-
55.
0Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
içimi seninle ısıtıyorum.
Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
Bu şehir o eski istanbul mudur
Karanlıkta bulutlar parçalanıyor
Sokak lambaları birden yanıyor
Kaldırımlarda yağmur kokusu
Ben sana mecburum sen yoksun.
Sevmek kimi zaman rezilce korkuludur
insan bir akşam üstü ansızın yorulur
Tutsak ustura ağzında yaşamaktan
Kimi zaman ellerini kırar tutkusu
Bir kaç hayat çıkarır yaşamasından
Hangi kapıyı çalsa kimi zaman
Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu
Fatih'te yoksul bir gramofon çalıyor
Eski zamanlardan bir cuma çalıyor
Durup köşe başında deliksiz dinlesem
Sana kullanılmamış bir gök getirsem
Haftalar ellerimde ufalanıyor
Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
Ben sana mecburum sen yoksun.
Belki haziran da mavi benekli çocuksun
Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor
Bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden
Belki Yeşilköy'de uçağa biniyorsun
Bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor
Belki körsün kırılmışsın telaş içindesin
Kötü rüzgar saçlarını zütürüyor
Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Bu kurtlar sofrasında belki zor
Ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Sus deyip adınla başlıyorum
içim sıra kımıldıyor gizli denizlerin
Hayır başka türlü olmayacak
Ben sana mecburum bilemezsin.
atilla ilhan reyiz ccc -
54.
0kel başa şimşek tarak,
bu ayakları artık bırak.
neyşin varki diskoyumda
yanında bir kız sarımtırak
ayranın yok içmeye
atla gidersin çeşmeye
bu ne perhiz vatizdiz
aman ismail cant touch this.
hafif piskopattır kendileri
buna enayilikde dahil
aman amcası daha çok cahil
iiis maaa il. -
53.
0Kadırımlar 1 - (son dörtlük)Tümünü Göster
Uzanıverse gövdem, taşlara boydan boya;
Alsa buz gibi taşlar alnımdan bu ateşi.
Dalıp, sokaklar kadar esrarlı bir uykuya,
Ölse, kaldırımların kara sevdalı eşi...
şu da küllen beter, kamyon gibi çarpıyor:
Çile
Gaiblerden bir ses geldi: Bu adam,
Gezdirsin boşluğu ense kökünde!
Ve uçtu tepemden birdenbire dam;
Gök devrildi, künde üstüne künde...
Pencereye koştum: Kızıl kıyâmet!
Dediklerin çıktı ihtiyar bacı!
Sonsuzluk, elinde bir mâvi tülbent,
Ok çekti yukardan, üstüme avcı.
Ateşten zehrini tattım bu okun,
Bir anda kül etti can elmasımı.
Sanki burnum, değdi burnuna "yok"un,
Kustum öz ağzımdan kafatasımı.
Bir bardak su gibi çalkandı dünyâ;
Söndü istikamet, yıkıldı boşluk.
Al sana hakikât, al sana rûyâ!
işte akıllılık, işte sarhoşluk!
Ensemin örsünde bir demir balyoz,
Kapandım yatağa son çâre diye.
Bir kanlı şafakta, bana çil horoz,
Yepyeni bir dünyâ etti hediye.
Bu nasıl bir dünyâ, hikâyesi zor;
Mekânı bir satıh, zamânı vehim.
Bütün bir kâinat muşamba dekor,
Bütün bir insanlık yalana teslim.
Nesin sen, hakîkat olsan da çekil!
Yetiş körlük, yetiş, takma gözde cam!
Otursun yerine bende her şekil;
Vatanım, sevgilim, dostum ve hocam!
.
.
.
.
Aylarca gezindim, yıkık ve şaşkın,
Benliğim bir kazan ve aklım kepçe.
Deliler köyünden bir menzil aşkın,
Her fikir içimde bir çift kelepçe.
Niçin küçülüyor eşyâ uzakta?
Gözsüz görüyorum rûyâda, nasıl?
Zamânın raksı ne, bir yuvarlakta?
Sonum varmış, onu öğrensem asıl?
Bir fikir ki, sıcak yarada kezzab,
Bir fikir ki, beyin zarında sülük.
Selâm, selâm sana haşmetli azâb;
Yandıkça gelişen tılsımlı kütük.
Yalvardım: Gösterin bilmeceme yol!
Ey yedinci kat gök, esrârını aç!
Annemin duâsı, düş de perde ol!
Bir asâ kes bana, ihtiyar ağaç!
Uyku kaatillerin bile çeşmesi;
Yorgan, Allahsıza kadar sığınak.
Tesellî pınarı, sabır memesi;
Size şerbet, bana kum dolu çanak.
Bu mu, rûyâlarda içtiğim cinnet,
Sırrını ararken patlayan gülle?
Yeşil asmalarda depreniş, şehvet;
Karınca sarayı, kupkuru kelle...
Akrep, nokta nokta rûhumu sokmuş,
Mevsimden mevsime girdim böylece.
Gördüm ki, ateşte, cımbızda yokmuş,
Fikir çilesinden büyük işkence.
.
.
.
.
Evet, her şey bende bir gizli düğüm;
Ne ölüm terleri döktüm, nelerden!
Dibi yok göklerden yeter ürktüğüm,
Yetişir çektiğim mesâfelerden!
Ufuk bir tilkidir, kaçak ve kurnaz;
Yollar bir yumaktır, uzun, dolaşık.
Her gece rûyâmı yazan sihirbaz,
Tutuyor önümde bir mavi ışık.
Büyücü, büyücü, ne bana hıncın?
Bu kükürtlü duman, nedir inimde?
Camdan keskin, kıldan ince kılıcın,
Bir zehirli kıymık gibi, beynimde.
Lûgat, bir isim ver bana halimden;
Herkesin bildiği dilden bir isim!
Eski esvablarım, tutun elimden;
Aynalar, söyleyin bana, ben kimim?
Söyleyin, söyleyin, ben miyim yoksa,
Arzı boynuzunda taşıyan öküz?
Belâ mîmârının seçtiği arsa;
Hayattan muhâcir; eşyâdan öksüz?
Ben ki, toz kanatlı bir kelebeğim,
Minicik gövdeme yüklü Kafdağı,
Bir zerreciğim ki, Arş'a gebeyim,
Dev sancılarımın budur kaynağı!
Ne yalanlarda var, ne hakîkatta,
Gözümü yumdukça gördüğüm nakış.
Boşuna gezmişim, yok tabîatta,
içimdeki kadar iniş ve çıkış.
.
.
.
.
Gece bir hendeğe düşercesine,
Birden kucağına düştüm gerçeğin.
Sanki erdim çetin bilmecesine,
Hem geçmiş zamânın, hem geleceğin.
Açıl susam, açıl! Açıldı kapı;
Atlas sedirinde Mâverâ Dede.
Yandı sırça saray, ilâhî Yapı,
Binbir âvizeyle uçsuz maddede.
Atomlarda cümbüş, donanma, şenlik;
Ve çevre çevre nûr, çevre çevre nûr.
içiçe mîmârî, içiçe benlik;
Bildim seni ey Râb, bilinmez meşhûr!
Nizâm köpürüyor, med vakti deniz;
Nizâm köpürüyor, tâ çenemde su.
Suda bir gizli yol, pırıltılı iz;
Suda ezel fikri, ebed duygusu.
Kaçır beni âheng, al beni birlik!
Artık barınamam gölge varlıkta.
Ver cüceye, onun olsun şâirlik,
Şimdi gözüm, büyük sanatkârlıkta!
Öteler, öteler, gayemin malı;
Mesâfe ekinim, zaman mâdenim.
Gökte saman-yolu benim olmalı!
Dipsizlik gölünde, inciler benim.
Diz çök ey zorlu nefs, önümde diz çök!
Heybem hayat dolu, deste ve yumak.
Sen, bütün dalların birleştiği kök;
Biricik meselem, Sonsuz'a varmak... -
52.
0HiÇBiR ŞEYiMSiN
Sen benim hiç bir şeyimsin
Yazdıklarımdan çok daha az
Hiç kimse misin bilmem ki nesin
Lüzumundan fazla beyaz
Sen benim hiçbir şeyimsin
Varlığın anlaşılmaz
Galiba eski liman üzerindesin
Nasıl karanlığıma bir yıldız olmak
Dudaklarınla cama çizdiğin
En fazla sonbahar otellerinde
Üniversiteli bir kız uykusu bulmak
Yalnızlığı öldüresiye çirkin
Sabaha karşı öldüresiye korkak
Kulağı çabucak telefon zillerinde
Sen benim hiçbir şeyimsin
Hiçbir sevişmek yaşamışlığım
Henüz boş bir roman sahifesinde
Hiç kimse misin bilmem ki nesin
Ne çok cığlıkların silemediği
Zaten yok bir tren penceresinde
Sen benim hiçbir şeyimsin
Yabancı bir şarkı gibi yarım
Yağmurlu bir ağaç gibi ıslak
Hiç kimse misin bilmem ki nesin
Uykum arasında cağırdığım
Çocukluk sesimle ağlayarak
Sen benim hiçbir şeyimsin.
Attilâ ilhan -
51.
-1mc klima ustası serkan
bu şarkı tüm orusbu çocuklarına gelsin
yani yılmaza yani serhoşa
lan oruspu çocuğu(2)
senin ben ananı gibim
sen daha düne kadar
gelmişsin üstüme ya da abime
diyodun ki abi çocuğumun ayakkabısı yok
otsüç numara ayakkabı giyiyor
ben de yanınızdaydım
sen o lafı dediğin zaman
benim içim sızladı ağlamam geldi
dedim bu nasıl baba
her akşam içiyor,eve 1 kuruş para zütürmüyor
karı bırakmış, çocuk bırakmış
ne yapacağını bilmiyor
yapayalnız oralıkta kalmış rezil ortalıklarda
şerefsiz...
neyse..
ustam sana 40 milyon para verdi
dedin o çocuğuma ayakkabı alıcam
niye o akşamı gittin çocuğuna ayakkabı almadın
gittin dağa 2 rakı aldın oturdun içtin
ne gibim anladın dıbına kodum evladı
orrruspu çocuğu yılmaz
dıbına koduğum serhoşu
şimdi çocuğun ayakkabısız kaldı
ne olacak, için rahat mı?
nasıl babasın sen için rahatsa
demekki sen baba değil hayvan değil
senin cinsin belli değil yaa...
senin gibi babamın ben dıbına koyayım ya
senin yüzünden şaşırdım babama küfür ettim
babmın ne günahı var allahtan öz
her baba senin gibi değil yaa allah korusun
allah senin gibileri hemen öldürmüyor da kurtulalım
o çocuğun günahı ne
çocuğa niye ayakkabı almadın niye almadın niye
sebebi ne o taku içtin de ne oldu hee?
o taku içtin de ne oldu?
dıbına koydum çocuğu
ertesi gün benle ustam gittik çocuğuna ayakkabı aldık
senin haberin var mı?
o çocuğun ne sevinçler içindeydi biliyor musun?
senin almanla bizim almamız bir mi?
sen onun evladısısın babasısın
nasıl bir babasın dıbına kodumun çocuğu
sana bu şarkıyı söylerken ağlamam geliyor biliyon mu?
nasıl söylediğimi bile bilmiyom
ağzıma ne geldiyse söylüyorum
ustam..
sen aklı başında bir insansın
senin gibi delikanlı mert insan olmaz bu dünyada
olur bazen şerefsizliğin tutar
hiç yalan olmasın
ama harbi delikanlı adamsın
bu zamana kadar çok işte çalıştım
sana helal olsun hakkım sana helal
nolursa olsun
orruspu çocuğu yılmaz
kendine iyi bak... -
50.
-1up up up up up up
-
49.
-1up up up up up up
-
48.
-1up up up up up up
-
47.
-1up up up up up up
-
46.
0belkim bir kertenkeleydim
belkim bir kertenkeleydim
bin edilmiş bir yağmurun serini
bir güzelin çirkiniydim
çirkinlerin en güzeli
yeşil koşsa güneşlerin gölgesi
ben en hızlı yeşiliydim
kurbağa yarışlarında annemin
çatal matal kaç çataldım kimbilir
bin dereden bir kendimi getirdim
haydan gelip huya giden bir huysuz
heyheyler içinde bir heydim
belkim yedi belkim sekiz belaydım
düdük çalar hırsızlanmış polisler
ben korkudan üstlerime işerdim
üç yıldızlı bir albaydı gökyüzü
karşısında önüm açık gezerdim
ağzı bozuk meymenetsiz bir ozan
rus cenginde cağanozdum bir zaman
iki gözüm iki koltuk-eviydi
mavilerim bir miyobun koynunda
kendi düşen köyler kentler ağlamaz
sur dısında ben oturur ağlardım
ekmek diye bağrışırdı bebeler
elma derler ben ortaya çıkardım
ağıtlarla kutlanırdı isa - doğdu gecesi
fil dişinden bir kuleydim yıktım kendimi
bilmem hangi keloğlanın fesiydim
bir püskülsüz sümbülteber tohumu
fesleğenler yaprak dökmüş şerrimden
bir naraydım kimse bilmez nereden
ya yakından ya uçmaktan gelirdim
belkim ince belkim kalın bir sestim
belkilerin kol gezdiği saatta
belkim belki bile değildi -
45.
0iki denizim var
Biri dalgalı öteki derin
Biri karanlık öteki aydınlık
Dalgalı olanda yorgunum
Derin olanda yalnız
Karanlık olanda mutluyum
Aydınlık olanda çocuk
iki yolum var
Biri uzun öteki kısa
Uzun olandan umutluyum
Kısa olanı seçmem
Onurluyum
iki rengim var
Biri sarı öteki mavi
Sarıda korkuyorum
Mavide uyuyorum
iki kalbim var
Biri gerçek öteki sahte
Gerçek olanla dostum
Sahte olanla arkadaş
iki dünyam var
Biri kolay öteki zor
Zor olan benim
Kolay olan ise sizin -
44.
0up up up up up up
-
43.
0up up up up up up
-
42.
0up up up up up up
-
41.
+1Ali Baba'nın bir çiftliği vaar,
Çiftliğinde inekleri var..
Möö..Mö.. Diye bağırır..
Çiftliğinde..Çiftliğinde Ali Baba'nın..
Not:Bir başkadır benim memleketim..Lay lay lay.. Devdıbını getirin binler. Alakası yok aklıma geldi. -
40.
0Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele!
Düşüncemizin katlanması mı güzel
Zalim kaderin yumruklarına, oklarına
Yoksa diretip bela denizlerine karşı
Dur, yeter demesi mi?
Ölmek, uyumak sadece!
Düşünün ki uyumakla yalnız
Bitebilir bütün acıları yüreğin,
Çektiği bütün kahırlar insanoğlunun.
Uyumak, ama düş görebilirsin uykuda, o kötü.
Çünkü, o ölüm uykularında
Sıyrıldığımız zaman yaşamak kaygısından
Ne düşler görebilir insan, düşünmeli bunu.
Bu düşüncedir felaketleri yaşanır yapan.
Yoksa kim dayanabilir zamanın kırbacına?
Zorbanın kahrına, gururunun çiğnenmesine
Sevgisinin kepaze edilmesine
Kanunların bu kadar yavaş
Yüzsüzlüğün bu kadar çabuk yürümesine
Kötülere kul olmasına iyi insanın
Bir bıçak saplayıp göğsüne kurtulmak varken?
Kim ister bütün bunlara katlanmak
Ağır bir hayatın altında inleyip terlemek
Ölümden sonraki bir şeyden korkmasa
O kimsenin gidip de dönmediği bilinmez dünya
Ürkütmese yüreğini?
Bilmediğimiz belalara atılmaktansa
Çektiklerine razı etmese insanları?
Bilinç böyle korkak ediyor hepimizi:
Düşüncenin soluk ışığı bulandırıyor
Yürekten gelenin doğal rengini.
Ve nice büyük, yiğitçe atılışlar
Yollarını değiştirip bu yüzden
Bir iş, bir eylem olma gücünü yitiriyorlar.
william shakespeare-Hamlet -
39.
0Sen benim ikindi kahvemsin,
Telvesi bol, sıcak, köpüklü..
Orta şekerli…
Küçücük bir fincandan yudumladığımsın..
Sessizce içişlerim,
Her tadında boğazımı yakan,
Acısı saatlerce geçmeyensin…
Sen benim ikindi kahvemsin..
Kendi ellerimle pişirdiğim,
Bir kaşık kahve, biraz şeker,
Bir cezve suya verdiğimsin..
Benimsin...
Yavaş yavaş karıştırıp kısık ateşte,
Her defasında köpüğünü seçtiğim,
Taşmaya yeltendiğinde üfleyişlerim,
Kokusunu içime sindirdiğimsin…
Sen benim ikindi kahvemsin,
Sıcacık..
ince kulplu, nazik bir fincandan yudumladığım,
Hiçbir tadına doyamadığımsın..
Telvesinde kaybolduğum..
Sabredişlerimde fallarına baktığım,
Üç vakte kadar gelen sevgili,
Aydınlığa çıkan yollarımsın..
Sen benim ikindi kahvemsin…
Emir Kemal -
38.
+2uzunca zamandır görmeyeli seni
bir başka kadın, bir hoş olmuşsun
kollarıma alıp sarmayalı seni
beyaz peynir gibiydin kaşar olmuşsun.
kayserili mükremin yılmaz -
37.
0Ne ararsın Tanrı ile aramda?
Sen kimsin ki orucumu sorarsın?
Hakikaten gözün yoksa haramda,
Başı açığa neden türban sorarsın?
Rakı, şarap içiyorsam sana ne.
Yoksa sana bir zararım içerim.
ikimiz de gelsek kıldan köprüye
Ben dürüstsem sarhoşken de geçerim.
Esir iken mümkün müdür ibadet?
Yatıp kalkıp Atatürk'e dua et.
Senin gibi dürzülerin yüzünden,
Dininden de soğuyacak bu millet.
işgaldeki hali sakın unutma,
Atatürk'e dil uzatma sebepsiz.
Sen anandan yine çıkardın amma,
Baban kimdi bilemezdin şerefsiz... -
36.
0korkma, sönmez bu şafaklarda...
devdıbını yazmama gerek var mı?
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 07 06 2024
-
yeni sezon amedspor kadro dağılımı
-
feyzo geldi düşmanı yendi bu güzel sözlüğü
-
işyerinin sahibi geldi
-
zuhahahkapergkopaerkgopa
-
sucuklu tost yapamıyorum artık
-
resimli deneme123
-
komik başlık buldum
-
bugun sizlere hidrokarbonlari anlatacagim
-
canik tti combat
-
kanalizasyonda dnalarımız birbirine kaynaşıyor
-
önüncü nesiller sözlükün kanser hücreleridir
-
yatağın tam karşısına klima mı konur amk
-
yaşlılara yer vermeme kombosu yaptım
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 08 06 2024
-
panpalar sevgilim sürekli
-
sosyal medyada yokum tamamen sıfır
-
muskayla büyü oluyor mu
-
wisdomofhim
-
birini henüz tanımadan ona değer biçmeyin
-
apple watch 7 aldım
-
sürekli kendi zihnimle başbaşayım
-
neyse bugun en azindan istanbul da hava esiyor
-
napiyorsunuz olm butun gun burada
-
fitness eldiveni aldım
-
bir kürt olarak atatürk ile bir derdim yok
-
azcık kafası çalışan bi dıbına kodumun
-
onlar sizi tükürüğü ile boğar
-
tövbe edin günahlarınızdan
-
indireganncik seni oldurecem
- / 2