1. 151.
    0
    1900 senesinin sonbaharıydı. bakırköy'de incirli caddesinde çamlık hastanesi vardır bilenler bilir. ruh ve sinir hastalıkları hastanesinin iki üst caddesinde. aylardan kasım. kasımın 16'sı. önce ameliyathaneden bağırma çağırma sesler yükseliyor, bu sesin şiddeti iyice artıyor ve en sonunda bir ağlama sesi geliyor. evet, tatlı bir erkek bebek ağlaması sesi. bu ağlama sesleri ameliyathanenin önündeki koridorda bekleyen heyecanlı baba ve aile fertlerini iyice heyecanlandırıyor. ve ameliyathaneden elinde battaniyeyle bir hemşire çıkıveriyor koridora ve diyor ki. nur topu gibi bir oğlunuz oldu ! ve yıllar yılları günler günleri kovalıyor. o bebek üniversite bitiriyor, ehliyet alıyor, nişanlanıyor sonra nişan atıyor felan gibi olaylar yaşıyor ve sonunda o gün geliyor...

    sene 2012, aylardan temmuz falan. ben o zamanlar deniz kenarında güneşleniyorum şezlongumda. tabii para tak gibi altımda audi a3 1.6 otomatik var. bir elim annemin flash tv'den sipariş ettiği balda bir elim yan şezlongta balak gibi yatan nişanlımın amında * diyorum ki ben eve çıkıyorum çok güneşlendim kavrulmayalım. nişanlım akşam saat 23:00 gibi geleceğini söylüyor. arkadaşı can ile su kayağı yapacakmış. can kaymayı çok seviyormuş öyle demişti... ben de tamam size iyi eğlenceler dedim çıktım yukarıya. çıktım otelde odama. canım sıkıldı atım bilgisayarı. face twitter derken dur bir inciye bakayım lan dedim. sonra bir zamanlar sahibi olduğum fakat sonradan serbest bıraktığım bu çocuğu gördüm. çok toydu lan bu. saçma sapan başlıklar açıyordu. önce aldım himayeme bunu, kıyafetine şekil düzen verdim. araba verdim altına son model (2002) şahin 5 vites. dedim bak burası öyle saçma sapan başlıklarla yürümez, raconu iyi bilmelisin ki ezilmeyesin dedim. ve şimdi yıl 2014, o buraların reyizi. ben ise emekli olup kabuğuna çekilmiş memur misali yaşıyorum.

    özet: yolun açık olsun evlat...
    ···