1. 976.
    0
    @a35 aynen ya utku reyize allah sabır versinn
    ···
  2. 977.
    0
    reyize sabir, sayfa sonuna ayraç amk.
    ···
  3. 978.
    0
    rezervliyorum panpa. kelebeğin hikayesi gibiyse seri şukularım, değilse canın sağolsun amnogoyim
    ···
  4. 979.
    0
    şuku şuku baba
    ···
  5. 980.
    0
    of be birden 180 derece döndü lan her şey ne kadar güzeldi...
    ···
  6. 981.
    -1
    gibsen okumam amk her cümleden sonra enter a bassan daha iyi olcak
    ···
  7. 982.
    0
    @798 gibtir git burdan...
    ···
  8. 983.
    0
    çok yazıcam diye zorlama kardeşim kendini , nası olsa seninde işin gücün var
    zaman bulunca yazarsın keyfine bak bekleriz biz
    ···
  9. 984.
    0
    abi ağzıma sıçtın tabiri caizse Allah sabır versin abi nasıl dayandın bu kadar şeye büyük adamsın
    ···
  10. 985.
    0
    @a35 sağol kardeşim benim.
    @cgty teşekkür ederim kardeşim.
    @31 sonrasi pismanlik, hayat böyle işte amk. *
    @ziker ardina bakmaz, hoş geldin panpa. beğenirsin umarım.
    @otomativsektoru, sağol kardeşim anlayışın için.
    @yirtici hamsi, sağol kardeşim estafurullah.

    @all geldim, başlıyorum 6.30'a kadar bir kaç part atarım sonra biraz işlerim var dışarı çıkmam lazım gece yine görüşürüz.
    ···
  11. 986.
    0
    #164

    koçla konuştum ilk iş, 1 hafta içinde maçlar bitiyordu normal antremanlar başlıyordu. kısaca 1 hafta içinde deniz'in yanına gidebilirdim. koçla konuştuktan sonra annemle konuşmaya gittim. anlayış gösterdi haliyle kadın ama diyorum ya içim huzursuzdu onu tek başına bırakmak konusunda. naz'la konuştum sonra, ben yokken annemle kalmasını istedim o da kabul etti sağolsun. ayarlamayı yaptıktan sonra havayolu şirketine gittim, biletimi aldım deniz'e söylemedim özellikle süpriz olsun diye. uçuştan bir gün önce maçım vardı sonra da gidecektim denizimin yanına. o hafta antreman yoğunluğunda kolayca geçti maç gününe kadar. maçı anlatacağım bu sefer çünkü önemli şeyler oldu o gün. maça fırtına gibi başladık beyler, ilk çeyrek bittiğinde 10 sayı öndeydik. ikinci çeyreğin sonlarına doğru karşı taraf durumu eşitlemişti. 3. çeyrek bittiğinde 6 sayı gerideydik ama kapanmayacak fark değildi amk, daha önce ne durumlardan maç çevirmiştik. son çeyrekte durumu eşitlemiştik, maçın bitmesine 4 dakika vardı ve çok iyi bir tempo yakalamıştım, bileğim ritme girmişti resmen. sonra bir anda karşımdaki oyun kurucudan topu çaldım ve fast break'e çıktım. önüm bomboştu, sayıyı yapmam bize iyi gaz verecekti. koştum var gücümle, turnike için zıpladığımda arkamda birini hissettim sonra bir çatırtı duydum yere düşerken. olduğum yerde yattım kaldım, önceki tecrübelerim bunun iyi olmadığını söylüyordu ama ayağa kalkmayı denedim yine de. denemede kaldı haliyle, büyük olasılıkla bileğimi kırmıştım. hemen ilk yardım ekibi geldi, saha kenarına taşıdılar. doktorunda ilk muayenesinde vardığı kanı kırık ya da çatlaktı acilen hastaneye gitmem gerekiyordu. maçın bitmesine 3 dakika vardı, maçın bitmesi için ısrar ettim. kazandık ve bende hastaneye yollandım. röntgen ıvır zıvırdan sonra bilek kemiğinde kırık saptandı, alçıya alınması gerekiyordu ama deniz'in basketboldan tam haberi yoktu ve ayağımın kırıldığını görse beni vururdu. en azından eski deniz... doktora alçı istemediğimi anlattım, sargıya aldı ama katiyen basmamam gerektiğini söyledi bende tamam dedim ve eve doğru yola koyuldum. neredeyse 24 saat sonra deniz'in yanında olacaktım...
    ···
  12. 987.
    0
    beyler geldim, biraz keyfim yok başlıyorum partlara istediğiniz tadı vermezse kusura bakmayın. iyi akşamlar hepinize.
    ···
  13. 988.
    0
    keyfin olmaması normal panpa zor yıllar istersen ara ver kendini zorunda hissetme
    ···
  14. 989.
    0
    @greyowl,o dönemle alakası yok be kardeşim.
    ···
  15. 990.
    0
    hadi ya spoiler içermiyosa pm at panpa istersen dök içini
    ···
  16. 991.
    0
    devam panpa
    ···
  17. 992.
    0
    #165

    eve gittiğimde annem çok kızdı halime. tabi söyleyemedim haliyle kırık olduğunu burkulma dedim ama basamıyordum amk üstüne ayrıca çok ağrıyordu cidden. iki tane ağrı kesici çaktıktan sonra yattım uyudum, sabah bir heyecanla uyandım. deniz'i görmeye az kalmıştı * çantayı hazırladıktan sonra ve ağrı kesicileri dayadıktan sonra kahve sigara keyfini yaptım sonra da kaan geldi ve beni havaalanına bıraktı. heyecan içimde gittikçe büyüyordu, ciddi bir mutluluk vardı üstümde olanlara rağmen. uçağa binmemle uyumam bir oldu, istanbul aktarmasını yaptıktan sonra tekrar uyudum cenevreye kadar. havaalanında inince, bileğim baya şişmişti ve ağrıyordu ama buna rağmen keyfimi kaçıramazdı, bir saat sonra deniz kollarımda olacaktı. valizimi aldıktan sonra bir taksiye bindim, denizlerin evine gittim. taksiden indiğimde o bileğe rağmen koşarak kapıya gittim ve kapıyı çaldım. kapıyı deniz'in annesi açtı ve surat ifadesinde içimi acıtan bir şeyler vardı...
    ···
  18. 993.
    0
    #166

    deniz iyi değildi. oluştuğunu fark ettiğim uçurum sadece bizim aramızda değil, ailesi ve hayatla da oluşmaya başlamıştı. annesinin ve babasının anlattığına göre geldiğinden beri dışarı bile çıkmamıştı. günde sadece 1 kere yemek yemek için odasından çıkıyormuş onda da zaten yediği lokma sayılıymış. bütün gün odasında oturup ağlıyormuş, bazen geceleri öyle yoğun sayıklıyor ki dedi annesi uyandırmak zorunda kalıyorlarmış rüyada olduğunu söylemek için, ya da kabusta. ve sayıkladığı tek kelime varmış; rüzgar...

    haliyle tahmin ettiğim gibi ben tutunacak bir dal bulmuş ve bu arada biraz da sorumsuz davranarak deniz'i ihmal etmiştim ama deniz hala o katran karası karanlığın dibinde çırpınıyordu ve gittikçe zayıflıyordu çırpınışları annesinin anlattığına göre. deniz'in nerede olduğunu sorduğumda aldığım cevabı bekliyordum zaten, odasındaydı. izin isteyerek odasına çıktım deniz'in, kapısını çaldım. o kalkıp açana kadar geçen zaman geçmek bilmedi, kalbim ağzımda atıyordu beyler ve kapı açıldığında gördüğüm manzara yıkıcıydı, benim deniz'im gitmiş yerine bambaşka biri gelmişti...
    ···
  19. 994.
    +1
    Hoşgeldin, mitolojik çilekeş panpam.
    ···
  20. 995.
    0
    #167

    fark ettiğim ilk değişiklik şuydu; deniz beni her gördüğünde *en kızgın zamanlarında bile* gözünde parlayan ışık yoktu. gülümsemiyordu, gamzeleri görünmüyordu artık bir gün son nefesimi vermek istediğim yer olan. kilo vermişti, kemikleri sayılacak kadar sağlıksız duruyordu karşımda. göz altları mosmordu, kısacası harabe gibiydi karşımda. beni görünce önce şaşırdı, ne arıyorsun burada dedi cansız bir sesle. sanki kelimelerini kaybetmişti, zorla konuşuyordu.

    -seni özledim diyebildim sadece.
    -hoş geldin dedi, suratına zoraki bir gülümseme koymaya bile çalışmadan.
    -nasılsın diye sordum
    -nasıl görünüyorum oradan bakınca dedi acı bir gülümsemeyle bu sefer

    bir cevap bulamadım verecek ve onun yerine sadece sarıldım deniz'e. tepki bile vermedi, zoraki olarak sardı kollarını belime sadece o kadar. işte o an, içimden bir şeyler koptu...
    ···