burda en kral salaklığımızı anlatıyoruz

lan oburtosun ekşiyi gibtirme bana, ben yaptım oğlum bunu, manyaklaşma. nesini çalıcam. ayrıca salaklık çalınır mı laaaaaaaaaaaaaaaaaaaan

ağbi insanın kendini telefonla arayıp 'gerizekalı' demesi nasıl en büyük salaklık olmaz yahu. hakkım yeniyoooooooor.

@77 çakıyo tabi amın oğlu. salak olan benim, sevgilim değil ki.

yolda yürüyorum ağbi, yaşım onyedi. Çıtçıtlı bi eteğim vardı ekose. Rüzgarda uçup gitti. uçtu ağbi, gitti. donla kaldım sokakta. sonra atladım bahçeye, arkadaşım gülmesi bitince getirdi eteği bulup. buna ne diceksiniz bakalım.

@91 hahahahahahhaahhahah allah belanı versin poşeti sallama sahnen çok komikti hahahah

ağbi bi küçük maruana otu verdi arkadaşım saksıda. Yazlıkta annemin cam kenarına koydum kimsenin ilgisini çekmez, güneş alıyo diye. Sonra unuttum istanbula geldim. Komşuları da 'aaa o ne' deyip almışlar annemden, dört beş evde maruana saksısı olmuş bir anda. bu salaklığım yüzünden iyi fırça yemiştim.

evet bugün bankamatikte sekizyüzciksen lira çaldırdım.
çünkü kartımı unuttum.

kral bi salaklık sayılmaz ama idare edin.

(bkz: atm de paramı çalan huur çocuğuna)

çok sevindim lan. açtığım başlık 128 sayfa olmuş.
yazdığım bi gibin de tutmuş olmasından duyduğum gururla çayımı tazeliyorum panpalar.

huurnun biri (arkadaşım olur) birinden telefon beklediğimi biliyodu (yıllar önce)
çocuk arayacak diye içim gidiyo o gün, işteyim
çok da yakışıklı, öle böle değil, acayip tatlı bi herif
gençlik işte, gözüm telefonda

bu huur bi arkadaşını bulmuş, onu aratmış
ben de yiğit aradı diye sevinçten ağzım kulaklarımda dolaşıyorum şirkette
sonra bu huur söyledi ve kah kah güldü
yıkıldım tabi a.k

aradan üç dört saat geçti
bana bi telefon daha
-- meraba nasılsın
-- kimsin?
-- ben yiğit
-- ebenin amı! bu komik mi şimdi? komik mi bu?
gibtirin gidin, gibtirmeyin belanızı!

kapattım.
sonra bu huur karşı masadan
'nooldu' dedi
'ebenin amı oldu' dedim
-- o pekekent arkadaşın aradı yine yiğit diye.

baktım kızın yüzü bembeyaz oldu
o an anladım ki arayan yiğit'ti.
başlamadan biten bu hikaye 'en kral salaklığım' heralde a.k

edit; bu sürtük hala arkadaşım olur. puşt. bu sözlükte de yazar zaten.
nicki de "doktora vercem"
nıhahahaha... biraz rahatladım a.k

15 yaşında falanım o zamanlar.
deniz yatağı diye verdi pişin biri a.k
sönükken anlamıyon.
plajda şişirdik, karı çıktı.
ben yine anlamadım, o model bişi sandım.
takıldım onla sığ kıyıda
sonra çocuklar bindi falan
sonra birinin babası bağıra bağıra aldı oğlunu gitti
bişiy diğil anam da anlamamış
şişme karıyla takıldık plajda
çalmışlar sora zaten.

saçımı platin yapıcam diye anasını gibtim
şimdi ömür gedik gibi geziyorum.

hay amk.

empeüçüm vardı çok güzel
kocam kullanıp şarja takmıyo diye sakladım ben bunu o bulamasın diye
iki ay oldu, hala bulamadım, müziği öküz gibi telefondan dinliyorum.
pis pis gülüyo biniko.

on dakika sonra bütün evi didik didik aramaya karar verdim

giberataros

ahahahahah. yuh ya..
harbiden nick entry uyumu olmuş.

taze çıktı, hemen göndereyim;

Yirmi beş yıldır araba kullanıyorum, bi tane kazam vardır o kadar.
Yani bu anlatacağımı "karıdan şoför olmaz" geyiğine bağlayanın zütüne sokarım geyiğin boynuzlarını.
tık diye parkederim küçücük yerlere. yani öyle bir şey değil. bildiğiniz salaklık işte.

Neyse...
kuruyemişçinin oraya parkettim sigara almak için. Arabadan indim, yürümeye başladım.
Aaaa yanımdan bi araba geliyo. O kadar yakından olunca sinirlendim, biri sarkıyo falan sandım.
Bi döndüm, benim araba. La nası olur, parkettiğim araba yanımdan geliyo benle.
El frenini çekmemişim, yol da böyle çok hafif meyilliği olunca, çok yavaş geliyo.
Anaa bi baktım, az ilerde kamyonet parketmiş, çarpacak yani. Hemen geçtim arabanın önüne, yaslandım.
Tutuyorum yani. Kamyonetle benim arabanın arasındayım ve bağırıyorum;

-- yardım edin, biri el frenini çeksin!

dıbına koyuuum, bütün esnaf bakıyo manavından pastanecisine kadar. Anlamaları zor oldu.
Neyse, anahtar elimde olduğu için tıkladım, açtım kapıyı, koşup el frenini çektiler.
Tabi bunu yaparken de gülüyolardı. Rezalet.com.

üçtür yapıyorum bunu a.k.
yemeğe çağırdığın kişinin vejeteryan olduğunu unutup kuzu haşlama ya da balık pişirir mi bi insan evladı.
üçtür adamın karşısına hayvan kemirip ona makarna haşlıyorum.

ya bunu yazdım mı bilmiyorum da,
bugün fırıncı botun üstüne çorap çektiğimi görüp de 'yine enteresan giyinmişsiniz' deyince mal,
bu gevşekliğin nerden geldiğini düşündüm. Sonra esnafın tanık olduğu pek çok olayı hatırlarken,
onu da hatırladım. Tabi bu adamlar rahat konuşur abi... Bi araba park etme anımı anlatıyorum şimdi;

Sigara almak için sağa çektim, indim arabadan. Yavaşça yürüyorum. Yanımda da bir araba yavaşça ilerliyor.
Hani bakmayız biz hatun kısmı, basar gider heralde diyosun. Yok, yavaş yavaş yanımdan geliyo.
Sonunda baktım, 'ne ayaksın' diyeceğim hani. Aaaa araba benim araba lan! Direksiyonda da kimse yok haliyle.
El frenini çekmemişim...

Ve arabanın öndeki kamyonete koymasına ramak var. Hemen yaslandım var gücümle. Arabamla kamyonet arasındayım yani ve bağırıyorum;
"biri şu el frenini çeksin!"

Koşup geldi biri, el frenini çekti, ben aradan çıktım. işte böyle durumlardan geriye bu salak sırıtmaları ve gevşek esprileri kalıyor.

ulen başlık tutmuş ya. )))) Bunu açtıktan sonra bi dünya salaklık yaptım, hepsini yazıcam gururla.