1. 1.
    +2
    ···
  2. 2.
    +1
    http://tinyurl.com/2c6v9ph
    ···
  3. 3.
    +1
    oyun gibilmiş dağılın
    ···
  4. 4.
    +1
    (bkz: ) (bkz: ) (bkz: ) (bkz: ) (bkz: ) (bkz: )
    ···
  5. 5.
    +1
    Tam ismi : Bernardo Bertolucci
    Doğum Tarihi : 16 Mart 1941
    Doğum Yeri : Parma, italya
    Eğitim: Roma Universitesi (Modern Edebiyat)
    BiYOGRAFi / BIOGRAPHY

    1967'de Sergio Leone için "Bir Zamanlar Batı'da" nın senaryosunu yazan Bertolucci, iki yıl sonra "The Conformist" adlı filmi yönetir.1973 yılında, başrollerini Marlon Brando ve Maria Schneider'in paylaştığı "Paris'te Son Tango" çok büyük bir ilgi görünce, şöhreti giderek artan yönetmen, bu başarısını 1976 yılında çektiği modern bir epik olan "1900" ile pekiştirir. Başrollerini Robert De Niro ve Gerard Depardieu'nun paylaştığı ve solcu ve Faşist iki jenerasyonun çarpışmasını konu alan film, sinema tarihine altın harflerle yazıldı.

    1985 yılında Çin'in son imparatoru olan Pu Yi'nin hayatını anlattığı "Son imparator" ile sinema gündemine bomba gibi düşen bir yapıt ortaya çıkardı. Film o yıl 9 Oscar birden aldı. 1990 yılında yönettiği "Çölde Çay", 1992 yapımı "Küçük Buda", 1995 yapımı "Çalınmış Güzellik" ile filmlerine devam ediyor.

    1941 yılında Parma'da doğan ünlü yönetmen Bernardo Bertolucci, sanatla uğraşmaya karar verdiğinde asıl amacı bir şair olmaktı. 1961 yılında dönemin tanınmış yönetmenlerinden Pier Pasolini ile tanışan Bertolucci, sinemaya yönelmeye karar verir.

    Pasolini'nin " Accatone " adlı filminde yönetmen yardımcılığı yapan Bertolucci, daha sonra ilk senaryosu olan " La Commare Secca " ( The Grim Reaper )yı yazar. Filmin Venedik Film Festivali'nde başarı kazanmasıyla kendine olan güveni artar ve 1964 yılında " Before the Revolution " filmini yapar.

    1967'de Sergio Leone için " Once Upon A Time In The West "in hikayesini sinemaya uyarlayan Bertolucci, iki yıl sonra " The Spider's Stratagem "i çevirir. Aynı yıl Alberto Moravia'nın kitabından uyarlanan " The Conformist " adlı filmi yönetir.

    1973 yılında, başrollerini Marlon Brando ve Maria Schneider'in paylaştığı " Last Tango In Paris " in çok büyük bir ilgi görmesi ile şöhreti giderek artan yönetmen, bu başarısını 1976 yılında çektiği modern bir epik olan " 1900 " ile pekiştirir. Başrollerini Robert De Niro ve Gerard Depardieu'nun paylaştığı ve solcu ve Faşist iki jenerasyonun çarpışmasını konu alan film, sinema tarihine altın harflerle yazıldı.

    Bu filmin ardından yönettiği " La Luna ", " Tragedy of a Ridiculuos Man " filmler ile çıkışını sürdüren Bertolucci, 1985 yılında Çin'in son imparatoru olan Pu Yi'nin hayatını anlattığı " The Last Emperor " ile sinema gündemine bomba gibi düşen bir yapıt ortaya çıkardı. Filmin o yılın 9 Oscar'ını birden alması ile kendini tam anlamıyla kanıtlayan Bertolucci, 1990 yılında yönettiği " The Sheltering Sky ", 1992 yapımı " Little Buddha " ve son olarak 1995 yapımı " Stealing Beauty " ile sinema yaşdıbına devam ediyor.
    Tümünü Göster
    ···
  6. 6.
    +1
    ···
  7. 7.
    +1
    ···
  8. 8.
    +1
    AM GÖT MEME am züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt meme
    ···
  9. 9.
    +1
    ···
  10. 10.
    +1
    (bkz: ) (bkz: ) (bkz: ) (bkz: )
    ···
  11. 11.
    +1
    ···
  12. 12.
    +1
    ···
  13. 13.
    +1
    ···
  14. 14.
    +1
    ben boş entry gırmeyı bılmıyorum beyler
    ···
  15. 15.
    +1
    ···
  16. 16.
    +1
    am züt meme
    ···
  17. 17.
    +1
    Ingmar Bergman, (d. 14 Temmuz 1918 - ö. 30 Temmuz 2007) isveçli oyun yazarı ve film yönetmeni.

    Bir Protestan papazının oğlu olarak 1918'de isveç Uppsala'da doğmuştur. Çok sayıda evlilik yapmıştır. Bunların sonuncusu, kült oyuncusu Liv Ullmann’dır. Diğer kült oyuncusu ise Max von Sydow'dur. 30 Temmuz 2007'de sabahın erken saatlerinde isveç'te Farö adasındaki evinde 89 yaşında ölmüştür[1]. Kızı Eva Bergman tarafından uykusunda öldüğü açıklanmıştır. Bergman 2005 yılında Time dergisi tarafından dünyanın yaşayan en büyük yönetmeni olarak nitelendirilmiştir[2]. 9 defa en iyi yönetmen Oscar’ına aday gösterilen Bergman’ın eserleri, 1960, 1961 ve 1983 yıllarında en iyi yabancı film Oscar’ı ödülünün sahibi oldu[2].

    Birçok filminde karakterleri, sanat çevreleri içine yerleştirmiştir. Kadınlardan yanadır. Filmlerinde tavrını daima kadınlardan yana koyar. Mizahi ve eğlenceli filmler de yapmıştır.

    Papazlar, bir 'sorunsal' olarak dahil edilir filme. Aşkımızın Üstüne Yağmur Yağıyordu, Yedinci Mühür ve Cehennemi Karanlıkta Müzik filmlerinde açıkça iticidirler. Bir Aşk Dersi ile Bir Yaz Gecesi Gülümsemeleri'nde mizahi bir dille hicvedilirler.
    Konu başlıkları
    [gizle]

    * 1 Genel teması
    * 2 Avrupa'da tanınması
    * 3 Filmografi
    o 3.1 1. Dönem
    o 3.2 2. Dönem
    o 3.3 3. Dönem
    o 3.4 4. Dönem
    o 3.5 Dinlenme: Ara Dönem
    o 3.6 5. Dönem
    o 3.7 Diğerleri
    * 4 Notlar

    Genel teması [değiştir]

    Genel olarak gerçek dünyadan ve toplumsal sorunlardan uzak, melankolik ve kapalı bir sinema yapmakla eleştirilir.
    Avrupa'da tanınması [değiştir]

    1956 Cannes Film Festivali’nde gösterilen Bir Yaz Gecesi Gülümsemeleri, tam bir olay yarattı. Jüri, çok iyi diğer filmlerin de varlığı nedeniyle, bu filme özgü bir ‘ödül yaratmak’ (Şiirsel Hiciv Ödülü) zorunda kaldı. Böylece Bergman, bu 18. filmiyle birlikte bir anda keşfedildi. Bergman’ın bütün filmleri, Avrupa sinemalarını sardı. 1957 Cannes Film Festivali’nde gösterilen baş yapıt (Yedinci Mühür) bu modanın katlanarak artmasında etkili olmuştu.

    Daha önceki yıllardan yalnızca Bergman’ın Monika adlı filmi anımsanıyordu. Çünkü zaten o tarihlerde isveç denince akla erotik filmler geliyordu. Monika (1952), 1958-1960'lı yıllarda Fransız Yeni Dalgası ile birlikte meydana çıkan büyük tarz değişikliğini daha o yıllarda önceliyordu.

    1970’li yıllar Bergman’ın Avrupa’da bir efsane haline geldiği yıllardır.

    Mali polisin gelip sahibi olduğu tiyatroyu basması ve gelir bildirimleri ile ilgili olarak Bergman’ı (biraz da hoş olmayan biçimde) sorgulaması üzerine ülkesine küsen sanatçı, 1976 yılında Almanya’nın Münih kentine taşınır. Böylece gönüllü sürgünlük dönemi başlar.
    Filmografi [değiştir]
    1. Dönem [değiştir]

    II. Dünya Savaşı sonrasında isveç’te yükselen bir intihar oranı ve dinsel geleneklere bağlılığın sarsılması söz konusudur. Bergman’ın ilk dönem filmleri de bu umutsuzluktan etkilenir. Filmlerin adları bile bunu kanıtlamaktadır.

    Genel olarak kişiler varoluş sıkıntılarına gömülmekte, umutsuz bir yalnızlığın içinde debelenmekte ve kimi zaman da intihar girişimlerinde bulunmaktadırlar. Bu karanlık eğilimin doruk noktası, Zindan adlı filmdir.

    * 1945 - Kris (Bunalım): Melodramatik bir tiyatro oyununun gerçekçi uyarlaması.
    * 1946 - Det regnar pa var Körlek (Aşkımızın Üstüne Yağmur Yağıyordu)
    * 1947 - Skeep till Indialand (Hindistan’a Giden Gemi ya da Kaybolan Kızlar Limanı)
    Mugib I mörker (Cehennemi Karanlıkta Müzik)
    * 1948 - Hamnstad (Liman Kenti)
    Fangelse (Zindan)
    * 1949 - Törst (Susuzluk)

    2. Dönem [değiştir]

    Bu dönem, bu marazi eğilimden kopuşu ifade eder. Birbirini izleyen yenileme ve zenginleştirmelerden oluşan bir dönem başlar. Aşk, sevgi, ayrılık genel temalardır. Kadınlara yönelik eğilim bu dönem filmlerinde ağır basar. Kadınlara açıkça ayrıcalık tanınır; iyi roller verilir, galip gelmeleri sağlanır. Erkekler ise küçümsenir, alaya alınır, aşağılanır.

    * 1949 - Till gladje (Neşeye Doğru)
    * 1950 - Sommarlek (Yaz Oyunları)
    Sant hander inte hër (Burada Yapılmayan Türden Bir Şey)
    * 1952 - Kvinners väntan (Kadınların Bekleyişi)
    Sommaren med Monika (Monika ya da Monika’yla Bir Yaz)
    * 1953 - Gycklarnas afton (Gezgincilerin Gecesi): Bergman’ın deyişiyle bir ‘kurtuluş’ olan bu film, iç kapayıcılığı ile dönemin diğer filmlerinden ayrılır.
    * 1954 - En Lektion I Kärlet (Bir Aşk Dersi)
    * 1955 - Kvinnodröm (Kadın Düşleri)
    Sommarnattes Leende (Bir Yaz Gecesi Gülümsemeleri)

    3. Dönem [değiştir]

    ilk planlarından itibaren kameranın objektifinin gökyüzüne doğru çevrildiği Yedinci Mühür ile birlikte Bergman’ın Dikey Sineması başlar. (Bu kavram, metafizik simgelerden çok günlük gerçeklere ilgi duyan isveçli genç sinemacıların Bergman’ın sinemasını küçümsemek için taktıkları addır. Lefevre, bu adı kullanarak bir dönemi adlandırıyor). Yaban Çilekleri’nden itibaren bu metafizik soruşturma varoluşsal bir hal alır ve dönemin daha sonraki filmlerinde giderek metafizik niteliğinden bütünüyle uzaklaşır. Son filmi iyiden iyiye ‘eğlendirici’ bir tarza saplanır.

    * 1956 - Det Sjunde inseglet (Yedinci Mühür)
    * 1957 - Smultronstället (Yaban Çilekleri) Yaşlı bir profesörün yaşdıbının son günleri Proustvari geri dönüşlerle anlatılır. Yaşlı profesör, hayata son kez, kederlenmeden bakmaktadır sanki. Yaşama iyinin ve kötünün ötesinde, büyük bir sadelikle bakan yaşlı adam ölürken dingindir ve çocukluğunun tatlı gülümsemelerini yaşamaktadır.
    Nära livet (Yaşamın Eşiğinde)
    * 1958 - Angibtet (Yüz)
    * 1959 - Jungfrukällen (Kaynak)
    * 1960 - Djävulens Öga (Şeytanın Gözü): ikinci sınıf, eğlendirici bir film.

    4. Dönem [değiştir]

    Bu dönem, Oda Sineması üçlüsünden ibarettir. Ayrıca bu filmlerde yönetmen, tanrı sorununa son bir kez döner. Hatta ibadet Edenler filminde, tanrının ölümünü ilan eder.

    * 1961 - Säsom i en spegel (Aynadaki Gibi)
    * 1962 - Nattvärdsgâterna (ibadet Edenler) Bergman bu filmde adeta Dostoyevski'nin "Tanrı yoksa onu icad etmek gerekir" sözünün sinemasal anlatımını gerçekleştirmeye çalışır. Dostoyevski'nin bir çok romanındaki sorunsal olan tanrının ölümünün doğurduğu ağır ahlaki sorunlar, bir rahibin yaşamında trajediye dönüşür. Eğer bir rahip bile inançsız hale gelmişse sıradan insan ne yapacaktır?
    * 1963 - Tystnaden (Sessizlik)

    Dinlenme: Ara Dönem [değiştir]

    * 1964 - För att inte tala om alla dessa kvinnor (Bütün O Kadınlar ya da Bütün O Kadınlardan Söz Etmeden): ikinci sınıf, eğlendirici bir film. ilk ‘renkli’ kaba güldürüsü.
    * 1965 - Daniel (Daniel): Oğlu Daniel için yaptığı, bir ‘ilan-ı aşk’ niteliğinde, başka bir özellik taşımayan 'ara dönem' filmi.

    5. Dönem [değiştir]

    Yakın planların hayranlık verici biçimde kullanıldığı yeni bir üçleme ortaya çıkar. Bu filmlerle birlikte Bergman’ın ‘parçalama tekniklerini’ daha fazla kullandığı görülür. Persona’da seyirciye projeksiyon aletinin varlığı anımsatılır. Filmin başlangıcı, küçülen sayıların sıra ile ‘BAŞLA’ kelimesini izleyişini gösterir. Projektörün gürültüsü ses bandının müziğini bastırırken, kamera, cihazın kimi bölümlerinin ayrıntılarını verir. Filmin can alıcı yerinde Bergman filmin kaydığı ve koptuğu izlenimini yaratır. Aynı işlem filmin sonunda da tekrarlanır ve SON yazısı belirmez. Kurtların Saati filminde, filmin adı hiç beklenmedik bir anda görüntüye geliverir. Ayin’de film dokuz parçaya ayrılmıştır. Bir Tutku’nun oyuncuları, görüşme sorularına cevap vermek ve yorumladıkları kişiler hakkındaki kişisel görüşlerini belirtmek üzere oyunun akışını anında keserler. Çığlıklar ve Fısıltılar’da ve Fanny ve Alexandre’da usdışının sınırlarına girilir; seyirci rahatsız edilir. Sonbahar Sonatı’nın papazı seyircilere dolaysız yoldan seslenir. Kuklaların Yaşamından’ın dosyasının aynı sayıdaki bölüme denk düşen piyesleri, hiçbir kronoloji kaygısı olmaksızın sunulur. Öte yandan son filmlerinde Bergman, ‘bilinçsiz güdülenmelere bağlı sorunlara’ giderek daha fazla eğilecektir .

    * 1965 - Persona (Persona)
    * 1967 - Vargtimmen (Kurtların Saati)
    * 1968 - Skammen (Utanç) Savaşın sonucu sadece ölen sayısız insanla sınırlı değildir. Kalanlar da yaşadıkları ağır deneyimlerin sonucu olarak bir tür yaşayan ölüye döüşürler. Tanık olmak, tanık olarak yaşdıbını sürdürmeye çalışmak. Bu, aynı zamanda "bilmemek" üzerine bir film. Savaş sırasında bir radyosu bile olmayan, dolayısıyla da savaşın seyriyle ilgili pek bilgisi olmayan Eva ile Jan'ın bir şişe şarap bulduklarında yaşadıkları büyük keyif, savaşla ilgili bilgileri arttıkça ve savaş artık iyicene yaşamlarına girdikçe büyük bir utançla da karşıkarşıya kalmaya başlayacaklardır.
    Tümünü Göster
    ···
  18. 18.
    +1
    ···
  19. 19.
    +1
    Doğum tarihi 23 Mart 1910(1910-03-23)
    Doğum yeri Shinagawa, Tokyo, Japonya
    Ölüm tarihi 6 Eylül 1998 (88 yaşında)
    Ölüm yeri Setagaya, Tokyo, Japonya
    Mesleği film yönetmeni, senarist, kurgu (sinema), film yapımcısı

    Akira Kurosava (黒澤 明 Kurosava Akira) Japon yönetmen , yapımcı ve senaryo yazarı . (23 Mart 1910 Tokyo - 6 Eylül 1998 Tokyo )
    Yaşamı [değiştir]

    Japon sinemasının imparatoru unvanına sahip Akira Kurosava 1910 yılında yedi çocuklu bir ailenin son çocuğu olarak Tokyo'da dünyaya geldi. Babası askeri okulda öğretmendi.

    Sakin bir çocukluk geçiren Kurosava'nın bu dönemde etkilendiği en önemli kişi bir benşi (sessiz film döneminin Japonya'sında film anlatıcısı) olan en küçük ağabeyi Haiko idi. Onun önerileri doğrultusunda birçok sinema klasiğini izleme fırsatı bulan Kurosawa, resim ile de uğraşmaktaydı. Ağabeyinin erken yaşta intiharıyla büyük bir sarsıntıya uğrayan Kurosawa bir süre sonra PCL yapım şirketinde yardımcı yönetmen olarak sinemaya başladı. Hidesuke Takizawa, Kajiro Yamamoto, Mikio Naruse gibi dönemin tanınmış yönetmenlerinin asistanlığını yapan Kurosawa, ilk filmi Sugata Sanjiro'yu (Büyük Judo Efsanesi) 1943 yılında yönetti.

    Ardından çevirdiği Içiban Utsukuşiku (En Güzel; 1944), Tora No O Wo Fumu Otokotaçi (Kaplanın Kuyruğuna Basanlar; 1945), Vaga Seişun Ni Kuinaş (Gençliğime Hayıflanmıyorum; 1946), Yoidore Tenshi (Sarhoş Melek; 1948), Nora inu (Kuduz Köpek; 1949), Shubun (Skandal; 1950) gibi filmlerle Japonya'nın en önemli film yönetmeni konumuna geldi.

    Onu Batı dünyasına tanıtan film, Venedik Film Festivali'nde en iyi film ödülünü alan 1950 yapımı Raşomon olur. Bir haydutun ormanda bir samurayı öldürüp karısına tecavüz etmesi sonrası, haydutun, samurayın, tecavüze uğrayan kadının ve tüm bunları izleyen oduncunun olayı farklı açılardan anlattıkları film, gerçeğin görece bir kavram olması üzerine etkileyici bir yapım idi. Yeni çekim ve anlatım teknikleriyle Kurosawa'ya uluslararası düzeyde de başarı getirdi.

    Sonrasında, Dostoyevski uyarlaması Hakuçi (Budala; 1951), ikiru (Yaşamak; 1952), Shichinin no samurai (Yedi Samuray; 1954), Şekspir uyarlaması Kumonosu Jô (Kanlı Taht; 1957), Gorki uyarlaması Donzoko (Ayaktakımı Arasında; 1957), Kakuşi Toride No San Akunin (Saklı Kale; 1958), Yojimbo (Koruyucu; 1961), Akahige (Kızıl Sakal; 1965) adlı filmleri yönetti.

    1940'lardan 1960'ların ortalarına kadar Kurosawa aynı ekiple çalışmaya özen gösterdi. Fumio Hayasaka müziklerini, Asakazu Naki ise kameramanlığını yaptı. Takaşi Şimura ve Toşiro Mifune'de oyuncu olarak Kurosava'nın birçok filminde başroller üstlendiler.

    Kurosawa'nın çok sayıda filmi Hollywood filmlerine esin kaynağı oldu. Örneğin, Yedi Samuray Yedi Silahşör'e , Saklı Kale Yıldız Savaşları'na, Koruyucu ise Bir Avuç Dolar için'e kaynaklık etti.

    60'ların sonunda Tora Tora Tora adlı filmle Hollywood'a giden yönetmen, filmi yarım bırakarak ülkesine döndü. 70'lerin ortalarında Sovyetler Birliği'ne giden Kurosawa, Rus bir subayla Moğol bir avcı arasında yüzyılın başında geçen bir dostluk öyküsünü anlatan Dersu Uzala filmini çevirdi. Film 1976 yılında en iyi yabancı film Oskar'ını aldı .

    Yönetmenin son dönem çalışmaları olarak Kagemusha (Gölge Savaşçı; 1980), yine bir Shakespeare uyarlaması olan Ran (1985), Yume (Düşler; 1990), Hachi-Gatsu No Kyôshikyoku (Ağustosta Rapsodi; 1991) sayılabilir. Bu filmlerden Ran dört dalda Oskar ödülü almıştır.

    Akira Kurosawa'nın Türkçe'ye çevrilmiş, Kurbağa Yağı Satıcısı adlı AFA yayınevinden basılmış bir kitabı bulunur.
    Filmografi [değiştir]

    * Sugata Sanshiro (Büyük Judo Efsanesi) (1943) Judo Saga
    * The Most Beautiful (En Güzel) (1944) Ichiban utsukushiku
    * Zoku Sugata Sanshiro (Büyük Judo Efsanesi II) (1945) Judo Story II
    * The Men Who Tread On the Tiger's Tail (Kaplan'ın Kuyruğuna Basanlar) (1945) Tora no o wo fumu otokotachi
    * Asu o tsukuru hitobito Those (Who Make Tomorrow) (1946)
    * No Regrets for My Youth (Gençliğime Hayıflanmıyorum) (1946) Waga seishun ni kuinashi
    * Wonderful Sunday (Harika Pazar) (1947) Subarashiki nichiyobi
    * Drunken Angel (Sarhoş Melek) (1948) Yoidore tenshi
    * The Quiet Duel (Sessiz Düello) (1949) Shizukanaru ketto
    * Stray Dog (Kuduz Köpek) (1949) Nora inu
    * Scandal (Skandal) (1950) Shubun
    * Rashômon (1950)
    * The Idiot (Budala) (1951) Hakuchi
    * Ikiru (Yaşamak) (1952) Living
    * Shichinin no Samurai (Yedi Samuray) The Seven Samurai (1954)
    * Ikimono no kiroku (Record of a Living Being) (1955)
    * Throne of Blood (Kanlı Taht) (1957) Kumonosu jô
    * The Lower Depths (Ayaktakımı Arasında) (1957)
    * The Hidden Fortress (Saklı Kale) (1958) Kakushi toride no san akunin
    * Warui yatsu hodo yoku nemuru (The Bad Sleep Well) (1960)
    * Yojimbo (Koruyucu) (1961) The Bodyguard
    * Sanjuro (1962)
    * Tengoku to jigoku (High and Low) (1963)
    * Red Beard (Kızıl Sakal) (1965) Akahige
    * Dodesukaden (Clickety-Clack) (1970)
    * Dersu Uzala (1975)
    * Kagemusha (Gölge Savaşçı) (1980) Shadow Warrior
    * Ran (1985)
    * Dreams (Düşler) (1990)Yume
    * Rhapsody in August (Ağustos'ta Rapsodi) (1991) Hachi-gatsu no kyôshikyoku
    * Madadayo (Not Yet) (1993)
    Tümünü Göster
    ···
  20. 20.
    +1
    ···