dindar abiler varsa bir sorum var gelsin

buraya yazana kadar google yazaydın

Tek atadan, farklı renk ve ırkların ortaya çıkmasına engel nedir? Hem tek atadan gelinir, hem de farklı renk ve ırklar ortaya çıkamaz mı? Aslında bu tip sorular, daha ziyade biyolojiyle alâkası olmayanlardan gelmektedir. Çünkü bir biyolog bilir ki, her anne, baba, büyükanne ve büyükbabaların karakterleri, belli oranlarda yavrularına geçer. Bu oranlar, "Mendel Kanunları" adı altında meşhurdur. Cenâb-ı Hakk'ın koyduğu bu kanunlara göre; meselâ bir fert, boy bakımından yüzde 50 ihtimalle annesine, yüzde 50 ihtimalle de babasına benzeyecektir. Ferdin hemen hemen bütün özelliklerinde bu veya buna yakın oranları görmek mümkündür. Fakat bazı karakterler vardır ki, ortaya çıkmaları,yâni bir fertte tesir göstermeleri, bazı şartlara bağlıdır. Nasıl ki, yıldızların görünmesi, gecenin gelmesine bağlıdır. Güneş onların görünmelerine mâni olur. Bazı çekinik (resesif) karakterlerde, baskın (dominant) karakterlerin tesiri altındadır. Çekinik karakterler ancak bu tesirlerden kurtulduğu zaman, ağırlığını hissettirecektir. Fakat bu,belki de nesiller sonra mümkün olur.

Günümüzdeki ırkların hepsi ortak bir atadan gelir. Saf ırk mevcut değildir. Meselâ beyaz ırkın bir ferdinden, bir zenci gibi koyu deri rengine sahip fert hâsıl olabilir. Yada bir Çinli'den, bir Kafkaslı kadar beyaz deriye sahip yavru meydana gelebilir..

Günümüzdeki ırkların hepsi, ortak bir atadan gelir. Saf ırk mevcut değildir. Meselâ beyaz ırkın bir ferdinden, bir zenci gibi koyu deri rengine sahip fert hâsıl olabilir. Veya bir Çinli'den, bir Kafkaslı kadar beyaz deriye sahip yavru meydana gelebilir. Bazıları, zenci ırkın tropik bölgelerdeki yoğun ultraviyole ışınlarına uyum sağlayarak meydana geldiğini iddia ederler. Halbuki bu görüş, Kuzey ve Güney Amerika'da aynı ışınlara maruz kalanların niçin siyahlaşmadıkları sorusunu izah edememektedir. Son yapılan çalışmalar, deri rengindeki bu farklılığın irsî olduğunu ortaya koymuştur. Dolayısıyla, ırkların teşekkülüyle ortaya çıkan siyahlar, kendileri için zararlı olmayan ışınların bulunduğu sahaya göç etmiştir. Diğer taraftan açık renkli ve mavi gözlü iskandinav ırkı ise, ekvator yakınındaki yoğun ultraviyole ışığından kurtulmak için kuzeye gitmiştir.

Dışarıya kapalı bir kabile düşünün.Çevredeki diğer kabilelerle hiçbir irtibatı olmayan bir grup. Buradaki genetik özellikler, kabile fertlerinin sahip olduğu irsî karakterlerin topldıbına eşittir. Belli sınırlar içinde yer alan böyle bir bölge "gen havuzu" olarak da adlandırılabilir.Bu gen havuzundaki çekinik karakterler, zamanla melezleme sonucu birbiriyle karışarak yeni ve değişik karakterler hâsıl eder. Değişik renk ve ırk karakterlerine bu açıdan bakmak gerekir. işte ilk insan Hz. Âdem (A.S.) 'in genetik yapısında da çok farklı renk ve ırk özellikleri vardır. Tıpkı bu gen havuzu gibi, muhtelif karakterleri ihtiva ediyordu. Bütün bu karakterlerin bir anda ortaya çıkması elbette mümkün değildi. Zamanla bazı genetik açılmalar sonucu, değişik karakterler meydana geldi. Neticede, günümüzdeki farklı fertler hâsıl oldu.

Hz. Adem ve Hz. Havva aynı kan grubu olduğu halde, bu günkü dört kan grubu nasıl ortaya çıktı?

Bu soruyu ortaya atanlar, Hz.Âdem (A.S.) ile Hz. Havva'da aynı kan grubu olduğunu nereden biliyorlar? Onların kanlarını mı tetkik etmişler? insanlardaki her bir karakter, bir gen çifti, (yâni iki gen) tarafından kontrol edilir. Bu genlerden birisi, anadan, diğeri ise babadan gelmiştir. Kan grubunu tayin eden genler; A, B ve O genleridir. Her bir fertte bu genler, şu şekillerden birisi durumunda bulunabilir: AA, AO, BB, BO, AB ve OO. O geni, A ve B genlerine göre çekinik (resesif) bir yapıya sahiptir. Dolayısıyla AA genleri A kan grubunu verdiği gibi, AO genleri de A kan grubunu verecektir. Aynı şekilde BB ve BO genleri, B ve AB genleri AB ve OO genleri de O kan grubunu hâsıl edecektir. Bir başka ifade ile, kan grubu A olan bir kimsede bu kan grubunu tâyin eden genler, ya AA veya AO şeklindedir.
Hz. Âdem'de AO ve Hz. Havva'da, BO genleri olması halinde, aşağıdaki durum ortaya çıkar: Şemada görüldüğü gibi, Hz. Âdem'de A, Hz. Havva'da da B kan grubu heterozigot genetik yapıda olması halinde, günümüzde 4 kan grubu da meydana gelebilecektir.
Hz. Âdem (A.S.) ve Hz. Havva'nın kanlarında A, B ve O genlerinin bulunması dahi, günümüzdeki kan gruplarının ortaya çıkması için yeterlidir.

Yukarıdaki şekilde görüldüğü gibi Hz Adem’de A, Hz. Havva’da B grubu heterozigot genetik yapıda olması halinde günümüzde dört kan grubu da meydana gelecektir.

Kaynak:

Prof. Dr. Âdem Tatlı, Gerçeğe Doğru Serisi, Cilt 2, Sayı:17, istanbul, 2000, ss. 22-24.

evrim ile din'i karşı karşıya getirmek aptallıktan başka bir şey değildir, çünkü evrimde bariz bir pozitivizm değil yaratılışın gelişimine dair bir soru arama çabası vardır, evrimi dinin karşısına koyanlar da evrimi dine aykırı bulanlar da ya da evrime yaratılış karşıtı bir kisve büründürmeye çalışanlar da gözüm de aynı takun lacisinin tonlarıdır, evrim yaratılışa, gelişime anatomiye, canlı türlerinin nasıl ortaya çıktığına cevap arar, kendi adıma inanan biri olduğumu söyleyebilirim ama evrime hahaha hasgibtir ya maymundan mı geldik deyip mesafe almadım ne diyor anlamaya çalıştım..

1) peygamber silsilesi bitmiştir, çünkü artık insanın yaratılışındaki sınav gerçek manada başlar, eskiden peygamberler vardı inananlar iyi kötü yollarını buluyor, vaazları ve öğretileriyle hayatlarını idame ettiriyorlardı, adem ile başlayan din iskeletini ilahi takdire göre hz. muhafazid ile tamamlamıştır, yani bir nevi sınavda çıkacak konular tamamlanmış, yazılı-sözlü sınavlar başlamıştır, dinler her ne kadar farklı adlar alsa tanrıya ya da üstün güce farklı isimler verse de 3 aşşa 5 yokarı aynı şeyler söylerler bunu yunus emre de "4 kitabın manası bir" sözüyle basitçe ama derin bir vaziyette ifade eder. peygamber gelmemesinin sebebi artık "din"in kemalini yani oluşumunu tamamlaması ve "ahir zaman" insanının kendisine kadar gelenler toplamıyla yaşadığı zamanın güçlüklerine göğüs germesi umuluyor, kaldı ki zaman her ne kadar kötü de olsa inanca göre yardım tanrısal yoldan gelir, yani esasında peygambersiz bırakılarak bugüne kadar gerçekten sınava tabii olanlar yine ahir zaman ehlidir. yine de dinin manevi yönü ele alınırsa zamanda peygambersiz kalmış olsakta maneviyatta başta muhafazid a.s. olmak üzere her peygamber bizimdir, öğretileri ve işleri iyisiyle kötüsüyle meydandadır ve görüşlerimizce dilediğimizce esin almak için bekliyorlar, doğru bu zamanda peygamber yok ancak bu devre kadar 10 binlerce peygamberin ilettiği müthiş bir sistem vardır, tek din islam denmesinin sebebi kalanları gibtir edin değil batıni anlamda her dinin aynı şeyi söylemek istediğidir, yobazca yaklaşımlar bunu yanlış anlayabilir şayet bunda ters bir söylem olsa islam ilk kendisiyle çelişmiş olurdu ki allah bizzat islam'a "dokundurtmayacağını" belirtir kur'anda.

2) dünyada ne için çeşitli dil ırk var? evrim demiştik değil mi? gerçi evrime dair bilgilerim çok kısıtlı ama mikro düzeyde fikirlerimizle açıklayalım:

"beş parmağın beşi de bir olmaz" diye bir söz var, doğal seleksiyon yani güçlü olanların hayatta kalma sürecinde her birey kendi yetenekleri sayesinde hayata tutunur, kendini ifade eder, şayet ilk yaratılanlar ya da insan formuna kavuşan ilk canlılar bir grup halinde yaşıyor olsaydı dahi grubun hayatta tutunması için olaya kendi yetenekleriyle katkıda bulunmuşlardır. zamanla göç durumlarının yaşandığını var sayarsak işin içine coğrafya, kültür farkı da girer, dil ve kültür farklarına dair eski medeniyetlerde de çeşitli yorumlar bulunur, bunun için "babil kulesi" efsanesini okumanı tavsiye ederim, kur'andaki söyleme bakmak gerekirse aşağı yukarı "biz sizi tanışıp kaynaşmanız için, farklı farklı ırklara ve dillere böldük." tadında şeyler söylenir, kasti bir durumdur yani... bunu bir mmorpg gibi düşün, farklı classlar farklı statlar olmasa tek class olsa mesela priest olsa insanlık hayat karşısında tutunabilir miydi? tek dil olsaydı kültür gelişebilir miydi? muhakkak dilin ekgibleri olurdu kültür ilerleyemezdi, farklılık bakış açısı, keşifler ve dünya görüşü, hayatı ve hatta yaratılışı hatta hatta tanrı'yı yorumlama açısından önemli ve gerekli bir durumdur buna da "hanginiz daha güzel işler yapacak diye yaratıldınız." tadında bir hadis-i kudsi örnek verilebilir, esasen baktığında tüm dinler ve evrim karşıt değildir, evrim tanrı yok demez, babacım bugünki formuna nasıl girdin, o iskelet nasıl o kadar mükemmel oldu, hücreler bir araya nasıl geldi der, yalnızca bilim inançları kaldırmaz ki bilime inanç katılmamalıdır ancak bu inancı kökten inkarcı bir hale getirmek bilim ahlakının kendisine aykırıdır, çünkü gerçek bir bilimadamı olmayanı inkara değil varlığı yahut yokluğunu keşfe kalkışır, bu durum da pozitivizm'in buglarından biridir zaten, farklılık çeşitlenme, doğal seleksiyon'un bir sonucudur ve her şekilde gereklidir.

özet: bi solukta yazdım, umarım biraz faydası olur, ateist ol alevi ol müslüman ol cansın, insansın en nihayetinde, ne olursan ol gel demiş adam boş söz değil.