ey oğul

up up up.

up up up.

up up up.

saçlari gib ve uzun olmalidir.
gib ne lan

ve zeker çeşitleri:
ey ogul! bil ki, erlerin zekeri üç boydur.
birincisi gayet uzundur, 12 parmak boyundadir.
ikincisi sekiz parmaktir.
uçüncüsüyse alti parmaktir.
büyük zeker ile büyük fercin cimasi uygun degildir, cimanin tadi
anlasilmaz.
amma kalin zeker ile orta boy ferce cimanin lezzeti de anlatilamaz.
gerekirse, küçük zeker ile orta ferce cima edilebilir ve lezzet alinir.
lezzet ve zevk bir yana birakilip cima dogacak veledin sihhati
düsünülerek yapilirsa, büyük zeker büyük ferce, orta ortaya, küçük de küçüge ithal
edilmelidir. boylesine cimalardan dogan bebek ana babasina benzer,
vücudunda ekgib ve kusur olmaz, teni tertemiz çikar. yoook, bu dedigimize
uyulmazsa insana aygir veya kisrak tohumu katilmisa benzer bir çocuk ortaya
çikar.
sozün kisasi, her cins, kendi için yaratilmis cinsle birarada
olmalidir,
vesselâm...

alni terler, göğsü titrer:
ey ogul! bil ki, avratlari inzallerine gore de siniflandirmis ve üçe
ayirmislardir.
birincisi, gayet çabuk inzal olanlardir. bu karilar, uzun ve ciizdir.
ikincisi, gayet geç inzal olanlardir. kisa boylu ve semiz avratlar
boyledir.
ne uzun ne kisa ve ne zayif ne semiz avratlar ise, tam vaktinde inzal
olurlar. inzali yaklasan avratin gozleri süzülür, etleri çozülür, alni
terler, gogsü titrer, erine simgibi yapişir, yüzüne bakmaya utanir.
işte oğul, cimanin en zevkli yeri, avratla erin beraber inzali ve
menilerinin birbirlerine karısmasidir. boyle yaparlarsa, aralarindaki
muhabbet de artar.

beş çeşit avrat:
ey ogul! bil ki, avratlar yaslarina gore bes çesittir.
birinci çesidi, henüz bulûga ermemis olanlardir. hiçbir seylerini
saklamazlar, ama büyümeleri gerekir.
ikinci çesidi, bulûga ermekle beraber, henüz çok genç olanlardir.
bunlarin olgunlasmalarinin daha zamani vardir. hemen utanirlar, yanlarinda bir
sey yense kiçlari domalir, memeleri sarkar. her seye inanir, çabuk
aldanirlar.
uçüncü çesidi, gençliklerinin olgunluk yillarina ulasmis avratlardir.
bunlar edepli ve namuslu olurlar.
dordüncü çesidi, saçina ak düsmeye baslamis avratlardir.
güzellikleriyle kendilerini hemen belli eder, hareketli yürürler. cima
konusunda da ihtiraslidirlar.
besinci çesidi ise, saçinin aki karasindan çok olanlardir. etleri
gevsemis
gozlerinin nuru sonmüstür.
uzerlerine yeni kari almasin, eve ortak getirmesin, baskalariyla cima
etmesin diye erlerine hizmetin binbir çesidini yapar, lûtuf üzerine lûtuf gosterirler. ama, bu yasa gelmis avratlarla cima, ere hiç lezzet vermez.
ey ogul! bil ki, uzun boylu ve emçiklerinin dügmesi gevsek avratlarin
tek düsüncesi, cima etmektir. kisa boylu, semiz ve erkegin haddinden fazla
cimaci avratlar ise, bu isi pek merak etmezler. sadece kucaklanip
koklanmak isterler ama erleri kucakladiktan sonra cima etmeden birakirsa.

simdi sira, hangi avratin cimadan zevk aldigini, hangisinin almadigini ogrenmeye geldi:

avratin burnunun ortasi yumru gibiyse, cimaya meyli az olur.
kolunun arkasi çukursa, cimaya meyli çok olur.
benzi kizil ve gozleri maviyse cima meraki az olur.
gülmesi ve hareketi çoksa, cimaya da ragbeti çoktur.
avratin teni sicaksa, cimaya gece gündüz demez meyleder.
agzi küçük emçekleri sarkik ve yumusaksa, sehveti az olur ama cima
ettikçe hoslanir ve sehveti de artar.
baldirlari etliyse sehveti çok olur, cima etmeden duramaz. bunlar azgin
avratlardir. raksetmeyi , oynamayi seven avratlar da boylesine
azgindir.

kucaklanir mi, kucaklanmaz mi?

ey ogul! simdi soyleyecegim alâmetler, avratin sehvet olçüsüdür.
bunlari bilince, bir avratin kucaklanmaktan lezzet alip almadigini,
cimadan hoslanip hoslanmadigini, ilk bakista anlarsin. ama once, ferc
çesitlerini ogrenmen gerekir:
bu ilme senelerini vermis alimler, fercin üç türü oldugunu soyler ve
"biri gayet büyüktür, biri gayet küçüktür, biri ne büyük ne de küçüktür"
derler.
avratin agzi büyükse, ferci genis olur.
agzi küçük ve darsa, ferci küçük olur.
baldirlari ince ve girtlagi çikiksa ferci büyük olur.
alt dudagi kalinsa, fercinin iki kenari da kalin olur.
ust dudagi inceyse, fercinin iki kenari da yufka gibi ince olur, ama
ince kenarli ferc kuru olur.
saçi seyrekse, ferci yumuk olur.
cenesi uzunsa, ferci alinli olur.
yüzü büyük ve boynu kalinsa dübürü küçük, ferci ise büyük ama dar olur.
ayaginin üstü etliyse ferci çoook büyük olur, erkegine de çok baglanir.

ey ogul! simdi sana avratlarin alâmetlerini anlatacagim. bunlar,
avratlarin güzellik olçüleridir. yani avratta bu alâmetler ne kadar çoksa avrat o
kadar güzel, ne kadar azsa o kadar çirkindir. iyice oku ve ogren!..

avratin dort yerinin kara olmasi gerekir: saçi, kasi, kirpigi ve
gozünün karasi.
avratin dort yerinin kizil olmasi gerekir: dili, dudagi, yanaklari ve
avurtlari.
avratin dort yerinin yuvarlak olmasi gerekir: yüzü, gozü, topuklari ve
bilekleri.
avratin dort yerinin uzun olmasi gerekir: boynu, burnu, kası ve
parmaklari
avratin dort yerinin hos kokulu olmasi gerekir: burnu, agzi, koltuklari
ve ferci.
avratin dort yerinin genis olmasi gerekir: alni, gözleri, gogsü ve
butlari.
avratin dort yerinin dar olmasi gerekir: burun delikleri, kulak
delikleri, gobek deligi ve ferci.
güzel bir avratin agzi, elleri, ayaklari ve basi ne büyük ne de küçük
olmalidir.
boyu ne uzun, ne de kisa olmalidir.
avrat ne sisman ne de zayif gorünmeli, ama etleri yuvarlak olmalidir.
yüzü ak, kaz rengi ve karayagizin güzeli olmalidir.
teni pembe, saçlari gib ve uzun olmalidir. zira saç, avratin yüzünün
suyudur..
dudaklari ve dudaklarindan çikan sozü tatli ve yumusak olmalidir.
gozlerinin karasi çok, kaslari çatik olmalidir. güldügünde güzel
gorünmeli, yürüdügünde dübürünün etleri titremelidir.
bu dediklerim bir avratta ne kadar çoksa o avrat güzelligin en yüksek
mertebesine ulasmis demektir.