bu başlikta filmleri özetliyorum

the groundhog day : 1993'te bill murray abimizin başrolde oynadiği, 'bugün aslinda dündü' temali film. Adam televizyon muhabiri ama hep gibik haberlere gönderiliyor. En sonunda giberim böyle işi amk diyor çildiriyor. Bu isyani da tabi cezalandiriliyor ve her gün ayni günü tekrar tekrar yaşiyor. Her şeyi tekrar tekrar yaşayinca da tabi anarşizmin doruğuna çiktiği günler oluyor. Cambridge'de pgiboloji öirencilerine izletiliyormuş diyollaa, neyse.. Içimizden, bizi anlatan sicacik bir hikaye...

butch cassidy and the sundance kid : western severler için on numara filmdir. geçimlerini banka soymaktan kazanan iki eleman, en sonunda soydukları bir denyonun tuttuğu adamlar tarafından kovalanmaya başlarlar. paul newman reyis acayip oynamış, hikaye başlarda yavaş ilerlese de, sonradan olaylar gelişip izleyiciyi koltuğuna gömüyor. batıyı anlatan, sımsıcak bir hikaye. he.

hiroshima mon amour : batıdan hemen gözlerimizi biraz da doğuya çevirelim. daha kurosawa'ya da gelemedik ama nese. batılı bir hatunla, japon aşığını anlatan bir yapım. film hiroşima'ya da güzel göndermelere sahip , bittabii ki bizi anlatan sıcacık bir hikaye olma özelliğinden de bir şey kaybetmiyor. çok güzel film la harbiden

jeux d'enfants : ekşici binlerin, sinema okuyan denyo adamların ve 'abi ben çok film izlerim yaf.. arşivim de çok iyidir' gibi tavırlara sahip dallamaların, eternal sunshine of a spotless mind ile birlikte en beğendikleri filmlerdendir. üniversite'de çok karşınıza çıkar. bunlar olmasa güzel filmdir aslında. ne kadar böyle film de olsa ben de severim çünkü sevdiğim bir hatun tarafından önerilen filmdir. olmaz olaydı amk! nese çocukluk arkadaşı olan gençler, bir oyun oynar, (ha cesaretin var mı aşka diye türkçe'ye çevrilir, esası çocuk oyunları gibi bir şey) zütün yiyorsa şunu yap tarzında, gaza gelmeye dayalı bir oyun. yıllar geçer oyunlar, kavgalar bitmez. sonu da şaka gibi biter. romantik bir binseniz, içinizden, sizi anlatan sıcacık bir filmdir. ben artık değilim amk! o kızdan da nefret ediyorum, inş ölürüm.

jeux defants amelie bide eternal sanşaynı üstüste koyup gibeyim. karı filmi hepsi de.ayyy çok güzel ben çoooook beğendimmmmm. ırzını gibtiminin romantikleri.

la haine iyi ama hakkını şapmıyım şimdi

salò : salo yada sodom'un 120 günü deyü türkçe'ye geçer. pgibopat, arıza bir film. pasolini'nin, zaten bu adam da arızadır, film yüzünden öldürüldüğü söylenir. liseli binleri, kızları toplayıp, giben, gibişleri izleyen, sapık bir burjuva anlatılır. ölüm,kan, cinsellik üçü bir arada mantığında harmanlanıp sunulur. yani bizi anlatan, sıcacık bir.. gerisini biliyorsunuz.

@23 adam haklı amk. neyse gene gelecem, şimdilik thats all folks.

afferin lan yararlı bir bin olmaya devam et..

for a few dollars more'u izledin mi la.bi özet geçsen ona göre izliycem

@27 onu ben küçükkene izlemiştim lan. tam hatırlamıyorum ama güzel film. tekrar koydum sıraya. benden önce izlersen sen özet geç at kafası.

jules et jim : traffaut abimizin en sevdiklerimden bir başkası. bu filmde karı milletinin ne kadar karaktersiz olduğunu bir kez daha görüyoruz binler. arkadaşlık ve aşk üzerine olan, iki yakın arkadaşın aynı kıza aşık olmasını anlatan filmimizin konusu, türk filmlerinde de sık sık gördüğümüz sıradanlığı taşısa da, auter'lerin şahı, auter'lerin padişahı traffaut abimiz filmini muhteşem yapmayı bilmiş. izleyin görün işte, ne kadar sıcak, bizden, bizi anlatan bir hikaye.

plan nine from outer space : dünyanin en kötü filmi derler bence yanilirlar. büyük bir ciddiyetle çekilmiş saçma bir hikaye, tabaklardan (evet bildiğin düz tabak) uzay gemileri yapacak bir çaresizlik olsa da film eğlencelidir lan! uzayli reyisler dünyayi ele geçirmek için dokuzuncu plani devreye sokarlar. Evet daha önce sekiz plan yaparak başarisiz olmuşlardir fakat tek film dokuzuncu plani konu alir. plan da şu yeni gelistirilen teknolojiyle, ölüleri diriltip, zombi haline getirip, emirlere uyan zombilerle dünyayi gibmek. zombi sayisini film boyunca 3'te tutmasalar daha etkili olacaklar ama teknolojileri bu kadarina yetiyor belki de. Gerçekten bizi anlatan, icimizden,sicacik bir hikayedir, seriously.

american splendor : bu film de 2003 yapimi bir holywood mu bağimsiz mi bilemedim şimdi ama on numara filmdir. Harvey pekar isimli abimizin biyografisi niteliğindedir film. Karikatür seven adam filmi de harvey'i de sevecekler. Abuk bir iste calisan pekar, hayattan bekledigini alamamis biridir. Iyi çizer fakat bir türlü istediği yerlerde, çizip çok kişiye açilamaz. bunu başardiginda da normal insanlardan farkli olmasiyla, talk showlara katilir, ünlü komedyenlerin konuk alip taşak geçtiği biri olur fakat asil taşaği kendisi geçmektedir. icimizden, sicacik,bizi anlatan izlemenizi önereceğim filmdir.

reservoir dogs : tarantino'ya geldik mi? Reservoir dogs'da inecek var hacilar. Bu adamin başarisi bence tamamen oyunculara bakiyor.-polemik- severiz bini ama dediğim gibi bu filmin adami ne tarantinodur,ne madsondur ne de harve keitel'dir. Kral olan tim roth'dur. abi o tuvalette aynasiz hikayesi nasil anlatilir amk!? Nese çesitli renklerle isimlendirilen 5 (5-6 hatirlayamadim tam) adam banka soygunu yapar. soygun, polisin aradigi godomana kadar uzandigindan, polisler grubun icine köstebek yerleştirirler. ama kim ola ki o? çoh ilginç bizi anlatan hikayeler serisi devam edecek...

tekkonkinkreet : amerikan & japon ortak yapimi unbealiveble , çok da orjinal çizgilere sahip anime. Hazine şehri deyü bir şehirde yaşayan siyah ve beyaz isimli iki çocuk var. Bir nevi şehir çocuklarin elindeyken, zibidi kötü adamlar şehrin amina koymağa geliyorlar. çok güzel işlenmiş sicak bir hikaye, bizden bizi anlatan. Ben ajan karoshi, bugün yine dünyayi kötülüklerden koruduk. over.

old boy : intikam üçlemesinin en iyi filmi beyler. Yönetmenin adi aklima gelmedi simdi ama 'oha aminiski' dedirten güzellikte bir filmdir. Eleman birileri tarafindan hapsedilmistir. kötü birsey yapmistir bunun cezasini cekmektedir. Fakat ne yaptigini, kime yaptigini bilmemektedir. bunun hesabini sormak, intikamini almak icin serbest kalir kalmaz calismalara baslar fakat yaptiklari hala kendisinden alinan intikamin bir parcasidir. Sicacik, bizi anlatan bir hikaye. Sen gülersen dunya güler ama aglarken yalniz aglarsin.

bin jip : kim ki duk'un, (kim ki bu?) hayvani filmi. Dogu sinemasi her zaman 'anlatmada' batidan on, yirmi adim öndedir. Yani sinemayi sinema yapan, göstergebilim konusunda batidan ileridir. Bu filmde de, evlere giren bir hirsizin, -hirsiz dedim, ne diyecegimi bilemedim cunku- hikayesi anlatilir. Fakat bu hirsiz farklidir. eve girer, karnini falan doyurur, sonra da bozuk olan bir şeyi (saat olur, oyuncak bir dabanca olur) tamir edip cikar gider. Yani bizi anlatan, icimizden, siicacik bir hikayedir anlayacaginiz. nese izlerun iste.

the boy with the striped pyjamas : shindler's list 'den sonra izlenilecek o tatta bir film, konu aynı. kahramanlar ise çocuklar bu sefer. alman ss subayının sıkılgan veledi, yahudi kampından bir çocukla arkadaşlık kurar. ailesinden habersiz oyunlar oynarlar, en sonunda kendi sıkıcı dünyasından, oraya geçmek için çocuğun pijamalarını değiştirirler ve çocuk züte gelir. çoluk, çocuk herkesi ekran başına kilitleyecek, bizden, sıcacık bir hikaye.

schindler's list : sinema tarihinin en iyi filmi diyollaa. baktık tabi biz de. listesi olan adam, hitler'in yahudi kampına gönderdiği insanları kurtarmağa çalışıyor. cidden güzel film. sonunda kafayı yiyor, 'la diyo bu arabayı satsam en az 50 adam kurtarırdım', 'kıyafetlerim 5 adam eder' gibilerinden triplere düşüyor. bizi anlatan, sıcacık bir yapım.

emanuelle : benim @1 i gibmem