Yeni davam için yola koyulalı  5 saat olmustu ama daha varamamıştım.Bmw i3 markalı arabam eşlik ediyordu bana, yaşım daha genç olmasına rağmen güzel arabam, güzel bir hayatım vardı. Meslegimden dolayı iyi de kazaniyordum. Dedektif olmaya çocukluk çağımda karar vermiştim. Scooby doo izleyip büyüyünce bende canavar yakalıcam diyordum. Canavar olmasada onlar gibi bir dedektif olmuştum. Yani bir bakıma dedektif.

Yavaş yavaş yeni davamın yeri gözükmeye başladı. Bursada küçük denilebilecek bir köydü burası zaten ilk defa böyle bir iş almıştım. Arabamla köye girdiğimde dikkati üzerime çekmiştim bile.

Meydan beklediğim gibiydi, fazla büyük değildi zaten köyde çok büyük değildi. Yaklaşık 50 hane vardı. Arabamdan iner inmez bana doğru 50li yaşlarda pos bıyıklı, beyaz saçlı muhtar olduğunu tahmin ettiğim biri yaklaştı.

B:Ben M:Muhtar

B:Merhaba
M:Hoşgeldin oğlum, bize yardım edecek ıhh..
B:Evet ben dedektifim
M:işte herneyse.Gel sana kalacağin yeri göstereyim.

Muhtar önden giderken onu takip ettim.Tek katlı, fazla penceresi olmayan oldukca sade bir evin önünde durdu.Evi beğenmememe rağmen yapabileceğim birşeyin olmadığının farkındaydım...

M:Evet işte burası senin evin.
B:Sağolun muhtar bey
M:Ali amca demem yeterli
B:Tamam ali amca

Anahtarları verdikten sonra Ali amca gitti. Anahtarlarda ev gibi oldukça sadeydi,2 tane anahtar vardı.Eve girdim, evde sadece 3 oda ve 1 tuvalet vardı. Içide dışı gibi oldukca sadeydi.2 koltuğun önünde küçük denilebilecek bir televizyon karşıladı beni direk eve girer girmez.Yan tarafta yatak odası vardı,1 yatak, yatağin yaninda tahtadan bir sandalye vardı. Birde eskimiş bir dolap vardı.Son oda olan mutfaga girdim. Klagib bir tezgah, küçük bir masa etrafinda 2 sandalye, buzdolabi ve 2 tane çekmeceli küçük dolap vardı, tuvaleti tanımlamama gerek yok herhalde.

Daha önce açmıştım fakat ilgi gelmediği için devam etmedim. Beni bilen bilir şu ana kadar hiçbir hikayemi yarıda bırakmadım. Kendinizi gösterirseniz sevinirim,az kişi olsa bile devam

Günaydın yoldayım, yarım saat sonra devam ediyorum

O gece rahat uyudum diyemem. Yatak uzun zamandır kullanılmamıştı, sertlesmisti.Sabah kalktığımda meydandan gelen yüksek sesler duydum. Kalktım elimi yüzümü yıkadım, tuvalete gittim. Hızlıca giyinip meydana doğru yola çıktım.2 dakika sonra meydandaydım.1 kadın sarılmış ağlıyordu muhtarda onu sakinleştirmeye calisiyordu.

B:Ne oldu burda ali amca?
M:Gece kadının ahırına kurt veya tilkiler girmiş.4 koyunu telef olmuş. Duvarada kanla arapça birşey yazılmış.Ama bu hayvanlar ne zamandan beri yazı yazabiliyor?
B:Ben bi gidip bakayım, bana evi tarif edermisin?

Evin tarifini aldıktan sonra yola çıktım.5 dakika içinde evin kapısındaydım.

Ahıra girdim, gerçekten duvarda pıhtılaşmış kan renginde arapça veya ibraniceye benzeyen harfler yazıyordu. Köylülerin korumasını anlıyordum. Cahillerdi ama bu benim için söz konusu bile değildi. Yazının fotoğrafını çektim:üniversitede arapça dilbilimi okuyan arkadaşıma gönderdim. Yerde hala hayvanların leşleri vardı.Çok iğrenç bir manzara ve kan kokusu midemi bulandırdı, çıktım ordan ve eve gittim.

Buzdolabını açtım, beklediğim gibi boştu, yanıma biraz para alıp meydana gittim.Bir manav ve bir bakkal vardı burada. Birde et satan kasap vardı,ama et alıp pişirebilecek durumda değildim. Manavdan elma,muz falan aldım. Bakkaldan da ekmek peynir aldım.Üniversite yıllarımda bile böyle fakir öğün yemiyordum.Ama meslek işte yapabileceğim birşey yok.Eve gittim, akşama kadar yemeğimi hazırlayıp yedim...

Akşam arkadaşımın hala geri dönmemiş olmasına şaşırdım.Tek yapacağı 2 kelime olduğunu tahmin ettiğim yazının türkçesini yazmaktı. Acaba internetmi çekmiyor diye düşündüm fakat bu ihtimalde bir anda yokoldu.3 çizgide olsa internet çekiyordu. Yanımda getirdiğim kitabı pencereden giren ışığın altında okumaya başladım. Vaktin geç olduğunu farketmemiştim evin kapısından zorlama sesi geldi, uyur taklidi yaptım hemen. Eğer kalkıp kapıya gitseydim o şey herneyse gidicekti yani böyle düşünüyordum. Eğer yanıma gelirsede kendimi savunabileceğimi düşünüyordum. Beklediğim şekilde ayak sesleri uydum, girenin insan olduğundan emin oldum, zaten başka ne olabilirdi ki?

Sprey boya sesine benzettiğim birşey duydum, büyük ihtimalle mutfaktan geliyordu. Sonra o kişi kapiyi arkasından çekerek çıktı, önlem olarak arkasından gitmemeyi tercih ettim. Sabahı bekleyip gün ışıyınca gidip bakacaktım zaten gece göremezdim ne olduğunu ve ışıklari açıp dikkat çekmekte istemiyordum. Uyumaya çalıştım, yaklaşık 20 dakika sonra uykuya dalmıştım...

Kusura bakmayın aralı aralı geliyor ama elimde olan birşey değil zaten hemen bitse zevksiz olurdu. Sizden tek isteğim ilk entrye şuku atmanız böylece daha çok kişi okuyabilir.

Çok değil 1 saat civarı sonra uyandım. Saati nasıl bu kadar iyi tahmin ediyorsun diye sorarsanız odamın duvarında eski ama çalışan bir saat vardı. Saat 6.25 ti ve güneş ışıkları evi aydınlatmaya başlamıştı. Hemen kalktım, mutfağa gittim.Çok sakin olsamda o an çığlığı basmadan duramadım.Hic istemediğim birşeydi bu çünkü tüm köy eve dolacaktı şimdi...

Kimse gelmeden ortalığı topladım.En fazla 2 dakikam vardı, odama koştum yatağimi falan topladim. Kapı çaldı

M:Evladım iyi misin?
B:Gel Ali amca ama gelen herkesi uzaklaştir evlerine gitsinler ama sadece sen kal

Ali amca herkesi evlerine yolladıktan sonra yanıma, mutfağa geldi. Tezgahın üstünde karnı yarılmış bir kedi ve duvarda o kanla yazılmış yazı vardı...

O anın şokuyla olsa gerek bunu farkedememiştim. Gece duyduğum sprey sesi neydi? Duvardaki kan lekesine elimi sürdüm, kokladım.Rengi ve kokusu aynı kan gibiydi bu nasıl olabilir?

Kedi ölüsünu poşete koyup dışari çıkardık. Ahırda gördüğüm ayni yazıydı duvardaki. Baya uğraştıktan sonra sildim lekeyi. Normalde kan lekesi bu kadar uğraştırmazdı. Bütün parçalar farklı şeyleri gösteriyordu.Ne yapacağıma karar vermem için biraz yanlız kalmam gerekiyordu bu yüzden muhtarı gönderdim. Akşama kadar not defterime yazıp çizdim ama birşey bulamadım. Bilimsel düşünmek beni hiçbir çıkışa zütürmüyordu bu olayda. Kafam almıyordu.

Sabah kalktım. Rutin olarak elimi yüzümü yıkadım dişlerimi fırçaladım. Tuvalete gittim, üstümü değiştirdim. Muhtarın evine gitmek için yola koyuldum. Buraya geleli tam 1 hafta olmuştu fakat hiçbirşey bulamamıştım.ilk ödememi alıcaktım bugün. Muhtarın evine varınca karısı beni içeri aldı. Muhtar ile uzun sakallı bir adam karşılıklı oturmuş hararetli birşey konuşuyorlardı. Beni görünce

-Ooo Fırat bey hoşgeldiniz, dedi.

Yanına oturdum.

M:Bu alahaddin abi, kendisi bursada ünlü bir hocadır.
B:Hoşgelmiş
A:Hoş buldum evlat
M:Ödemeni almak içinmi geldin,git vestiyerin üzerindeki zarfta ordan al.

Bana malmışım gibi davranması hoşuma gitmedi ve beni adama paragöz biri gibi göstermişti. Gerci öyle tiplerin ne düşündüğü umrumda değildi.Bos hocalar...

Zamanı ve olayları şuan kendiniz bağdaştırmaya çalışın ileride anlayacaksınız ve neden bu kadar şuku sayısı az hadi arkadaşlar pamuk eller şukuya ilk entrye şuku vermeniz yeterli

O gün akşama kadar evde kitap okudum ve konu hakkında düşündüm.Bu aralar stresten dolayı uykuda uyuyamıyordum.O yüzden yoğurt aldım.3 kase yoğurt yesem bile yine uyuyamadım.En son saate baktığımda saat 2ydi. Sabah evimin kapısının çalınma sesiyle uyandım. Gelen ali amcaydı.

-Gördün mü? dedi.
Ne olduğunu anlamamıştım, peşinden gittim. Evin duvarına kanla yine o aynı yazı yazılmıştı. Arkadaşımdan hala cevap gelmemişti, arasam da ulaşılamiyordu..

Duvarı silmem için muhtarın karısı sıcak suyla bez getirmişti. Elindeki leğeni alırken ayağım kaydı ve leğendeki suyun bir kısmını duvara sıçrattım.Kan lekesinden buhar çıktı ve leke akmaya başladı, duvarda iz bile bırakmadan akıyordu.Ama kan lekesi akmaz ki?

Akşama kadar bu olayı düşündüm. Sıcak suyla tepkimeye giren birseydi bu ama ne olabilirdi. Aklımda bir sürü olay vardı ama bunları birleştirebilsem olayı çözecegimi en azından yaklaşacagımı biliyordum en azından yaklaşırdım.

Bu olayın cinlerle alakalı olduğunu düşünmüyordum. Düşünsem kendimden utanırdım. Insanların bunu cinlerin yaptığını düşünmesi normaldi çünkü onlar cahildi oysaki BILIM TARAFINDAN AÇIKLAMAMAYAN ŞEYLER IHTIMAL BILE OLAMAZ...

Sabah kalktım, meydandan bağırışma sesleri geliyordu. Gittiğimde iki kişinin kavga ettiğini diğer köylülerin etrafında toplandığını gördüm.

Köylü1:k1 köylü2:k2

K1:Napiyordun koyunlarimin yaninda o bıçakla
K2:Hiçbirşey yapmiyordum be adam!Git başimdan

Köylü 2 kalabalığı yararak uzaklaştı. Elinde siyah bir torba vardı.

Bakkala girdim ama bu sefer herzamankinden farkli olarak birşey gözüme çarptı. Girişin hemen yanında boya tezgahı vardı. Mavi,sarı kırmızı...
Ikinci dikkatimi çeken şey ise en az kırmızı boya bulunmasıydı. Parcalar yavas yavas birleşiyordu...

Eve gittiğimde telefonuma mesaj geldiğini farkettim.

-Kusura bakma babam hasta. Hastanedeydim mesajına cevap veremedim. Burada BURAYI TERKET yazıyor. inşallah başin dertte değildir.

Evet parçalar birleşiyordu.O duyduğum sprey sesi kırmızı boyaydı.Cin falan yoktu bu olayda. Sadece olaylari doğa üstü göstermek için duvara kan sürüp üstüne sprey sıkiyorlardı.Bu yüzden o boya akmıştı.

Bunu yapanıda biliyordum galiba...

Muhtar bana köye ilk geldiğimde bir olay anlatmıştı. Köyde geçen sene bir olay olmuştu. Koyun altında maden yatagı bulunmuştu. Koyde yasayan biride köydeki evleri yakıp herkesi köyden uzaklaştırmaya çalışmış.Şimdide böyle bir yola başvurmuş olabilir.Tam bunları düşünürken odadan pencere açılma sesi duydum. Arkamda bir nefes hissettim ve arkami dönemeden...

Gerisi yok işte bu kadar.

-Peki Fırat bugünkü seansımız bitti.LÜTFEN FIRATI ODASINA GÖTÜRÜRMÜSÜNÜZ?