1. 82.
    0
    senin sorular şeriatı yanlış yorumlayan gerzekler yüzünden panpa
    suudiler karılara araba bile kullandırmıyo mesela bu kurandamı yazıyo haşa
    yani bazı din bilgini gibi geçinen zırtırıpırıklar kafalarına göre yorumladığı için böyle sorunlar ortaya çıkmıştır. kuran ne diyosa onu yap
    yada git dindar yakup denilen şahsa sor bu sıralar online idi
    ···
  2. 81.
    0
    hay gibindirik şakirt senı soracagın sorularında inancınında taa dıbınakoyayım
    ···
  3. 80.
    0
    @79 net cevap verdim
    merak eden okur
    ···
  4. 79.
    0
    kardeşim afedersin ama bunu kim okuyacak
    ···
  5. 78.
    0
    Kadın, tabiî temayyülleri sebebiyle çabuk heyecanlanan ve merhamet tarafı ağır basan, davanın şart ve sebeplerinin tesiri altında kalması mümkün olan bir tabiata sahiptir. Dolayısıyla burada şahitlerden birinde herhangi bir sapma olduğunda, diğerinin ona hatırlatarak, gerçeğin ortaya çıkarılmasını garanti altına alma maksadı vardır. Kimsenin itiraz edemeyeceği ve tamamen insanın dışında, yaratılıştan gelen böyle bir özellik karşısında, “kadın, erkeğe eşit tutulmuyor” diyerek, Kur’an’ı yeltenme, sadece bir inattır, maksatlı bir tutumdur ve daha çok inkârdan veya nifaktan kaynaklanır.

    Tenkit edilmek bir yana, tam tersine islâm’ın, heyecanları ve duygusallığı erkeğe nazaran çok daha önde olan kadını, heyecanını daha da artıran hadiselere şahit olması durumunda kendisine yardımcı vererek manevî büyük mesuliyetler altında kalmaktan kurtarması ve toplumda şahitlik müessesesini gerektiği şekilde işletmesi, hem kadın, hem adalet, hem toplum açısından sadece alkışlanacak bir durumdur.

    3- Kadının Yalnız Başına Şahitliği

    islâm’da daha çok kadının sahasına giren ve başkalarının muttali olamayacağı kadınlığa ait işlerde, tek kadının şahitliği kabul edilir. Zira şahitlikten maksat, gerçeğin ortaya çıkması, zulme meydan verilmemesi ve hakkın zayi olmamasıdır. Yoksa şahidin erkek veya kadın olması asıl mesele değildir.

    Doğum, bekaret ve kadınlara ait bazı önemli hastalıklar hakkında kadınların şahitliği geçerlidir. Miras alabilmesi için, doğan çocuğun ses verip vermediği mevzuunda yine kadınların şahitliği kabul edilir. Ramazan hilalinin tesbiti hususunda da yine kadınların şehadeti, aynen erkeklerin şehadeti seviyesinde geçerlidir.14

    Erkeklerin ekseriyetle göremeyeceği, bilemeyeceği, bekâret, evlilik, doğum, hayız, süt emzirme ve kadınlara ait hastalıklar hakkında münferit olarak şehadetleri, Maliki, Şafii ve Hanbeli âlimlerine göre de makbuldür
    ···
  6. 77.
    0
    @68 Her konuda olduğu gibi şahitlik konusuna da yaklaşım tarzı çok önemlidir. Hikmet ve merhametin kendisi olan bu ilahî hükmün ruhuna yabancı bir kadın, bunu kendisi açısından ‘küçük düşürücü bir manzara’ olarak telakki ederken, Kur’ân’ın nihayetsiz hikmetine itimadı tam, inanmış bir kadın ise bunu kendisi adına ‘imtiyazlı/ayrıcalıklı bir hüküm’ olarak görür.

    Esasında bir hükmün zihindeki oluşumu, meseleye nereden ve ne şekilde bakıldığıyla doğrudan ilgilidir. imdi dileyen bu hükmü, Hikmeti Sonsuz'un penceresinden seyredip tasdik eder, dileyen de hikmeti sınırlı aklının dürbününden bakıp ‘hayır’ der. Ne diyebiliriz ki kabul veya reddetme hürriyetini insanlara bizzat Allah vermiştir.

    Şahitlik gibi riske ve tehdide açık ağır bir iş, –fıtraten buna daha dayanıklı/müsait- erkeğin omzuna yüklenmiştir. Bu açıdan kadın özel bir koruma altına alınmıştır. Aslında iki kadının bir erkeğe denk olmasını kimileri kadının alçaltıldığını düşünse de esasında kadının üzerinden sorumluluk hafifletilerek pozitif bir ayrımcılık yapıldığını söyleyebiliriz.11

    islâm hukukunda kadının şehadeti muteberdir. Çünkü kadın da erkek gibi şehadet ehliyeti için gerekli olan zabt ve eda niteliklerine sahiptir. Kadınların şahitliği, bizzat âyet-i kerimede yer almıştır: “Erkeklerinizden iki de şahit tutun. Eğer iki erkek bulunmazsa, şahitlerden kendilerine güvendiğiniz bir erkek ve biri unuttuğunda diğerinin ona hatırlatması için iki kadın yeter.”(Bakara 2/282)

    Her zaman iki erkek şahit bulmak mümkün değildir. Burada islâm kolaylık sağlamakta ve kadınları da şahitliğe çağırmaktadır.

    Âyette öncelikle erkekler şahitliğe çağırılmaktadır. Zira islâmî bir toplumda, çalışan sınıfı genellikle onlar oluşturur. Bu huzur ve güven toplumunda, günümüzdeki bozuk cemiyetlerde olduğu gibi kadın, çok az bir para karşılığı çalışmak zorunda kalarak, hem kendi sağlığı, hem de toplumun sıhhati açısından, dışarıda çalışmakla vereceği hizmetten çok daha büyük ve önemli bir fonksiyon olarak, istikbali omuzunda taşıyacak evlâtlarını terbiye etme ve yetiştirme gibi çok önemli annelik görevini bırakma mecburiyeti altında tutulmaz. Dolayısıyla çarşıda, pazarda, vekalet, kefalet ve şehadet gibi mevzularda kadının çok fazla ilgisi ve bilgisi olmayacağından, âyet-i kerime, ilk etapta erkekleri şahitliğe çağırmakta, şayet iki erkek bulunmazsa, “güvenilir bir erkek ve iki kadının şahit olabileceğini” ifade etmektedir.

    Âyet-i Kerimede iki kadının şehadette bir erkeğe mukabil sayılması, bu mevzunun onun asıl meselesi olmaması ve pgibolojik yapısından kaynaklanan zabt ekgibliğidir. Yoksa mesele, kadın ve erkek eşitliğini iddia edenlerin dediği gibi, kadının insan yerine konulup konulmamasıyla, ona değer verilip-verilmemesiyle ve kadın-erkek eşitliği veya eşitsizliğiyle hiçbir ilgisi yoktur.

    “Eğer iki erkek bulunmazsa, şahitlerden kendilerine güvendiğiniz bir erkek ve biri unuttuğunda diğerinin ona hatırlatması için iki kadın yeter.”

    Burada bahsi geçen unutmanın çeşitli sebepleri olabilir.

    2- Unutmanın Sebepleri

    a- islâmî bir toplumda kadın, erkeğe nazaran daha az çarşıya-pazara çıkar, başkalarıyla karşılaşır ve muhatap olur. Onun en büyük ve en değerli vasfı, anneliktir. Dolayısıyla islâm, toplumda iş bölümünde haricî işleri, evin geçimini daha çok erkeklere yüklerken, kadının, belki dıştaki işlerden çok daha önemli olan ve kadın fıtrat ve pgibolojisine çok daha uygun düşen, evin düzeni, bakımı ve çocukların terbiyesiyle meşgul olmasını tercih eder. Bu, mutlak bir mecburiyet olmayıp, bir tavsiyedir, bir tercihtir. Dolayısıyla kadın, dışarıda cemiyette cereyan eden hadiselere daha fazla şahit olmaz. Zaman zaman çarşıya–pazara çıksa da, yapılan alışâ€“verişler ve olup biten hadiseler, asıl meselesi olmadığı için onun dikkatini fazla çekmez. Dikkat ettiği şeylerde, bir kere gözüne iliştirdiğinden dolayı unutabilir. Pgibolojik hafıza kanunlarına göre de, insan bir hadise ile ne kadar çok karşılaşırsa hadise, o derece hafızasına yerleşmiş olur. insanın, az karşılaştığı, seyrek müşahede ettiği hadiselere dair hafızası zayıftır. Bu türlü hadiseleri sonradan bütün yönleriyle hatırlamak ise daha zordur.

    Binaenaleyh, insanlar arasındaki alış verişe ve diğer muamelelere pek az şahit olan kadının, bunlara dair intibaı, duyum ve idrak kabiliyeti, hafızası, pek tabiî ki erkeğe nisbetle zayıf olacaktır. Dolayısıyla şahitlik yapacak bir kadının yanında; hadiseyi az daha olsa gören, bilen bir başka kadının yardımcı olarak istenmesi adaletin tam tecellisi için isabetli bir yoldur. En azından ikinci kadın, birinci kadının unuttuğu şeyleri hatırlatır, ona destek olur, şehadetine güç ve kuvvet kazandırır. Bu şekilde kadın, çok önemli bir şahidlik meselesinde töhmetten de kurtulmuş olur.

    işte Kur’an, bu durumda olan kadına yardımcı bir arkadaş vermiş, diğer taraftan böyle emretmekle adalete ve hakkaniyete verdiği önemi göstermiştir.

    b- Kadın, bütün insanlık tarihiin şahit olduğu ve kadın hakları adı altında kadının sokağa en çok çıktığı günümüzde de açıkça görüldüğü üzere, ticari hayata ne erkekler kadar katılır, ne de onlar kadar bu sahada aktif olur. Bugün de, idare gibi ticaret, dünyanın her tarafında çok büyük oranda erkeklerin elindedir. Dolayısıyla, idari meselelerde, askerlik konularında ve daha pek çok sahada olduğu gibi ticari konularda ve anlaşmalar hakkında da kadının bilgisi, tecrübesi, anlayışı, erkeklerinkinden kat kat az ve ekgib olabilir. Bu da onun, her halükârda sağlıklı bir şahitlik yapmasına mani olabilir. Bununla birlikte, bu meseleleri de erkeklerden daha iyi anlayan kadınlar da her zaman için bulunabilir. Fakat hukuki ve kamuyu ilgilendiren meselelerde istisnalar değil, genel kurallar nazara alınır. Bugün dünyanın hiçbir yerinde önde gelen ticaret ve iş adamları kadın değildir. Ama iki kadın, birbirine destek vererek ve yardımlaşarak, ticaret veya borç akdinin gerektirdiği şartları daha iyi hatırlar ve yerine getirebilir.

    c- Unutma, aynı zamanda kadının pgibolojik durumuyla ilgilidir. Bu, belki ona Allah’ın (c.c.) bir lûtfudur. Ayrıca, kadınların kendilerine mahsus bir halet-i ruhiyyeye sahip oldukları da bir hakikattır. Bu konuda ruh doktoru, Mazhar Osman şöyle der :

    “Kadınla erkeğin tabiat farklılığı daha küçük yaşta başlar ve gittikçe artar. Evvelâ, kadının esas mizacı heyecanlılık (emotivite)dir. Bütün kadın pgibozlarında bunun izlerine tesadüf olunur. Heyecanın hakim olduğu pgibozlar, meselâ, cinnet-i mania-i inhitabiye kadınlarda daha çoktur. Vahşi kavimlerden en yüksek medeni milletlerin kadınlarına, pek asrî terbiye görmüş bir mini mini hanımla, köyde doğup büyümüş bir köy kızına varıncaya kadar kadınların müşterek hisleri, birbirinden farklı olmayan jestleri vardır. Her kadın, ayının yarısını hazırlanma, âdet, âdetten sonra gayri tabilikle, adeta hasta olarak geçirir. Tenasülde erkeğin rolü beş dakikalık bir birleşmeden ibaret ve ondan sonra aşka kayıtsız ve hatta müteneffirken, kadın, aşkın mahsulünü dokuz ay karnında, iki sene göğsünde taşır; hamilelik, doğum ve nifas hallerine ait bir çok ruhi değişiklikler, tabii ve mutad sayılan asabiyetler gösterir. Erkekle kadın nasıl birbirine müsavi olur.? Ruh tıbbında tetkikler ilerledikçe, ruhiyet ve zihniyetler arasındaki farkı daha açık göreceğiz. Kadın heyecanıyla yaşar, erkek muhakeme ile temayüz eder.”12

    Bugün, kadının erkeğe nazaran, ruhen daha heyecanlı olduğu, hadiseler karşısında daha çok heyecanlandığı pgibolojik bir gerçektir. Gutteyman de bu konuda şöyle demektedir :

    “Kadında idrak, tahayyül, düşünce, isteyiş ve hareket gibi cihetlerin hep umumiyetle heyecanlılığa uygun düşen ve sadece bu zaviyeden anlaşılması mümkün olabilen, karakteristik hususiyetler vardır. Nitekim bu âmil gözetilmeden yapılacak etüdlerde, kadın ruhu, mühim bir kısmı itibarıyla muamma kalır.”13

    Evet; iki kadının şahitliğinin bir erkeğin şahitliğine denk tutulması, hiçbir zaman kadının, erkeğin yarısı olduğu manâsına anlaşılmaz. Çünkü bu şahitlikte, yani her türlü teminatın bulunmasına önem verilmiş olan hukuki sahada bir icraattır. Bu şahitlik, sanığın ister lehine ister aleyhine olsun fark etmez.
    Tümünü Göster
    ···
  7. 76.
    0
    @75 lan o matematik dediğinin üniversitede bölümünü okuyom ben gibik bana matematik anlatma
    ···
  8. 75.
    0
    @73 dıbına kodum salagı ben kabataslak anlattım olayı anlamak istemiyorsan daha ne yapayım sana
    ···
  9. 74.
    0
    @61 izle ve öğren : http://www.youtube.com/wa...rkIsE&feature=related
    ···
  10. 73.
    0
    @70 karşim mal mal konusma birinci ailede 300 bin servet vardı diyelim kadın 100 bin aldı erkek 200 bin , 2. aiilede 150 bin servet olsa erkek alacak 100 bin servet kadınla erkek birleşse edecek 200 bin servet , ilk ailede sade erkeğin aldığı servete eşit 2 sinin toplamı , elmayla armutu topluyonuz siz , 2+1=1+2 olması için 2 aileninde servetlerinin eşit olması lazım
    o soruya çok güzel cevap verildi , erkeğin evine bakması zoruunlu

    @71 1. zaten cevaplandı 2. yidie ben söylüyom işte müslüman kadınların kollarını bile açması yasak , neen diye sorunca çekici geliyor erkeklere diye , zaten yasak diye çekici ,yasak olmasa çekici gelmez
    ···
  11. 72.
    0
    @69 senin cevaplarn hiç kesmedi panpa , bi kere 1. soruyu kardeşimiz güzel açıkladı , erkekte 2/3 kadında 1/3 diyonda belki kadında fakir erkekle evlenecek o zaman eşit olmaz
    ···
  12. 71.
    0
    1. tek başına mantıksız geliyor ama genel islam hukuku gereği kadına zati erkeğin bakması gerekir. hatta kadın çalışsa dahi geçim parasının tamdıbını erkek temin etmeli ve kadının kazasndığı paraya dokunmamalıdır. eğer bahsettiğini bunlarla birleştirir ve bu açıdan bakarsan ortada ezilen varsa kadın değil erkek milletidir.
    2. parantez içindekine bende bi örnek veriyim geçen sene bulunduğum yer itibariyle etrafımda binlerce mini şortlu dekolteli hatun(çoğu kuzeyli manken ötesi) vardı ve ilk gün hepsine ağzım açıkken bakarken ikinci gün alışmıştım. Gerçek hayata dönünce de intehara kalkışıyodum azdaha.
    soruya dönersek mantıklı bi savunma vardı ama unuttum
    3. bilmiyom panpa
    ···
  13. 70.
    0
    n eresini anlamadın dayı 2 ayrı aile var diyelim ikisininde 1 kıs 1 erkek cocugu var ana baba geberdi gitti
    1. ailede kız 1pay aldı erkek 2 pay aldı ( eşit degıl gibi görünüyor degıl mı ? )
    2. ailedede kız 1 ay aldı erkek 2 pay aldı ( ee gene eşit degıl )
    peki bunlar evlenırse ne olur ?

    1+2 = 3 olur iki tarafta işi matematige mi baglayalım illa amk
    ···
  14. 69.
    0
    1. sorunun cevabı sende miras olarak 3/2 pay war evlendigin zaman eşinin 3/1 ilk payıyla birleşiyo ve tamamlanıyo 3/3 oluyor böylece eşitlik saglanmıs oluyo
    2. sorunun cevabı bu alemde yanlız bizler yaşamıyoruz bildigin gibi cinler ve ALLAHIN görevlendirdigi meleklerde war melekler avret yeri acık olanların yanından uzaklaklasır yani olay erkeklerin sehvet duydusuyla alakalı degil öte yandan cinlerde insanlarla cinsi münasebet kurabilirler hatta bagzı kişilerin cin kısmından kadınlarla evlendigi hadis kitaplarında gecmektedir sen o kadınlarla birleşme yapmaya bilirsen ama cinler ve seytanlar garanti birlesirler bu olay sahile gittiginde bikinili kadınları gördügün gibidir alısveris merkezinde yürürken görmekbaska sahilde görmek baska
    ···
  15. 68.
    0
    @67 2. soruyu iyi dedin panpa ama 3. sorunun cevabı kesmedi , erkeklerde kolay bi şekilde kandırılabilir
    ···
  16. 67.
    0
    3. sorunn cevabı çok basit
    kadınlar fıtrat olarak ve diğer şeyler açısından
    duygu-düşünce açısından da erkeklerden farklıdırlar

    kıskanabilirler, aldatabilirler vs.

    bu yüzden kadınların yalan söylemesi daha basittir
    onun için kadınlarda 2ye 1 vardır,

    ayrıca kadın erkek eşit değildir, bunu yanlış anlamayın
    kadın ve erkek eşit yaratılmamış ki eşit olsun
    kadınla erkek dünyada pekçok alanda eşit olamaz

    şimdi ateistler çıkıp saçmalamasın

    2. soruna gelelim : insanlara bir takım yasaklar konmalı ki
    iyiler kötülerden ayrılsın, ayrıca eğer kadınlar çıplak olsaydı
    cezbetmeseydi, her erkeğin ve kadının ihtiyacı olan
    cinsel ilişkiden zevk alamayacaktık yada çok az alacaktık
    kimse her gün gördüğü yerleri görmek istemeyecekti vs.

    zaten oralar kapalı olduğu için cinsel ilişkide oraları açıp
    elleyip oynuyoz, bilmem anlatabildim mi
    ···
  17. 66.
    0
    @65 o matematik ayağına hiç bulaşmak istemiyom açıkçası onu bi din hocasına felan sorarım
    ···
  18. 65.
    0
    @64 kafanı kuma göm panpa.
    ···
  19. 64.
    0
    @61 onu araştırmadım araştırmakta istemiyom panpa
    @62 panpa cevabın pek doyurmadı beni açıkçası :(
    ···
  20. 63.
    0
    uplattırmayın bi başlığıda amk
    ···