1. 60.
    0
    anlat panpa anlat dinliyoruz
    ···
  2. 59.
    0
    artık sona yaklaşıyordum. 2 haftam kalmıştı gibtiğimin ülkesinde ve daha kıza açılmamıştım. en sonunda bi akşam kızı güzel bi mekana zütürdüm.- ki niyetimizi anlasın.- oturduk birer yemek yedik. kıza anlattım. böyle böyle . work and travel bahane. senin için geldim. sana deli gibi aşığım. kız gözlerime baktı. o beyaz dişleriyle güldü ve.

    "i love u to so much that u can imagine (ben de seni düşünebileceğinden cok seviyorum)" dedi. işte hayat bu amk.
    ···
  3. 58.
    0
    hadi anlat amk mesai bitiyo
    ···
  4. 57.
    0
    pederin cebine 2 milyara yakın para geçiyordu geçmesine de tabi ev kira. 2 çocuk okutuyor. - ki biri benim gibi avanağın teki amk. para tak sanıyordum o zamanlar- . bu bulduğum şirket dağıttığım her gün bana 100 dolar para vermeyi teklif etti. baya yorucu bir iş. 250 tane anket doldurmam lazım günde gibik ingilizcemle. neyse chicago çarşısına çıktım elimde anketlerle.

    olum vallahi diyorum billahi diyorum. ekmek dünyanın her yerinde aslanın ağzında. zütümü yırtıyorum ama. sağa sola koşuyorum gün boyu. sırf kız ile biraz daha kalabilmek için. akşama kadar anket kovala, akşam kızı evinden al. 2 saat yürü - hayatının en güzel iki saatlerini geçir- . kızı evine bırak. git 5 saat uyu . sabah yine iş başı.
    ···
  5. 56.
    0
    ama her ne kadar her şey polyanna misali gitse de acı gerçeklerle karşılaştım yatarken.

    1. cebimdeki para bu gidişle bana anca 6-7 gün yeterdi.
    2. vatan dışında uyumak insana çok koyuyor amk.

    ikincisi neyse de birincisini ilk fırsatta halletmem lazımdı. aklıma izlediğim bi film gelmişti. büyük reklam şirketleri anket niteliğinde kağıt dolduran gençlere iyi para veriyordu. araştırıp bulmaya karar verdim.
    ···
  6. 55.
    0
    güzelmiş a.q sardı bu hikaye
    ···
  7. 54.
    0
    @53 panpa şukuları sonraya sakla uzun hikaye bu. zamanın olunca bak artık.

    elemanın evine gittim. neyse direk notu açtım. şöyle yazıyordu.

    "thanks for best night of my life. you made again and again everything great."

    bu yazıyı okuyunca kalbim yerinden çıkacak gibi oldu. sevmek ve sevilmek çok güzel şey binler. bu hislerle başımı ilk defa vatan dışında yastığa koydum. daha ilk günden anlatılacak deli gibi maceram olmuştu. macera dolun amerikaa.
    ···
  8. 53.
    0
    5 dk içinde bitir şuku yağmuru
    ···
  9. 52.
    0
    kız bana kahveyi verdi."thats okey. you get it" dedi. gözlerine bakıp güldüm. ulan kız daha kaç yaşında şu yaptığı kurlara bak. yemin ederim ibretlik dedim kendi kendime. - şaka amk o zamanlar inci yok ortalıkta.-

    neyse onlarda bi adet varmış chicago'da evlerine gelen misafirin cebine bi not sıkıştırırlarmış. ben tam bizim oğlanın evine doğru yol alırken brianna cebime not koydu. acaip merak ettim. açıp bakıcaktım ki kız izin vermedi. o evde açılmazmış. sonra aç dedi.
    ···
  10. 51.
    0
    ee dinlicez anlatmıyosun ki amk 2 saatte yazıyosun gidicem
    ···
  11. 50.
    0
    kız tam sağımda ben babasına tavla anlatırken gözlerimi bakıyordu. halbuki daha bir hafta önce gece 4 te alarm kurup skype açıyordum bu kızla konuşabilmek için. o kadar iyi hissediyordum ki. anlatamam dostlarım. annesi birer fincan kahve getirdi içelim diye. ben tam kahveyi ağzıma zütürüyordum ki kız birden "hey wait!" diye bağırdı.

    elimden aldı kahveyi "it might be hot, so i must taste it first" dedi . (yani diyor ki dur sıcak olabilir. ilk önce ben deniyim.)
    vay amk. bu hareket beni çok etkiledi. türk kızı olsa burnunu havaya dikip triplere girer. dıbınıza koyim türk kızları.
    ···
  12. 49.
    0
    sıra hediye faslına geldi. annem böyle güzel işlemeli bi şal vermişti kadına vermem için. annesine onu verdim çikolatayla beraber. "we call that as "şal" " dedim. peder bey'e de küçükpark'tan aldığım tavlayı hediye ettim. ama tavla çok gıcır. 50 lira saydım amk. üstünde işlemeler var. neyse bi tezgah kurup tavla öğretmeye başladım. kız da bi sandalye çekip bizi izliyordu.
    ···
  13. 48.
    0
    sıra hediye faslına geldi. annem böyle güzel işlemeli bi şal vermişti kadına vermem için. annesine onu verdim çikolatayla beraber. "we call that as "şal" " dedim. peder bey'e de küçükpark'tan aldığım tavlayı hediye ettim. ama tavla çok gıcır. 50 lira saydım amk. üstünde işlemeler var. neyse bi tezgah kurup tavla öğretmeye başladım. kız da bi sandalye çekip bizi izliyordu.
    ···
  14. 47.
    0
    reserved
    ···
  15. 46.
    0
    yazan ellerini gibeyim hadi
    ···
  16. 45.
    0
    benim pederin mesleğini sordu annesi. ulan dıbına koyim bizim peder de mali müşavir. gel de anlat şimdi. 20 dakka onu anlatmaya çalıştım. e tabi bunu bi amerikalının size türkçe anlattığını düşünün. baya sevimli görünüyordum. güldük baya bu süre zarfında. kız beni real life da da sevmişti. hissettim bunu. zaten babası da çok kral adamdı. işler gıcır..
    ···
  17. 44.
    0
    devam et bin
    ···
  18. 43.
    0
    kapıyı babası açtı. pala turuncu bıyıklı bi eleman. göbekli möbekli. ilk görüşte kanım ısınmıştı zaten. kızın da saçı doğal kızılmış , demek babadan almış amk. neyse tanışma faslı derken masaya oturduk. bana ne iş yaptığımı sordular. doktor olacam dedim. dipleri düştü amk. nasıl bi itibar var amerikada doktorlara anlatamam binler.
    ···
  19. 42.
    0
    kızla buluştuk parkta. ev yakın dedi. tabi ilk başlarda çok aşama kaydettim pratik olarak. neyse vardık eve. kız kapıyı çaldı. şöyle bi yakamı filan düzledi. saçlarımı düzledi. çok şaşırdım ve sevindim amk. demek ki ailesine karşı güzel göstermek istiyordu beni.
    ···
  20. 41.
    0
    devam et hacı. ilk kez bi hikayeyi okuyorum burda. merak içindeyim
    ···