selam ben cumhur, nalburum. fethi kahvede okey oynarken taş çaldığım arkadaşlardan biri, kendisi ile hukukumuz size anlatacağım bu hadiseden sonra daha da ilerledi. kendisinden taş çalmamaya başladım, neyse gereksiz ayrıntılara girmeyeyim.
bizim bu fethi'nin bıyıkları yeni terleyen bir oğlu var. geçen ben dükkanda oturup ulan bugün de kimse gelmedi diye iç geçirirken dükkanın kapısından adeta bir güneş gibi girdi içeri, herşey tam o anda başladı. arkadaşım fethi'nin oğlu da olsa bu bıyıkları yeni yeni terleyen, henüz vücudundaki tüyler kıla dönüşmemiş yağız delikanlıyı gibmeyi aklıma koymuştum.
"selamün aleyküm cumhur amca dübel var mı?" dedi, olmaz mı oğlum geç otur şöyle diyerek yanıma oturttum. dedim ya gereksiz ayrıntılara girmeyeceğim ama dübeli ne yapacağını da merak etmiştim, odasının korneşi kopmuş.
oturduktan sonra kendisini süzdüm bir süre, sen baya büyümüşsün dedim, "eeh işte büyüyoruz cumhur amca" dedi. parmaklarımın ucuyla yanaklarına hafifçe dokundum, ne kadar pürüzsüz bir tenin varmış dedim, "şeey dübel alacaktım" diyerek konuyu değiştirmeye çalıştı, sanırım biraz korkmuş biraz da utanmıştı.
yiğenim belim ağrıyor dübeller şu üstte sen alsana ordan dedim, bu iki boya kutusunu üstüste koyup üzerine çıktı, ben o esnada dükkanın kapısını kilitleyip geri döndüm. planım tamda planladığım gibi işlemişti, boya kutusunun üzerine çıkması onu kucağıma almayı kolaylaştıracaktı. bu boya kutularının üzerine çıkınca ben kutuları sallayıp kucağıma düşmesini sağladım. kılsız ama sarı tüyleri, pürüzsüz teni ile yeni avım kucağımdaydı artık.
bu daha ne olduğunu anlamaya çalışırken bizim masanın üzerine yüz üstü koyup pantolonunu, ardından kırmızı beyaz donunu sıyırdım. bu "dur cumhur amca ne yapıyorsun?" falan dediği sırada zaten kalkmış olan gibimi meydana çıkarmıştım. dayan evlat çok sürmez deyip gibimi o mor pembe arası züt deliğine sapladım. "aaah amca yaktın beni" dediyse de dinlemedim. volkan gibi patlayarak içine boşaldığımda bunun gözyaşlarını farkettim ama aldığım zevkten daha ağır basamazdı bu gözyaşları. "ne yaptın cumhur amca? hiç yakışıyor mu sana? babamın arkadaşısın, yaşlı başlı adamsın, ama adamsın haa." dedi, yine gel dedim.
o günden sonra müptelam oldu, her hafta mütemadiyen dükkanıma dübel almaya geliyor artık.
evet gençler geçen kahveden arkadaşlar fethi'nin oğlunun burada bir şeyler yazdığını söylediler, işin aslı yukarıda anlattığım gibidir. zaten fethi'nin oğlu da yazdıklarıyla beni adeta doğrulamış.
babamın arkadaşı nalbur cumhuru dükkanında gibtim 
