1. 1.
    0
    onları duvarlara yazıcam beyler. merdiven boyama kadar popüler olmasa da sokaklara çeşitli sözler şiirler de yazılıyor. sokağa çıktığınızda bir duvarda en sevdiğiniz şiiri görmek iyi hissettirecektir.

    @5 @6 cepte
    ···
  1. 2.
    0
    up up up
    ···
  2. 3.
    0
    up up up
    ···
  3. 4.
    0
    akrostiş şiirler yazıyorum. onları yazayım mı buraya
    ···
  4. 5.
    +1
    işte sen gülüyorsun
    ve beni daha geniş bir salona almış oluyorlar
    ···
  5. 6.
    +1
    gam doldu yüreğimin en kuytuları
    üzerimde hala kokun var, sarıldım ona
    lakin yetmiyor ,avutmuyor kalbimi
    tutsak olmuş ruhum beni sevişine
    en derin uykumda adını sayıklar dudaklarım
    nasıl durdurum gelmezsen, gözlerimdeki yağmurları.
    ···
  6. 7.
    0
    @4 yazma amk :d
    ···
  7. 8.
    0
    @5 @6 eyvallah panpalar
    ···
  8. 9.
    0
    up up up
    ···
  9. 10.
    0
    up up up
    ···
  10. 11.
    0
    @7 lan keko @4 de bana yazma dedin,@6 daki şiirime eyvallah diyorsun ahahahah keko
    ···
  11. 12.
    0
    up up up
    ···
  12. 13.
    0
    @11 lan burdaki akrostişler genelde gib soklu oluyodu o yüzden öyle dedim, fena değilmiş
    ···
  13. 14.
    0
    @13 sende haklısın
    ···
  14. 15.
    0
    meme ellemek
    gibi birşey olsaydı
    ben birinci olurdum
    çünkü ben ellemek istiyordum
    son
    ···
  15. 16.
    +1
    Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
    Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.

    Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
    Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.

    Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
    Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli.

    Biçare gönüller. Ne giden son gemidir bu.
    Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu.

    Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
    Bilmez ki, giden sevgililer dönmeyecekler.

    Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden.
    Bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden
    ···
  16. 17.
    +1
    ikimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
    Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
    Bebe dişlerinden güneşlerden yanab otlarından
    Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
    Şu aranıp duran korkak ellerimi tut
    Bu evleri atla bu evleri de bunları da
    Göğe bakalım

    Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım
    inecek var deriz otobüs durur ineriz
    Bu karanlık böyle iyi afferin Tanrıya
    Herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum
    Hırsızlar polisler açlar toklar uyusun
    Herkes uyusun bir seni uyutmam bir de ben uyumam
    Herkes yokken biz oluruz biz uyumayalım
    Nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda
    Beni bırak göğe bakalım

    Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
    Tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum
    Bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi
    Sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
    Seni aldım bu sunturlu yere getirdim
    Sayısız penceren vardı bir bir kapattım
    Bana dönesin diye bir bir kapattım
    Şimdi otobüs gelir biner gideriz
    Dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
    Bir ellerin bir ellerim yeter belleyelim yetsin
    Seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
    Durma kendini hatırlat
    Durma göğe bakalım
    ···
  17. 18.
    0
    ‘‘Uzaktaki ışıklar çoğalıyor sessizliğin içinde.
    Bil, duy, hisset: iyi değilim.’’
    Emre GÖKCE

    ‘‘Ben, o’nun kirpiklerinin rastgele dizilmiş olduğuna inanmıyorum hâlâ.’’

    Emre GÖKCE
    ···
  18. 19.
    0
    ben şiir sevmem ama bu adam iyi diyorlar

    ben sana düzenli olarak telefon ediyorum.
    adlı bir cengaver olarak telefon ediyorum.
    hakiki cinayetler işleniyor görüyorum.
    isa görüyor, şeyhim görüyor, ben görüyorum.
    ben sana düzenli olarak telefon ediyorum.

    yüzyıl şilisinden bir jazz javulcusu inliyor damarlarımda
    hiç durmadan kentli mağlup kıyasıya mağrur ve mor
    bir çocuğum şimdi pişman olmak için
    birbiriyle bağlantılı yüzbinlerce yılım var.

    seni sevmem
    bu savaşı
    kesintiye uğratmaz
    ama ordan bakma!
    bu, werther’in
    leş kanını
    gül kılar.

    birleşmemiz radikal olacak ben kan vereceğim
    otobüsler olacak, trenler, bütün öldürülmüş cumhuriyet şehirleri
    saçlarım uzun olacak, bıyıklar, gözlükler, gideceğim
    çığlıklarla düzülmüştür aşk şiirleri.
    gideceğim en eski öykümde devlet denen şirk yazacağım
    göz bebeklerimde kent gördükçe kırılan gıçlar,
    ve bir dizeyi haklar gibi terli ellerim
    bu çağın açısını dik tutacaklar.

    bana bir öpücük verin yoksa galip döneceğim
    ufka bir bakın ordum akıp gidecek
    elimde çözülecek makina ve cinayet
    marşlar yazıp halkımla söyleyeceğim yoksa.

    inanmışım kaybetmek esrarıdır olmanın
    çıldırmış bir vaşak gibi kaybediyorum.
    ipimden kurtulmuşum kaybediyorum.
    birleşmiyor ellerimiz haykırıyor trapez
    tanklar tank olup geçiyor üstümüzden
    helvetius haklı, devlet şaşkın, piyanist kara
    memleket sana rağmen ket vururken yarama
    şu çıplak çocuk şu büyük türk şairi ben
    -ve emir “kun” diyor; doğuruluyorum-
    “bu ülke”den daha bıçkın tamlama bilmiyorum.
    bana bir öpücük verin yoksa şair öleceğim
    ik dildar tohum ekecek sözüme yoksa
    ve bir dizenin tan yerini ağartamsıysa
    ellerini tutarım ki kudurtucudur. ellerin
    bunun için gözlerinin meryem hali sevgilim
    gözlerinin meryem hali gerçek yurdumdur
    ki zuhrettiğinde ilk formuyla isa yeniden
    ağlıyorum, ağlıyorum, ağlıyorumdur.

    ben bu çağdan bir kere de şerefimle geçeceğim
    lazım gelen gülleri göğsüme gömerek
    birleşmemiz radikal olacak ben kan vereceğim
    bunu daha çok küçükken bir film de görmüştüm!

    ah laikse aşkımız biter elbet bir kış baharyaz günü
    gözlerin uçurumlar kaydeder avuçlarıma
    bir çınar gövdesini bir hamle daha yarar
    üç içbükey komodin silah çeker vurulur
    sen gidersin, denklem düşer, ben aşk olduğumu ağlarım
    bir kelebek konduğu yerde bir mayın olduğunu anlar.
    beynime düşer infilak eder

    ben dünyaya karşı durmak ile meşhurum
    olma. yokluğun bulunmaman bedenime larcivert lavlar akıtır.
    nasıl çekip gitmiş bir şaman
    çekip gitmiş, bir şaman değilse en çok
    benim gibi sonsuz bir at
    hiç koşmuyorken de attır.

    biliyorum lir sızmıyor şakaklarımdan
    ve yüzümde şeyh çıldırtan yarıklar da yok
    annem beni hep çok sevdi, kız gördüm mü ağlıyorum
    modern bir alışkanlıktır ölmek, seni doğasıya seviyorum
    yeniden dünyaya gelsem yeniden seni severim

    ben sana düzenli olarak telefon ediyorum.
    adlı bir cengaver olarak telefon ediyorum
    hakiki cinayetler işleniyor görüyorum
    isa görüyor şeyhim görüyor ben görüyorum
    ben sana düzenli olarak telefon ediyorum
    mıknatıssız bir pusula olarak.

    ah muhsin ünlü/mıknatıssız pusula
    Tümünü Göster
    ···