/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    +32 -1
    Beyler ben Black Mesa faciasından kurtulabilen biri olarak bu yaşadıklarımı artık size anlatmak istiyorum. Yıllarca gordon freeman denen zütü taklu fizikçinin hikayesine inandınız şimdi birde olaylara benim gözümden bakın gerçekleri görün.
    1 part yazdım burda 4-5 kişi ilgi gösterirse devam ederim. Şukuya gerek yok panpalarım.

    Evet beyler 2000 lerin başı, ben Black Mesa Araştırma Merkezindeki tek Türk'tüm. Temizlik Bölümündeydim o zamanlar staj görüyordum. Meslek lisesi mezunu üniversite kazanamamış zütü taklu muallaknin tekiydim bunun öncesinde. Tabikide gazetede Black Mesa nükleer deneylerdeki atıkları temizletmek için yeni bilim adamları(!) arıyor makalesini görene kadar. Pılı pırtılı topladım amerikaya gittim. Bunlarım araştırma merkezi haricinde bir gökdeleni var. Araştırma merkezinde dünyanın en gizli deneyleri yapılırken burası onlarin halkla ilişkiler kolu gibi birşeydi. Girdim içeri zemin kattaki sorumlu tipli inek gibi görünen ama patronuyla gibişen sekreter gibi giyinen bir karıya yarım yamalak ingilizcemle derdimi anlattım. Şaşırdı baya bu görev için ilk kez sen başvurdun falan yapti bişeyler geveledi anlamadim. içimden dedim ulan gazetede bu görevi yapana ayda 15 bin dolar maaş veriyorlar malmı bu insanlar amk diye. Dedim heralde bu gevur memleketin insanlari baya zengin 15 bin dolar için zütlerini oynatmiyorlar. Karı ayağa kalktı aynı anda benimkide kalktı tabi, karıda bir fizik var ferreden fırlamış gibi, benim gibin halide malum biri farketse bağırsa kapıda mavi üniforma giyen güvenlik görevlileri var iri yarı gelecek gibimi çevirip zütüme sokacaklar. Karı otur bişey içermisiniz beyefendi filan dedi ingilizce, yok saolun almiyim diye geçiştirdim bu arada her konuşma ingilizce ben çevirip yazıyorum. Karı 10 dakika kadar bekletti sonra şu şu katta şu odada seni bekliyorlar dedi tam hatirlamiyorum neresiydi.
    Edit: Trende Girdik Lan
    Edit2:Eksileyen Gordon Pünönönkü
    ···
  2. 2.
    +8
    Part 2
    Gittim denilen odaya kapıyı tıklattım, gel dedi aksanını gibtiğim birisi. Oturdum işte konuşmaya başladık nereden geliyorsun filan dedi Türkiye'den dedim, bunun için bu kadar yolmu geldin dedi evet 15 bin dolar az değil dedim, daha işe girmeden ne kadar fakir açlıktan ağzı kokan bir bin olduğumu belli etmiştim. Adamla konuştuk ortalama 45 dakika filan o işten bahsetti ben ondan bundan derken adam dedi nükleer atıkları temizlemek çok zor bir iştir dedi. Ben o zamanlar nükleer filan bi tak bilmiyorum tabi herhalde çok pis kokuyordur filan dedim ondan öyle diyordur dedim 15 bin dolar katlanacaz dedim içimden. 45 dakika sonunda kalktı masasından bir kart ve 1500 dolar para çıkardı, bu kartta bir otel adresi yaziyor dedi buraya git bu parayla 1-2 gün orada kal istediğin gibi eğlen dedi çok özleyeceksin bu günleri dedi. Neyse bir taksiye binip verdiği karttaki adrese gittim. Gayet temiz güzel bir oteldi. Resepsiyona boş oda varmı acaba diye sordum tabi efendim şu şu numaralı oda boş filan dedi klagib muhabbetler. Saatte geç oluyordu gittim direk uyudum.
    ···
  3. 3.
    +7
    Beyler toplanın seri yazıcam bundan sonra
    Part 3
    Gittim odama kafamı gömdüm yastığa direk uyudum. Ertesi sabah adamın verdiği parayı çatur çutur yemeye başladım. Hayatımda ilk kez bu kadar rahat para yiyordum. Otelin restoranında oturdum entel yemeklerden yedim, baya yemişimki doydum. Garsonu çağırıp bunu paket yaparmısın dedim şaşkın şaşkın baktı. Fakirdim dıbına koyim. Fakirin tekiydim ben. Ömrüm boyunca ev dışında yediğim en pahalı yemek 2.5 liraya döner ayrandi. işte bu fakir genç, nasıl bu hayattan sıyrıldı, Black Mesa'ya girdi ve zengin oldu onu anlatacağım sizlere
    ···
  4. 4.
    +6
    Geldim panpalarım devam ediyorum
    Part 4
    Otelde bir süre kaldıktan sonra adamın dediği zamanda Black Mesa'nın binasına geri gittim. Benim dışımda 3 kişi daha gönüllü olmuştu o süre içinde. içimden niye bu kadar az bu gönüllü sayısı lan diye geçirdim. Aslında pekte gibimde değildi dıbına koyim ben parama bakardım. Black Mesa icadı olan acayip bi araca bindirdiler bizi binanın otoparkında. Yolumuz uzun dedi aracı kullanan Black Mesa çalışanı (şu mavi üniformalı güvenlik görevlisi tiplerden) hiç birimiz iplemedik dediğini. Yol uzun dediğimede bakmayin o teknoloji ile ordan oraya gitmek 40 dakikaydi maksimum, ondan uzun diyorlar. Artık kısasını siz düşünün kaç dakikadır. Yolda benim haricimde gönüllü olan beraber çalışacağımız adamları hafif bi inceledim. Tam karşımda oturan 1.65-1.70 boylarında, tam bu tarz işler için yaratılmış birisiydi. Adı Steve imiş daha sonra sormuştum. Onun yanında oturan 1.80 boylarında abartılacak kadar olmasada kaslı sağlıklı birisiydi. Neden buraya gelir böyle biri diye düşündüm bu kaslar bende olacak gibmediğim kız kalmazdı. Onunda adı Arthur idi. Arthur sağlıklı olmasinin yanında zekası hafife alinamayacak birisiydi. Böyle bir adam buraya nasıl gelir, gelsede nükleer temizlemek içinmi gelir dıbına koyim fizikçi olarak filan gelir oraya öyle zeki adam. Neyse benim yanımda oturan ise hafif kilolu, göbeği salmış, zütü yaya yaya oturuyordu. Tam klagib Türk erkeği modeline benziyordu panpalarım onu kendime baya yakın hissettim. Adı Sam imiş sonradan öğrendim, tanışıncada baya kafa adammış bu sam onu farkettim, adam gibi adam desem yeridir. Neyse sessiz bir yolculuğun ardından mavili güvenlik görevlisi travesti ile gibilirken çığlık atan gergedan karışımı bir ses tonuyla "Yolumuz az kaldı nerdeyse geldik" tarzindan bişeyler söyledi
    ···
  5. 5.
    +9
    Evet Half life seven birkaç panpam gelmiş, onlar için devam
    Part 5
    Ufaktan tesis göründü. Zaten New Mexico çölünün yakınlarına yüzlerce dönüm araziye kurulmuş bir alan, görünmese artık bu adamlar tesisi görünmez yaptı dicem. (Kendilerine değil ama Area 52 ye kurmuşlar bu sistemi. Area 52 görünmez olabiliyormuş istediklerinde 2 tane bilim adamı konuşurken duydum.) Neyse gelmiştik panpalarım artık o meşhur tesise. Oraya ayak basan ilk türktüm galiba. Bizi tesisin girişinde gordon muallaksinin hikayesinde gördüğünüz içinde 15 dakika geçirdiğiniz trenlerden birine bindirdiler. Temizlik bölümüne gidip staj gibi birşeye başlayacaktık beyler. Öyle direk vermiyeceklerdi al bak bu kürek buda nükleer tertemiz et koçum buraları gibisinden. Neyse bindik trenede hadi hayrola besmelemi çektim trenden disarisini izledim. Harbiden neler neler dönüyormuş burda dıbına koyim. Onlarida sonra anlatirim aslinda. Trende giderken yandan bir trenle ayni anda durduk. Trenin içinde Takım elbiseli, elinde çantalı iş adamı kılıklı bi muallak vardı sıfatında bile hayır yoktu. Gordon muallaksinin hikayesini okuyan bilir G-Man bu herifin adı manyağın teki. Neyse geldik temizlik bölümüne
    ···
  6. 6.
    +9
    Part 6
    Temizlik bölümünü şöyle bir süzdüm hayatımda temizlikle ilgili bu kadar teknolijik temiz alan görmedim ben amk. Biz alışkınız tabi taklu tuvaletteki paspasla temizlik yapmaya garip geliyor. Ortamı iyice inceledim kız filan yoktu. Kızla ilgili birşey bile yoktu hepimiz erkeğiz. Dedim ulan aylarca burda napıyorsunuz 1 tane bile karı yok, birbirinizemi yürüyorsunuz diye düşündüm ve zütü iyi kollamam gerektiği sonucuna vardım. 5 dakika sonra bir adam geldi bunları imzalayın bu tesisten emekli oluncada burada gördüklerinizi kimseye anlatmayın filan zırvaladı. imzaları attık sonrada bin gibi sırıtarak tabi emekli olabilirseniz dedi. Ne diyor la bu tipine gergedan dölü fışkırttığım dedim. giblemedim pek. Sonra mavili binlerden biri geldi bölümü gezdirmek için, dedi alın bu giriş kartlarınız izniniz olan yerlere bu kartlarla gireceksiniz dedi. Birkaç gün sonrada retina taraması yapacağız ve retina taramasıyla girilebilen yerlere girebileceksiniz dedi. Bu mavili bana baya samimi geldi. Adını sordum Barney dedi. Harbi iyi kalpli kafa adamdı. Bu tesiste temizlik bölümünde olmak beraberinde çok fazla yere giriş izni veriyor size dedi benden bile fazla hatta diyerek tekrarladı. Birşey söylemişti tam hatirlamiyorum ama şu tarz birşeydi; bu kartlara iyi sahip çıkın kaybolursa çükünüzü keserler. Harbi sevdim la ben bu adamı dedim sen sürekli bu bölümdemisin? Hayır dedi ben başka yerden sorumluyum bugün burada çalışan güvenlik görevlisi rahatsızlandı beni görevlendirdiler. Huylandım onu diyince yavaş yavaş buraya gelerek ne tak yediğimin farkina variyordum
    ···
  7. 7.
    +6
    Evet panpalarım bu sefer sağlam geldim pc geçtim daha hızlı yazıcam toplanabilirsiniz işim filan kalmadı bu gece bu başlıkta dökücem size içimi
    Part 7
    Olanların farkına daha yeni yeni varmaya başlasamda, genede gibimde değildi ilk başlarda pek. Bişey olmaz diyip geçiştiriyordum içimden. Günlerim Black Mesa da böyle böyle geçmeye başladı. Eğitimimim nerdeyse tamamlanmıştı. Buraya çok alışmıştım buranın yerlisi gibi olmuştum adeta hatta. Günün 8 saatini yemekhanede bizim gibi buraya okul falan okumadan ayak işlerini yapmak için gelmiş panpalarımla geçirirdim. Ulan ayak işi yapmaya geldik eyvallahta verdikleri eğitim resmen fizikçilerin eğitilirken gördüklerinin kırpılmış haliydi. Geldik eğitimin son gününe, eğitim bitince rahatlık bitecekti büyük ihtimal farkındaydım son günün tadını çıkarıyordum. Eğitimin konusu ne diye merak ediyordum bana söylenen eğitim odasına gittim. Üzerinde HEV Suit Training Room yazıyordu. Merakla bekledim eğitimi
    ···
  8. 8.
    +2
    O değilde hatırlatın bu gece bunu bitireyim yarında Gordon'un sürekli zütünde dolaştığı ama gibemediği Alyx'i nasıl gibtiğimi anlatırım, seri gelin bu başlığa hikayeyi çabuk bitirelim
    ···
  9. 9.
    +3
    Part 8
    Evet beyler eğitim zamanı gelmişti. HTR ye gittim (Hev Training Room). Önden bize Hev Suit adlı giysiyi tanıttılar, bi görseniz varya iron man gibi hissedersiniz kendinizi dıbına koyim, zaten o muallakde zırhlarını bu giysiden esinlenmiş filan diyorlar. Tanıtım bitti. Hev Suitin içine girdim zor olmadı, giysi aktif olunca kendimi çok garip hissettim ama çok acayip manyak bir duyduydu lan, o giysiyi giyen ilk ve tek türk bendim. Hani @2 olur @1 e 90 dan gol çakarsınız, 1k şuku gelir içinizde sevinçten filler gibişirmiş gibi bir duygu olurya, öyle bişeydi lan. Neyse bize zırhın çalışma mantığını filan öğrettiler bu buna yarar falan derken. Eğitim bitti bir eğitmen geldi. Dediki Hev Suit'i kullanmayı öğrenebilmeniz için 1 hafta ek eğitim süresi tayin ediyoruz dedi. Benim için hava hoştu nede olsa. Derken yaklaşan bir facia vardı haberim bile yoktu. Hayatımın en adrenalin dolu günlerine girmek üzereydim habersizce.
    ···
  10. 10.
    +3
    Evet panpalarım yavaştan half life bilmeyen bebe tayfa uyumaya başlıyor, yerinizi alın sizleri o facianın içine zütürücem bu gece. Yıllardır oyunda bildiklerinizle yetindiniz artık bunu bozma vakti
    ···
    1. 1.
      0
      bilenlerde uyuyacak hızlı kardeş saatte 1 part atılırmı
      ···
      1. 1.
        0
        panpa bu gece uyuma 1 yazıcam 5 part birden girecek
        ···
  11. 11.
    +4
    Bu partı 3 defa yazdım gecikti beyler sirkan yüzünden.
    Part 9
    Hev Eğitimi iyi geçiyordu, aramızda giysiyi kullanmayı en hızlı söken Arthur bini oldu. pekekent kaslıydıda o giysi içinde resmen terminatöre dönüşüyordu dıbına goyim. Kıskanırdım hep zaten bini acayip sağlıklı ve kaslıydı bin. O değilde bende uzun zamandır karı görememiştim hev eğitimindeki karı hologramı haricinde. O da tam afetti beyler varya gerçek olsa tesisin ortasında dıbı nükleer gibi patlayana kadar giberdim onu. Korkmaya başlamıştım çünkü tesis full erkekti, aynı zamanda çok garip olaylar dönüyordu burada. Zütü kollamaya dikkat ediyordum. Şahsen bu kadar düşüncenin içinde kestaneyi çizdirirsem çok kötü olurdu.
    ···
  12. 12.
    +3
    Hepinize teşekkür ederim panpalarım trende girmişiz. Şimdi başlıyor asıl eğlencemiz. Saat 0:00 oldu artık aramızda sadece konudan anlayan panpalarım var. yazıyorum bekleyin
    ···
  13. 13.
    +7
    Part 10
    Hev Eğitimide bitmişti sağ salim. Son günündeydik hepimiz sökmüştük zaten nasıl kullanacağımızı o gün sadece kontrollerle geçti. Yarın ilk kez çıkacaktık nükleer deney atıklarını temizlemeye. Ama çıkamadık panpalarım. O 4 kişilik grup oraya temizlik birimi için diye getirilmişti fakat, orada resmen bir savunma timi gibi olacaktık. Eğitimin son günü beklerken bilim adamları aralarında telaşlı telaşlı konuşuyordu. Bir deney yapılıyormuş galiba başka bir boyuttaki gezegene geçmek için. Dedim neler oluyor anasını satayım başka boyut filan ne oluyor. Neyse dedim Allah'ın gevurları yapıyordur gene saçma sapan bir deney dedim iplemedim. Yaklaşık 1 saat kadar bekledik bizim grupla üzerimizde Hev Suit lerler. Çok büyük bir patlama sesi duyduk. Ama normal patlama sesi değildi bu, patlayıcı sesi hiç değildi özellikle. Tüm tesiste alarmlar çalmaya başladı. Noluyor dıbına koyim tepkisi verdim Türk olmanın bende bıraktığı mirasın etkisiyle. Karşıda resmen bir portal açıldı, ve garip yaratıklar çıktı içinden. Dedim aha şimdi çizdirdin kestaneyi levyeli. Hep gordon binimi levye kullanacak lan birkere levye fikride bana aittir dıbına koyim. Bu godumun yaratıklarının levyeye karşı zaafı olduğunu ilk ben farketmiştim. Siz oyunda levyeyle anasını ağlattınız onların ama olay hiçte öyle değil panpalarım o tamamen uydurma
    ···
  14. 14.
    +4
    Part 11
    Evet beyler size bu partta gordonun levyeyi şuna böyle soktum bu böyle geberdi şuna delici attım palavralarını göstereceğim. Öncelikle levye ile başka boyuttan gelen pekekentlerin üzerine ilk ben yürüdüm anlatıyorum.
    Portaldan çıkan yaratık üzerimize doğru gelmeye başlamıştı. bizim hev eğitimlerinde artislik taslayan 3 pekekent tırsmıştı acayip belliydi. Dedim ulan levyeli, ya şimdi kendi zütünü kendin kurtaracaksın, yada bir daha rahat rahat oturamayacaksın. Eğitim odasında duvardaki levyeyi kaptığım gibi başladım bu huur çocuğunun üzerine yürümeye. Tırstı lan. Ciddiyim tırstı. Levyeye baktı. Sadece levyeye baktı kinlendi kaldı huur çocuğu. Ulan sonradan keşfettimki bu huur çocukları silahtan filan korkmuyorlar fakat levye görünce 35 cm damarlı zenci yannanı görmüş yaşlı amca gibi kitlenip kalıyorlar. Sebebini hala çözebilmiş değilim bunu başka bir başlıkta tartışabiliriz fakat travesti bir arkadaşımın dediği zütlerine o levyenin girdiği hayalini kuruyolardır düşüncesi şuan için bunun en mantıklı açıklamasıydı. Bu huur kilitlendi bende dıbına goyayım git burdan diyen yaşlı amca gibi sinirle levyeyi kafasına kafasına vurdum huur çocuğunun bayıldı.
    ···
  15. 15.
    +7
    Part 12
    Neyse arkadaki 3 huur çocuğu tırsarken ben zaferimin tadını çıkarıyordum o facianın içinde. Elimde levyeyle gittim bunların yanına, bir kendini akıllı sanan huur çocuğu "burdan çıkmalıyız hemen" dedi. Söylemese yaratıklarla grup yapacaktık bizde dıbına koyim. Neyse şanslıydıkki eğitim odasındaydık. Burada yeterince silah ve ekipman vardı. Bu binlere verdim levyeleri, sırtımızada taktık ordaki mp5 leri. Gerçi mp5 e filan ateş gücüne ihtiyaç yoktuki dıbına koyim. Levye yetiyordu zaten. Bu öbür boyuttan fırlamış huur çocukları tüm tesisi ele geçirmişti bile. Kaçmak için zekice bir plan yapmalıydık. Direkmen yollardan gidemezdik elimize verirlerdi levyelere güvenemezdik. Arthur denen zeki bin döndü ve "Black Mesa'nın havalandirma kanalları baya geniş gözlemlediğim kadariyla" dedi orada Ananı örnek alarak yapmışlar dememek için zor durdum. içimden bu bin niye havalandirmayi gözlemlediki filan dedim. Neyse planimiz belliydi havalandirmadan geçe geçe çıkışa gidecektik plan buydu çok basitti.
    ···
    1. 1.
      +1
      "ananı örnek alarak yapmışlar"ı gördüm bastım kahkahayı bin
      ···
  16. 16.
    +2
    Part 13
    Evet eğitim odasındaki havalandırma kapagini zorlayarak açtık teker teker girdik arka arkaya dizildik en önde ben vardim dibina koyim aklimi gibeyim emi. Bana hallenirler diye korkudan arkama baka baka ilerliyordum o derece korkuyordum çizdirmekten. Dedim bu pekekentler korktu artık ne düşünecek. Biraz rahatlayip önüme baktim yoluma devam ettim. Çikişa giderken bu öbür boyut pekekentlerinin yaptiklarini izliyorduk
    ···
  17. 17.
    0
    Geldim panpalarım oç tedaş diyerek hikayeye devam ediyoruz
    ···
  18. 18.
    +2
    Part 14
    Havalandırmada küçük bir Xen'den gelen pekekent gördük. Adlarının Xen olduğunu öğrenmiştim sonradan. Levye taktiğini yemedi bu pekekent mp5 i alıp rambo gibi taradık pekekenti. O öldü fakat diğerleri sesleri duyup kıllandı. Artık taşşaklarımdan adrenalin ve korkunun karışmasıyla ter akıyordu. Zütü sağlama almak için onların dikkati buraya çekilmişken başka bir yol bulmalıydık. Hepimiz gözlemci pekekent Arthur a döndük. Sanki burda büyümüş gibi her yeri ezberlemiş huur
    ···
  19. 19.
    +3
    Evet gece atamadım şimdi serice yaziyorum okuyun panpalarım kahvaltıyla beraber iyi gider
    Part 15
    Arthur şurada kanalizasyona benzeyen bir alan var dedi. Tam olarak ne olduğunu bilmiyorum ama orası temizse en güzel yol seçeneğimiz oradan heryere gidiş var dedi. Türk olmamın bana verdiği güzel mizah yeteneğiyle "Temiz değilsede temizleriz, 5 dakikada ellerine veririz" diyecektim ama diyemedim çünkü sen ne diyon lan değişik tarzı bir tepkiyle beni havalandırmadan atarlar diye korktum. Tek çaremiz şuan kanalizasyonu temizleyip oradan ilerlemekti. Büyük ihtimalle oradada vardı bu pekekentler. Dedim ulan ya şimdi erkek gibi savaş yada hiçbir zaman. Acayip gaza gelmiştim. Kanalizasyonun üstüne geldik buraya tek bir tane havalandırma kanalı çıkıyordu. Çaktirmadan baktım içeride 4 tane zombi vardı. Ama ciddi ciddi zombiydi bunlar diğerleriyle alakası bile yoktu. 4 kişi ulan. zütünde torpil patlamış Neo gibi daldım içeriye. Matrix'teki gibi dövüşebilsem tam filmlik sahne çıkardı. Çıkardım mp5'i tarıyorum pekekentleri "Allahu-ekber" diye bağırarak. Çok ses çıktı ama hepsinin icabına baktım lan. Arkadaki artist pekekentler birine bile ellemedi. Ben kurtariyordum resmen huur çocuklarını
    ···
  20. 20.
    +3
    Aksiyon şimdi başlıyor.
    Part 16
    Bendeki MP5 in mermisi bitti, ne tak yiyecektim şimdi derken resmen sesimi duydu birisi. Tam önümüzde bir kargo kutusu vardı weapon falan bişeyler yaziyordu. Levyeyle zorlayarak açtım ben bunu. işte tam karşımda duruyordu o mübarek silah. Gauss silahı tüm güzelliğiyle elimin altındaydı. O kadar güzeldiki orada silahi gibebilirdim. Gençliğini yaşamış olan panpalarım bilir o silahın nimetlerini. Silaha mal gibi bakmaya başladım buldukta nasıl kullanacaz? Arthur geldi ve şöyle tut dedi bu tuş tekli atışlar yapar bu ise enerjiyi toplayarak delmeni sağlar dedi. Sen nerden biliyon bunları pekekent benzeri birşey dedim. Benim işim bilmek dedi. iyice tırsmaya başladim pekekentten. Ama artık elimde o muhteşem silah vardı. Gücünü az çok test odasında izlemiştim.
    ···