/i/Tespit

  1. 51.
    0
    Şimdilerde ise ARDi, BU SAHTE YAYGARANIN YENi BiR PARÇASIDIR. Darwinistler, sıradan bir maymun fosilini almış ve onun tamamen parçalanmış, hatta milimetrik parçaları da ufalanmakta olan leğen kemiğini “dik yürüyebilecek şekilde” yeni baştan inşa etmişlerdir. Zaten söz konusu fosilin hayali insanın evrimi senaryosuna en büyük aday olarak seçilmesinin tek sebebi, leğen kemiğinin Darwinist bilim adamları tarafından yeniden ve “istedikleri gibi” inşa ediliyor olmasıdır. Darwinistler tarafından Darwinizm adına gereken yapılmış ve Ardi, tüm dünyaya pervasızca, “dik yürüyen maymun” adı altında tanıtılmıştır. Hiç çekinmeksizin, insanın hayali evriminin en büyük delili olarak sunulmuştur. Fakat bu yaygara da diğerleri gibi çok uzun ömürlü olmamış, Darwinist sahtekarlık, kısa süre içinde ortaya çıkarılmıştır. Hem de doğrudan Darwinist bilim adamlarının açıklamalarıyla.

    Şimdi ise sıra, ARDi KONUSUNDA ÖZÜR DiLEMEYE GELMiŞTiR.

    Long Island, Stony Brook Üniversitesi Tıp Merkezi’nde anatomik bilimler bölümü şefi olan Darwinist William Jungers, Ardi hakkındaki “insanın atası” iddialarıyla ilgili olarak şu açıklamayı yapmıştır:

    Bu kişilerin (Ardi hakkında) söyledikleri şeylerin bazılarının yalnızca etki uyandırmak için olabileceğini düşünüyorum.[1]

    Ardi üzerinde incelemeler yapan ve Ardi’nin insanın hayali evriminde kayıp halka olduğunu öne süren California Üniversitesi’nden Darwinist Tim White ve çalışma arkadaşları da şu itirafı yapmak zorunda kalmışlardır:

    Ardipithecus ramidus’un (Ardi), Australopitecusların atası olduğu çıkarımını yeterli derecede haklı çıkaracak, görünürde hiçbir özellik bulunmamaktadır.[2]

    Tamamen bir kırıntı yığını şeklindeki leğen kemiği ve çevresinin, yalnızca Darwinist bilim adamlarının yorumlarına göre yeniden yapılandırıldığı gerçeği de, yine Darwinist bilim adamları tarafından açıkça ifade edilmiştir. Jungers, bu konu hakkında şunları söylemektedir:

    Belki de parçalar güzel bir şekilde bir araya getirilmiştir, ama gerçek şu ki oldukça hasarlı bir örnek üzerinde çalışmaya başladılar ve Australopitecine’lere (Lucy’nin dahil edildiği hayali bir insansı grubu) oldukça benzer bir şey ile bitirdiler. Eğer elinizde imkan varsa, bu parçaları, zihninizde olan şeye benzetmeme ihtimaliniz oldukça zor... Ardi, oldukça fazla tahmin gerektiriyor.
    Tümünü Göster
    ···
  2. 52.
    +1
    Jungers, fosili inceledikten sonra ise, “elde edilen veriler kasıtlı olarak ihmal edilmediği veya bunlar tamamen uydurma olmadığı sürece, böyle bir hayvanın arka bacakları üzerinde sürekli yürüyemeyeceğini” açıkça belirtmiştir.[4] Bu açıklama ile Tim White ve ekibinin, Darwinizm adına yepyeni bir aldatmacaya imza atmış oldukları açıklanmış bulunmaktadır.

    Ardi hakkındaki iddiaları yalanlayan yalnızca leğen kemiği ile ilgili bulgular değildir. Science dergisinde yayınlanan bir yazıda, Ardi’nin ayak anatomisinin, onun bir tırmanıcı olduğunu ortaya koyduğu belirtilmiştir. Scientific American dergisinden Katherine Harmon tarafından kaleme alınan “How Humanlike Was Ardi?” (Ardi ne kadar insana benziyordu?) başlıklı yazıda ise, ayaklardaki tek bir parçanın bile, hayvanın ayakta durduğunu göstermediği açıkça ifade edilmiştir. Ayaklar ve özellikle ayaklardaki büyük başparmak, tamamen günümüzdeki şempanzelerde de halihazırda var olan ve tırmanmaya yarayan özellikler göstermektedir. Jungers bu durumu şöyle özetler:

    (Ardi) Hiçbir şekilde iki ayaklılığa doğru bir adaptasyon göstermemektedir.[5]

    Ellerinde iddialarını doğrulayacak delil kalmayan Darwinistler, son olarak bu canlıyı insanın hayali atası olarak gösterebilmek için şu aldatmacaya başvurmaktadırlar: “Dişleri küçük, çünkü erkekler avlanırken dişi olan çocuklara bakıyordu”. Bu aciz iddia aslında Darwinistlerin düştüğü çaresiz durumun önemli bir kanıtıdır. Elde kanıt olmadığından, artık açıkça, hiç çekinmeden demagojiye başvurmaktadırlar. Böyle bir iddia ile bir bilim addıbının ortaya çıkması ve buna dayanarak tam anlamıyla mükemmel bir bonobo maymununu insanın atası ilan etmesi, o bilim adamı açısından utanç vericidir. Fakat Darwinistler, utanılacak duruma da düşseler, sapkın Darwinist ideoloji uğruna, bu aciz iddiaları tekrarlamak zorunda kalırlar.

    Böyle bir iddianın bilimsel anlamda dikkate alınıp cevaplanması bile oldukça gereksizdir. Fakat yine de bu iddiayı ortaya atanların düştüğü aciz durumu göstermek açısından şunu belirtmek yerinde olacaktır: Bir işbölümü dahilinde aile yaşantısı yaşayan canlılar yalnızca insanlar değildir. Doğada pek çok canlı bir aile olarak varlığını sürdürür ve bu aile içinde erkeğin de dişinin de üzerine düşen özel görevler vardır. Pek çoğunda avlanan erkek, dişilerin bakımını üstlenen ise dişidir. Dolayısıyla bir canlının dişisinin avlanmayıp çocuklarına bakıyor olması, ONU ELBETTE Ki iNSAN YAPMAZ. Bu saçma iddia, Darwinist mantığın dayandığı aldatmacayı çok açık şekilde göstermektedir.

    Sonuç:

    Darwinist diktatörlük artık çaresizlik içindedir. Ölmüş Darwin’i ve onun fikirlerini nasıl dirilteceklerini bilememektedirler. Çaresizlik ve panik içinde durumu kurtarmaya çalışmaktadırlar. Bu uğurda birbirinden saçma iddiaları savunmayı, küçük duruma düşmeyi göze almışlardır. işte 21. yüzyılda Darwinistlerin yıkım ve yenilgisi böyle olmuştur. Son olarak Ardi bu büyük yıkım ve yenilgiyi daha açık şekilde ortaya çıkarmıştır. Ardi konusunda tüm iddialarını geri almak zorunda kalan Darwinistler, geçmişte olduğu gibi insanları aldatamayacaklarını anlamışlardır. Eskiden 40 yıl müzelerde sergilenen sahte fosiller, günümüzde artık hemen deşifre edilmekte, sahtekarlık ömürleri birkaç günü, hatta birkaç saati geçmemektedir. Darwinistlerin sahte fosillerle evrimi canlandırmaya çalışmaları beyhude bir çabadır. Bunu Darwinistler de artık açıkça görmekte ve itiraf etmektedirler.
    Tümünü Göster
    ···
  3. 53.
    0
    Tek bir proteini açıklayamayan Darwinistler bir ayak izi fosilinden medet umuyorlar

    Geçtiğimiz günlerde Darwinist medyada yine bir telaş vardı. Darwinistler, spekülasyonları için bir malzeme keşfetmiş ve hep bir ağızdan bunun lafazanlığını yapmak için harekete geçmişlerdi. 150 yıllık aynı taktik uygulanıyordu. Belli Darwinist yayınlar ağız birliği içindeydi. Amaç; bulunan bir ayak izi üzerinden mümkün olduğunca aynı sahte senaryoyu savunabilmek ve yıllardır süregelen evrim aldatmacasını son günlerinde yeniden canlandırabilmekti. Söz konusu spekülasyon malzemesi, Polonya’da bulunan ve 395 milyon yıl öncesine ait olduğu sanılan bir canlıya ait ayak izleriydi. Darwinistler, yenilgiyi bertaraf etmek için, bu mükemmel izlerin, “sudan karaya geçen ilk canlıya” ait olduğunu iddia ediyorlardı.

    Darwinizm’in propaganda yöntemlerinde olmayanı var göstermek, gerçekleşmemiş olanı hayali bir tarihi gerçekmiş gibi sunmak esastır. Bu nedenle Darwinistlerin söz konusu fosil hakkında mantıksız ve delilsiz iddialar öne sürmeleri bazı kişiler tarafından olağan karşılanabilmektedir. Oysa Darwinistler, bu haberle de, yıllardır yaptıkları gibi insanları ALDATMAKTADIRLAR.

    Öncelikle “sudan karaya geçiş” diye hayali bir olayı doğrulayacak tek bir tane bile ara fosil yoktur. (Yalnızca bu konuda değil, Darwinistlerin tüm geçiş senaryolarını doğrulayacak tek bir tane bile ara fosil bulunmamaktadır.) Darwinistlerin iddialarına göre, milyarlarca olması gereken ara fosillerden bir tane bile bulunmazken, MÜKEMMEL AYAK iZLERiNiN bu saçma iddiaya delil olarak gösterilmeye çalışılması akla mantığa sığmamaktadır.

    Darwinistlerin Hayali Evrim Tarihi Senaryoları Bir Kere Daha Alt Üst Oldu

    Bu ayak izleri, günümüzden 395 milyon yıl önce mükemmel bir amfibinin (muhtemelen 2.5 m kadar uzunluğundaki bir timsah türünün) yeryüzünde yaşamış olduğunun son derece net bir delilidir. Darwinistlerin şaşkınlıkları, bu izlerin, “ilkelden gelişmişe” sahte dönüşüm senaryolarına uymamasından kaynaklanır. Onlara göre 395 milyon yıl önce böylesine kompleks ve mükemmel bir kara canlısının var olmaması gerekmektedir. Oysa fosil kayıtları sürekli olarak Darwinistlerin sahte evrim sıralamasını yalanlamıştır ve halen de yalanlamaya devam etmektedir. Hatırlanacağı gibi Darwinistlerin, atın, köpek büyüklüğündeki hayali atalarının yaşadığını iddia ettikleri dönemde (günümüzden yaklaşık 50 milyon yıl önce), tam ve mükemmel ATLAR yaşamıştır. Yine Darwinistlerin, etrafta yalnızca solucan ve süngerlerin bulunması gerektiğini iddia ettikleri bir dönemde, olağanüstü komplekslikteki GÖZLER var olmuştur. Söz konusu ayak izleri de, Darwinistlerin hayali evrim tarihi senaryolarını alt üst etmektedir. Darwinistler, muhtemelen fosili saklamayı da başaramadıklarından, çözümü spekülasyon yapmakta bulmuşlardır.

    45 Milyon Yıllık Yaban Atı Kafatası



    Mükemmel Petek Gözleriyle Günümüzden Yaklaşık 540 Milyon Yıl Önce Yaşamış Olan Trilobit

    Burada hatırlatmakta fayda vardır: Bilindiği gibi Darwinistlerin sudan karaya geçiş iddialarına yıllardır, hiç çekinmeden öne sürdükleri tek sözde delil, Coelacanth olmuştur. Darwinistler, canlının fosili üzerinde öylesine kapsamlı spekülasyonlar yapmışlardır ki, insanlar aldatıldıklarını, ancak Coelacanth’ın canlı örneğinin bulunması ile anlamışlardır. Mükemmel bir dip balığı olan Coelacanth, hakkındaki “ilkel” iddialarının tümünü bir anda ortadan kaldırmıştır. O tarihten bu yana 300’den fazla kez canlısı yakalanan Coelacanth’ın muhteşemliği ve kompleksliği karşısında Darwinistler artık bu konuyu gündeme dahi getirememektedirler.

    Söz konusu izler, Darwinistlerin Coelacanth yenilgisinden sonra sığındıkları ikinci fosil olan Tiktaalik üzerindeki Darwinist iddiaları da tamamen ortadan kaldırmaktadır. Çünkü izler, Darwinistlerin ara fosil olduğunu iddia ettikleri Tiktaalik’ten 18 milyon yıl daha yaşlıdır. Fakat buna rağmen izler, oldukça mükemmel bir düzgünlüktedir, fosilleşmiş kusursuz ayaklara aittir. Hiçbir evrimleşme yoktur. Mükemmel bir canlının mükemmel düzgünlükteki ayak izleridir. Sözde sudan karaya geçmeye çalıştığı iddia edilen, Darwinistlere göre yüzgeçleri daha yeni yeni hayali ayaklara dönüşmekte olan Tiktaalik’ten tam 18 milyon yıl önce mükemmel ayaklar mevcuttur. Bu durum, Darwinistlerin dayandıkları son sahte delili de ortadan kaldırmakta, dahası, sudan karaya geçiş gibi bir aldatmacayı tamamen yerle bir etmektedir.

    Tiktaalik

    Darwinistler ne kadar yaygarasını yaparlarsa yapsınlar, bu fosil de, tıpkı diğerleri gibi, sahte evrimi aleni şekilde çürütmektedir. Karada bulunan ilk ayak izi, mükemmel bir ayak izidir. Üzerinde, Darwinistlerin iddia ettikleri mutasyonlar sonucunda evrimleşme iddialarının hiçbirinden eser yoktur. Parmaklar kusursuz bir sıralama içindedir. Canlının ağırlığını tam ve mükemmel taşıyabilecek şekilde yaratılmıştır. Atılan adımlar, canlının yürüyüşünün, günümüz timsahlarının yürüyüş şekliyle aynı olduğunu göstermekte ve bu adımların simetrisinde hiçbir falso görülmemektedir. Canlı; tesadüfi, başıboş mutasyonlarla oluşmuş yamuk yumuk bir varlık değil, o yıllarda, orada muhteşem ve kusursuz yapısı ile bir anda yaratılmış mükemmel bir timsah türüdür.

    Şu nokta çok önemlidir:

    Darwinistler, zaten her iddialarında tamamen yenilgiye uğramış durumdadırlar. Fakat burada özellikle dile getirilmesi gereken ve ASIL DARWiNiSTLERi YERLE BiR EDEN husus, Darwinistlerin, bu ayak izlerine sahip olan canlının ayağının tırnağındaki TEK BiR PROTEiNi BiLE AÇIKLAYAMIYOR OLUŞLARIDIR. Darwinizm, iŞTE ASIL BU NOKTADA BiTER. Darwinistler istedikleri kadar sahte evrimin sahte aşamaları, ayak izleri, hayali yüzgeç ayaklar ya da uçmaya çalışan hayali dinozorlar hakkında spekülasyon yapadursunlar, EVRiM ZATEN DAHA HAYATIN BAŞLANGICI AŞAMASINDA ÇÖKÜŞE UĞRAMIŞTIR. Yapılan zavallı Darwinist açıklamalar, sayfa sayfa izahlar, dünyanın en tanınmış Darwinist dergilerinde yayınlanan araştırma yazıları şiddetli bir kitle aldatmacasının parçasıdır. Darwinistler bu gibi izahlarla, tek bir protein tarafından yenilgiye uğratılmış olduklarını sezdirmemeye çalışırlar. Oysa Darwinizm’i asıl çökerten şey; fosillerden, paleontolojiden, mikrobiyolojiden, genetikten, moleküler biyolojiden, canlılardaki komplekslikten önce, yalnızca ve yalnızca TEK BiR TANE PROTEiNDiR.

    Allah’ın dilemesiyle bu yüzyıl, gözle görülmeyen tek bir zerrenin içinde, Allah’ın bir sanat eseri olarak yarattığı TEK BiR PROTEiNiN, Darwinizm’i tümüyle ortadan kaldırdığı, bu büyük aldatmacayı sona erdirdiği, tamamen yerle bir ettiği bir yüzyıl olmuştur. Çaresiz Darwinistlerin bundan sonra hiçbir çırpınışları sonuç vermeyecektir.

    De ki: "Allah'ın dışında (tanrı diye) öne sürdüklerinizi çağırın. Onların göklerde ve yerde bir zerre ağırlığınca bile (hiçbir şeye) güçleri yetmez; onların bu ikisinde hiçbir ortaklığı olmadığı gibi, O'nun bunlardan hiçbir destekçi olanı da yoktur. (Sebe Suresi, 22)
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      x ydan kopyalıyo amk ahahaha
      ···
  4. 54.
    0
    Yinebi evrim altinncisi Darwin yok evrim yalan
    ···
  5. 55.
    -1
    Darwin kendi evrim teorisini çürütmüştür ama hiç bi gibim bilmedigim için bunuda bilmemen nirmal
    ···
    1. 1.
      0
      Bi gibim bilmediğini kendin söylemişsin
      ···
  6. 56.
    0
    Darwinistler, "en ilkel canlı yapı" olarak tanımladıkları bir virüs ya da bakterinin, hiç tanımadıkları bir yapı olan insan vücudunu etkisiz hale getirebilmek için, milyarlarca hücrenin içerisinden antikor ve lökosit adı verilen savunma sistemi elemanlarını son derece sistemli ve akılcı bir şekilde etkisiz hale getirmeyi nasıl öğrenmiş olabildiklerini düşünmezler.
    ···
  7. 57.
    0
    cccDARWiNccc
    ···
  8. 58.
    0
    Darwinistler, şuursuz evrimsel süreçlerle geliştiğini iddia ettikleri insan bedeninde, tek bir kasın çalışması sonucunda oluşan ısının kasa zarar vermemesi için vücutta bir sistem olduğunu, kanın, ısı dağıtım mekanizması ile bu ısıyı vücuda dağıttığını ve böyle bir sistemin asla tesadüfen meydana gelemeyeceğini düşünmezler.
    ···
  9. 59.
    0
    Darwinistler, tesadüfen oluştuğunu iddia ettikleri kandaki farklı hücrelerin görevlerini nereden bildiklerini, nasıl hiçbir işlemde hata yapmadıklarını ve nasıl görevlerini bir ömür boyu aksatmadan devam ettirdiklerini düşünmezler.
    ···
  10. 60.
    0
    Darwinistler, şuursuz tesadüflerle oluştuğunu iddia ettikleri kan içinde, her saniye 2.5 milyon alyuvar üretiminin yapılması gerektiğini, aksi takdirde kanın akışkanlığının azalması sonucunda damarların tıkanıp, kalbin çalışmasının zorlaşacağını ve bu hayati dengenin asla tesadüfi süreçler ve olaylar sonucunda gerçekleşemeyeceğini düşünmezler.
    ···
  11. 61.
    0
    Darwinistler, insan gözünün retinadaki görüntüyü, saniyenin onda biri kadarlık kısa bir sürede oluşturduğunu, görüntünün yalnızca 1 milimetrekare genişliğinde bir alanı kapladığını ve insan gözünün son teknolojiye sahip 64 adet bilgisayardan çok daha hızlı ve kullanışlı bir mekanizmaya sahip olduğunu düşünmezler.
    ···
  12. 62.
    0
    Darwinistler, doğadaki yaratılış üstünlüğünü, var olan mükemmel sistemleri, aklı, ilmi ve benzersiz sanatı tesadüfler ile hiçbir zaman açıklayamayacaklarını düşünmezler.
    ···
  13. 63.
    0
    Darwinistler, gelincik çiçeklerinin polenlerini, polen taşıyıcı böceklerin en fazla olduğu saatlerde yaymalarını, biyolojik saatleri ile kendi çiçeklenmelerinin gelişimini sağladıklarını tesadüflerle açıklayamayacaklarını düşünmezler.
    ···
    1. 1.
      0
      Bütün bunlar 1 milyar yıllık süreçte oldu
      ···
  14. 64.
    0
    Darwinistler, kemikte yer alan osteoklast isimli hücrelerin, kemiğin biçimini ve boyunu değiştirmesi, kemik yüzeyindeki çıkıntıları küçültmesi, osteoklast kemikte yıkımlara yol açarken osteoblast hücrelerinin de iskeleti oluşturmak üzere kemik üretmeye başlamaları gibi kusursuz bir düzenin her insan kemik hücresi için geçerli olduğunu düşünmezler.
    ···
    1. 1.
      0
      Bütün bunlar 1 milyar yıllık süreçte oldu
      ···
  15. 65.
    0
    Darwinistler, insan vücudunda, ne zaman hücre üretilmesi gerektiği, ne zaman hücrenin yok edilmesi gerektiğinin insanın iradesi ve bilgisi dışında kusursuz bir zamanlama ve düzen içinde işlediğini düşünmezler.
    ···
    1. 1.
      0
      1 milyar yıl aldı normal
      ···
  16. 66.
    0
    Darwinistler insanın sahip olduğu böbreklerin, yaklaşık 10 cm büyüklüğünde, 100 gram ağırlığında olup, bedenimizin yaklaşık 1 milyondan fazla mikro arıtma tesisini bu 10 cm içinde barındırdığını ve bize hayat veren her şeyi taşıyan kanın, bu mikro arıtma tesislerinde sürekli olarak temizlendiğini, insanların dev makinelerle böbreklerin taklidini bile yapamadıklarını düşünmezler.
    ···
    1. 1.
      0
      1 milyar yıl aldı
      ···
  17. 67.
    0
    Darwinistler, dünyanın en hızlı işlem yapan insan yapımı bilgisayarları ortalama olarak saniyede 109 işlem yaparken, tesadüfen oluştuğunu iddia ettikleri beynin hızının aynı işlem için 10 m15 olduğunu düşünmezler.
    ···
    1. 1.
      0
      1 milyar yıl aldı. insana 1 milyon yıl ver güneşi yeniden yaratsın
      ···
  18. 68.
    0
    Darwinistler, mutasyonların canlıları geliştirdiğini, onlara yeni organlar ve özellikler kattığını iddia etmenin, depremlerin bir şehri modernleştirdiğini iddia etmek kadar akıl dışı olduğunu, genetik bilgiyi artıran yararlı mutasyonların hiç gerçekleşmediğini ve asla gerçekleşemeyeceğini düşünmezler.

    Ne kadar çok sayıda olursa olsunlar, mutasyonlar herhangi bir evrim meydana getirmezler... Fransız Bilimler Akademisi eski başkanı, evrimci Pierre-Paul Grassé
    ···
    1. 1.
      0
      1 milyar yıllık süreçte normal karşılanabilinir
      ···
  19. 69.
    0
    Darwinistler gözyaşlarında bulunan 'lizozim' enziminin birçok bakteri türünü parçalayabilme ve mikropları öldürme özelliği sayesinde gözleri türlü hastalıklardan koruduklarını, lizozim maddesinin binaların temizliğinde kullanılan dezenfektan maddelerden bile daha etkili olduğunu ama buna rağmen bu maddenin insan gözüne zarar vermediğini, bunun Allah'ın tüm insanlar için yarattığı bir nimet olduğunu düşünmezler.
    ···
    1. 1.
      0
      Hangi mekanizma bunu dusunup bu şekilde kusursuz bir sistem meydana getirmiş. Tesadüflerle mi *
      ···
    2. 2.
      0
      1 milyar yıl aldı
      ···
  20. 70.
    0
    Darwinistler canlılığın cansız maddelerden tesadüfen oluştuğunu iddia ederken 19. yüzyılda Louis Pasteur'ün "Hayat ancak hayattan gelir" tezini ispatladığını, cansız maddelerin hayat oluşturabildikleri iddiasını bilimsel olarak çürüttüğünü düşünmezler.
    ···
    1. 1.
      0
      Dünya 4 milyar yaşında son 1 milyar yılda canlılık oluştu. Bu süreleri insan aklı alamaz.
      ···