35 Yaşında boşanmış ve bu yaşıma kadar çok şey tecrübe etmiş bir ERKEK olarak toplumsal bir yara ile ilgili tespiti paylaşmak istedim.
Dikkat ederseniz dünyada her şey erkeklerin aleyhine dönüyor,
ekonomik özgürlüğünü kazanan üretim ve gelir araçlarına sahip olan kadınlar erkekleri istediği gibi ezebiliyor kanunlarda pozitif ayrımcılık vurgusu yapılıyor...
Sanayi devrimi ile insan gücünün yerini makine gücünün alması ile erkeklerin sadece madencilik inşaat ve askerlik gibi sektörlerde önem arz etmesi sebebiyle 1900'lü yıllardan önce çok önemli erkek faktörünün değersizleşmesine sebep olmuştur.
Kadın zekası ve erkek zekası konusuna girmek istemiyorum ana fikir eşitlik adı altında yapılan eşitsizliktir...

Kadın haklarına, özellikle GÜZEL kadınların haklarına saygım var ama kadın hakkı adı altında erkek haklarını ihlal etmek yanlış...

Hele ki muhafazakar şehirlerde erkek hakları daha içler acısıdır,
(konya gibi mesela onun için izmirin filan gözünü seveyim)
öyle bilinenin tam aksine erkek egemenliği filan da yoktur.
yahudi ırkı gibi ana erkildir aileler,
kadın ne derse o olur,
Çünkü geleneklerin ve dinin kadınlara tanıdığı avantajlı hakların (mehir gibi) yanında modern laik kanunların da tanıdığı hakları harmanlayınca erkeklere karşı sağlam bir combo darbesi inmiş oluyor...
Evlenmek erkeğe çok pahalıya patlar neredeyse tüm yük erkek üzerindedir.
kızı elde etmek pahalıdır
elde tutmak pahalıdır
elden çıkartmak yani boşanmak daha da pahalıdır...
Kapitalist sistemin savunduğu cinsel özgürlük de bir palavradır,
Çünkü cinsel özgürlük adı altında kadın cinselliğinden para kazanmayı hedeflemektedir,
Böyle bir sistemde bir erkeğin güzel bir kadını elde etmesi kolay değildir ya cinsel hastalık riskini göze alıp paralı ciks yapacaktır yada tipi kariyeri ve cüzdanı iyi olacaktır...
Zaten neredeyse çirkinleri de dahil tüm kızlarda elimi sallasam ellisi özgüveni erkeklerde de bir eziklik...




ALINTIDIR:

Kadınlara karşı yapılan pozitif cinsiyet ayrımcılığı üzerinde çok durulduğu halde üzerinde hiç durulmayan ama yadsınamayacak kadar çok ve önemli olan ayrımcılık örnekleridir:

- boşanma sırasında çocuk velayetinin çok özel bir durum olmadıkça babaya verilme ihtimali olmaması. baba mi daha iyi bir ebeveyn olur yoksa anne mi şeklinde bir değerlendirme yapılmaması
- feminen olarak nitelendirilebilecek yaklaşımları reddetmesinin beklenmesi. duygusal olarak hassas olmalarının, ya da korkak olmalarının toplum tarafından kabullenilmemesi. toplum içinde ağlamalarının vb. genellikle alay unsuru olması
- genellikle bir kadınla olan romantik ilişkiyi başlatma sorumluluğunun erkeğe yüklenmesi
- çöp toplama, çatı onarma, madencilik, inşaatçılık, tehlikeli kimyasallarla temas gerektiren işler ya da ağır makine işleri gibi az maaşlı ama çok tehlikeli işlerin erkekler tarafından yapılması.
- ülkeleri, eşleri için ölümü göze almalarının beklenmesi. bunu göze alamayanların toplum (hem erkek hem de kadın) tarafından hor görülmesi.
- çocukluktan başlayan şekilde ayni suçun cezasının erkeklere karşı her zaman daha sert olması. (okulda dayak vb.)
- felaket ve tehlike durumlarında kadınların güven ve korumaya alınmasından erkeklerin sorumlu olması. "önce kadınlar ve çocuklar" söylemi...
- savaşlarda sivil ölümlerinde kadınların ölmesine oranla daha kolay kabul edilebilmesi.
- kavgadan kaçmalarının toplum tarafından aşağılık görünmesi. erkeklerin erkeklere uyguladıkları şiddetin, erkeklerin kadınlara uyguladıkları şiddete göre daha kabullenilmiş olması.
- yine cinsel istismara uğrayan erkeklerin (çocuklukta, hapishanede vb) kadınlara göre sessiz kalmak durumunda kalması. bu nedenle buradaki rakamlar konusunda ciddi bir istatistik bile çıkmasının zor olması.
- bir kadının cinsel tacizle suçladığı bir erkeğin hayatını sadece bu suçlamayla mahvedebilmesi.
- boşanmanın genelde erkeklere pahalıya patlaması: "kadın ev işlerini yapar ve duygusal olarak erkeğe destek olur, erkek para kazanır ve kadının ihtiyaçlarını karşılar" tipindeki geleneksel evliliklerde boşanma sonucu kadının ev işlerini yapmayı ya da duygusal olarak erkeğe destek olmayı bırakması ama erkeğin kadının ihtiyaçlarını karşılamaya devam etmesi.
- küçük hizmetlerin (eve bırakmak, kapı açmak, ağır bir şeyi taşımak, kadının sandalyesini çekip oturtmak) centilmenlik olarak etiketlenmesi ve yaygın olarak erkek görevi olarak benimsenmesi
- iş yaşamında daha uzun saatler çalışmasının beklenebilmesi, şehir dışına vb. göndermenin daha kolay olması.
- kadın hakları ile ilgili çalışan, araştırma yapan, savunan, farkındalık yaratan, propagandasını yapan kitleyle karşılaştırıldığında savunucularının çok az sayıda olması.
- genellikle suç potansiyellerinin toplum, mahkemeler ve polisler tarafından daha yüksek görülmesi. polis şiddetine uğrama ya da şüpheli etiketini alma, tutuklanma, yolda durdurulma ihtimallerinin daha yüksek olması.
- romantik ilişkilerdeki seçimlerde erkeklerin görünüşe ek olarak kariyer, para ve güç ile de değerlendirilmesi. bunlara da sahip olmasının beklenmesi.
- cinsel taciz ile suçlanma olasılığının yüksek oluşu. yanlışlıkla kadınlar tuvaletine giren bir erkeğin "sapık" olarak etiketlenme olasılığı yüksekken, tersi durumun "yanlışlık" olduğunun hemen kabul edilmesi.
- anneler gününün babalar gününe göre daha çok ilgi çekmesi.
- özellikle kadın çalışanların az olduğu mühendislik vb. gibi alanlarda kadınların iş bulma olasılığının daha fazla olması.
- kadınların maskülen ya da feminen bir giyim tarzı benimseyebilmesi fakat kadınsı giyinen bir erkeğin toplum tarafından hor görülmesi. bazen kural olarak bunun böyle işlemesi: ayni iş yerinde ya da okulda kadınların küpe takabilmesi ama erkeklerin takamaması ya da okullarda erkeklerin mutlaka kısa saçlı olmasının beklenmesi ama kızların ister uzun ister kısa saçlı olabilmesi.
- birinden yardim isteme durumunda yanıt alma ihtimallerinin kadınlara göre daha az olması.
- kısa boylu olmalarının hayatları boyunca her konuda dezavantaj olması.
- fiziksel olarak zorlayıcı şartlara girmek söz konusuysa erkeklerin öncelikli olması. oturacak tek bir yer varsa toplum tarafından önce kadına teklif edilmesinin beklenmesi.
- gece kulüplerine yanlarında bir kadın olmadan alınma ihtimallerinin az olması. büyük erkek grupları olarak ise hiç bir şansı olmaması. büyük kadın gruplarının ise tam tersi genellikle giriş ücreti bile ödemeden kulübe alınması.
- aldatan kadın durumlarında erkeğin cinsel yetersizliğinin gündeme gelmesi.
- kapitalist piyasanın nispeten kadınlara yönelik olması. (sevgililer günü, kozmetik.)
- romantizmin erkekten beklenmesi.
- ve aklımıza gelmeyen daha neler neler...




siz de aklınıza gelenleri yazabilirsiniz: