1. 1.
    0
    Ben pek sevmem öyle şaşalı sözleri, anlamam da. Edebi bir yanım da var denilemez. Felseden anlarım ama herkesle tartışmam. Dışardan bakıldığında pek bir şey paylaşabileceğini sanmazsın benleyken. Diğer insanlarla nasıl muhabbet ediyorsan benimle de öyle muhabbet eder, öyle paylaşırsın eğer bana dışardan bakarsan. Hiçbir fazlam yoktur diğer insanlardan, ne daha zekiyimdir, ne daha kibar, ne daha anlayışlı, ne daha aşık, ne daha sevecen, ne de dahayımdır eğer bana dışardan bakarsan. Elinde bir çanta, surantında çoğu zaman anlamsız bir ifade, ara ara sinirli, nadiren de gülümseyen birini görürsün bana dışardan bakarsan. Düşünceli görürsün çoğu zaman, dalar giderim uzaklara. Ne senin daha önce gittiğin ne de tanıdığın birisinin daha önce gittiği yerlerdir oralar dışardan bakarsan. Beni hiç tanımıyorsan ama görüyorsan zaman zaman, sana neredeyse hiç gülümsemem. Hatta sana kızdığımı bile sanabilirsin eğer bana dışardan bakarsan. Elimde bir tost, bir bardak çay ve bir şişe suyla görürsün beni, bir elinde tost diğer elinde çay, koltuk altına sıkıştırılmış bir şişe su görürsün eğer bana dışardan bakarsan. Orta boylarda, eli yüzü düzgün, sakallı bıyıklı, yaşından daha büyük gösteren kendi halinde birisini görürsün. Konuşmaya başlarsam eğer, kendinden emin ve biraz egosit biraz da hırs görürsün. Sustuğumda pek bir şey göremezsin ama dinlersem sana bakan bir çift göz ve altındaki kırışıklıkları görürsün eğer bana dışardan bakarsan. Bende gördüklerin belki biraz daha fazladır bundan, eğer bana dışardan bakarsan.
    Sözleri değil duyguları görürsün, edebiliği değil ebediliği görürsün, tartışmayı değil birlikteliği görürsün eğer benim ‘sana’ baktım gibi sen de ‘bana’ bakabilirsen. Eksiğimi değil sahip olduklarımı görürsün, sana nasıl davrandığımı değil sana verdiğim değeri görürsün. Uzaklara dalıp gitmediğimi, aslında çok yakınında olduğumu görürsün eğer bana içerden bakabilirsen. Çünkü ben öyle zamanlarda hep kendime giderim. Ne sen gelmişsindir oraya daha önce ne de başkası. Değil gelmek görmemişsindir bile eğer ben dalıp gittiysem. Konuştuğumda kendini, diğer insanlara ve kendine nasıl davrandığını görürsün eğer ben konuşurken sözlerimin içine bakarsan. Konuşmak için konuşmadığımı, bir çıkarım olmadan sadece kendim olmaya çalıştığımı görürsün. Sana, senin istediğin birisiymiş gibi konuşanlardan ziyade kendim, olduğum gibi konuştuğumu görürsün.
    Dış güzellik önemli değil, önemli olan iç güzellik diyen herkes yalancıdır. Sen de herkes gibi dış güzelliğe önem veren birisin ve ne yazik ki kendine yalan söylediğinin farkında bile değilsin. Şaşalı sözlere, edebi şiirlere, felsefi düşüncelere ve sahte bir gülümsemeye kanacak kadarsın…
    Ne oldu iç güzelliğe, nerede kaldı saflık? Doğru ya, dış güzellik sadece fiziksel güzellikten ibaret! Lafların, düşüncelerin ve ifadelerin bir dış görünüşü yok. Lafı güzel olan iyi, düşünceleri güzel olan iyi, ifadeleri güzel olan iyi ama kendi olan kötü. Sen kendini kandırmaya devam edebilirsin, benim seni kandırmamı da isteyebilirsin ve ben bunu yerine getirebilirim bile. Ama bilesin, ben hiçbir zaman senin gibi değildim, hala değilim. Ben, ben oldukça böyle kalmaya devam edeceğim.
    Bitmeyen bu maskeli baloda, sana ve senin gibi hem kendini hem karşısındakileri kandıranlara iyi eğlenceler diliyorum…
    ···
  1. 2.
    0
    düzgünce eleştirecek varsa yazsın özelden, nasıl olmuş?
    ···
  2. 3.
    0
    okusanız şaşarım amk zaten...
    ···
  3. 4.
    0
    okudum anlamadım ikinciye üşendim.
    ···
  4. 5.
    0
    fazla yüzeysel. dediğin gibi eli azıcık kalem tutan herhangi birinin yazabileceği bir yazı.
    ···
  5. 6.
    0
    harbi okudunuz mu lan?
    ···
  6. 7.
    0
    niye eksiliyonuz amk?
    ···
  7. 8.
    0
    evet. göndermeler yapmaktan çekinme. yazını destekle. bu tarz yazılara "tezli deneme" de denilebilir. bir tezin var. ispatlamaya uğraşma ama desteklemeye uğraş. böyle düşünen birilerini daha bul onlardan aforizma ekle. ilk defa düşünülen bir şey mi var yazında? e o zaman helal olsun. ama "şu mavi gök altında söylenmedik söz, çalınmadık nota kalmamıştır." mesela bunun gibi.
    ···
  8. 9.
    0
    çok oku. edebi yanım yok deme, olmak zorunda. yazı yazıyorsun karalama yapmıyorsun. güzel cümle kurmaktan utanma. cümleleri süsle. ama gereken yerde de en açık şekilde anlat.
    ···
  9. 10.
    0
    @8 dikkate alıcam lan dediklerini
    ···
  10. 11.
    0
    @9 süslülüğe laf sokuyorum zaten, süslersem olur mu?
    ···
  11. 12.
    0
    okumadım çünkü @7 niye eksiliyonuz kısmını gördüm sürü pskolojisine kapıldım sory panpa :(ü

    buarada çünkü mü ? çünki mi beynim gibildi gece gece
    ···
  12. 13.
    0
    süslülüğe laf sokmayı da süslemen lazım. dümdüz cümleyle "süslenmeyin"i bakkal da söyler. fark yaratmak istiyorsan süsleyeceksin. süslemek sadece divan edebiyatında olduğu gibi olmaz. ironi yap, metafor kullan, teşbih yap. ya da olay yazısına dönüştür senin düşünceni bir karakter söylesin karşısını bir karakter. bunları kavga ettir. sokrates diyalektiğini kullanabilirsin, hatta sokrates diyalektik metodunu kullanabilirsen yetenek vardır demek.
    ···