1. 26.
    +1
    yalnızlıktan bir kişi bile olamayan, çağrılmayan, mendilinde kan sesleri olan şair.

    ne ara dara düşsem koşup sarıldığım.
    dayım, amcam, komşum olsaydı istediğim.

    "bugün de / tam nerede kalmışsam."
    ···
  2. 27.
    +1
    bugün doğum günü.
    ···
  3. 28.
    +1
    büyük şair
    ···
  4. 29.
    +1
    "ilkyazları sevmiyoruz artık, yaşlandık da ondan mı
    Aşkımızı seyrediyoruz sanki uzaktan
    Oysa yok biten bir şey aramızda, yok da
    Hep aynı kalmıyor ki yakın duygular
    Demiştin bunları bir bir, anımsıyorum
    Mutlu da olsa insan mutsuz da
    Her an yeniden yaratabilirmiş kendini
    Demiştin, bir sabah, bir başkla aşkla."
    ···
  5. 30.
    +1
    "Demiştin o gün bana, anımsıyorum
    Ah, acısız boğulabilir insan.
    ...
    Ve demiştin bir gün, anımsıyorum
    Mutsuzluk da boğabilirmiş insanı
    Bir gün, akşama doğru, alacakaranlıkta.
    ...
    Çok değil, en fazla birkaç dakika
    Ve dedindi, mutluyken de boğulabilir insan"
    ···
  6. 31.
    +1
    "Bir kişi bile değilim yalnızlıktan"

    Düşün
    ···
  7. 32.
    +1
    diş değil tırnak değil bir mendil niye kanar?
    ···
  8. 33.
    +1
    Çocuğum beni bağışla
    Ahmet Abi sen de bağışla
    ···
  9. 34.
    +1
    diş değil tırnak değil bir mendil niye kanar mendilimde kan sesleri.. usta şair gibi ben de bilmiyorum sebebini.. bildiğim bu soruyu şiire kazıyan kişinin edip cansever olduğu..
    ···
  10. 35.
    +1
    otel şiirinden bir alıntı.

    denizse her şeyi unutturan bir adam gibi
    gelecekti bir gün yeniden
    demeye kalmadı geldi
    sinirli bir gürültüyle yükseliverdi hemen
    ardından bir iki şey daha oldu - nasıl anlatsam
    kimse bunu daha yaşamadı ki -
    sanki bir akvaryumun içinde
    yapayalnız kaldım da ben
    yanımda başka akvaryumlar ve
    i̇çinde başka birileri
    doğrusu müthişti bu, denizin icat ettiği bir mezarlık gibiydik =
    başka değil
    hepimiz az çok kımıldanıyorduk çünkü
    hepimiz ağzımızı açıyorduk arada
    bir sesi dışından olsun yakalamak için
    ama nafile
    yoktu ses
    yok bile yoktu ki bir yerde
    kapıdaki bir yaylı arabayla
    süslü bir cenaze arabasına benzer bir arabayla
    solukların iniltili bir dram yaratmasa
    yoktu ses
    ve yaşlı barmenin başı tezgahın ardında
    saint jean de baptiste'in kegib
    kegib desem kegib, yaşayan desem yaşayan
    başı gibi sakin durmasa

    şair burda ne demek istemiş
    -şair burda ortalığın dıbına koymuş
    ···
  11. 36.
    +1
    "bakmayın etrafımda çok insan dolandığına; sırılsıklam yalnızım aslında.."
    ···
  12. 37.
    +1
    çok üreten çok üretken iyi üreten şair sıkı şairlerin içinde en sıkılarından hastası olunası şair, rakı sofrasında bulunmak isterdim
    ···
  13. 38.
    -1
    ne diyonuz amk gidin bi osbir çekin amk kafa gibtiniz.
    ···
  14. 39.
    +1
    nba in açık ara lideri
    ···
  15. 40.
    0
    KORO

    Sizin hiç korkmadığınız şeyler ya da hep öyle sandığınız
    Beslenir kimi zaman de sevgilerle
    Çok içten bir selamla ve içten bir gülümsemeyle
    işte her sabah rastladığımız birinin
    Durakta, yolda, işyerinde
    Ya da bir meyhanenin kuytu bir köşesinde
    Yıllarca süren o dostça ilişkinin
    Ve hatta bir sevgilinin
    Yerine
    Kin dolu gözleriyle bir ölüm yargıcı gibi
    Biri
    Kapkara giysilerle, özenti bir zincirle
    Öyle
    Dikilmiş sorguya çekiyor sizi
    Ve sakın sormayın işte: bir hesap yanlışlığı mı, değil mi
    Vakit yok öğrenmeye.

    Canım en basiti, arkanızdaki bir duvarın
    Mineler, sarmaşıklar, o yaban gülleriyle
    Örtülü bir duvarın ansızın
    Kanlı, kireçli bir taş yağmuru halinde
    Korkunç bir silah olduğunu yerine göre
    Düşünün
    Ve sakın sormayın işte: bir hesap yanlışlığı mı, değil mi
    Vakit yok öğrenmeye.

    Ya da bir düşte yürüyor gibi
    Islak mavi bir sabahtı, açtınız pencerenizi
    Şöyle bir gerindiniz, gökyüzüne baktınız
    Tutarak sapından bembeyaz bir karanfili
    Sevinçle okşadınız
    Ve içerde kahvaltınız bekliyordu sizi
    Öyle ki, kahvenizi içiyordunuz, birazdan çıkacaktınız
    Tam o sıra kapının zili
    Tuhaf şey.. bu saatte.. kim olabilir ki
    Ve işte az önce aldınızdı gazeteleri
    Öyleyse?
    Yaktınız bir sigara daha, kapıya yöneldiniz
    Bırakıp masaya kahvenizi
    Kilidi çevirdiniz, açtınız kapıyı usulca
    Bir kurşun!

    Birden o zamansız, o yersiz başdönmesi
    Hani av araçları satılan bir dükkan vardı
    içi doldurulmuş çulluklar, kardelen çiçekleri
    Bir kurşun!
    Geçerken uğrardınız, iyiydi, cana yakındı
    Yeleğinden çıkmazdı elleri
    Bekardı, umutsuzdu, yalnızdı
    Ve belki..
    Bir kurşun!
    Sormayın kendinize: bir vahşet mi bu, değil mi
    Düştünüz sırtüstü yere ve işte avlandınız
    Sadece avlandınız
    Ağız dil bilmaz söylemeyi.

    Ötede
    Islak mavi bir sabahtı. Gökyüzü
    Bembeyaz karanfiller, pencere
    Kahveniz, masanız, kahvaltınız
    Bir yankı
    Ve bütün çay fincanları: durmadan yalnızsınız
    Durmadan yalnızsınız.
    ···
  16. 41.
    0
    sevilir
    ···
  17. 42.
    0
    yerçekimli karanfil

    Biliyor musun az az yaşıyorsun içimde
    Oysaki seninle güzel olmak var
    Örneğin rakı içiyoruz, içimize bir karanfil düşüyor gibi
    Bir ağaç işliyor tıkır tıkır yanımızda
    Midemdi aklımdı şu kadarcık kalıyor.

    Sen karanfile eğilimlisin, alıp sana veriyorum işte
    Sen de bir başkasına veriyorsun daha güzel
    O başkası yok mu bir yanındakine veriyor
    Derken karanfil elden ele.

    Görüyorsun ya bir sevdayı büyütüyoruz seninle
    Sana değiniyorum, sana ısınıyorum, bu o değil
    Bak nasıl, beyaza keser gibisine yedi renk
    Birleşiyoruz sessizce.

    adam yazmış abi , saygılar.
    ···
  18. 43.
    0
    bülbül sesli cansever bacımın babası
    ···
  19. 44.
    0
    phoenix en sevdiğim şiiri.
    ···
  20. 45.
    0
    seviyeyi yükseltti iyice huur çocukları
    ···