin be panpa idolumsun

oglum herkeste sana yazıo nasıl bsysin amq

okucam panpa sonra rezerve

reserved olm bi ara derleyin bunu amk

az hızlı be panpa

hadi amk acı artık panpalara yeter bea. dünden beri giberttin beynimizi... bitir şu hikayeyi ne istersen lan...

çıkıp gittim. saat 11 e geliyodu. ben oraya gidene kadar daha da geç olucaktı biliyordum. hızlandım. vardığımda aynı telaş vardı. safa bey aynı yerde oturuyodu. her şey aynıydı resmen. monoton kelimesi o an anlam kazandı benim için. bu kez içerde tanınıyor ve bekleniyordum. adamlar ordaydı. başımı salladım. karşılık verip safa beyi işaret ettiler. gittim.
-iyi günler, buyurun.
-hoş geldin delikanlı. ver bakalım… sebastian. kontrol edin.

içerden aynı ses. “temiz!”

tamam dedi teşekkür ederim. cevap vermedim başımı sallayıp ayrıldım. bi süre kimsenin beni aramayacağını biliyordum. otele döndüm. telefonumu kapadım. uzun olmasını umduğum bi uykuya daldım. ama öyle olmadı. uzun zamandır böyle uzun uykular uyuyamadığımdan mıdır nedir. zannedersem 4 saat kadar uyuyup uyandım. telefonumu açtım. çok geçmeden çalmaya başladı. ayşendi arayan.
-nerdesin? merak ettim.
-neden ki? dedim.
-cüzdanını alıp almadığını bile söylemedin. bi haber verseydin.
cevap verme gereği hissetmedim. nerdesin diye sordum. evdeyim dedi. tamam dedim müsaitsen geliyorum.

rsrve 23

beyler baştan uyardım ama cinsel ögeler içerir diye...

yarraam cinsel öğe dediğin bir olur iki olur james bond gibi her mevzuda hatun kaldırıyorsun lan.

panpalar bi caps atın biriniz aq

kaça kadar devam etcen ağa

gittim. saat 6 ya geliyordu. kızlar (meltem ve ayşen) yemek hazırlıyorlardı… bu telaş ben geliyorum diye miydi? bugün uzun süre sonra kahvaltı yaptığımdan açlık hissetmiyodum. ama yemekler güzel görünüyordu. kırmak istemedim. masaya geçtik. kızlar sanki birbirleriyle bi yarış içinde gibiydiler. durumu anlamıştım. beceremiyeceğim bi işe kalkışmamalıydım. ayşen bile zordu benim için. o laflardan sonra meltemi oyuna dahil edemezdim. zaten her şeye karşı körelen ilgim şu an cinsel bi açlık duymamı engellemişti. üstlerine gitmedim. ama...