1. 1.
    +1
    ilk baskısı 1938 yılında çıkan “Bir Adam Yaratmak” Necip Fazıl’ın en önemli ve en meşhur piyeslerinden biridir. Aynı sene meşhur tiyatrocu Muhsin Ertuğrul tarafından sahneye konulmuş ve iki sezon oynanmıştır. Eser, gerek seyredenler ve gerekse sanat ve edebiyat münekkidlerince büyük bir kabul görmüş, “Büyük bir sanat olayı” olarak nitelendirilmiştir. 1977 yılında Yücel Çakmaklı tarafından Türk televizyonuna uyarlanmıştır. Şimdiye kadar beş baskısı çıkmıştır.(1)
    “Bir Adam Yaratmak” gazeteci Turgut’un piyesin kahramanı Hüsrev’le yaptığı mülakatla başlar. Piyes yazarı Hüsrev’in “Ölüm Korkusu” adlı oyunu yeni sahnelenmiştir. Gazetecinin üzerinde durduğu konu, oyunun yazarı Hüsrev’in piyesindeki olayı hayatından mı aldığıdır.
    Turgut konuşmaya şöyle başlar: “Derler ki, bazı sanatçılar eserlerindeki birçok mevzuyu şahsî hayatlarından veya en azından gördükleri olaylardan çıkarırlar.”
    Gazetecinin büyük oyun yazarı Hüsrev’e yönelttiği bu soru boşuna değildir. Çünkü sahneye konulan bu oyuna büyük önem vermektedir insanlar. “Ölüm Korkusu”nun kahramanı annesiyle birlikte, bahçesinde incir ağacı bulunan bir köşkte yaşamaktadır. Oyunun yazarı Hüsrev bir kaza neticesinde annesini öldürür. Kaza ispat edildiği için serbest bırakılıyor, fakat vicdan azabı günden güne beyninde derinleşiyor. Birden bire o zamana kadar hiç dikkat etmediği bir şey ilgisini çeker, babasının ölüm olayı. Babası kendisini incir ağacına asmıştır. Aklî dengesi gittikçe bozulur. Annesinin acısı onda mücerret bir ölüm korkusuna dönüşür.
    Hüsrev’in piyesi baştan sona ölüm korkusuyla doludur. Bu korku onda öylesine sürükleyici oluyor ki, kendini tıpkı babası gibi köşkün bahçesindeki ağaca asıyor.
    “Bir Adam Yaratmak”ın hikayesi bir iki ayrıntı dışında “Ölüm Korkusu”ndaki gibi.
    Oyun yazarı Hüsrev annesiyle birlikte bahçesinde bir incir ağacı olan köşkte yaşamaktadır. Halasının kızı Selma onu çok sevmektedir. Bir kaza ile Selma’yı öldürür. Piyesteki olaylar, gelişmeler, sonuçtaki farklılık hariç, hep aynıdır. Hüsrev yazdığı oyundaki gibi kendini incir ağacına asamaz. Çünkü kendini asacağı ağaç annesi tarafından kestirilmiştir.
    Oyunun son sahnesinde Hüsrev tedavi edilmek için akıl hastanesine zütürülürken, annesi “evladım! Gitme, gitme” diye seslenir. Hüsrev şöyle karşılık verir: “Ne yapayım anne? Kestiniz incir ağacını!” Necip Fazıl’ın “Bir Adam Yaratmak” piyesi böyle biter. Görüldüğü gibi piyeste, oyun içinde oyun vardır. Ama aynı oyun, gazeteci Turgut’un üzerinde durduğu; kendi hayatını yazma iddiasının hiç de yabana atılamayacak bir oyun olduğunu doğrulayan bir eser “Bir Adam Yaratmak”. Fakat Hüsrev bu iddiayı kabul etmez.
    “Bir Adam Yaratmak” piyesi verasetin rolünü ele alırken, fikrî yoksunluğu, kuru akılcılığı ve pozitivizmi reddetmektedir. Gücü ancak bilinen belirli şeylere yetebilen insanın aciz olduğu ve akla güvenmesinin mümkün olamayacağı, gerçek hakikat ve kudretin Allah’ta olduğu, insanın sanat, edebiyat faaliyeti ve icatlarıyla kendini ifadeye çalışsa da Allah’ın aciz, ölümlü bir yaratığı olduğu, Allah’ın bâki olduğu bizimse O’na döndürüleceğimiz anlatılmaktadır.
    “Bir Adam Yaratmak” piyesi sanat ve edebiyat dünyasında büyük olay meydana getirmiştir. “Büyük bir sanat olayı” olarak nitelendirilmiş ve münekkidlerce yaratıcı gücünün üstünlüğü alkışlanmıştır.
    Bir münekkid “Bir Adam Yaratmak” piyesi insanın ve aklın güçsüzlüğü fikrini tiyatroya, edebiyat ve sanata yerleştirmiştir” der.

    n-f-k nokta comdan alıntıdır
    ···
  1. 2.
    0
    özet geç bin bu ne özet geeççç
    ···
  2. 3.
    +1
    tamamıyle katılıyorum arkadaşım umarım benim gibi herkes okur çok saol tekrardan... desem çok komik olurdu lan dimi.. gibtir şimdi
    ···
  3. 4.
    0
    seviyoruz ailecek
    ···
  4. 5.
    +1 -1
    necip fazıl kısakürek'in unutulmaması gereken oyunlarından biridir
    ···
  5. 6.
    +1
    şuan başrolü oynuyorum bb
    ···
  6. 7.
    0
    2 Yıldır başrıolü oynuyorum bb
    ···
  7. 8.
    0
    bir bıçağın deştiği yerden kan akmaz olur mu? benim de beynimden, kan akıyor. ben düşünmüyorum beynim kaynıyor. görüyorum, gözlerimi yumunca görüyorum. beynimin etten yuvarlağı içinde her düşünce bir damla siyah kan gibi yuvarlanıyor. ben istemiyorum fakat hiç bıçağın deştiği yerden kan akmaz olur mu?

    trt de ağustos ayında gece karşıma dizisi çıktı Ahmet mekin müthiş oynamış. Kitabınıda okumak lazım
    ···
  8. 9.
    0
    Bir dakika sabret! Biradzan hiçbir şey anlamayacaksın. Bendeki bu ruh her şeyin iç yüzünü kurcalıyor, tırmıklıyor. Gözü bağlı hiçbir isteğe izin vermiyor. En sevdiği şeylerden bir anda iğreniyor. En düşünülmeyecek yerde, birdenbire düşünmeğe, hesap yapmaya kalkıyor. Kendisine göre, kanunları, ölçüleri var. Müthiş bir çirkinlik korkusu ve güzellik kaygısı içinde çırpınıyor. Aradığını bulamıyor. Bulduğuna razı olamıyor. Saadetlerin yüzde yüzü olan hayvani saffetleri, bir sansarın pilici boğması gibi boğuveriyor.

    Bir adam yaratmak
    ···