erasmus tecrübe konuşuyor

Bölümü: Tıp Fakültesi | Seviye: Lisans
Gittiği Ülke/Kurum: Hollanda / Radboud Nijmegen Univ.
Tecrübesi: Merhaba sevgili arkadaşlar; böyle bir paylaşım ortamı yapılması ve Erasmus ile yurtdışına giden öğrencilerin gittikleri yer hakkında deneyimlerini aktarmaları yeni gidecek olan öğrenciler için fevkalede yararlı bir düşünce olmuş. internette sörf yaptığım şu sırada gördüğüm bu sayfaya yaşadığım Erasmus serüvenini yazarak, gittiğim yere gidecek olan arkadaşlara bir nebze olsun faydam olura ne mutlu bana diyerek hemen yazmaya başladım. Ben Hollanda'nın Gelderland bölgesinde olan Nijmegen' deki Radboud Üniversitesi'ne, Aile hekimliği bölümüne, arkadaşım Yaşar ile birlikte 3 aylığına gittim. Gitmeden önce yapılan yazışmalarla bizden sorumlu olan doktorun adını ve hangi alanda araştırma yapıcağımızı öğrendik. Hatta bu kişilerle e-mail yoluyla tanışarak yapıcağımız araştırma hakkında önceden bilgilendirildik. Vize konusuna gelince; konsolukluktan gideceğiniz görüşme için sakın bir belgenin atacını bile unutmayın geri çevriliyorsunuz, biz böyle -görevlilerin yaşattığı- gereksiz bir sorun yaşamıştık, neyseki sonradan halledebildik. Biz birazda duygusal nedenlerden ötürü Onur Air'dan biletlerimizi almıştık. Uçuş günü sevgili arkadaşım Yaşar ile birlikte havaalanının check-in deskinde buluşmuştuk. Uçuş yaklaşık 3 saat sürüyor. Uçak inmeye başlarken Hollanda'nın o duyduğumuz sanki su taşmış bir ülke görünümüde olduğuna tanık olmuştum. Uçak alçalmaya geçerken gökyüzünden havaalanı çevresindeki tarlalar son derece muntazam ama yer yer heryerde havuz manzarası vardı, aylardan temmuz idi ama hava kapalı yağmur yağıyordu. Adeta bir kış havası hakimdi ve derken ilk şokumu yaşamıştım, çünkü üstümde kısa pantalon ve tişört vardı. Uçaktan çıkıp havaalanına girdiğimizde, görevlilerin giymiş olduğu botları ve kabanları gördüğümde dışarıdaki hava hakkında bir tahmine ihtiyacım kalmadı. Çantamdaki çok giymem diye düşündüğüm kalın polarımı daha ilk günden geçirdim sırtıma, neyse..Bu yüzden gidecek olan arkadaşlara bir dost tavsiyesi olarak Hollanda'nın -gidince öğrenecekleri- dengesiz olan hava koşullarına karşı yanlarında ince ve kalın giyeceklerini ekgib etmemeleridir. Havaalanı'nın en alt katına indik, oradan raylı sistemden yararlanarak gideceğimiz istikamete doğru yola koyulduk. Trendeyken o meşhur Amsterdam Arena Stadı'nın yanından geçtiğimizde işte Hollanda'dayız dedik. Gitmeden önce anlaştığımız okula yakın bir yerden evdeki odalarımıza yerleştik. Holllandalılar çoğu avrupa ülkesi insanına göre çok daha sıcak insanlar. ingilizce adeta herkesin 2. ana dili gibi. ingilizcemiz ilk gittiğimiz zamanlar tabiki biraz durgun idi, fakat daha sonradan konuştukça açıldı, bu yüzden hiç moralinizi bozmayın. Okulumuzda ise; ilk gün öğrenci işlerinden belgelerinizi teslim ederek öğrenci kartlarınızı alıyorsunuz, kütüphane giriş şifrenizi alıyorsunuz, ayrıca departmanımıza giderek ordaki çalışan kişilerle tanışıyorsunuz. Okul çok güzel dizayn edilmiş, başta biraz karışık geldi ama sonradan heryeri öğrenmiştik. Kütüphane ayrı bir bina, 3 katlı kitaplarla dolu devasa bir bilgi hazinesi. Ayrıca öğrenciler için çok büyük içinde yüzme havuzu da bulunan spor kompleksi de mevcut. Departmandaki hocalarımızda, çalışanlarda birbirinden şeker, yardımsever insanlardı. Öğrenci klüpleri sizinle e-mail yoluyla iletişime geçerek her hafta eğlenceli organizasyonlar düzenliyor, bu sayede bir sürü ülkeden gelen yabancı öğrencilerle tanışarak hem dilinizi geliştirebilir hem de güzel arkadaşlıklar kurabilirsiniz. Ayrıca yine Hollanda düşünen arkadaşlar için tavsiyem ilk günden bir bigiblet alsınlar, zaten herkesin kullandığı bigibletin oranın vazgeçilmezi oluduğunu göreceksiniz, Hollanda tam bir bigiblet ülkesi. 3 ayın sonuna doğru yaptığım araştırmayı tüm departman hocalarına ve çalışanlarına sunmuştum. Çok şirin bir ülke Hollanda, yel değirmenlerini bilmeyen yoktur. Küçük olduğundan trenle ülkenin tamdıbını gezebiliyorsunuz. Ayrıca Şengen vizesi sahibi olduğunuzdan istediğiniz ülkeye(ingiltere hariç) vize gerekmeden gidebilirsiniz. Benim için çok eğlenceli bir o kadar da deneyimle dolu, eğitici bir dönemdi. Erasmusun bendeki en büyük getirisi ise; yurtdışından ülkemize yeni bir bakış açısı kazanarak bakıp; eğitimimiz ve genel anlamda yaşantımızdaki eksileri-artıları değerlendirme, gelişmiş bir batı devleti ile kıyaslama fırsatı olmuştur. Yazımı bitirirken Erasmus ile yurtdışı deneyimi yaşayacak tüm arkadaşlara başarılar diliyorum. Ayrıca Hollanda düşünen arkadaşlar ekstra bilgi için çekinmeden benimle irtibata geçebilirler : emresar06@hotmail.com

Bölümü: Hemşirelik | Seviye: Lisans
Gittiği Ülke/Kurum: Finlandiya / Seinajoen Ammattikorkeak Oulu
Tecrübesi: Son dönem gerek derslerden gerek özel problemlerden dolayı çok sıkılmış ve yorulmuştum. Gideceğimi bir an olsun bile düşünmezken arkadaşım Ünzile her şeyle ilgilendi. (Sanırım ona ne kadar teşekkür etsem azdır.) Ancak uçağa bindiğimde her şeyin farkına vardım. Bilinmeze bir yolculuktu benim için... ilk gün tam anlamıyla felaketti bizim için. Bizi karşılayan olmadığı gibi ingilizcemiz de berbattı. 7 senedir ingilizce çalışmamanın ceremesini fazlasıyla çektik. 15 gün sonra alıştık ve akıcı konuşmaya başladık. O yüzden çok endişelenmeyin. Finlandiya'da en çok hava koşulları zorladı bizi. Karda bigiblet süremediğimiz ve otobüse de para vermek istemediğimiz için her gün toplam bir saat yürüdük. Bahar geldi dedikten sonra havanın -20 derece olması da tam anlamıyla şok etti bizi. Ama sakınçok soğuk diye valizinize hep kalın şeyler koymayın. Atkınız, eldiveniniz, montunuz kalın olsun ama ince kıyafet ve mayo gibi şeyleri de almayı unutmayın. Kaldığımız şehir 60000 nüfuslu bir yer olmasına rağmen aradığımız her şeyi bulabldik. Ülkemizin güzelliklerini daha iyi anlama fırsatımız oldu. 5 aylık programı 3 aya sıkıştırdığımız için çok yoğunduk sadece easter zamanı Helsinki ve Turku şehirlerini gezebildik ama çok güzeldi. Yiyecekleri ise daha çok salata gibiydi. Güzeldi ama biz genelde evde hazırlmayı tercih ettik. Okula gelince ise son sınıf olduğumuz için ders almadık. Hep hastanedeydik. Yaşlı hastalar ingilizce bilmediği için çok problem yaşadık. Bizden sorumlu süpervisor hemşirelermiz her şeyi çevirdi ve böylece anlaştık. Bazı zamanlar kimsenin ingilizce bildiği halde konuşmaması ise fena halde sinirlerimi bozdu. Hastanede Finli öğrencilerle, boş zamanımızda ise genelde değişim öğrencileri ile vakit geçirdik. Farklı kültürleri öğrenmek çok güzeldi. Herkes Türkiyeyi ve Türkleri merak ediyorlardı. Türkiyeyi anlatan bir sunum hazırladık ve çok beğenildi. Sanırım ön yargıları yıktık. Büyük bir başarıydı bizim için. Şimdi düşünüyorum da iyi ki bu sınavı kazanmışım ve Finlandiyaya gitmekten vazgeçmem şim. Böyle bir fırsatınız varsa sakn kaçırmayın. Mesleki ve kişisel anlamda çok geliştiğinizi fark ediyorsunuz. Kendinize güveniniz geliyor ve hayata farklı bakmayı öğreniyorsunuz. Finlandiya ve hemşirelikle ilgili sorularınız olursa her zaman cevaplarım. Sebep ne olursa olsun sakın pes etmeyin. Sanırım sonradan pişman olmak istemezsiniz;))