1. 1.
    +1 -1
    bu başlığa sadece benim gibi şizoid olan panpalarım gelsin.
    Şizoid kişilik bozukluğu 1x

    http://imgim.com/8241incix7340965.jpg

    bir çoğunuz kendi ölümünü düşünmüştür elbet. hatta initharı da..
    kaçınız kendi ölümünü planladı peki?
    kaçınız yol ayrımlarının gölgesinde boğuldu?
    kaçınız denedi, öldü?
    kaç kez ölmeyi beklerken, tam da noktayı koyarken, binlerce virgülün içinde kayboldu?

    Yaşamak; üçüncü sınıf pavyon şairlerinin sınıfı belirsiz kadınlara yazdığı şiirler gibi iğreti duruyor üzerimde.

    müziğide açın okurken ; http://www.youtube.com/watch?v=mx04rGwuqtU
    ···
  1. 2.
    0
    Ölüm düşüncesi izliyor beni.
    Gece gündüz kendimi öldürmeyi düşünüyorum.
    Bunun belli bir nedeni yok.
    Yaşansa da olur, yaşanmasa da.
    Bir kaygı yalnız.
    Beni, kendimi öldürmeye iten bir kaygı.
    Karanlık bir gecenin geç vaktinde kalkıyorum.
    Herkes her geceki uykusunu uyuyor.
    Ev soğuk.
    Çok sessiz davranmaya özen gösteriyorum.
    Günlerdir biriktirdiğim ilaçları avuç avuç yutuyorum.
    Kusmamak için üstüne reçelli ekmek yiyorum.
    Genç bir adamım.
    Ölü gövdemin güzel görünmesi için gün boyu hazırlık yapıyorum.
    Sanki güzel bir ölü gövdeyle öç almak istediğim insanlar var.
    Karşı çıkmak istediğim evler, koltuklar, halılar, müzikler, öğretmenler var.
    Karşı çıkmak istediğim kurallar var.
    Bir haykırış!
    Küçük dünyanız sizin olsun.
    Bir haykırış!
    Sessizce yatağa dönüyorum.
    Ölümü ve yokluğu üzerine uzun süre düşünmeye zaman kalmıyor.
    Şimdi gözümün önündeki görüntüler renkli kırları andırıyor.
    Korkacak bir şey yok.
    Kırlarda koşuyorum.
    Sanki bir deniz kentinde yaşamıyorum.
    Hep kırlar.
    Esintiyle birlikte eğilen otlar arasında bir başımayım.
    Birazdan ölüm beni alacak..
    ···
  2. 3.
    0
    yaşayarak intihar etmeyi seçenlere yardım edilemez. bir stil meselesi. ya ağzına soktuğun bir 38’lik ya da ölene kadar kendini oksijenle zehirlemek. seçersin ölümünü. çocuk oyuncağı kalır kendini asmalar, over dose’lar, altmış sekiz yıllık intiharın yanında...
    ···
  3. 4.
    0
    Neden Uyumadığımı bende bilmiyorum.
    Kendimi hissetmeyeli çok uzun zaman oldu.

    http://imgim.com/adafas.jpg
    ···
  4. 5.
    +1
    Bağırmak istedim, sesim kısılana kadar..
    Boğazım acıyana kadar bağırmak..

    Kusmak istedim, içim boşalana kadar..
    Midem acıyana kadar rengim sararana kadar kusmak..

    Gitmek istedim,
    Herkesten her yerden kendimden bile gitmek...

    Şimdi ise susmak istiyorum..
    Sesimi unutana kadar susmak.
    Dilimi yemek istiyorum sırf insanlarla iletişim kurmamak için..
    Bu kez yalnızlığı ben seçiyorum!
    ···
  5. 6.
    0
    sus!" diyorum. lütfen.
    şu an dünya üzerinde konuşanları düşün.
    en az altı milyar insanın yarısı konuşuyor.
    bir şeyler anlatıyor.
    ne büyük bir ses! ne büyük bir gürültü!

    dinle!
    çin'de üçüncü çocuğunu aldırmak için doktora yalvaran kadını,
    macaristan'da dilenen adamı,
    kanada'da karşısındaki adama kur yapan erkeği.
    duy bunların hepsini.
    o milyarlarca insanın hep birlikte konuşarak yarattıkları o korkunç gürültüyü dinle!
    ···
  6. 7.
    0
    yine mi sarpa sardık?
    giderek daha az gülüyor, hüzün verici bir biçimde daha makulleşiyoruz.
    bütün istediğimiz başkalarının yokluğu.
    en sevilen klagib müzikler bile fazla dinlenmiş, en iyi kitaplar okunmuş...
    ···
  7. 8.
    0
    reserved
    ···
  8. 9.
    +1
    “sorarlarsa, "ne iş yaptın bu dünyada?" diye, rahatça verebilirim yanıtını: "yalnız kaldım. kalabildim! altı milyarın arasına doğdum. ve hiçbirine çarpmadan geçtim aralarından.”
    ···
  9. 10.
    +1
    saat geceyarısını çoktan geçti.
    masada boş şişeler,
    oda duman.
    çarşafın altında bir fahişe kemiriyor
    anılarımı.
    çocukluğum, gençliğim siliniyor,
    yeni bir dudak izi kazınıyor tenime.
    sevdiğim kızlar geçiyor gözümün
    önünden,
    adları yok, gözleri yok.
    masanın üstünde bir kadeh şarap,
    kadın rahminden az önce süzülmüş gibi,
    çarşafın altında bir fahişe;
    inlemeleri boğuyor geceyi.
    nefesim yetmiyor,
    bir sigara yakıyorum.
    sokak köpekleri bile terk ediyor
    mahalleyi, insanlik çoktan göçmüş hanemden.
    son bir tanrı kalmış;
    o da atıyor kendini çatıdan aşağı,
    intihar ediyor.
    masanın üstünde bir parça esrar,
    kolunda jilet izleriyle; çarşafın altında bir fahişe.
    nefesi ruhumu yakıyor.
    diliyle deşiyor tenimi,
    geçmişimi siliyor.
    gelecek yeni avuntulara gebeyken;
    zihnime tecavüz ediyor iniltiler.
    masanın üstünde eski bir plak,
    ağlıyor halimize.
    çarşaf...
    şarap...
    masa..
    fahişe..
    ···
  10. 11.
    -1
    ne diyon lan deişik
    ···
  11. 12.
    0
    kusursuz öleceğim, yaşamımın aksine...

    uzakta, bi dağ evinde belki; hayli sarhoş, yorgunluktan halsiz düşene kadar bi kadınla sevişip ardından damarlarıma basacağım zehri. ruhumu uyuşturup sonsuzluğun gölgesinde eriteceğim kemiklerimi...
    kaçınız..
    kaçınız benden, durmayın. bakmayın arkanıza..
    bu sizin sonunuz; benim başlangıcım olacak..
    ···
  12. 13.
    +1
    hayatımız boyunca her gün ve her saat , değişen ve değişmeyen benliklerimizi değişen ve değişmeyen şartlara ayak uydurmaya çalışırız; aslında yaşam bir uyum sağlama sürecinden başka bir şey değildir.
    bu süreçte küçük bir hata yaparsak budala,
    göze batacak bir hata yaparsak deliyizdir;
    bu süreci bir süreliğin ertelersek uyur,
    çabalamaktan bütünüyle vazgeçersek ölürüz...
    ···
  13. 14.
    0
    bir gün, o sigaranın dumanını öylesine üfleyeceğim ki pencereden,
    yerle bir olacak rutubetli duvar,
    bizim evden deniz görünecek...
    ···
  14. 15.
    0
    marla “neyi?” diyor.
    yattık mı?
    “ne!”
    yani hiç ciks yaptık mı?
    “tanrım!”
    yani?
    “yani mi?” diyor.
    hiç ciks yaptık mı?
    “sen acayip taktan bir herifsin!”
    ciks yaptık mı?
    “seni öldürebilirim.”
    ne yani, bu evet mi demek, hayır mı?
    “bunun olacağını biliyordum” diyor marla. “çok kaypaksın. beni seviyorsun. sonra görmezden geliyorsun.”
    ···
  15. 16.
    +1
    -niye bu kadar sıkıyorsun kendini?
    yeni tanıştığın birine her şeyini anlatmaz mısın?
    ben karşıma çıkan ilk insana, bütün hayatımı anlatabilirim.

    - neden?

    - nedeni yok. yani bence yok. doktora sorarsan, manik döneminde olduğu için der ama palavra. ben her zaman böyleyim. bizi samimiyetin hastalık olduğuna inandırmaya çalışıyorlar. inanınca, herkes gibi olunca, aptallaşınca iyileşiyoruz.
    ···
  16. 17.
    +1
    Deli misin birader ?
    ···
  17. 18.
    +1 -1
    senin ağzını yüzünü giberim çocuk şimdi bırak şu emo tavırlarını git bi elini yüzünü yıka bidahada tumblra girme.
    ···
  18. 19.
    0
    kendimi haklı görüyor değilim; ama kendimi savunuyor da değilim.
    hele yargılamayı hiç beceremiyorum, kendimi de dünyayı da.
    dünya ne ise oydu; ben de ne isem o oldum.
    uyuşamadık. hepsi bu.
    ···
  19. 20.
    0
    kim kimi kurtarabilmişti şimdiye kadar?
    beni kim kurtaracaktı?
    “kurtuluş” dedim “ankara'da bir mahalle.” fazlası değil.
    belki bir de bob marley'in en iyi şarkısı. daha fazla düşünmeye gerek yok.
    adı her yerde, kendisi yok. kurtulmaya gelmiyoruz bu dünyaya.
    daha da saplanmak için buradayız. dibine kadar. onun için çürüyor bedenlerimiz ölünce.
    mısırlılar uğraşmış efendileri kurtulsun diye. ama nafile.
    çaresi yok. kurtuluşu beklemek yararsız.
    gelmez çünkü. kontenjan dolmuş.
    biz daha çok kötülüğün sınırını zorluyoruz. mucizeler bitti.
    doğmak yeterince mucizevi. başka bir tane daha beklemek aptalca.
    ölmek de ikincisi. bunların arasında da bir şey yok. kimse beklemesin...
    ···