1. 11.
    0
    @8 prof
    ···
  2. 10.
    0
    @8 narkotik geliyo dur emceklermiş seni
    ···
  3. 9.
    0
    @8 uyuşturucu karteli
    ···
  4. 8.
    +1
    iğne geri çekildikten sonra çıkan kanı sevgililer yalar, bu kanda da eroin acılığı vardır, ama amaç eroin değildir, saf bir duygu gösterisidir. Belki bu yüzden kendilerine iğne yapmakta çok usta eanki sevgililerin birbirlerine iğne yapma gibi bir tutkuları vardır. Diğer yandan ağzında sigarasıyla zamanlayıcı fitilini kullanan canki, över doz denilen doz aşımından kurtulmanın en emin yolunu bulmuştur. Ayaktan yapışlarda ya doz az olmalı ya da piston itilirken zaman aralıkları vermek gereklidir. Çünkü ayaktan yapışlarda kola göre etki daha geç anlaşılır. Enjektör kullanımında ani etkiyi ve över dozu önleminin en etkin yolu yavaş ve sakin bir kullanımdır.
    ···
  5. 7.
    -1
    çakışlarda rakı ya da viski şişesi kapağı gibi çakmak ateşinde bile ısıyı kolay emecek "kap'lar kullanılır, buna kullanıcı arasında "tava" da denir, canki evlerinde bu nedenle çoğunlukla rakı ve viski şişelerinin kapaklan nedensiz olarak kaybolur! Ateş olarak da üstle taşımak için küçük doğum günü mumlan idealdir. Evlerde ise çorba kaşığı ve likit gaz ve mum kullanılır ki, canki evlerindeki kaşıklar eğilerek biraz evrime uğramışlardır. Kaşık masa üstüne konduğunda içindeki eriyiğin bir yöne toplanmaması, ortada kalması için sap eğrilerek kaşık "metamorfoz"a uğratılır. Diğer yandan canki evlerinde bütün kaşıkların arkasında ateş görmekten kararmalar ya da sararmalar gözlenir. Şırıngaya yapılacak miktar kadar su çekilerek kaşığın içine ayrılmış eroinin üstüne sıkılır. Kaşık kalınsa su miktarı uçacağı için kaynama payı hesap edilir ve su ona göre ayarlanır. Kaşığa konan eroinin miktarı önemlidir. Deneyimli biri olabildiğince miktarını sabil tutarken bağımlılar miktarı artırmanın yollarını ararlar. Eroinin miktarına göre kaşığın içine "mal"ın erimesi için bir parça da limon tuzu atılır. Aslında eroin, water soluble salt (suda çözülen tuz), yani aslında kendisi bir efervesan aspirin gibi bir maddedir ve kardeşleri morfin hidroklorid ve morfin sülfattan ayrıdır. Ancak limon tuzu diğer morfin türevlerini eritmek için sokaktaki en uygun maddedir. Limon tuzu olmazsa hazır satılan limon suyu ya da limonun kendi suyu sıkılıp kullanılır.

    Herkesin bulabileceği laktoz ya da glikoz malın içinde varsa bunu etkisinin dışında pişerken anlamak, erime kolay olduğu için pek olası olmaz. Ancak eroine sedalif haplar karışmışsa kabın içi yoğurt çorbasına dönüverir; cankimiz de küfür kâfir ay-gaz başında elinde kaşığıyla biraz düş kırıklığı içinde kalakalır. Kalır ama yine şatını yapmaktan geri kalmaz.

    Kimi eroin suyla karıştığında açık sarı renkli, ancak çoğunluğu açık vişne suyu rengindedir. Tıpkı kadın için söylenen "kitap gibidir dış kapaklan anlaşılmaz" deyişine uygun olarak eyç de kadın gibidir, renginden tadı ve kalitesi anlaşılmaz diyebiliriz. Bu arada belirtmek gerekir ki rengi açık görüp şırıngadaki eyçin kali-lesiz olduğunu düşünmek ölüme neden olabilir. Kaşıkla kaynamış ya da esrar terminolojisinden geçme adıyla basılmış diyebileceğimiz malın içine bir sigara filtresinin dörtte birlik bölümü dış kağıdı yırtıp alılır. Filtrelerin en tercih edileni yine Mallepe'ninkilerdir. Zaten paket jelatininden esrar iyi basılır, tülünü sigara yapmaya uygundur, kâğıdı iyi yapıştırılır, filtresi de emici değil süzücüdür. Uyanık cankiler arkadaşlarına mal kaynatırken büyük fikre kesip olabildiğince malı emdirip sigara jelatinin içinde cebine atarlar.

    Şırınganın iğnesi filtreye balırılarak ve piston geri çekilerek eriyik şırınganın içine alınır ve katkı maddeleri olan bir sürü şey gripin amino kardol ve her neyse filtrenin dışında kalır ve hem iğneyi hem de damarı ya da bir yerleri tıkayıcı öldürücü pisliklerden kurlulunur.

    Bu arada birçok titiz kullanıcının bilmediği ya bilerek uygulamadığı şey filtrenin paylaşımının yanlış olduğudur. Çünkü kullanılmış bir iğne ucunun balırılarak hazneye alındığı filtre de virüsleri bulaşturmaktan geri kalmaz. Kaşıklar da bulaştırma işinde tehlikeli aracılardır. Kaldı ki üç kişinin malını görmüş geçirmiş bir filtre de yıllanmış şarap gibi kıymete biner ve hiç kimse enfeksiyon riskini filan düşünüp onu asla terk etmez. Birisi mutlaka kötü günler için yarı ıslak filtreyi bir sigara jelatinine sarıp cebine atar, saklar samanı gelir zamanı. Zamanla filtreler toplanacak ve eyç yerine hava geldiği, yani lokal atıldığı bir gün kullanılabilecek, can kim iz tedavi olabilecektir.

    Eyçi enjektöre aldıktan sonra işin ince tarafları başlıyordun Şırınganın havasını almak ayrı bir iştir. ikilik cam şırıngalarda hava almak ayrı bir keyiftir. ingiliz Hasta filminde "hastamız" morfini yaparken cam şırıngaya tırnakla vurulduğunda çıkan cam tınlamasına, buzdolabı kapağının açılıp kapanma sesini duymuş kedi gibi kulağını kabartır.

    Hava alma işi de bittikten sonra en heyecanlı bölüme gelir sıra, damar bulmak gereklidir. Cankiler neredeyse otomatik hale gelmiş biçimde insanların bile kollarındaki damarlara dikkat ederler. Kabarık damarlı insanlara imrenerek bakarlar. Damarları gözüken bol ve kalın damarlı bir kol cankiler için iştah kabartıcıdır. Şadiye üstüne en çok yazılan medyatik ve damarları en çok konuşulan cankilerimizdendir. Küçükken geçirdiği çocuk felci nedeniyle bacağının teki neredeyse kullanılmaz hale gelmiş bu hanım cankimizin, kullanmak zorunda olduğu kolluk değnekleri nedeniyle gelişen kollarında damarları Tem karayolu gibi geniş ve rahat hale gelmiştir, bu nedenle turnike yapmadan, yani kolunu sıkmadan her şart ve koşulda rahatça iğnesini yapabilir. Turnike ise ayrı bir hikâyedir. Pantolon kemeri, elek, ayakkabı bağı, birbirine eklenen çoraplar turnike olabilir, birçok canki ve canki yakınının ayrı renk ayakkabı bağı ve çorapla gezmesi komik de olsa gerçektir.

    Kimisi de damar fukarasıdır ama yine de iğne yapmaktan vazgeçmez. Damarı olmayan cankiden daha can sıkıcı bir şey olamaz. Eli yatkın cankiler damarları üstle ve belirgin olmasa da el yordamıyla iğnelerini yapabilirler. Birçok canki iğne yapma damar bulma işinde hemşirelere ve diğer sağlık personeline taş çıkarırlar. Damarlar bittiğinde boyun damarları imdada yetişir o da bilince cilt allı ve genilal bölgeler kullanılır. Damar bulma konusunda doktor Babaoğlu'ndan bir katkıyla devam edelim:

    "Eroin daha önceden belirtildiği gibi doğrudan doğruya kristal halinde kullanılamayan ve bu yüzden daha hafif asitlerle yaptığı tuzlarla kullanılan, morfinin asetik asitle yaptığı tuzudur. Reaksiyon olarak hafifçe alkalindir. Damar içine enjekte edilebilmesi için yeniden, daha hafif bir asitle sulandırılması gerekir. Bunun için çoğunlukla en kolay bulunabilen limon asidi kullanılır. Eroin saf halde kar beyazı ve sıkıştırıldığmda nişasta gibi gıcırdayan bir tozdur. Hafif sirke gibi kokar. Toz halinde eroin doğrudan doğruya kılcal damar ağı zengin mukozalara konularak alınabilir. Bunun için genellikle burun mukozası kullanılır. Kıvrılarak boru biçimindeki bir kâğıtla doğrudan buruna çekilebildiği gibi başparmak ve işaret-parmağı arasındaki kıvrımın üzerine konulup derince içeri çekilmesi yoluyla da alınır. Damar yoluyla kullanıldığında söz konusu damarlar kısa zamanda gibatrize olarak kapanır ve artık enjeksiyon için kullanılamaz olur. Bunun için durmadan yeni damarlar aramak gerekir. Bu yüzden giderek damar yerine kılcal daman bol olan alanlara doğrudan deri allına enjekte edilmeye çalışılır."

    Babaoğlu'nun damar konusundaki doğrulukları bir yana, eroin görmediğini söylemek de hiçbir sakınca yoktur. Nişasta gibi gıcır gıcır eden kar gibi eroin henüz yapılmamıştır, söylediği şey kokain olabilir. Diğer taraftan Bayer bile eroinin suda eriyebilen bir tuz olduğunun ilanını vermiştir ancak bizim doktorlarımız her bir şeyi çok iyi bildiklerinden bu hataları yaparlar sağ olsunlar. Üstelik eroinin sirke gibi koktuğunu söyledikten sonra Haşmet Babaoğlu'nun, Aytunç Altındal'ın Haşhaş ve Emperyalizm kitabıyla sidik yarıştırdığını düşünmek hiç yanlış olmaz. Ama damarlar konusunda yanılmıyor çünkü bu onun işi, biliyor. Kitabını şişirmek için sıkı bir tarih araştırmacısı olduğunu da söylemeliyiz.

    Evet, kola kemer, bandera, uzun etek ya da eşarp sarılıp turnike yapıldıktan sonra damarların kabarıp ortaya çıkması için damarın üstüne şaplak atılır ve varsa eğer, alkolle ovuşturulur. Çiftlerin iğne yapışında bu işlem çok romantik hallere dönüşebilir. Dudaklarıyla yavaş yavaş öperek, koldaki damarları kabartan usta ve romantik hanım cankiler de vardır. Damar gözüktükten sonra iğnenin keskin ucu aşağıya gelmek koşuluyla damara girilir, damara girilmişse çok ince bir kan görülebilir ama yine de piston geri çekilir ve içeriye kan gelmişse iğnenin keskin ucu yukarı çevrilerek damarı yırtması ve iğnenin damardan çıkması engellenir. Eğer damara girilememişse piston hemen bırakılmaz, çünkü deri altına giden hava deriyi şişirip kolda iz (faca) yapar. Ve alete kan kıpkırmızı bir renk kurdelesiyle geldiğinde, (bu her cankinin en sevdiği manzaradır) turnike yavaşça gevşetilip piston az geri alınıp kontrol yapıldıktan sonra yavaş yavaş itilir. Eğer turnike gevşetilmezse beyne etki gelmediği için iğne sonrasında ani bir etkinin gelmesi ve över doz olmak muhtemeldir.

    Pistonu yavaş itmek ve acele etmemek önemlidir. Birçok es-' ki canki ağzına bir de sigara alarak yavaş yavaş yavaş iter, sigarayı da zamanlayıcı fitil gibi kullanır. Eriyik damara verildikten sonra piston tekrar geri çekilerek hazneye yine kan alınır ve bu kez hızlı bir biçimde damara verilir, buna flaş denir. Etkisinin olup olmadığı konusunda cankisine göre anlayış değişiklikleri vardır. Kimi canki flaşın pgibolojik etkisinden söz eder, kimine göre de flaş hava civadır. Daha önce söylediğimiz gibi, aslında flaş etkisi opiumun damardan veri I m esindedir.
    Tümünü Göster
    ···
  6. 6.
    -1
    @3 ajajajjaja şuku bin.
    ···
  7. 5.
    0
    ilk dakikasını napıcan damardan yedin mi ömür boyu bağımlısın
    ···
  8. 4.
    +1
    155 e haber verdim birazdan baskına gelirler oç
    ···
  9. 3.
    0
    ananı gibtim, hatırlamıyorum.
    ···
  10. 2.
    +4
    narkotiğe haber verdim arkadaşlar sana anlatacak
    ···
  11. 1.
    0
    arkadaşı falan alan yok mu hiç beyler
    ···