1. 19.
    0
    Tutunamayan (disconnectus erectus): Beceriksiz ve korkak bir hayvandır. insan
    boyunda olanları bile vardır. ilk bakışta, dış görünüşüyle, insana benzer.
    Yalnız, pençeleri ve özellikle tırnakları çok zayıftır. Dik arazide, yokuş
    yukarı hiç tutunamaz. Yokuş aşağı, kayarak iner. (Bu arada sık sık düşer).
    Tüyleri yok denecek kadar azdır. Gözleri çok büyük olmakla birlikte, görme
    duygusu zayıftır. Bu nedenle tehlikeyi uzaktan göremez.

    Erkekleri, yalnız bırakıldıkları zaman acıklı sesler çıkarırlar. Dişilerini
    de aynı sesle çağırırlar. Genellikle başka hayvanların yuvalarında (onlar
    dayanabildikleri sürece) barınırlar. ya da terkedilmiş yuvalarda yaşarlar.
    Belirli bir aile düzenleri yoktur. Doğumdan sonra ana, baba ve yavrular ayrı
    yerlere giderler. Toplu olarak yaşamayı da bilmezler ve dış tehlikelere karşı
    birleştikleri görülmemiştir. Belirli bir beslenme düzenleri de yoktur. Başka
    hayvanlarla birlikte yaşarken onların getirdikleri yiyeceklerle geçinirler.
    Kendi başlarına kaldıkları zaman genellikle yemek yemeyi unuturlar. Bütün
    huyları taklit esasına dayandığı için, başka hayvanların yemek yediğini
    görmezlerse, acıktıklarını anlamazlar. (Bu sırada çok zayıf düştükleri için
    avlanmaları tavsiye edilmez).

    içgüdüleri tam gelişmemiştir. Kendilerini korumayı bilmezler. Fakat -gene
    taklitçilikleri nedeniyle- başka hayvanların dövüşmesine özenerek kavgaya
    girdikleri olur. Şimdiye kadar hiçbir tutunamayanın bir kavgada başka bir
    hayvanı yendiği görülmemiştir. Bununla birlikte, hafızaları da zayıf olduğu
    için, sık sık kavga ettikleri, bazı tabiat bilginlerince gözlemlenmiştir.
    (Aynı bilginler, kavgacı tutunamaynların sayısının gittikçe azaldığını
    söylemektedirler).

    Din kitapları, bu hayvanları yemeyi yasaklamışsa da gizli olarak
    avlanmakta ve etleri kaçak olarak satılmaktadır. Tutunamayanları avlamak çok
    kolaydır. Anlayışlı bakışlarla süzerseniz hemen yaklaşırlar size. Ondan sonra
    tutup öldürmek işten bile değildir. insanlara zararlı bazı mikroplar
    taşıdıkları tespit edildiğinden, belediye sağlık müdürlüğü de tutunamayan
    kesimini yasak etmiştir. Yemekten sonra insanlarda görülen durgunluk, hafif
    sıkıntı, sebebi bilinmeyen vicdan azabı ve hiç yoktan kendini suçlama gibi
    duygulara sebep oldukları, hekimlerce ileri sürülmektedir. Fakat aynı
    hekimler, tutunamayanların bu mikropları, kasaplık hayvanlara da
    bulaştırdıklarını ve bu sıkıntılardan kurtulmanın ancak et yemekten
    vazgeçmekle sağlanabileceğini söylemektedirler.

    Hayvan terbiyecileri de tutunamayanlarla uzun süre uğraşmış ve bunları
    sirklerde çalıştırmak istemişlerdir. Fakat bu hayvanların, beceriksizlikleri
    nedeniyle hiçbir hüner öğrenemediklerini görünce vazgeçmişlerdir. Ayrıca
    birkaç sirkte halkın karşısına çıkarılan tutunamayanlar, onları güldürmek
    yerine mahzun etmişlerdir. (Halk gişelere saldırarak parasını geri
    istemiştir).

    Filden sonra, din duygusu en kuvvetli hayvan olarak bilinir. Öldükten
    sonra cennete gideceği bazı yazarlarca ileri sürülmektedir. Fakat toplu, ya da
    tek gittikleri her yerde hadise çıkardıkları için, bunun pek mümkün olmayacağı
    sanılmaktadır.

    Başları daima öne eğik gezdikleri için, çeşitli engellere takılırlar ve
    her tarafları yara bere içinde kalır. Onları bu durumda gören bazı yufka
    yürekli insanlar, tutunamayanları ev hayvanı olarak beslemeyi denemişlerdir.
    Fakat insanlar arasında barınmaları -ev düzenine uyamamaları nedeniyle- çok
    zor olmaktadır. Beklenmedik zamanlarda sahiplerine saldırmakta ve evden
    kovulunca da bir türlü gitmeyi bilmemektedirler. Evin kapısında günlerce,
    acıklı sesleriyle bağırarak ev sahibini canından bezdirmektedirler. (Bir
    keresinde, ev sahibi dayanamayıp kaçmışsa da, tutunamayan, sahibini
    kovalayarak, gittiği yerde de ona rahat vermemiştir).

    Şehirlere yakın yerlerde yaşadıkları için, onları şehrin içinde, çitle
    çevrili ve yalnız tutunamayanlara mahsus bir parkta tutarak, sayılarının
    azalmasını önlemeyi düşünmenin zamanı artık gelmiştir.
    Oğuz Atay
    Tutunamayanlar, iletişim Yayınları
    Tümünü Göster
    ···
  2. 18.
    0
    Buraya benden sonra biri gelirse ses etsin bana da bileyim
    ···
  3. 17.
    0
    Ulan burası kaç gündür niye boş lan bende olmasam neyse (bkz: homodisconnectus) olarta bilinirler bu türü eve almanız ve beslemeniz tavsiye edilmez ayrıca çok beceriksizlerdir bazı türleri nerdeyse insan boyutundadır çok tehlikelilerdir özellikle tehlikeli oyunlar oynamayı sever ama buna bile tutunamayıp düşerler
    ···
  4. 16.
    0
    bu başlık açılmayacak diye korkuyla arattım ama açılmış. @1 geçte olsa şukunu verdim.
    ···
  5. 15.
    0
    @1 nick-entry amk.
    ···
  6. 14.
    0
    ben bu hayvanı çok seviyorum. kendim kadar seviyorum.
    ···
  7. 13.
    0
    HASSEKTÖR @ ALAYINIZ
    ···
  8. 12.
    -1
    be gerizekalı tutunamayanları okumuşsan benim gibik yazımı okumuşsun demektir.
    ···
  9. 11.
    0
    ne diyo lan bu biri ozet gecsin..
    ···
  10. 10.
    +1
    senı akli selim olmaya çağırıyorum selim. yoksa seni mum ışığında çok pis giberim
    ···
  11. 9.
    0
    senin okuyucu kitlen yok lan burda gotveren
    ···
  12. 8.
    +1 -1
    selim ışık hızında giberim seni.
    ···
  13. 7.
    -1
    lan oturup yazmadık bunu herhalde. benim okuyucu kitlem sen değilsin. senin gibi kırolara hitap etmiyorum ben zütlek seni.
    ···
  14. 6.
    0
    kalk git ya ogrenemedin mi bu sozlukte 2 satirdan uzun yazmican adami giberler
    ···
  15. 5.
    0
    amini gibiyim bu ne lan ciks hikayeni anlatsan okumam amina kodumun entel ibinesi
    ···
  16. 4.
    0
    @4 nerenle okudun?
    ···
  17. 3.
    0
    bunu gibip çoğaltmayın lan
    ···
  18. 2.
    0
    deli gibmiş bunu
    ···
  19. 1.
    +2 -1
    beceriksiz ve korkak bir hayvandir. insan boyunda olanlari bile vardir. yalniz penceleri ve ozellikle tirnaklari cok zayiftir. dik arazide, yokus yukari hic tutunamaz. yokus asagi, kayarak iner. (bu arada gib gib duser.) tuyleri yok denecek kadar azdir. gozleri cok buyuk olmakla birlikte, gorme duygusu zayiftir. bu nedenle tehlikeyi uzaktan goremez. erkekleri, yalniz biralildigi zaman acikli sesler cikarirlar. disilerini de ayni sesle cagirirlar. genellikle baska hayvanlarin yuvalarinda (onlar dayanabildikleri surece) barinirlar. ya da terkedilmis yuvalarda yasarlar. belirli bir aile duzenleri yoktur. dogumdan sonra ana, baba ve yavrulari ayri yerlere giderler. toplu olarak yasamayi da bilmezler ve dis tehlikelere karsi birlestikleri gorulmemistir. belirli beslenme duzenleri de yoktur. baska hayvanlarla birlikte yasarken onlarin getirdikleri yiyeceklerle gecinirler. kendi baslarina kaldiklari zaman genellikle yemek yemegi unuturlar. butun huylari taklit esasina dayandigi icin, baska hayvanlarin yemek yedigini gormezlerse, aciktiklarini anlamazlar. (bu sirada cok zayif dustukleri icin avlanmalari tavsiye edilmez.) icguduleri tam gelismemistir. kendilerini korumayi bilmezler. fakat - gene taklitcilikleri nedeniyle- baska hayvanlarin dovusmesine ozenerek kavgaya girdikleri olur. simdiye kadar hicbir tutunamayanin bir kavgada baska bir hayvani yendigi gorulmemistir. bunula birlikte hafizalari da zayif oldugu icin, gib gib kavga ettikleri, bazi tabiat bilginlerince gozlenmistir. (ayni bilginler, kavgaci tutunamayanlarin sayisinin gittikce azaldigini soylemektedirler.) din kitaplari, bu hayvanlari yemegi yasaklamissa da , gizli olarak avlanmakta ve etleri kacak olarak satilmaktadir. tutunamayanlari avlamak cok kolaydir. anlayisli bakislarla suzerseniz, hemen yaklasirlar size. ondan sonra tutup oldurmek isten bile degildir. insanlara zararli bazi mikroplar tasidiklari tespit edildiginden, belediye saglik mudurlugu de tutunamayan kesimini yasak etmistir. yemekten sonra insanlarda gorulen durgunluk, hafif gibinti, sebebi bilinmeyen vicdan azabi ve hic yoktan kendini suclama gibi duygulara sebep olduklari, hekimlerce ileri surulmektedir. fakat ayni hekimler, tutunamayanlarin bu mikroplari, kasaplik hayvanlara da bulastirdiklarini ve bu gibintidan kurtulmanin ancak et yemekten vazgecmekle saglanabilecegini soylemektedirler. hayvan terbiyecileri de tutunamayanlarla uzun sure ugrasmis ve bunlari sirklerde calistirmak istemislerdir. fakat bu hayvanlarin, beceriksizlikleri nedeniyle hicbir huner ogrenemediklerini gorunce vazgecmislerdir. ayrica birkac sirkte halkin karsisina cikartilan tutunamayanlar, onlari guldurmek yerine mahzun etmislerdir. (halk giselere saldirarak parasini geri istemistir.) filden sonra, din duygusu en kuvvetli olan hayvan olarak bilinir. oldukten sonra cennete gidecegi bazi yazarlarca ileri surulmektedir. fakat toplu, ya da tek gittikleri her yerde hadise cikardiklari icin, bunun pek mumkun olmayacagi sanilmaktadir. baslari daima one egik gezindikleri icin, cesitli engellere takilirlar ve her taraflari yara bere icinde kalir. onlari bu durumda goren bazi yufka yurekli insanlar, tutunamayanlari ev hayvani olarak beslemeyi de denemislerdir. fakat insanlar arasinda barinmalari -ev duzenine uymamalari nedeniyle- cok zor olmaktadir. beklenmedik zamanlarda sahiplerine saldirmakta ve evden kovulunca da bir turlu gitmeyi bilmemektedirler. evin kapisinda gunlerce , acikli sesleriyle bagirarak ev sahibini canindan bezdirmektedirler. (bir keresinde, ev sahibi dayanamayip kacmissa da , tutunamayan, sahibini kovalayarak, gittigi yerde de ona rahat vermemistir.) sehirlere yakin yerlerde yasadiklari icin, onlari sehrin icinde , citle cevrili ve yalniz tutunamayanlara mahsus bir parkta oturarak, sayilarinin azalmasini onlemeyi dusunmenin zamani artik gelmistir.
    Tümünü Göster
    ···