/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +6
    Bir gün arkadaşla muhabbet ederken 4 ay boyunca peşinden koştuğu kızın 1 aylık ilişkilerini dalga geçerek bitirdiğinden bahsetti. Kız Kıbrıs'da yaşıyor, zengin bi ailenin kızı... Bizim arkadaşta gururluya bayağı bi dokunmuş oğlana, anlatırken ağlayacak neredeyse. Bizimkine bi yandan destek vermeye çalışırken bi yandan da ne yapabileceğimi düşünüyorum. Hatta ne yapacağımı bulmuştum bile, kurgusunu yapmaya başladım. Arkadaşa açtım düşüncelerimi gel dedim zengin, yakışıklı bi fake hesapla yanaşalım şuna. Kem küm etti iyi tamam. diyip geçiştirerek kapattı konuyu. Muhabbet bitti dağıldık..
    ···
  2. 2.
    +5
    Sonrasi pgibolojik anlamda berbat geçti. Sonuçta fake dim. Devamında konuşma sayımız arttı. Artık sabahlara kadar telefondaydık. Faturalarım 120 130 lara fırladı. O kadar mutluydum ki hiçbişey umrumda değildi. Telefonu her kapatışımda gülüşüyoduk. Ama telefonu kapattıktan sonraki bunalımlar iyiden iyiye arttı. Yaptığımın yanlış birşey olduğunu asla düşünmedim. Sevgimin peşinden gittim. Neden bunu tercih ettin diye sorarsanız hayatın gerçeklerini koyarım önünüze. 'Yanına yakışmak' terimine asla uymayacak orantıdaydım. Güzeller güzeli bir kız ve ben? Önyargıdan ömrüm boyunca çile çekmiş ben hiç yapmam dediğim şeyi yapıyordum. Önyargılı davranmıştım. Zaman bu hatamı ileride yüzüme yüzüme vuracaktı...
    ···
  3. 3.
    +5
    Konuşmaları tekrar tekrar okuyup duruyodum. O kadar absürd konuşmalar geçmişti ki, kim olduğumuza dair en ufak bir konuşma yok. 2.gün numarasını almayı başardım. Sesini duyduğum zaman neler yaşadığımı anlatamam. ilk zamanlar kendime hiç yediremedim bu kadar çabuk bu kadar saçma bi şekilde etkilenmek ne demekti? 3.gün 4.gün derken iyiden iyiye alışmıştım kafa yapılarımız aynı olsa da ortak zevklerimiz yoktu. Sürekli bunlara kafa yoruyordum.
    ···
  4. 4.
    +5
    Kaderimi değiştirecek soruyu sordum o akşam kendime. Yeni birileriyle tanışıp soruma cevap arayacaktım. Daha önce reel hesapta, bir facebook grubundan görüp çok hoşlandığım kız geldi aklıma. Hemen ekleyip mesaj attım, Sabaha karşı 3 gibi cevap gelmişti, sabah ezanına kadar konuşup ilk adımı atmıştık...
    ···
  5. 5.
    +5
    Akşam oldu aramadım, o aradı. Mahcup bi ses tonuyla yaptığının hata olduğunu söyleyip özür diledi. Kızamayacak kadar çok sevsem de sesim de en ufak bir yumuşama olmadan kelimelerimi seçmeden kırarak dökerek söverek bi dünya laf ettim ve telefonu suratına kapattım. Verdiğim sözlerden cayabilmek için, 1 yıl boyunca oynadığım bu oyundan suçsuz olarak çıkabilmek için, daha fazla üzülmemek ve üzmemek için bunu yapmak zorunda kaldım. Ertesi akşam beni ablasının numarasından aradı. Bunun bir veda konuşması olduğunu söyledi. O konuştukça ben gözlerimi sıkıp dinliyordum. Konuşmanın sonuna ona söylediğim birkaç yalanı ekledi. Bu yalanlarını biliyordum ama hiç yüzüne vurmadım çünkü seni seviyorum dedi. Aslında en başından beri her fırsatta büyük küçük herhangi bir yalana katlanamayacağından bahsederdi. Bunları söyleyip telefonu kapattı. Bense rahat bi nefes almak için feda etmişken bu güzel ilişkiyi, bu son söyledikleri yüzünden ertesi günlerde nefes dahi alamamaya başlamıştım...
    ···
  6. 6.
    +5
    1 ay boyunca düzenli olarak konuştum. Bu 1 ay boyunca sık sık mesaj atıp sürekli aklında olmaya çalıştım. Hiç bir zaman naber nasılsın gibi klişelerle lafa girmez, farklı olmaya çalışırdım. Bir akşam, sıradan geçmesi beklenen bi telefon görüşmesinde niyetimi belli ettim. 'Seviyorum ulan seviyorum!' diye bağırdım. Karşısına geçip kollarımı açmış ilan-ı aşk eder gibi.. Halbuki gülmemek için kendimi zor tutuyorum. Ama sen istanbul'dasın, daha erken değil mi? derken 1 hafta içinde sevgilim demelere başladık..
    ···
  7. 7.
    +4
    Aynı hatayı tekrar yapmak istemiyordum ve ne olursa olsun aramadım mesaj atmadım. BERREK bitmişti benim için, bitmek zorundaydı! Yaklaşık 1 ay sonra Haziran ayında doğum günümde beni aradı, açmadım. Birkaç saat sonra kardeşimi aramış ve doğum günümü kutlamısını istemiş, üstüne de aramızda geçenleri anlatmış. Bunu öğrendiğim zaman çok kızmıştım ve hemen telefona sarılıp sert bir ses tonuyla üsteleyerek bağırmaya başladım. Erkekliğim sadece 5 dakika sürdü.. O güzel ses tonu, her kelimesinde hissettirdiği sevgisiyle yine eritmişti beni. O gece 2 de başlayıp sabah 9a kadar konuştuk! Eski mesajlarımızı açıp okuyorduk birlikte. Ertesi akşam tekrar aradım. Tekrar birlikte olma konuları açıldı haliyle.. Ama hiç yanaşmadım, onun sesini benim hayatımda oluşunu seviyordum zaten. BERREK'in benim sevgilim diyebileceğim kişi olma olasılığını kaldıramamıştı bünyem.
    ···
  8. 8.
    +4
    Yarım saat sonra kayıtlı olmayan bi numara aradı. Açtım, BERREK'in kız arkadaşı olduğunu, durumunun iyi olmadığını sürekli ağladığını ve bu halde eve gidemeyeceğini söyledi. Rahatlatacak birşeyler söylememi istedi. Affetmek aklımın ucundan geçmezken, sadece ve sadece hala deli gibi aşık olan bi adam olarak neredeyse oradan çıksın bi an önce evine dönsün diye akşam onu arayacağımı söyledim ve kapattım
    ···
  9. 9.
    +4
    'O zaman seni unutmak istiyorum' dedi. 'Ben istemiyorum' dedim. 'Yaşadığımız güzel şeylerle hatırlatırım seni. ALi ATAY dinlerken, LEYLA ile MECNUN izlerken hatırlarım.' Sustu. 'illede unutmak istiyorsan yine çıkarım hayatından, yada arkadaşın olarak kalırım.' Arkadaş kalmayı tercih ettik. 1 gün 2 gün derken eskiden eser yoktu.. 4 5 saat aralıksız konuşabilen gülüşebilen bizden ses soluk çıkmıyordu. O susuyor ben susuyorum, yapamayacamızı anladık. Son kez bitti! (sandık)
    ···
  10. 10.
    +4
    2.kere arama gereği bile duymadım. Sadece ona olan sevgim ile hem olmayacak bir hayalin yükünü, hüznünü, kahrını sırtımda taşıyor hemde en ufak birşey hissettirmeden ilişkiyi yürütüyordum. Aklıma o an gelmeyen şey kalmadı. Güzel birşey olduğunda 'bana söylemiyor ki fotoğrafta ki ben sandığı kişiye söylüyor.' diyerek hiçbir mutluluğu doğru düzgün yaşayamamış olan ben, aldatılma hissini 'banane beni aldatmadı ki fotoğraftaki ben sandığı kişiyi aldattı' diyemedim. Bir nokta (.) mesajı atıp engelleyerek ilişkiye son verdim...
    ···
  11. 11.
    +4
    Yaklaşık 10 dakika sonra cevap verdi. Önce şaşırdım sonra, 'heralde yemek molası falandır' dedim. Üstüne bir mesaj bir mesaj daha derken yaklaşık yarım saat kadar mesajlaştık. Dedim bu kaçamak mı yaptı acaba gitmedi mi işe. Nerdesin diye sordum ve yaklaşık 1 saat sonra 'ağrkdşımla dşrddyım' gibi bir mesaj attı.. Hiç yapmayacağım birşey olsada kendime hakim olamayıp hemen aradım, telefonu açtı. Nerdesin sen dedim 'evdeyim' dedi garip bir ses tonuyla. 'Arkadaşımla dışarıdayım yazdın az önce.' dedim. 'Öyle mi yazdım hatırlamıyorum kontrol ediyim' dedi ve suratıma kapattı
    ···
  12. 12.
    +4
    Hafta sonları palyaçoluk yapardı. Cumartesi Pazar sabahları günaydın mesajını atıp kolay gelsin diler, akşam olup dönünce dolu dolu konuşmayı beklerdim. Yine o günlerden biri. Günaydın mesajını attım, kolay gelsin dedim ve akşamı beklemeye çekildim. Öğlen saatleriydi 3 4 gibi... Evimde uzanmış Leyla ile Mecnun izlerken bir sahneye takıldım. Dizinin Ömer karakteri sevdiği kadının peşinden Ankara'ya gidiyor, evleniyorlar, ve karısı ölüyor. Bizim hikayemize benzettim, akşam gelince okusun diye uzunca bir mesaj ile hem duygularımı hem bu sahneyi birleştirirek bir mesaj yazdım ve gönderdim..
    ···
  13. 13.
    +4
    1 ay sonra özlemimin tavan yaptığı bir akşamüstü, yazdığım absürd bir hikaye ile mesaj attım. Konuşmanın devamında neden buluşmak istemediğini sordum. Bana bağlanmaktan korktuğunu, konuşmalarımızın normal olmadığını, birbirimizden hoşlandığımızı söyledi. Önce mutluluktan ağlayacak gibi oldum. BERREK benden hoşlanıyordu öyle mi? Keşke düşüncelerimi burda kesebilsem en fazla 1 2 dakika sürüyor. Ulan o ben değilim ki fake im ulan ben! Beni sevmiyor diyip kahroluyorum.
    ···
  14. 14.
    +4
    1 hafta sonra istanbul'a geldiğinde hadi buluşalım demedim hiç. Oda demedi. Demesini de istemiyordum zaten. Bu sırada kendi kendime pgibolojik bir savaş açtım. Her ne kadar ikimizde mutlu olsakta bu konuşmaya bir son vermem gerektiğini biliyordum. Ayrılık sürecini başlatmak için bir senaryo hazırladım kafamda. Gitmesine 1 gün kala 'hadi yarın buluşalım' diye bir mesaj attım. Yarın planlanmış bir işi olsun diye dua ettim. istediğim gibi de oldu. Ailesiyle olacağını mümkün olmadığını söyledi. Trip attım mesajlarına cevap vermedim ve hayatımın en güzel ve zor günlerine son verdim. Yada öyle sanıyordum...
    ···
  15. 15.
    +4
    Kafe de başını masaya koyup uyuklamaya başladı. Karşısına oturdum onu izliyorum.. 7 gibi kalktı 7.30 gibi de taksiye atlayıp tren garına zütürdüm. Son anımıza kadar kullandık. Trene son 20 saniyede yetişti. Son sarılışımız, giderken ki bakışı benim için unutulmaz şeylerdi. En sonda da salı günü Ankara'ya geleceğime dair söz verdim. BERREK artık bana inanmıyor. Onu sevdiğime inanmıyor.. Ancak artık sözleri tutma vakti. Salı günü Ankara'dayım. Her gelişmede buraya yazacağım. Hayatımda olmasa da aklıma geldikçe buraya yazacağım... SENi ÇOK SEViYORUM BERREK
    ···
  16. 16.
    +4
    Üstüne 2 kek çaktı en güzel yerini de bana verdi. Bir ağacın altına geçtik sahilde, oturduk. Ufaktan yağmur dökülmeye başladı, allah dedim heralde ilk defa birşeyler güzel gidiyo.. Demez olaydım bir anda yağmur arttı, ıslanıyoruz üşüyoruz birşeyler yapmam lazım.. Islana ıslana karşıda ki kafeye geçtik. Birşeyler içip yağmurun dinmesini bekledik. Yağmur dindi dinmesine ama üşürüz diye pek kalkmaya niyetimiz yok. 24 saat açık olan kafe sıra bize gelince saat 3te kapatıyoruz dedi. Kalkmak zorunda kaldık, tekrar sahile geçtik belki rüzgar diner diye biraz bekledim ama nafile. Açık biryerler aramaya başladık ordan oraya sürüklüyorum kızı. Üşüttü karnı ağrımaya başladı. Bi camiye sığındık sabaha karşı 5 gibiydi caminin içerinde ki kafe açıldı orada oturduk.. internetten sabah 8.45 e biletini aldık ve saatini beklemeye başladık
    ···
  17. 17.
    +4
    Bu sırada bizim arkadaşa durumu anlattım. Unutmuş bile aylardır haberi yok. Biraz daha beklemesini söyledim. Devamında ki 2 hafta boyunca kıza vermediğim söz, kurmadığımız hayal kalmadı. Bir pazar sabahı günaydın bahanesiyle aradığımda telefonu arkadaşıma verdim. Duygu sömürüysüyle karışık küfür dolu bir konuşmayla 2 dakika içersinde olup biteni anlattı. Kızın Umut'u ver telefona nidaları eşliğinde telefonu suratına kapattı. Akşam oldu, hedeflediğim şeyi yapmıştım ama o sırada kafamda dönüp duran birşeyler vardı. Bu kadar zaman kendimi bambaşka bi insan olarak, onlarca yalan şeyi hiç fire vermeden nasıl anlatmıştım? Bu bir şans mıydı? Yoksa hayatımda ilk defa çok başarılı olduğum bir şeyi mi keşfetmiştim?
    ···
  18. 18.
    +4
    Bu konuları pek kurcalamadan eskisi gibi saatlerce konuşmaya başladık. Taki o güne kadar... Bir gece vakti telefonda konuşurken artık bi ilişkiye başlamamız gerektiğini söyledim. Ağzından çıkacak 'seni seviyorum'a o kadar çok ihtiyacım vardı ki. Öyle veya böyle oldu da... 'Seni seviyorum UMUDO' dedi. Bana 'Seni seviyorum BERREK' dedim. Hayaller kurmaya başladık. Ankara'ya karşı binalarında ki boş daireyi taşınıcağımdan, bir fırıncı da işe başlayıp fırıncının doblosuyla okulundan alacağımı söylüyordum. 1 ay sonrası için verilmiş sözler, kurulmuş çocukca hayallerdi bunlar çok değil.. Onun sesinde ki mutluluğu hissettikçe 2 kat mutlu oluyordum. Telefon kapanıp yalnız kaldığımda yaşayacağım hisler, akıtacağım gözyaşları umrumda bile değildi artık. Gözüm dönmüştü adeta.
    ···
  19. 19.
    +4
    Hiç bir zaman konuşacak birşey bulamadığımız olmamıştı. 4 5 saat telefonda kaldığımız çok olurdu. 1 saat 10 dakika olunca konuşmanın otomatik olarak sonlandığını onda öğrenmiştim ben. Espri kaldırabilen, espri seviyesi de üst düzey olan kusursuz bi kızdı. BERREK derdim ben ona, oda bana UMUDO.
    ···
  20. 20.
    +3
    Aç olup olmadığını sordum. Kardeşimi aradım, onu sabahtan ayarlamıştım 'ben seni arayıp bişey istediğim zaman hemen işi gücü bırakıp söylediğim yere getiriyosun' diye. Dedim 'kardeşim bize yiyicek bişeyler getir, bide BERREK ablanın sevdiği kek goldies lerden buluyosun getiriyosun dedim. Sağolsun canım kardeşim kıza yemek diye tavuklu pilav getirince kafadan ayrıca bi rezil olduk. Sağolsun BERREK'iM kırmamak için üzülmiyim diye nam nam yedi koca pilavı. (kesinlikle üzülmiyim diye)
    ···