mal yemin ederim

thorun çekici zamqy : )

en büyük derken en güçlünüz yaratıcınız enlerin eni anlamında boyutla bir alakası yok.

Bu tarz sorulardaki taktik, Allah’a ait bir özellikle insana ait bir özelliğin kıyaslanıp aralarında oluşan tezattan dolayı inkar mantığının geliştirilmesidir. Yaratmak Allah’a ait bir özelliktir. Bir şeyi kaldıramamak ise insana ait bir özellik. Gerçekten bir çelişki gösterilecekse Allah’a ait iki özellik arasında gösterilmelidir. Ki bu imkansızdır. Bunu şöyle bir örnekle açıklayabiliriz. “Madem aldığın yatak rahat, neden üzerinde rahat yemek yiyemiyorum?”. Yatak yatmak için rahattır, yemek yemek için değil. Yatmak yatağın, yemek yemek ise masanın özelliğidir. Aynı önerme içinde kullanılmaları sonucu bir çelişki ortaya çıkması son derece doğaldır.

Evren içindeki kavramlarla sonsuz kavrdıbını kıyaslamak da bu paradoksun oluşma nedenlerinden biridir. Evrende her şey sonlu ve ekgibtir. Buraya ait kavramları evrenden bağımsız, ekgibsiz ve sonsuz bir varlıkla kıyaslamak mantık olarak hezimetle sonuçlanacaktır ki öyle olmuştur.

Ancak bu paradokslar kesinlikle bir yaratıcının varlığına zarar vermez. Tam tersi bu paradoksun oluşması sonsuzluk kavrdıbının evrenden bağımsız bir boyutta olması gerekliliğinin bir delilidir. Çünkü evrene has bir kavramla sonsuzluğa has bir kavramın aynı önermede sunulması paradoks oluşturmaktadır. Demek ki sonsuzluk kavramı bu evrene ait olamaz. Bu da Allah’ın katındaki sonsuzluğun evrenden münezzeh olduğunun delilidir.