eski bilgisayarcılar gelin

ulan paramız yoktu commodore alamadık. ilk gördüğüm bilgisayar renkli renkli elma logosu olan
bir machintosh'du (mac değil dikkat) camekandan bakar bakar iç çekerdim dıbına koyum.

sonra kuzenime amstrad aldılar, yeşil ekran bilen bilir. run disk der oyun oynardık. başka bi
gibim bildiğimiz yok zaten. pc nin yanında verilen 600 sayfalık ingilizce "basic dili programlama"
kitabını bile ortaokul yıllarımda okuyabildim.

kolej sınavını kazandığımda hediye olarak almıştılar ilk bilgisayarımı. (bkz: ilk bilgisayarım) öyle
şimdiki gibi kolay mı aq bilgisayar almak. 1400 dolar bayılmıştık binler, ucuzu da 1100 1200 olsun hadi.
yani şimdiki gibi değil zaman.

bilgisayarım olmadan önce ve sonrasında yıllarca dergi aldık binler hatırlıyonuz mu? pcworld vardı, en iyi
o gibi düşünüyorum. ne byte gibi çok detaylı ne de gibimsonik dergiler gibi yavşak bir içeriğe sahipti. oyun
dergisi kavramı olmadığından o renkli dünyaları dergilerin sonlarına doğru yer alan bölümlerde takip ederdik.

chip çıktı sonrasında vogel yayıncılık tarafından unutmam. level'i de o binler çıkarttı zaman sonra.

pcworld'ün kırmızı cd'sini hatırlayan var mı binler? mp3 yeni çıkmıştı o zaman, cd'de bryan adams falan
şarkıları vardı lan. free dos oyunları vardı mesela.

yeni oyun shareware'larına ağzımızın suyu akarak bakar, oynar ve en güzel yerinde oyun biter üzülürdük. biz
fifa95'in demosunu aynı pc üzerinden 2 kişi oynadık olm. birimiz bir yarı mouse'u alır diğeri klavyeyle şov
yapardı.

ikinci yarıda mouse'un intikdıbını almak için daha sert basılırdı klavyeye.

nfs2'yi split screen yapıp ferrarilerle az mı yanladık binler.

dergilerden nbahsederken unuttum aq. her derginin en arkasına mavi, eksen bilgisayarın fiyat listeleri atılır,
yasal olarak satılan korsan oyunların tüm listesine bakar acaba nasıl bu oyun lan diye merak ederdik.

insanoğlu işte, şimdi erişim daha rahat ama tadı eskisi kadar değil.

içim burkuldu lan, biz oyunları disketle takas ederdik binler. disketle.