1. 276.
    0
    dinleyen gorsem yazıcam duvara yazıyoz amk 2 kisiye anlatiyom kimse dinlemiyor :/
    ···
  2. 277.
    0
    Burak ise bu süreç içerisinde birkaç kez mesaj atıp buluşmak istemişti. hiçbirine cevap vermemiştim. nereyi kazandığını ne yaptığını bile bilmiyordum. ve bu bilmemezlik benim işime geliyordu. onu hatırladıkça soğuyordum çünkü. birinden iğrenmek neymiş, onu yaşatmıştı bana. başıma gelenler yüzünden kimi suçlayacağımı şaşırsam da, artık bunu da yapmıyordum. yalnızca kendi işlerime bakıyor, sürekli pgibologumla görüşüyordum
    ···
  3. 278.
    0
    lan yaz sen sbahtan berı beklıyorum zaten devdıbını
    ···
  4. 279.
    0
    seans boyu konuşmuştuk yine, ve saatimiz dolmak üzereydi. çıkmak için kapıyı açtığımda, koltukta otururken beni görünce ayağa kalkan çocuk, aynı şaşkınlıkla bakıyordu yüzüme. anlam veremediğim bu bakışlar benim de ona bakmama sebep olmuştu. dikilmiş birbirimize bakıyorduk. hasta denebilecek kadar beyaz ten rengiydi yüzündeki. Hayalet gibiydi ,gözleri yine şişmiş, yine yorgun ya da bitkin görünüyordu.
    dikilip bana bakmaya devam ettiğini kapı aralığından gören pgibologum kalkıp birkaç saniye içinde hemen yanımıza gelmiş. ‘buyurun siz içeri geçin, ben de sizi bekliyordum’ diyerek, içeri aldı onu. içeri girmesine rağmen bakıyordu.
    ben de bakmaya devam ediyordum ama anlayamadığım bu bakışları ürkütmüştü beni. merak ediyordum, pgibologuma bir sonraki seansta o çocuğun durumunu mutlaka soracaktım
    ···
  5. 280.
    0
    burak napsın amk adam gel gibişek demiş kabul ettmişsin sonucanda katlancan
    ···
  6. 281.
    0
    sessizce dinliyoz biz anlat panpa
    ···
  7. 282.
    +1
    bir sonraki seansta pgibologuma o çocuğu sordum. ne sorunu olduğunu, neden öyle baktığını, niye çok kötü göründüğünü..
    ‘sana herhangi bir hastamı anlatıp, hastalarımla görüşmelerimin gizliliğini ifşa edemem. başta bu benim prensiplerime aykırı. unutma buraya sorunları olmayan iyi insanlar gelmiyor. ben pgibologum ve burada bir çok çeşitli hasta görebilirsin, önemsenecek bi durum yok, hasta olduğuna ve seanslara geldiğine göre, anlayabilirsin ki ruh hali iyi değil’ dedi.
    ···
  8. 283.
    0
    Okuyoz panpa birakma sakin umugune cokerim
    ···
  9. 284.
    0
    şukunuda verdim daha ne istiyorsun abe kapçık ağaz yazsana
    ···
  10. 285.
    0
    yazmayan ellerını sıkeyım
    ···
  11. 286.
    0
    reserved
    ···
  12. 287.
    0
    günaydın beyler
    ···
  13. 288.
    0
    @236 gunaydin panpa
    ···
  14. 289.
    0
    @237 panpa çok az yazıyosun biraz daha fazla yazar mısın akşam, hikaye güzel.
    ···
  15. 290.
    0
    aldığım bu cevabı yadırgamıştım biraz. sonuçta pgibologumla tam olarak doktor-hasta değildik. manevi bir bağımız, hayli iletişimimiz vardı. sadece seans uygulamıyor, birçok konuda muhabbet ediyorduk onunla. normal bir hastası değildim ve bi soru sorduğumda katı bi cevap almıştım. üstelik hakkında soru sorduğum insanı da tanımıyordum, müdahile edecek halim yoktu. yalnızca merak etmiştim.
    ama adam haklıydı, sonuç itibariyle buraya iyi insanlar gelmiyordu. pgibologa ihtiyaç duyan herkesin bi sorunu vardı elbette. çocuğun ruh halinin iyi olmadığı zaten belli oluyordu. dediklerinde haklıydı, bu onun gizlilik ilkesiydi ve hiçbir hastasının özelini ifşa etmek ona göre yakışmazdı. önemsemedim ben de.
    üniversitede arkadaş ortamım zamanla tamamen oturmuştu.
    ···
  16. 291.
    0
    Caner- Gökhan- ben- Nuray-Filiz takılıyorduk. Caner ve Gökhan benim sınıf arkadaşlarımdı. sosyal statü denilen durumda aynı çizgide yer alıyorduk. daha birincisi sınıf öğrencisiyken ve henüz okul yeni başlamış sayılırken bulduğum üç kişiye şükretmeliydim.
    hepside de arkadaşlığımızda çok iyilerdi ama kişiliklerini daha sonradan, vakit geçirdikçe anlayacaktım.
    Nuray ise zaten oda arkadaşım, aynı kampus içinde farklı bölümdeydik. benim yarattığım bu 5li arkadaş grubu sıkı bi hale gelmişti. Buket’le de sürekli görüştüğümüz için kendi arkadaşlarımla tanıştırmıştım onu, sık sık o da katılıyordu bize. O da arkadaşlarımı sevmiş ve uyum sağlamaya başlamıstı.
    Caner’in de Gökhan’ın da bana karşı hiçbir yanlışları olmuyordu. grubun içindeki herkes birbirine arkadaş gözüyle bakıyordu. bunun verdiği rahatlıkla çok yakınlaşmıştık. zamanla, hayatlarımızı, yaşadıklarımızı öğrenmeye başladık
    ···
  17. 292.
    0
    @237 panpa simdiye kadar 30 sayfa a4 yer tutcak kadar yazı atmısımdır 3 gunde, kolay mı amk el insaf la :(
    ···
  18. 293.
    0
    benim başıma gelenler, onların bana ilgi ve özen göstermesini sağlamıştı. bu ilgi ve özeni onları kullanmak için alet etmedim kendime hiç. birbirimize karşı samimiydik.
    ama birbirimizi pek de iyi etkilediğimiz söylenemezdi. sosyal durum, ekonomik durum, ailelerdeki rahatlık, üniversite öğrencisi olmanın getirdiği umursamazlık, eğlence düşkünlüğü, başı boşluk, sorumsuzluk…
    ben lisede yaşadıklarımdan sonra her şeyin anlamsız ve boş olduğunu düşünerek eğlence düşkünü bi hayata neredeyse tövbe edecek hale gelmiştim ama,
    Burak tarafından aldatılmam, pgibolojik tedaviyle daha iyi bi hale gelmem, üniversite kazanarak istediğimi gerçekleştirmem, Buket’le yakınlaşmam, okulda edindiğim bu arkadaşların kişilikleri, benim hayatımı engellemeden yaşama isteğim gibi etkenler zamanla tamamlanınca, kurulan ortamla aklı başında tavırlarımı devam ettirememiştim. liseye başladığımdaki o şaşanın, üniversitede çok daha artmış halini yaşıyordum.
    ···
  19. 294.
    0
    Buket yaşayabileceği bütün abartının en üst seviyesini yaşıyordu. Ama son zamanlarda mutlu değil gibiydi.
    Caner ve Gökhan maddi durumun ve erkek olmanın verdiği gücün sefasını sürüyorlardı.
    Nuray ise Sinop’tan istanbul gibi bi şehre gelmiş olduğundan, aileden de ayrılmış olmanın getirdiği etkiyle kabak çiçeği gibi açılmıştı. Yurtta ilk tanıştığım Nuray’la, 2 ay sonraki Nuray daha farklıydı..
    ilk başlarda dışarı çıkmaz, hele akşam saatlerinde kafede olmaktan bile çekinir, derslerde devamsızlık yapmamaya dikkat ederdi.
    Buket’in bana yaptığı etkiyi, sanırım ben de Nuray’a yapmıştım.
    ama hepimiz halimizden gayet memnunduk.
    dersleri ekebildiğimiz kadar ekiyor, eğlenebildiğimiz kadar eğleniyorduk. hele bir de Buket de gelmişse, gece de mutlaka sabaha kadar dışarda oluyorduk.
    farklı mekanlara gidiyor, içtikçe içiyorduk.
    2 ay öncesine göre aslında ben de çok değişmiştim. ve ben değişirken Nuray’ı da değiştiriyordum. ama yine de hiçbirimiz Buket’e yarışamazdık bile…
    her anı gezmek ve eğlenmek için değerlendirilecek bir fırsat olarak görüyor, Nuray’ı da peşimden sürüklüyordum. ama bi yandan da kendi başımın çaresine gerçekten artık bakabiliyor, kendimi çok iyi hissediyordum.
    ···
  20. 295.
    0
    okulda ilgi gördüğüm oluyordu. girişken, eğlenceli tavırlarıma rağmen hiçbir erkeğe yüz vermiyor, hiçbiriyle ilgilenmiyordum. ilişkilerden, erkeklerden bu anlamda tamamiyle soğumuş, kendimi toparlamaya bakıyordum.
    ben bi ilişki istemiyordum. dolayısıyla bi ilişkiye bağımlı kalmayışım, bana istediğimi yapabilme fırsatı veriyordu. istediğimle konuşuyor zaman geçiriyor, istemediğime yanaşmıyordum
    sürekli alkol alma ihtiyacı duyuyordum. dışarı çıkmıyorsak bile yurda alkol sokuyordum. sigaraya başlamıştım, tek-tük değil, günde bir paketi bitiremesem de, sayılı kalıyordu. Nuray zaten liseden beri sigara kullanıyordu. önceden ailesinden gizli gizli içtiği sigaraların acısını çıkartıyordu artık. Sinop’taki erkek arkadaşıyla sürekli kavga ediyorlardı telefonda. sık sık sorunlar yaşıyor, çocuk bizim kızın dışarı çıkmasını istemedikçe Nuray çocuktan daha da soğuyordu.
    ···