1. 1.
    0
    Biliyorum sana giden yollar kapalı
    Üstelik sen de hiç bir zaman sevmedin beni

    Ne kadar yakından ve arada uçurum;
    insanlar, evler, aramızda duvarlar gibi

    Uyandım uyandım, hep seni düşündüm
    Yalnız seni, yalnız senin gözlerini

    Sen Bayan Nihayet, sen ölümüm kalımım
    Ben artık adam olmam bu derde düşeli

    Şimdilerde bir köpek gibi koşuyorum ordan oraya
    Yoksa gururlu bir kişiyim aslında, inan ki

    Anımsamıyorum yarı dolu bir bardaktan su içtiğimi
    Ve içim zütürmez kenarından kesilmiş ekmeği

    Kaç kez sana uzaktan baktım 5.45 vapurunda;
    Hangi şarkıyı duysam, bizimçin söylenmiş sanki

    Tek yanlı aşk kişiyi nasıl aptallaştırıyor
    Nasıl unutmuşum senin bir başkasını sevdiğini

    Çocukça ve seni üzen girişimlerim oldu;
    Bağışla bir daha tekrarlanmaz hiçbiri

    Rastlaşmamak için elimden geleni yaparım
    Bu böyle pek de kolay değil gerçi...

    Alışırım seni yalnız düşlerde okşamaya;
    Bunun verdiği mutluluk da az değil ki

    Çıkar giderim bu kentten daha olmazsa,
    Sensizliğin bir adı olur, bir anlamı olur belki

    inan belli etmem, seni hiç rahatsız etmem,
    Son isteğimi de söyleyebilirim şimdi:

    Bir geceyarısı yazıyorum bu mektubu
    Yalvarırım onu okuma çarşamba günleri
    ···
  2. 2.
    0
    @13 turgut uyar da çok sağlam panpa
    ···
  3. 3.
    0
    bütün 'keşke yalnız bunun için sevseydim seni'ler
    ···
  4. 4.
    0
    'gözlerinin kahvesinden koy ömrüme kırk yılın hatrına sen kalayım'
    ···
  5. 5.
    0
    behcet aysancıyım ben panpa https://twitter.com/eflatunlm bu da twitterim, madem ısrar ettin.
    al amk. sezen bacı da bestelemişti bunu.

    Sayım / Cemal Süreya

    Ayışığında oturuyorduk
    Bileğinden öptüm seni

    Sonra ayakta öptüm
    Dudağından öptüm seni

    Kapı aralığında öptüm
    Soluğundan öptüm seni

    Bahçede çocuklar vardı
    Çocuğundan öptüm seni

    Evime zütürdüm yatağımda
    Kasığından öptüm seni

    Başka evlerde karşılaştık
    iliğinden öptüm seni

    En sonunda caddelere çıkardım
    Kaynağından öptüm seni.

    Cemal Süreya

    edip: al lan bir de turgut uyar canım çekti amk.




    Göğe Bakma Durağı



    ikimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım

    Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından

    Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından

    Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar

    Şu aranıp duran korkak ellerimi tut

    Bu evleri atla bu evleri de bunları da

    Göğe bakalım



    Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım

    inecek var deriz otobüs durur ineriz

    Bu karanlık böyle iyi afferin Tanrıya

    Herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum

    Hırsızlar polisler açlar toklar uyusun

    Herkes uyusun bir seni uyutmam bir de ben uyumam

    Herkes yokken biz oluruz biz uyumayalım

    Nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda

    Beni bırak göğe bakalım



    Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım

    Tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum

    Bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi

    Sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor

    Seni aldım bu sunturlu yere getirdim

    Sayısız penceren vardı bir bir kapattım

    Bana dönesin diye bir bir kapattım

    Şimdi otobüs gelir biner gideriz

    Dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç

    Bir ellerin bir ellerim yeter belliyelim yetsin

    Seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat

    Durma kendini hatırlat

    Durma göğe bakalım



    Turgut Uyar
    ···
  6. 6.
    0
    üzerine düşündüğünüzde en iyi, en anlamlı düz yazı:

    SiZ SAATLERi
    Siz, saatleri yaşadınız. Zamantaşlarını. Niceldir saatler. Adsızsırlar. Renklerini, kokularını kişiselliklerden alırlar.
    Aylar birbirinin içinden yürüyebilir. Ağustosta bile Marta gönderme vardır. Yine de gönderme mevsim mantığıyla sınırlıdır.
    Günlerse bambaşka. Bir günün öbürünün önüne geçmesine izin yok. Günün gizi hem kişiselliğimizde, hem de onun kendi kişiselliğinde.
    Siz, saatleri yaşadınız. Henüz sözcük haline dönüşmemiş, ya da bir sözcük karşılığı oluşmamış durumlar yarattınız. Tanığınızım.
    Aylar ayları açıklıyor.
    Saatler saatleri kum saatiyle açıklayabiliyor.
    Açıklanmayan tek şey aşk: En büyük sayrılık ve en büyük sağlık.
    Günü tam gelmemiş olarak bir yanını gizleyen duygu.
    Denetçi anlamaz, tarihçi atlar, terzi bir araya getiremez, sanatçı elden kaçırır.
    Kent yıkılıyor. Sokaklar uçtan uca kazılmış. Sesimiz radyasyon içinde. Mühendisler geldiler; kedi resmini bile cetvelle çizerler. Gözlem evinde art arda mevsimler sökülür.
    Mahşerin ortalık yerinde size rastladık. Elinizi şuramıza koydunuz.
    Sürgündük. Göçebeliğin elverişli yanlarını da yitirmiş gibiydik. Yanınızda göçmen olduk. Bir yerleşmişlik duygusu ki, hırkamız yazlık sinemada iliklenir.
    Güneş her sabah verilmiş bir söz gibi doğuyordu.
    Gerçek neydi biliyor musunuz: Her şey.
    Yüz yıl sonra bu gün yaşayan hiçbir anne, hiçbir sevgili, hiçbir bebek, hiçbir bıldırcın, hiçbir balina, hiçbir örümcek, hiçbir aslan, hiçbir ceylan, hiçbir yılan var olmayacak. Ayrı bir kardeşlik kanıtı değil mi bu? Hayat kanıtı. Birbirimizin her yönden çağdaşıyız.
    Siz tebeşirle kara tahtaya ne güzel yazan.
    Kuzular için özel bir bölüm açmayı da hiç unutmayan.
    Saatlerle yaşadınız. Düşlerinizde doğulu bir ressamın elinden çıkmış ağırlıksız yapraklar.
    Kızböceği de göründü. Gece de uçmaya başlamış.
    Bakır kaptan günlük kokusu yayılır.
    Geceyle birlikte.
    Gece de.
    Sen Serpin, sen Nuri, orda burda nasıl dolaştırdınız. Benziyordunuz. Aynı kişi miydiniz?
    iki din var: siyah ve beyaz. Gerisi? ..

    CEMAL SÜREYA
    ···
  7. 7.
    0
    reserved
    ···
  8. 8.
    0
    KAN VAR BÜTÜN KELiMELERiN ALTINDA

    Posta arabalarından söz et bana
    Kan var bütün kelimelerin altında
    Ezop'un şu lanetli dilinden söz et
    Kan var bütün kelimelerin altında
    Umulmadık birgün olabilir bugün
    Aslan kardeşçe uzanabilir kayalıklara
    Bir çay şöyle yağmurların kokusunda
    Kan var bütün kelimelerin altında
    işte durup dururken surda
    Bir yelpaze gibi açıldı sesin
    Güzün en gürültülü kanadında
    Göğün en ince dalında
    Kan var bütün kelimelerin altında
    Umulmadık bir gün olabilir bugün
    Bir çeşme gibi akabilir cumartesi
    Çığlığındaki sessiz harfler
    Dün gecenin ağırlığıdır damarlarında
    Ne güzel konuşur sokak satıcıları
    Fötr şapkalarıyla ne kalabalıktırlar
    Ve çiçekçi kızların göğüsleri
    Daha suçsuzdur kırlangıç yumurtasından
    Kan var bütün kelimelerin altında
    Yaprağını dökecek ağaç yok burda
    Ama ışık sökebilir olanca renklerini
    Sürekli işbaşındadır belleğin
    Tanık şairler arasında
    Oyuncu arkadaşlar arasında

    Yolculuk bir kafiye arayabilir
    Atının kuyruğundaki düğümde

    Ölüm bir kafiye arayabilir
    Ak gömleğinde

    Yol bir kafiye arar ve bulur
    Dönemeçlerin benzerliğinde

    Kan var bütün kelimelerin altında
    Bir gül al eline sözgelimi
    Kan var bütün kelimelerin altında
    Beş dakka tut bir aynanın önünde
    Kan var bütün kelimelerin altında
    Sonra kes o aynadan bir tutam
    Beyaz bir tülbent içinde
    Koy iç cebine
    Bütün bir ömür kokar o ayna
    Kan var bütün kelimelerin altında
    işte o kandır senin gülüşün
    Sızmıştır hayatın derinlerine
    Siyahtır orda kırmızıdır
    Daldan dala atlar
    Sever çocuklara anlatılan masalları
    Ama iş savunmaya gelince
    Yalnız alevi savurur
    Ve güneşin solmaz çekirdeğini
    Yalnız doruklarda

    Umulmadık bir gün olabilir bugün
    Kan var bütün kelimelerin altında

    CEMAL SÜREYA
    ···
  9. 9.
    0
    (bkz: cemalın cemal olduğu zamanlar)
    ···
  10. 10.
    0
    ÜVERCiNKA

    Böylece bir kere daha boynunlayız sayılı yerlerinden
    En uzun boynun bu senin dayanmaya ya da umudu
    kesmemeye
    Laleli'den dünyaya doğru giden bir tramvaydayız
    Birden nasıl oluyor sen yüreğimi elliyorsun
    Ama nasıl oluyor sen yüreğimi eller ellemez
    Sevişmek bir kere daha yürürlüğe giriyor
    Bütün kara parçalarında
    Afrika dahil

    Aydınca düşünmeyi iyi biliyorsun ekgib olma
    Yatakta yatmayı bildiğin kadar
    Sayın Tanrıya kalırsa seninle yatmak günah, daha neler
    Boşunaymış gibi bunca uzaması saçlarının
    Ben böyle canlı saç görmedim ömrümde
    Her telinin içinde ayrı bir kalp çarpıyor
    Bütün kara parçaları için
    Afrika dahil

    Senin bir havan var beni asıl saran o
    Onunla daha bir değere biniyor soluk almak
    Sabahları acıktığı için haklı
    Gününü kazanıp kurtardı diye güzel
    Birçok çiçek adları gibi güzel
    En tanınmış kırmızılarla açan
    Bütün kara parçalarında
    Afrika dahil

    Birlikte mısralar düşünüyoruz ama iyi ama kötü
    Boynun diyorum boynunu benim kadar kimse
    değerlendiremez
    Bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek
    iki adım daha atmıyoruz bizi tutuyorlar
    Böylece bizi bir kere daha tutup kurşuna diziyorlar
    Zaten bizi her gün sabahtan akşama kadar kurşuna
    diziyorlar
    Bütün kara parçalarında
    Afrika dahil

    Burda senin cesaretinden laf açmanın tam da sırası
    Kalabalık caddelerde hürlüğün şarkısına katılırkenki
    Padişah gibi cesaretti o, alımlı değme kadında yok
    Aklıma kadeh tutuşların geliyor
    Çiçek Pasajında akşamüstleri
    Asıl yoksulluk ondan sonra başlıyor
    Bütün kara parçalarında
    Afrika hariç değil




    Cemal SÜREYA
    ···
  11. 11.
    0
    reserved
    ···
  12. 12.
    0
    keşif edecek çocuk? haaa junior dan bahsedion kalemın duşmus al sen onu gösteriyim sana
    ···
  13. 13.
    0
    romantik bi hava olussun istedim, kotu mu?

    hepinizin bi kosesinde duygusal bi cocuk yatiyor biliyorum.

    hadi kesfedelim onlari..
    ···
  14. 14.
    0
    @1 nie mk?
    ···
  15. 15.
    0
    böyle karı kaldıramazsın amk diyecektim sonradan nicki gördüm. böyle erkek mi kaldırılır lan mal değneği? hani bu şiiri bacağına yazsan tükenmez kalemle capsini alıp koysan filan hadi neyse.
    ···
  16. 16.
    0
    cemal
    emal
    mal
    al
    l

    süreya
    üreya
    reya
    eya
    ya
    a

    ben çok yanlış gelmişim amk
    ···