doktorlar hakkında ileri geri konuşanlar

Sen hiç bir çocuğun son nefesinde elini tutan kişi oldun mu?

Hani sen diyorsun ya doktorlara sen bunu hak ediyorsun, yüzüne tükürürüm ben senin…hani diyorsun ya bıçağı boynuna dayarım, döverim hatta öldürürüm.. hani sen sanıyorsun ya biz güya çok para alıyoruz ve acayip paragözüz…hani sen sistemin hatalarını bize yüklüyorsun, bizi hedef görüyorsun ya..

Ben de sana bir şey diycem. Söyleyeceklerim ne kadar çok çalıştığımız, tıp eğitiminin-çalışma saatlerinin ne kadar zor olduğu değil…hatta 6 yıl okuyup hala mecburen 2 yıllığına senin gezmeye gitmeye bile koktuğun yerlere gitmezsek lise mezunu gibi ortada kalmamız da değil…hatta sen çok para kazandığımızı sanıyorken, arkadaşlarımın hepsi düzenli maaşa geçmişken,ben alacağım 2500 civarı bir para için 36 saat uykusuz çalışmamın gerektiği bir kadronun sınavını kazanmak için baba evinde oturmuş bir yerlerimi yırtıyor olmam da değil..

Ne soracağım sana biliyor musun?

Sen hiç ölmekte olan 4 yaşında bir bebeğin son anlarında elini tuttun mu? Ben tuttum. Yoğun bakımda ailesinden uzakta son nefesini vermek üzere olan bir bebekti o.Artık saç olmayan kafasını okşadım, sakinleştirdim,güzel şeyler söyledim. Gecenin 3ü olması, ertesi gün gece 6-7 de ancak eve gidebilecek olmam zerre umurum da değildi.Tek önemli olan ellerinin sıcaklığı ve gözlerinin bilgeliğiydi benim için. Gitmeyim diye iki elimi de tutmak istedi. Gitmezdim ki zaten…Ve benim elimi tutarken son nefesini verdi..

Sen hiç Azraillin oda da olduğunu hissederek bir hastayı ambuladın mı? Ben çok yaptım.

Bir oda da, kimse olmadan hastadan ümit kesilmişken, yaşaması için akciğerlerine hava göndermeye devam etmek nasıl bir şey bilir misin?

Peki gündüzünü gecene katarak yaşaması için uğraştığın bir bebeğin ailesi sana “umut yoksa uğraşmayın fazla da bizde eve gidelim” dedi mi?

iş kazasında kolunu dirseğinin de üzerinden kaybetmiş bir hasta yanında ailesine merak etmeyin iyiyim yok bir şeyim derken o kanamayı durdurmaya çalıştın mı ?

Sabah evden okuluna gitmek için ayrılan çocuğun araba altında kalmış cansız bedenine bakarken dışarıda bekleyen annesine nasıl söyleyeceğini düşündün mü?

Tek başına, ailesinden uzakta, yol kenarına çekip belki de kalp krizi geçiren kamyoncunun bedenine otopsi yapılırken izledin mi?

Her gelen kalp krizine, kazaya ya benim babam olsaydı, benim kardeşim olsaydı diye empati yaptın mı?

Bir bebeğin hayattaki ilk soluğunu gördün mü, o mucizeyi yaşadın mı?

Peki tüm bunlar bir hafta, bir gün içinde sürekli olan olaylar oldu mu senin için? Bir doktorun oluyor. Bir doktor eve gittiğinde aklı bu hastalarla dolu oluyor. Acaba elimden gelenin en iyisini yaptım mı diye kendini yiyor her gün, her gece…isimleri, yüzleri unutuyor belki ama yaptığı bir hatayı, ekgib yaptığı bir şeyi unutamıyor. Halbuki o da insan, onun da ailesi var, ilgisini isteyen insanlar var. Onlar ikinci planda kalıyor hasta söz konusuysa.Sen yüzüne tükürüyorsun ya senle ilgilenmediğini düşündüğün doktorun o gerçekten sandığın gibi hatalıysa vicdanı rahat mı bırakıyor sanıyorsun onu?

Kimse bizim normal olmamızı beklemesin.. bunları yaşayıp normal olabilir miyiz gerçekten? Ancak insanın bin bir türlüsüyle karşılaşıp, bin bir acı görüp vicdansız olabilir miyiz peki? Para için mi yapıyoruz sadece? Evet para kazanmak istiyoruz emeğimizin karşılığını almak da istiyoruz. Çünkü biz de insanız. Ama sen de biliyorsun ki derdimiz sadece para kazanmak olsa çok daha kolay, rahat yolları var. illegallikten bile bahsetmiyorum üstelik.Bir insanın sağlığını nasıl kazandıracağımızı öğrenmek + bir hastaya sağlığını kazandırmak için harcadığımız çabayı neye harcasak çok daha iyi para kazanırız çok daha iyi şartlarda.

Biz “O” değiliz. Biz seniz, biz senin kızın-oğlunuz belki, ya da torunun, ya da en yakın arkadaşın, yada eşin, yada gelinin-damadın, ya da sevdiğinin ya da senin ölürken yanında olacağı son nefesini verirken sana-ona sıcaklık verecek kişiyiz. Eğer biz de sana “o” olarak bakarsak, sadece görevimi yapar giderim dersek bu çark döner mi sanıyorsun insanlık olmadan?

Biz aynı taraftayız. O olan hastalık, ölüm.Sen bana saldırırsan kaybeden sadece ben olmam,sen de olursun.

Yine de size tükürmek, sizi dövmek, size küfretmek , size bıçak çekmek, sizi öldürmek müstahaktır diyorsan senin insanlığın, vicdanın nerde?

Buraya kadar okuyan, büyük ihtimalle sen bunları yapan kişi değilsin. Bunları yapan kişi çoktan küfrederek başka sayfaya geçmiştir.Ama sen bunlara göz yuman kişi de olma.Biz senin sağlığına göz yuman kişi değiliz çünkü.

özet falan yok okuyan okusun okumayanında canı sağolsun eksi falan umrumda değil ne verirseniz verin ama bizde insanız nelere göğüs geriyoruz

@acilay senin ben önyargılarını, nefretle dolmuş ruhunu gibeyim.
öncelikle doktor dediğin senin benim gibi bu ülkenin vatandaşı. aynı milletten insanlar gidip doktor oluyor. özellikle gidip şerefsizleri seçmiyorlar. yani herhangi bir meslekte veya genel olarak ülkede hangi oranda haysiyetsiz varsa doktorlar arasında da o oranda var, fazlası değil. doktorların muayenehanesi için böyle zütünü yırtıyorsun da özel ders veren öğretmen için hiç aynı şeyleri düşündün mü a be yavşağın oğlu. ya da özel projelerde de çalışan devlet memuru mühendis için? ya da tercüme yapan dilciler için? hiç biri gözüne görünmedi değil mi? bir ilaç firmasıyla anlaşıp hastaya gereksiz bir şekilde o ilacı yazan doktor şerefsizdir, ruhunu paraya satmıştır. her meslekte çıkar öyleleri. peki ben zaten bir hastaya antibiyotik yazacaksam, ilaçlar arasında bir fark yoksa,ben de tercihimi bana karşı cömert olan firmadan yana kullanıyorsam suç mu? sen olsan yapmaz mısın? veya bunu bile yapmayan on binlerce doktor var, onların hakkını nasıl ödeyeceksin a be huur çocuğu! bıçak parası diyorsun. lan bir kere bıçak parası alabilmek için bir doktor uzman olmalı. böylece doktorların nerden baksan 5te 3ünü eledik. artı cerrahi bir branşın uzmanı olmalı, yani operatör olmalı. kalanların içinden de yarsını ele. sana kaldı en fazla %25. lan bunların alayı şerefsiz olsa demek ki bıçak parası alan maksimum %25 a be matematiğini gibtiğimin evladı. lan ağzınızı açıyorsunuz : siz de devlet memurusunuz. lan huur çocuğu hangi devlet memuru aralıksız 40 saat çalışıyor. lan babasının bıngıldağını gibtiğim bir öğle aram bile yok. öğle yemeği bazen 3-4 saat geç yiyorum. ve toplanm 10 dakikada yiyorum. daha 2 gün önce sıçtığım için hastasına 10 dk geç baktığım yakınım bana etmedik hakaret bırakmadı. lan bizden başka hangi devlet memuruna bırak hakareti ellerin cebinde konuşabilirsin. sizin ben zürriyetinizi gibim. devletimden milletimden nefret ettim sayenizde. eskiden bir hastam ölse ağlardım dıbına koyim. günlerce kendime gelemezdim. bu huur çocukluğunuzu,bu kahpeliğnizi, kendinize,kendi karakterinize, kendi işinize gösterdiğiniz özene bakmadan bize saldırmalarınızı gördükçe nefret ettim hepinizden. artık toplu ölümler olsa gibimde olmaz. sadece başım yasal olarak derde girmesin gerisi tın. şu andan itibaren tek hedefim de yurt dışına kaçmak. orada gider garson olarak çalışırım burada doktorluk yapacağıma. en azından gerçek anlamda "insan"la muhattap olurum. sizin gibi karaktersiz binlerle değil.