fıkra anlatın beyler az gülelim

fenerbahçe bir gün türkiye kupasını almış

ilki benden lan alın

bin alinin babası uzun bir yolculuktan dönmüş, kapıdan girer girmez saldırmış hatuna. alinin annesi: olmaz bey çocuklar içerde akşamı bekle demiş, olmaz lan amcuk çok azdım demiş baba... anne de ozaman öğlene kadar sabret öğlen soslu makarna yapacağım. servis ederken sosu üstüme döker banyoya giderim sende arkamdan gelirsin demiş. baba ağız kulaklarda ulan huur işine gelince nasıl da numaralar biliyosun demiş. öğlen yemeğinde tamda planlandığı gibi anne 3 çocuğuna ve babaya servisi yapmış kendininkini koyarkende üstüne dökmüş. du hemen temizliyeyim diyip gitmiş banyoya. 2 dk sonra da baba: çocuklar ananız bezin yerini bulamadı herhalde ben bi koşu yardım edieyim siz burda durun yemeğinizi yiyin güzelce hasdi bakalım, demiş ve banyotya gidip kapıyı kapatmış. adı üstünde bin ali dururmu hemen koşmuş banyo kapısının anahtar deliğinden bakmış babası anasını çamaşır makinesi üstünde çatır çuturu gibiyor. telaşla masaya dönen ali kardeşlerine dönmüş: olm sakın üstünüze bişey dökmeyin babam hepimizi giber demiş

@1 rehberlik dersinde mi anlatıyon bunları bin

-dursun rus bi karıyla evlenmiş ama karıda ne karı nataşa mubarek..
-temelde çok sinir olmuş ne yapıp ne edip bu karıyı gibmem lazım demiş kendi kendine ve..
-dursun işteyken karıya gidip konuşmuş
-karı tamam olur ama 100 dolarını alırım ben müsait olunca seni arar haber veririm demiş.
-falan filan karı aramış temeli demiş 100 doları hazırla gel
-temel gitmiş karıyı bi güzel gibmiş
-akşam dursun eve gelmiş nataşaya sormuş..
-bugun temel buraya geldimi karı éé şey evet geldi demiş
- dursun peki sana 100$ verdimi demiş karı yine éé şey verdi
- bunun üstünde dursun vay a.k temel bugün dükkana geldi çok acil 100$ lazım dedi akşam üstü senin eve uğrar hatuna bırakırım dedi demiş ula bu temel ne delikanlı adam!!

en sevdiğim fıkra ayık olun

Çiftçi tavukları için yorulmayan bir horoz almaya pazara gider. Pazarcı;
- "istediğiniz herşeyi bu horoz yapar" diye azğınmı azğın bir horoz satar.
Adam çiftliğe döner, horozu kümese koyar koymaz tüyler uçuşur, gıdaklamalar başlar. Çiftçi çok memnundur. Ama horoz çok azğındır, adam endişelenmeye başlar horoz iki günde ölecek diye. Horozu tutmaya çalışır, başaramaz.
Neyse der, eve döner. Ertesi gün bir bakar'ki horozun ayaklar havada dil dışarıda yatıyor ve hatta tepesinde bir akbaba uçuşuyor.
Çiftçi kendi kendine;
- "Eh işte geberdi" diye söylenir.
Horoz bir gözünü hafif açarak çiftçiye yarım ağızla ve kısık sesle homurdanır;
- "Git lan git!.. Kaçıracan şimdi akbabayı"...

Bilim adamları adamın birini tutmuşlar demişlerki sana 5 ameliyat yapacağız her ameliyatta beyninin %20 sini alacağız. ameliyatların sonunda beynin hepsini almış olacağız ve o beyni çeşitli testlerde kullanacağız

1.ameliyatı yapmışlar adama demişler bir şarkı söyle, adam mırıldanmış 2 sn sonra susmuş

2.ameliyatı yapmışlar adama demişler bir şarkı söyle, lay lay demiş 2 kez

3.ameliyatı yapmışlar adama demişler bir şarkı söyle, yine ufak bir şeyler mırıldanmış

4.ameliyatı yapmışlar adama demişler bir şarkı söyle adam bu sefe la la la la lay lalalademiş

5..ameliyatı yapmışlar adama demişler bir şarkı söyle adam demiş :

yaşaaaaa fenerbahçe

fenerbahçeli arkadaslar kızmasınlar fıkra nasıl olsa bu

adamın biri ölmüş. vasiyetinde de beni doğduğum yere gömün yazıyormuş. arkadaşları son vazifelerini yapmışlar ve adamı anasının dıbına gömmüşler.

---mutlu son---

Temel torununa savaş, hikayelerini anlatıyormuş.
- "Savaşta düşmanlar etrafımızı sardı.. Bizi esir aldılar.. Komutanları bize dedi ki "Şimdi iki seçeneğiniz var: Ya şimdi burada ölürsünüz, ya da burada hepinizi yatırıp bir güzel beceririz"
Torun hemen merakla sormuş,
- "Peki sonra ne oldu dede?"
Temel bir an duraksamış!!
-"Hepimizi öldürdüler... "

kapı vurulur ve bir erkek

kapıyı açar.

kadın:

'i̇yi günler az önce cdıbınız

kırıldı ve bunu yapan benim çocuğum, lütfen özrümü kabul edin ne kadar masrafı
varsa ödemek istiyorum' der.
adam:

'hiç sorun değil çocuğunuz camı kırdı ve içeri giren top değerli bir vazoya
çarptı ve o da kırıldı'.
kadın
daha fazla üzülür ve içeri girdiğinde gerçekten bir vazoyu kırılmış görür.

'çok üzgünüm bunun da masrafını ödemek istiyorum' der.
adam:

'hiç önemli değil, aslında çok büyük bir iyilik yaptınız bana'.

kadın merakla:
'ama cdıbınız ve değerli bir vazonuz kırıldı
nasıl olur' der.
adam:

'hanımefendi ben bir cinim ve 100 bin yıldır o vazoda hapis kalmıştım,
çocuğunuz sayesinde özgürlüğüme kavuştum, dileyin benden ne
dilerseniz,
kadın: önceleri şaşırsa da,
biraz düşündükten sonra;
'çok güzel ve büyük bir malikane istiyorum'
der.
adam:
'bir
dakika' der ve kısa bir telefon görüşmesinden sonra; 'tamam hanımefendi,
malikaneniz hazır' der, 'i̇kinci dileğiniz nedir?' diye sorar.

kadın:
sevinç çığlıkları ile;
'en güzel
kıyafetleri istiyorum' der.
adam: yine kısa bir telefon görüşmesinden sonra;
'tamam,
hanımefendi, versace ve d&g'ya gidip en güzel kıyafetlerden istediğiniz
kadar alabilirsiniz' der,
adam:
'son dileğinizi de alabilir miyim' diye
sormasıyla
kadın: çıldırmış bir halde;
'dünyanın en güzel mücevherlerini
istiyorum' der.
adam: yine kısa bir telefon görüşmesinden sonra;
'tamamdır,
yarin tüm mücevherleriniz teslim edilecek' der.
kadın:
artik sevinçten çıldırmıştır.

adam:
kadına sessizce;
'ee şey hanımefendi, benim
de sizden küçük bir ricam olacak' der, 'malum,100 yıldır bir vazodayım, bu
sürede hiç kadın yüzü görmedim, benimle bir gece birlikte olabilir misiniz
acaba?' diye sorar.
kadın: biraz düşündükten sonra, o'na bu kadar güzel şeyler
veren birinin, isteğini geri çevirmemesi gerektiğini düşünür ve 'tamam
olabilir' der, sabah'a kadar birlikte olurlar... adam bir ara
sigarasını yakar ve kadına sorar;
'kaç yasındasın?'
kadın:

'32' der,
adam:
'hadi yaa.. çok enteresan, bu yaştasın ve
hala cinlere inanıyor musun?' *

http://imgim.com/2153incii6672330.png

ikinci dünya savaşı sırasında ingiltere başbakanı churchill radyoda konuşma yapmaya gidiyormuş. radyoevinin kapısına gelince, bindiği taksinin şoförüne sormuş: “beni yarım saat bekleyebilir misin?” karanlıkta müşterisinin yüzünü seçemeyen şoför: “özür dilerim sör, ama başbakanın konuşmasını dinleyeceğim.” churchill yurttaşının bu ilgisinden pek hoşnut kalarak iki sterlin uzatmış. şoför parayı aldıktan sonra yerlere eğilerek selam vermiş: “giberim churchill’i, sizi bekliyorum efendim.

amk bu bizim temel cok canlı resim yapıyomus bildigin resim hareket ediyomus sonra işte bunu kesfetmişler ama bi araba yapıyomus araba gidiyomus sanki ucak ciziyomus ucak ucuyomus sanki tabi temel baya ünlü olmus amerikaya gitmiş sonra temelin ailesine ziyarete gelmişler amk oglunuz cok ünlü oldu filan diye temelin babasına temel demısler adam anasını giberim onun buraya bidaha ayak basmasın demiş muhabir neden diye sormus babası durmus o huur cocugu cocukken sobaya am resmi yapmıstı ne bende yarak kaldı nede babamın dudakları kaldı demiş . burda bitiyo işte bakmayın amk ne bekliyodunuz .

bi gün ali karıya gitmek için babasından para istemiş, tek eliyle halka yapıp diğer elini içinden geçirerek: "baba bana para ver bilardoya gidecem" demiş.
babası "al oğlum" demiş vermiş

ertesi gün yine gelmiş aynı el hareketini tekrarlamış ve yine "baba para ver bilardoya gidecem" demiş
babası biraz söylene söylene vermiş

ertesi gün ali yine karıya gitmek için babasından para istemiş el hareketini yapıp "baba bilardoya gidecem" demiş.
babası artık patlamış para yetmiyo çocuğa (nasıl bi fakirlikse) dönüp elini yumruk yapıp aşaüı yukarı sallamış ve demiş:
"oğlum sende biraz tavla oyna"

nasretdin hocaya sormuşlar :
hocam nassın iyimisin ? diye.
hoca cevap vermiş :
iyiyim sağol sen nassın ?
sonuçta oda bi insan sürekli bi espiri beklemeyin amk!

temelle dursun bigün kutuplardalar üşyolar amk napsak napsak derken dursun temele diyoki sırayla sen gibini zütüme sok sonra ben sana sokayım böle 10 ar dk yapsak ısınırız diyo, önce temel giriyo ölece duruyo ısınıyo garip. dursuna diyoki hadi sıra sende, dursun ilk bi giriyo başlıyo hafif hafif gidip gelmeye, dursun devam ettikçe dayanamıyo temel; dursun uşağum ısınaysan tamam ama gibeysen ayup oliy haa...

1960"lı yıllar, elazığ akıl hastanesinden deliler kaçar, elazığın cadde ve sokaklarına dağılır. 423 deli kaçmıştır. o zamanın ünlü doktoru mutemet bey hastanenin baş hekimidir.

doktor bey ne yapalım diye sorarlar.

mutemet bey : "bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin." der.

doktor önde birkaç personeli arkasında tren-tren oynayarak elazığı dolaşır. bütün deliler bu kuyruğa girer vagon olur. hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir.

5@ahahah amk kanka al şukunu

fabrikatör bi adam varmış.bu adamın eli iş tutmayan bi oğlu varmş. oglunu iş ögrenmesi için fabriikaya zütürmüş. sosis makinesine gelmşler. babası bak oglum bu makineye hayvanı tüm atıyoruz makine bze sosis olarak veriyo demiş. ogluda sormuşki baba bu makinenin sosis sokunca dana çıkaranı varmı demiş. babasıda o makineden annende var oglum demiş :D

Pic ali bir gün köpekleri gibişirken görür, doğru annesinin yanına gider ve ona sorar "Anne bu köpekler ne yapıyor ?" annesi de "şakalışıyolar oğlum " der.
Ali " Şaka maka iyi gibişiyolar.

http://inciswf.com/1296317785.swf