1. 26.
    +7
    mesela, bi keresinde bize gelcek amk. hiç unutmam, bi pazar günü... annemler yok evde, bi babam var evde, o da taksi aldı emekli olunca sıkıntıdan taksicilik yapıyo, erken çıkıyo evden, ona güveniyorum. binin çıkmayacağı tuttu amk. kız geldi, marketin birine girdi orda beklio amk. ben de bekliorm, yok gitmiyo babam. en sonunda kıza arattırdım babamı taksi lazım şurda diye, adam da gitti amk. üzüldüm ama am için bunu da yaptım belamı gibeyim. hepimiz aynıyız amk. geldi bütün hıncımı bundan çıkardımzaten, hunharca gibtim. hatta şu anda bu yazıyı yazdığım yatakta geçmişti bu gibiş, vay dıbını yiyim 3 sene olmuş.
    ···
  2. 27.
    +6
    ben doğruyu söylüyordum, tabii karşındakinden emin olamıyorsun sanal dünyada. ben yine de inanmayı seçtim, sonuçta ben dürüst davranmıştım... biraz daha konuştuk, sonra kapattık. izmirdeki kızla aram iyice bozulmuştu, gel diyip duruyodu, halbuki gitsem onun yerine belki de bi başkasına gidecektim... bu da beni huzursuz ediyordu. sonuçta safça bi aşkla bekliyo beni... inatla gitmiyordum ben de.
    ···
  3. 28.
    +6
    bu arada elimden gelen hızla yazıyorum, bu gibtigim gri ekranı yüzünden aksamalar olabiliyo. ona göre dinleyin panpalar, kol bozuk, hakem yanlı, falan filan.
    ···
  4. 29.
    +6
    bi gün girdim yine sözlüge, heyecanlıyım tabi..o da ne? kızın hesap yok beyler, böyle bi yazar yok falan diyo. aha dedim sıçtık. tel yok, msn yok, nerden bulcam lan ben bu kızı* deliye döndüm, küfür edip duruyorum hem kıza, hem de kendime. ne kadar safsın diyorum amk, kandın hemen...
    ···
  5. 30.
    +6
    baktım, kız bildiğin iri amk. şişko diyemem, ama kafa iri, gögüsler, vücut falan bildigin iri. ben 1 86yım ama, benden iri duruo nerdeyse amk. ulan bu muymuş dedim, çaktırmadım ama. izmirdekinin eline su bile dökemezdi tip olarak. yine de konuşmaya devam ettim...
    ···
  6. 31.
    +6
    baktım, mor sütyenle oturuyo amk! oha dedim noluyoruz. hayırdır dedim, güldü bu mu yani ilk tepkin dedi. haklıydı amk. yani dedim, şaşırdım beklemiyodum. napiim sıcak bura baya ondan böyle oturuyodum, sakıncası vrsa kapataym dedi. yok dedim. boynu ve gögüsleri güzeldi tipine göre. biraz da ora cezbetmişti...
    ···
  7. 32.
    +6
    bu devamlı bana rapor veriyo. ben de sevgi sözleri yazıyorum, zerre de içimden gelmiyo amk. bi gün dedim vites yükselteyim, izmire gitmeme de bi hafta filan var. dedim ben sana aşık oldum... havalara uçtu amk bi başladı sevgi sözcüklerine.. bi ara teli masaya koydum, arkadaşla sohbet ettik, aldım telefonu hala devam ediyo. dedim ben de sevgilim, ben de aynı duyguları hissediyorum... ne dedigi umrumda bile degil. ilerde bu sözlerin teki için yalvaracağımı bilseydim...
    ···
  8. 33.
    +6
    garson siparişleri getirdi, gider gitmez başladık yiyişmeye amk daha ilk günden. hem rahatsızım, hem de kız o kadar istekli ki, karşı koyamıyorum... bi ara duruyoruz, napıyoruz biz diye gülüyoruz... derken bunun telefonu çaldı...
    ···
  9. 34.
    +6
    o doğumgününe iyi ki gitmişim diye düşündüm... o bunu haketti çünkü, nice fedakarlıklar yapmıştı bana... kendi eliyle perde boyadı lan, asayım diye odama... ben ne yaptım? hiç... asmadım bile... ilişkimizin özeti gibi aslında bu durum.. şimdilik...
    ···
  10. 35.
    +6
    arkadaşlarla salonda oturuyoruz, birimizde masaüstü, diğerlerinde laptop, dota atıyoruz bira eşliğinde... gülüyoruz eğleniyoruz, bi yandan da baharla mesajlaşıyorum. tabii oyun oynuyorum ya, ara ara mesajlarına cevap veriyorum. artistiz ya...
    ···
  11. 36.
    +6
    arkadaşla muhabbete devam o arada... azcık endişelensem de, içim rahat... nasılsa arayacak, olmadı mesaj atacak... ama mutlaka bi tepki verecek... öyle ağlayan biri kayıtsız kalamaz bu ayrılığa... herkesin dert anlattığı, danıştığı ben, daha insanlar hakkında öğrenmem gereken çok şeyin olduğunu, o gece anlıyorum...
    ···
  12. 37.
    +6
    ölüyorum sanki... yatağımdan bile çıkamıyorum, tir tir titriyorum... sinirden ya da soğuktan değil! terkedildiğinin farkına varan kişilerin yaşadığı, bildiği bir titreme bu... içim üşüyor... yorgan, battaniye, kombi, hiçbiri kar etmiyor... büzüşüp kalıyorum yatağın içinde, tek başıma...
    ···
  13. 38.
    +6
    ama gelmiyor! o 3 gün, hayatımdaki en uzun 3 gün o zamana kadarki... bütün gün msndeyim, gelsin diye bekliyorum, gelmiyor!.. telefon elimden düşmüyor zaten, o 3 gün sabah 7ye kadar oturuyorum, 1 saat yatsam kar.. hemen uyanıyorum... kapayamıyorum gözlerimi, hayali karşıma geliyor... anlıyorum, ilk aşkımmış o... geç olsa da, farkına varıyorum... nefes bile alamıyorum...
    ···
  14. 39.
    +7
    sonunda, dayanamıyorum... bir şey söyle, nolur diyorum... msnde öyle yazmasaydın, aramayacaktım diyor... kafasında çoktan kararı vermiş, belli... aşık kızlar için ayrılma kararı zor alınır, ama aldılar mı da gibsen geri döndüremezsiniz... yani, diyorum dediklerimi düsünmüyo musun... tabii ki düsünüyorum, diyor... peki, bi şans daha vericem sana, ama ilişkimizin hatrına diyor... havalara uçuyorum, izmire geliyorum hemen diyorum... sen bilirsin, diyor...
    ···
  15. 40.
    +6
    bu başlıkta, bu sanallıkta, en gerçek dertlerimizle buluşmamız, kendi içimizde paylaşımlara girmemiz ne kadar güzel... iyi ki buradasınız lan, seviye göklerde amk...
    ···
  16. 41.
    +6
    farkındaysanız, paylaşımlara da sohbete de katılıyorum. bazılarınız diyebilir yazsana amın oğlu laf yetiştireceğine, diye... oysa ben, bu paylaşımı çok seviyorum, kendi içinde ilerliyor, hop uzun bir şeyler yazıyorum, burdaki iletişimden ilham alıyorum... o yüzden acele et demeyin, bu başlık günlerce bizim yuvamız olacak binler...
    ···
  17. 42.
    +6
    ve 1 ay sonra... telefon odamda, biz yine salonda takılıyoruz arkadaşlarla... bi ara, gidiyorum odaya, gözüm artık pek ihtiyacımın kalmadığı telefona takılıyor, bi bakayım diyorum alışkanlıkla. bakıyorum, 2 cevapsız arama, o numaradan... yetti be! diyip, blogumuza aşağıdaki satırları karalıyorum:

    bu hayatta her şey insan için… acılar da, sevinçler de, yaşamak da, ölüm de… her şeyi tatmalı insan, yaşadıklarından korkmamalı, korkan insan bir şey yaşamamış demektir çünkü… denemek gerekir, yenilsen de bir daha denemen gerekir, bir dahaki sefere daha iyi yenilmen gerekir…

    bu dünyaya geldik, hepimizin farklı düşünceleri var buraya geliş amacımızla ilgili; kimisi öbür dünya için bir sınav yeri olduğunu söylüyor, kimisi eğlenmek amaçlı, kimisi birey olma derdinde, bazısınınsa ekmek kavgasından bunları düşünecek hali bile yok… ne düşünürsek düşünelim, kim olursak olalım, karşı koyamayacağımız tek bir şey var: zaman… ister boş boş otur, istersen de bir saniye bile durmadan çalış, o asla yerinde durmaz… babandan azar işitirken geçmek bilmez, sevdiğinle beraberken su gibi akar; gece yolculuk yaparken saniyeleri sayarsın, oysaki seni yolcu edenler için göz açıp kapayıncaya kadar geçmiş gibidir… bu zamanı değerlendirmek bizim elimizde; verimli olarak yaşanılacak süre en fazla 90 sene, bu gerçekten çok kısa…

    insana hiçbir şey bitmeyecekmiş, değişmeyecekmiş gibi gelir… ailen hep oradadır, sevdiklerin yanındadır, ya da tam tersi yapayalnızsındır, bir sıcak gülüşe dünyaları verebilecekken etrafında kimsecikler yoktur… ama bunlar böyle kalmaz, elbet bir gün değişir… i̇nsan bunu bilerek yaşadığında, sevincin yanında acı olduğunu, herkesin ölümlü olduğunu bildiğinde hayata daha güçlü devam ediyor… öyle ya; hiçbir acı kalıcı değil… bu olmasaydı, insanlar sevdikleri öldüğünde, onların ardından asla yaşayamazlardı, ama yaşıyorlar işte… bu demek değildir ki onlar hemen unutuluyor, özlenmiyor; o özlem hep baki kalsa da, acının o yakıcılığı kalmıyor demek ki… bunu unutmamak lazım: kim olursak olalım, o kaçınılmaz sona doğru hızla gidiyoruz, başımıza her acı gelebilir, bunu bilerek yaşamak gerekiyor… bunlar çok beylik laflar gibi görünse de, bu basit gerçekleri unutuyoruz ve kendimizi hiçliğe atarak orada ömür tüketiyoruz…

    herhangi bir sebepten acı çeken insan, aşk, ayrılık, ölüm, hastalık, ne olursa olsun, şunu bilmeli: benden çok daha kötü durumda olanlar var… sen burada “adam beni terk etti” diye ağlarken, insanlar irak’ta, afganistan’da, somali’de “bugün burada kim ölecek” diye düşünüyor… ya da “babam bana ipod almadı” diye kendini helak ederken, doğu’da bir çocuk “yemek yiyebilecek miyim” diye kaygı duyuyor… evet, herkesin yaşam standartları farklı, herkesin hayattan beklentileri farklı, kabul; ama bir de dünyanın gerçekleri var… acı, bir yere kadar çekilir; bir müddet sonra aynı ağırlığıyla devam ediyorsa, ya verilen kararda sorun vardır, ya da insan bu acıdan zevk alıyordur… her şeyle yaşamayı bilmek lazım, sevdiklerimizin değerini bilmekle başlamak lazım… i̇nsan sevdiğini, özlediğini, pişmanlıklarını, kırıklıklarını sevdiklerine söylemekten kaçınmamalı, önemli olan “sevebilmek”tir çünkü… sevmek, sevilmekten çok daha onurludur; çünkü bir tek ondan emin olabilirsin… bunu yapabiliyorsan, bu dünyaya bir imza attın demektir… kimi sevdiğin önemli değil; belki buna layık biridir, belki değildir; belki işe yaramazın önde gidenidir, belki de dünya tatlısıdır, hiç önemli değil… sevmeyi başardıysan, hayatta istediğin her şeyi başarırsın… o yüzden, her şeye bir tecrübe olarak bakmak gerekiyor; acılara bile… i̇nsan acı çekmeden bir şeylerin kıymetini bilmiyor, hayatın değerini kavrayamıyor… pos bıyık nietzsche amcamızın da ağızlara sakız olmuş ünlü lafında dediği gibi: “beni öldürmeyen şey, beni güçlendirir... ”daha ne acılar var hayatta, daha da güçlenme fırsatları aynı zamanda…

    “böyle bilmiş bilmiş ahkam kesiyorsun da, sen yapabiliyor musun bu dediklerini?” derseniz, zaman zaman, derim sanırım… belki de o yüzden bunları yazıp kendime saklayacağıma buraya koyuyorum, pek ziyaretçimiz olmasa da sevdiklerime ve kendime bir tavsiye niteliğinde kalsın… az çok yapabildiğimiz bir şey bu, umarım hep yapabiliriz… biraz i̇clal aydın tarzı gelebilir şimdi söyleyeceğim, bu durumda itici gelme riski de fazla, ama hakikaten sevdiklerinize sevdiğinizi söyleyin… ne onlar, ne de siz, ebedi değilsiniz…

    son söz: acılarla yaşamayı bilmek önemlidir, bu insanı hayata bağlar… ama pişmanlıklarınızı, sevginizi, özlemlerinizi de söylemekten çekinmeyin… i̇stediğimiz kadar başarılı olalım, en nihayetinde insan sevdikleriyle ve onu sevenlerle olmak ister… o yüzden, bir acıyı kabullenmek başka şeydir, o acıyı güzelliğe dönüştürmek yerine acı çekmek başka şeydir… trafik sloganından aşırdığım ve içine argo kattığım(argo bir dilin zenginliğidir, gerektiğinde şiddetle kullanınız!) bir sözle bitirelim bu pazar yazısı tadındaki düşünceler bütününü: sevenleri sevelim, sevmeyenleri s.ktir edelim! unutmayın: kimse sizi sevgisizliğiyle üzemez, buna hakkı yok, kim olursa olsun… sakın izin vermeyin...
    Tümünü Göster
    ···
  18. 43.
    +5
    bu arada, nickime bakıp aldanmayın; izmirliyim ama ankarada okuduğum için öyle bi nick aldım. neyse, o aralar izmirden bi kızla uzak ilişkim vardı, pek gibime taktığım da yoktu. izmire gidince yiyisip geliodum sadece. o bana deli gibi aşıktı ama, onun ahı tuttu sanırım...
    ···
  19. 44.
    +5
    neyse, ben bunla konuşmak için msne girdim bi gün, bizim bin yan odada telle konuşuodu. onun da sevgilisi ist. daydı, o yüzden sık sık konuşurdu böyle. girdim msne, kızla yazışıoruz ama hiç içimden gelmiyo amk. dedim bizim sözlüğe bi gireyim.
    ···
  20. 45.
    +5
    mesaj, o kişidendi. tabii benim aklıma amlı olacagı gelmiyo, hiç öyle bi beklentim de yok o siteden. amlı oldugunu belli edecek bi nicki de yoktu. bu yazmış, "nerdesin ki gidemiyosun?"
    ···