1. 20.
    0
    @9 güzelmiş kanka be
    ···
  2. 19.
    0
    *
    ···
  3. 18.
    0
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    ···
  4. 17.
    0
    özet geçin binler
    ···
  5. 16.
    0
    yaşasınyirmiüçnisan!
    ···
  6. 15.
    0
    ben bir garip keloğlanım
    eşeğimin yok palanı
    varım yoğum doğruluktur
    hiç de sevmem ben yalanı

    bir kocakarı anam var
    birkaç tavuk bir de inek
    hergün konar kel kafama
    evsiz kalmış bir kaç sinek

    olmam kimseye kul köle
    halkın kulağı diliyim
    namertlere avuç açmam
    sivri akıllı biriyim

    keloğlanım budur özüm
    haram malda yoktur gözüm
    garip hakkını yiyene
    elbet vardır bir çift sözüm
    ···
  7. 14.
    0
    istiklal marşı

    Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak
    Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
    O benim milletimin yıldızıdır parlayacak!
    O benimdir, o benim milletimindir ancak!

    Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!
    Kahraman ırkıma bir gül... ne bu şiddet, bu celâl?
    Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal.
    Hakkıdır, Hakk'a tapan milletimin istiklal.

    Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım;
    Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
    Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
    Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.

    Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar.
    Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
    Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imânı boğar,
    'Medeniyyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?

    Arkadaş, yurduma alçakları uğratma sakın;
    Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.
    Doğacaktır sana va'dettiği günler Hakk'ın,
    Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.

    Bastığın yerleri 'toprak' diyerek geçme, tanı!
    Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
    Sen şehid oğlusun, incitme, yazıktır, atanı.
    Verme, dünyâları alsan da bu cennet vatanı.

    Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
    Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan, şühedâ!
    Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Hudâ,
    Etmesin tek vatanımdan beni dünyâda cüdâ.

    Rûhumun senden ilahî, şudur ancak emeli:
    Değmesin ma' bedimin göğsüne nâ-mahrem eli!
    Bu ezanlar-ki şehâdetleri dinin temeli-
    Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli.

    O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım.
    Her cerîhamdan, ilâhî, boşanıp kanlı yaşım;
    Fışkırır rûh-ı mücerred gibi yerden na'şım;
    O zaman yükselerek arşa değer belki başım!

    Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl!
    Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl.
    Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl;
    Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet,
    Hakkıdır, Hakk'a tapan milletimin istiklâl!
    ···
  8. 13.
    0
    ey fuzuli bir am için
    düştün gurbet ellere
    am derindir
    am serindir
    şifa verir millete.
    ye kebabı
    iç şarabı
    vur karpuz gibi züte
    bu kafayla gidersen
    zor girersin cennete
    ···
  9. 12.
    0
    hepinizi şukuluyorum zütverenler eyvallah...
    ···
  10. 11.
    0
    üzüm ezile ezile şarap
    özüm ezile ezile harap üzüm şarap
    özüm harap
    içelim kırmızı kırmızı
    ···
  11. 10.
    0
    istanbul
    Benim bir de
    istanbul maceram var.
    995'de başlayan
    Yağmurlu bir kasım gününde
    Heyecanlı,
    Bir o kadar da gergin.

    Yazmıştım istanbul'u
    ilk kitabımda,
    'ister gel ister gelme
    Geçmeziyem bu şehrin,
    Men güzelden anlaram
    istanbul şah-ı şehrin'

    Demiştim
    Bir gezmede istanbul'u.
    Şimdi,
    Şimdi ne yazmaya
    Ne gezmeye.
    Şimdi,
    Kötüleri üzmeye gidiyorum.
    95 Kasımında
    Yağmurla beraber.

    Kapalı çarşıda Orhan Veli'yle tanışacağım
    Topkapı, Ayasofya, Sultanahmet
    Belki de dervişlere karışacağım.
    Kimbilir,
    Bir bakarsın boğazda teknelerle
    Yarışacağım

    ihtimal zayıf ama
    Belki de en bilinmedik
    Küfürlere alışacağım.
    istanbul,
    Sana geliyorum
    Yağmurla beraber 95 Kasımında.

    Böyle başladı işte
    Böyle gidişle.
    Ve
    96 Kasımında yağmurla beraber
    döndüm.
    Heyecanlı,
    Bir o kadar da üzgün.

    Ne mi oldu
    Ne mi kaldı geride?

    l: Deniz
    Yaş: On sekiz
    Sonuç: Aşırı doz.
    (Hayalleri, anıları bir küçük not defterinde
    yazılı o kadar... )

    2: Can
    Yaş: On yedi
    Topuğundan bile iğneliydi.
    (Son sözünde 'yaşamak istiyorum,'
    dedi, 'uyuşmadan yaşamak')

    3: Esrahan
    Ey güzel gözlü kız
    Çok uğraştık seninle biz.
    'yaşamam için ufak bir sebep' demiştin,
    Denizi göstermiştim.
    'öldü' demiştin,
    Oysa ben
    Maviliği demek istemiştim
    Gözlerin gibi.
    (Şimdi cezaevinde. Zaten evinde de cezalıydı.)

    4
    5
    6
    .
    .
    gider böyle
    geride kalanlarım.

    Ey be istanbul
    Ey uyuşuk taş toprak
    Bana güzellikten söz etmeyi bırak!

    Ben senin
    O ışıltılı gecelerinde,
    O boğazının sahte kalabalığında,
    Bir tek şiir yazmıştım sevgiliye
    Yalnızlıktan bunalıp da.

    'Denize kızıllık düştüğü anda
    Bir martı misali havalanırım,
    Aklımdan gözlerin geçtiği anda
    En durgun sularda dalgalanırım

    Ellerin gerekli su içmek gibi
    Son dilek misali bir idamlıkta,
    Tutmalı, öpmeli, okşamalıyım
    Şefkatin olmalı bu karanlıkta.'

    Topu topu bu işte
    Geriye kalan.
    Kimi mezar taşında
    Kimi
    Yalnızlığım ak kağıdında.

    Ve
    Benim için istanbul,
    Artık
    Sabıka kaydında...
    ···
  12. 9.
    0
    yanı yanı yancıklı selver
    çukulata amcıklı selver
    bin istedim bin verdin
    zütü boncuklı selver
    ···
  13. 8.
    0
    insansız adalet olmaz.
    adaletsiz insan olur mu?
    olur.. olmaz olur mu?
    ama olmaz olsun

    saygılar özdemir asaf'a
    ···
  14. 7.
    0
    şiir değil de türkü tadında...
    http://www.izlesene.com/video/muzik-esmer/205568
    ···
  15. 6.
    0
    güzel gidiyo zütverenler. hepsini okuycam lan bu sarhoş kafaynan...
    ···
  16. 5.
    0
    ayar oldum birisine
    nasıl anlatsam sana
    ahanda buldum galiba
    nilk harflere baksana
    ···
  17. 4.
    0
    “Kime sordumsa seni, doğru cevap vermediler;
    Kimi hırsız, kimi alçak, kimi deyyus! dediler…
    Künyeni almak için, partiye ettim telefon,
    “Bizdeki kayda göre, şimdi o meb’us!” dediler…”

    Yürü güzelim enddıbını göreyim,
    Sensiz geçen gecelerin ecdadını gibeyim.
    Ben mecnun muyum bir am için çöllere düşeyim?
    Leylanın da mecnunun da anasını gibeyim.

    Zevkine payidar yoktur bu işin,
    gibişin gencler gibişin.

    ihtiyarlik ile gençlik diyerek,
    Şu hayati ikiye böldürme!
    Ey büyükten de büyük Allahım,
    Benden evvel gibimi öldürme!

    Bana yar olmayan devr-i devranın,
    izzet-i ikrdıbını gibeyim.
    Yansın muallakler alayı,
    Su veren itfaiyenin hortumunu gibeyim.

    Su-i tedbirimle yahu, öyle taklaştı işim.
    Ağzıma sıçtı felek, hem de gibti geçmişim.

    Bana yoktur luzumu gülşeninin,
    Şer-i tarik u ruz-ı ruşeninin,
    Ne gulammanın, ne de zenninin,
    Hepsinin ta mezarını gibeyim.

    “Ben bu dünyanın devr-i devranını, izzet-i nefsini gibeyim,
    Yansın bu muallakler su veren itfayenin hortumunu gibeyim,
    Ben deli miyim mecnun gibi bir am için çöllere düşeyim,
    Verirse verir, vermezse leylayı da gibeyim

    Deve boylum yürür enddıbını gibeyim,
    Ulan ben deli miyim bir *m için çöllere düşeyim?
    Mecnun bir am uğruna çöllere düşmüş,
    Mecnun’u da gibeyim, leyla’yı da gibeyim”

    özet özet özet özet özet özet özet özet özet özet özet
    bana yar olmayan devr-i devranın
    izzet-i ikrdıbını gibeyim
    yansın bu muallakler
    su veren itfaiyenin hortumunu gibeyim.

    ben delimiyim mecnun gibi am için çöllere düşeyim
    verirse verir, vermesse leyla'yı da gibeyim

    deve yürür enddıbını gibeyim

    sensiz geçen gecenin mehtabını gibeyim
    lan ben delimiyim bir aşk için çöllere duşeyim
    mecnun bir am uğruna çöllere düşmüş
    mecnun'u da gibeyim, leyla'yı da gibeyim.

    ccc neyzen tevfik reyis ccc
    ···
  18. 3.
    0
    ben bu dünyanın devr-i devranını, izzet-i nefsini gibiyim,
    yansın bu muallakler su veren itfayenin hortumunu gibiyim
    ben delimiyim mecnun gibi bir am için çöllere düşeyim,
    verirse verir, vermezse leylayı da gibiyim.
    ···
  19. 2.
    0
    rakı şarap içerim kime ne
    yoksa kimseye bi zararım içerim
    2mizde gelsek kıldan köprüye
    ben dürüstsem 12,5 ken falan da geçerim
    ···
  20. 1.
    0
    her yere yetişilir
    hiç bir şeye geç kalınmaz
    çocuğum beni bağışla
    ahmet abi sen de bagışla...

    boynu bükük duruyorsam eğer
    içimden böyle geldiği için değil
    ama hiç değil
    ah güzel ahmet abim benim
    insan yaşadığı yere benzer
    o yerin suyuna, o yerin toprağına benzer
    suyunda yüzen balığa
    topragını iten çiceğe
    dağlarının, tepelerinin dumanlı eğimine
    konya'nın beyaz
    antebin kırmızı düzlüğüne benzer
    göğüne benzer ki gözyaşları mavidir
    denizine benzer ki dalgalıdır bakışları
    evlerine, sokaklarina, kosebaslarina
    öylesine benzer ki
    ve avlularina

    (bir kuyu halkasıyla sıkıştırılmıştır kalbi)

    ve sözlerine

    (yani bir cep aynası alım-satımına belki)

    ve bir gün birinin bir adres sormasına benzer
    sorarken sorarken üzünçlü bir ev görüntüsüne
    camcının cam kesmesine, dülgerin rende tutmasına
    öyle bir cigara yakımına, birinin gazoz açmasına
    minibüslerine, gecekondularına
    hasretine, yalanına benzer

    anısı işsizliktir
    acısı bilincidir
    bıçağı gözyaşlarıdır kurumakta olan
    gülemiyorsun ya, gülmek
    bir halk gülüyorsa gülmektir

    ne kadar benziyoruz türkiye'ye ahmet abi...
    bir güzel kadeh tutuşun vardı eskiden
    dirseğin iskemleye dayalı

    -- bir vakitler gökyüzüne dayalı, derdim ben --

    cigara paketinde yazılar resimler
    resimler: cezaevleri
    resimler: özlem
    resimler: eskiden beri

    ve bir kaşın yukarı kalkık
    sevmen acele
    dostluğun cabuk
    bakıyorum da şimdi
    o kadeh bir küfür gibi duruyor elinde...

    ve zaman dediğimiz nedir ki ahmet abi
    biz eskiden seninle
    istasyonları dolaşırdık bir bir
    o zamanlar malatya kokardı istasyonlar
    nazilli kokardı

    ve yağmurdan ıslandıkça edirne postası
    kil gibi ince istanbul yağmurunun altında
    esmer bir kadın sevmiş gibi olurdun sen

    kadının ütülü patiskalardan bir teni
    upuzun boynu
    kirpikleri
    ve sana ahmet abi
    uzaktan uzaktan domates peynir keserdi sanki
    sofranı kurardı
    elini bir suya koyar gibi kalbinden akana koyardı
    cezaevlerine düşsen cigaranı getirirdi
    cocuklar doğururdu

    ve o çocukların dünyayı düzeletecek ellerini işlerdi bir dantel gibi
    o çocuklar büyüyecek
    o çocuklar büyüyecek
    o çocuklar...

    bilmezlikten gelme ahmet abi
    umudu dürt
    umutsuzlugu yatıştır
    diyeceğim şu ki
    yok olan bir şeylere benzerdi o zaman trenler
    oysa o kadar kullanışlı ki şimdi
    hayalsiz yaşıyoruz nerdeyse
    çocuklar, kadınlar, erkekler
    trenler tıklım tıklım
    trenler cepheye giden trenler gibi
    işçiler
    almanya yolcusu işçiler
    kadınlar
    kimi yolcu, kimi gurbet bekçisi
    ellerinde bavullar, fileler
    kolonyalar, su şiseleri, paketler
    onlar ki, hepsi
    bir tutsak ağaç gibi yanlış yerlere büyüyenler
    ah güzel ahmet abim benim
    gördün mü bak
    dağılmış pazar yerlerine benziyor şimdi istasyonlar
    ve dağılmış pazar yerlerine memleket
    gelmiyor içimden hüzünlenmek bile
    gelse de
    öyle sürekli degil
    bir caz müziği gibi gelip geciyor hüzün
    o kadar çabuk
    o kadar kısa
    işte o kadar...

    ahmet abi, güzelim, bir mendil niye kanar
    diş değil, tırnak değil, bir mendil niye kanar

    mendilimde kan sesleri...

    not: özet falan yok dıbına koyiiim...
    Tümünü Göster
    ···