1. 1.
    +4 -1
    biliyorum duymuşsunuzdur, inanmamışsınızdır doğaldır. ben yaşadım bu olayı yalansız söylüyorum. etkisinde kaldım lakin allahın izniyle atlattım. başlığı baltalayacak ateistler uzak dursunlar ricamdır.

    bu olayı köy de yaşadım, köyün ismini vermek istemiyorum..

    olayı geçen sene yaz ayında yaşadım. köye gidip biraz kafamı dinlemek istedim. sonra bi gece sofrada otururken bu muhabbet geçti. yok işte geceleri gürültü geliyormuş, cin düğünü görüp delirenler olmuş falan filan. ben de lafa atıldım, yok öyle bir şey ya hep köylülerin zırvalıkları hırsız olmasın, dolanmasın diye yalan atıyorlar dedim. dedem yok evladım yine de siz aman ha aman o taraflarda gezinmeyin gibisinden bir şey dedi. babam konuyu kapatalım, sen de uzatma oğlum kardeşin korkar ve kafana takıpta gidip aramaya kalkma dedi. ben de tamam dedim. o gece kapandı olay. aradan 5 gün geçti, ben öylesine dolanıyordum etrafta gündüz serin oluyor gölgelikler. neyse otururken yanımdan biri geçti, geçerken düğünlerinde karınca yedirdiler, senide alacaklar sen de göreceksin diye söylenip geçti. ben de ulan böyle herkesin dilinde ne batıl inançlı insanlar, saf insanlar var diye kızarak söylendim kendime. o günün gecesi kafama koymuştum çıkıp gezecektim ne kadar ormanlık varsa. gece gelip çattı, uyumuş bizimkiler giderken yanıma köpeğimi aldım presa canario cinsi kendimle getirmiştim. köy hali ormanlık alan hayvan olsun insan olsun sakat yani. zütü kollamak lazım.. neyse yola koyuldum etrafta insana dair hiçbir şey yok. yani çok sessiz içimde zerre ürkeklik yok. köyden biraz çıktım epeyi yürüdüm. kulağıma bir takım sesler geldi, içimden " ulan acaba efsane gerçek mi oluyor amk? " diye söyleniyorum. yürüyorum biraz daha, gözüme ışık çarpıyor bulunduğum yerin 500 metre ötesinde epeyi ışık var. korkmadım desem yalan olur, ama bi yandan da öteki köyün sakinleri olabilir diye düşünüyorum. ya değilse ya gerçekse diyorum, kendi kendime. ama bi yandan hırsım ağır basıyor korkuma. yola koyuluyorum. işin ucunda kanıtlamak var ya.. beynimi gibeyim. neyse epeyi yaklaştım. yani insanların yüzünü kesebilecek şekilde, köpeğim hırlamaya başladı. biraz daha tırstım sonra önüme bakınca insan gibi yüzleri olduğunu gördüm. hah işte o zaman güzelce nefesimi verdim oh çektim. köpeğim daha çok rahatsızlanmaya başladı. gözlerinde tedirginlik vardı kulaklarını geriye atmıştı. köpek ruhundan anlarım.. zaten pek insancıl değil, ciddi köpek. sesten etiklenmiştir diye düşündüm sol tarafımda 5-6 metre ötemde ağaç vardı oraya bağladım. ilerlemeye başladım. arkamdan çok değişik bir şekilde feryat eder gibi havlıyordu. çözemedim susturdum. ilerledim yaklaştım suratları çok normaldi yani boylarıda normal insan boyuydu. ayaklarına bakmaya yeltendim de, onca ışık var lakin, ayak tarafı karanlık görünmüyor. suratları düzgün diye aldırış etmedim açıkcası. girdim aralarına hemen bir tanesi kolumdan tuttu, hoşgeldin edasıyla otturtu boş bir yere. bu sırada çıldırmış gibi havluyordu köpeğim. fakat pek aldırış etmedim, sofra çok çekici görünüyordu. bir tabak uzattılar bana aldım önüme. tam yemeye başlıyacakken köpeğimin zincirini koparıp bana doğru koştuğunu gördüm. tam yaklaştı yanımdan birisi kalktı ayağıya o sırada surat şekli çok değişti. çok sinirli bir bakışla bakıyordu tam köpeğim varacakken ayaklarına fener tuttum. bir de ne göreyim, ayakları ters bir şekilde. etrafıma bakınca hepsinin yüzünün değiştiğini gördüm ve tam o sırada bildiğim, yarım bildiğim tüm duaları okudum. bağırdım bağırarak dua okudum. nas süresi felak süresi, bildiğim tüm duaları okurken bayıldım. uyandığımda köpeğim, üzerime uzanıyordu. kalktım sofra masa hiçbir şey yok. sadece yerlerde karıncalar var. o şokla ne yaptığımı biliyordum. inanın beyler kafayı yemediğime şükrettim. yemememin sebebi sanırsam onları kendi suretiyle görmediğimden kaynaklanıyordu. fakat bu olanlar bile kafamı yemeye yetecek gibiydi. oturdum yere tekrar köpeğime sarıldım. köpeğimi çok seviyordum. ona bir zarar gelmediği için çok mutluydum. o an bile mutlu olabildim. tam o sırada bağırma sesleri duydum baktım o tarafa, dedem babam bana doğru koşuyorlardı. olanları anlattım, dedem direk onları kendi suretiyle gördün mü diye sordu. (eminim onların sureti nasıl nerden bileceksin amk) diyenler olacaktır. yaratık şeklinde, korkutucu şekilde gördün mü anlamında ima ediyordu. yok dedim şükürler olsun rabbime dediler. o zamandandır köpeğime çok bağlıyım. eğer o zincirini koparıp koşmasaydı yanıma belki de ben onların o çekiciliğine aldanıp onlarla birlikte gidecektim..

    o olaydan sonra başıma ilginç olaylar geldi. dinleyecek olursa yazabilirim..
    Tümünü Göster
    ···