gazete kupürlü yüzde yüz gercek hikayem beyler

bu hikaye %100 gerçektir. yalan yok. sonunda kanıtları capsleri filan hepsini paylaşıcam. sizi sıkmayacağım da. erken bitiricem.

(edit: hikaye bitti. linkler 3. sayfada 58-59-60-61 ve 62. entrylerde)

--spoiler--

yüksek derecede cin'li ve şeytan'lı hikayedir.
+inancı sağlam olanlar okumasın, inancı şüpheye düşebilir

--spoiler--

Anlatacaklarımı hızlıca ve az sayıda entry de bitirmeyi planlıyorum. Bu akşam bitecek ve ben size en sonunda olayla ilgili kanıt olarak hber linklerini vereceğim.

2 sene önceydi. Ben bu hikayeyi yaşamadım. Ablamın kocasından duydum. Olay urfada geçiyor.

Harran’da.

@5 bu hikayeye inanmaman senin için daha iyi. keşke senin yerinde olabilseydim.

Bilen bilir harran, tarih öncesi sin kültünün yaşadığı bir yerdir. ay kültüyani.

Saabiler de yaşamıştır.

Hz. ibrahim de “ur”ludur.

Bu “ur” zannedildiği gibi ırak’Daki ur-uruk değil, urfa-harran’dır. Neyse çok gibmeyeyim kafanızı. Urfada m.ö. 9 bin yıllarına kadar giden büyük tapınaklar bulunmuştur.

Geçen sayılardan birinde göbeklitepeyi kendisine haber yapan national geographic okuyucuları neden bahsettiğimi anlar.

Neyse amk barzoları siz ng ye para vermezsiniz. Ben devam ediyorum

Eniştemin babası olayın baş aktörü.
Şu anda akıl hastanesinde tedavi görüyor.
Olayı orada ybaştan sona izleyen yakınlarımdan aktardıklarımı buryaa aynen alıyorum.
Panpalar urfada çok bağ, bostanlık, arpalık, buğdaylık vardır. Buralarda çiftçiler toprakla sürekli uğraşırlar. Burada bizim eniştemgillerin sahip olduğu arazide de köylüler yıllardan beri garip, tuhaf ışıklar gördüklerini söylerler. Söylendiğine göre gece yukarıdan aşağıya bir çok kez böyle turkuaz-koyuyeşil bir ışık huzmesi toprağa doğru iniyormuş. ben görmedim, inanmam da. zaten anlatacaklarım ufolarla ilgili değil

o coğrafyada var bi takluk yani. bugün yoldan geçen bir urfalıyı durdurun. sorun cin min diye, hemen anlatır başından geçen paranormal olayları. ama kimse giblemez. medya bile bunun derinine girmedi, yüzeysel geçti.

neyse işte eniştemin babasının arazisi de orada.
Bir gün bunlar yine tarlada uğraşırken metal bir plaka, bir levha buluyorlar. Üzerinde garip harfler var. Yıl 2009.

dinliyo musunuz binler

Çok önemsemiyorlar, ama eniştem tam bi arkeoloji hayranıdır zaten ondan bana geçti. Bu onun merakını çekiyor ve orada sınır taşının yanında çürümeye bırakılmış metal plakayı tekrar buluyor. Orada biraz etrafı da inceliyor, kazıyor belki yanında başka şeyler vardır diye. Dedektörle geliyor ama yok.

Eniştemin babası enişteme gülüyor. Yahu diyor biz seni okuttuk, sen iyice salaklaşmışsın. Paslı demirden medet umuyorsun aklın varsa tarlayı sulamaya yardım et. Para burda orda değil. mınakoym sanki köylü değil de 19.yy pozitivisti pekekent.

Tabi eniştemin derdi para değil, o sadece bu garip metal tabletin ne işe yardığını, ne zamandan kaldığını filan merak ediyor. O metal parçasını ben görmedim panpalar. Zaten olaydan sonra ocakta eritip yok ettiler o uğursuz parçayı.

Eniştem metal üzerindeki yazıların harflerin eski, çok eski yazılar olduğunu anlıyor. Orada urfada olmasa da mardin taraflarında hala Süryani Hristiyanları yaşar. Orada Süryanice bilen papazlar da vardır. Belki mal olanlarınız bilmez diye yazıyorum bunu. Mardin hala kozmopolit bir yerdir.
Eniştem üşenmiyor gidiyor oraya bir Süryani papaza, metali değil de, önceden metal üzerindekileri a4 kağıda kendi çiziktiriyor ve onları gösteriyor.
Papaz, bu ne böyle diyor. Şaka mı diyor. Bu büyüdür, tılsımdır diyor. Biz büyücü değiliz, tanrı büyüyü yasaklamıştır filan diyor. Eniştemi muskacı filan sanıyor. Eniştem he amk filan diyor, o yazıların anlamlarını soruyor. O metalde şu yazıyor panpalar.

bi sigara içmeme izin verin panpalar

geldim panpalar devam

Şiir gibi alt alta yazılmış kısa kısa
“Bu tılsım harrana sahip krala ait.
Dilek tılsımı. Dilek dileyip düşmanları yensin diye.
Dilek dile ama sonra üzülme.
Dileğin kabul edeceğiz tılsıma kan akıttığında.
Kabul olacak ama sonra üzülme.
Sıkıntının sıkıntısının sıkıntısında ancak dile çünkü kaderle sorumluluk büyüktür.
Yardım edecek sin sana”
Tam olarak bunlar değil bu benm aklımda kalanlar. eniştem yazmıştı bunları.
Dikkat ettiyseniz metal levha, aslında birtakım olayların vuku bulması için oluşturulmuş bir tılsım. Süryanice. Benm düşüncem bu tılsımın isadan önce yazıldığı çünkü hristyianlıktan hemen sınra pagan asuriler, Hristiyan oluyr. Sonra çoğu Müslüman oluyor. Bu iki dinde de büyü, tılsım günah. Dolayısıyla bunun helenik dönemden kaldığnı düşünoyr eniştem. Ben de katılıyorum tabi.

beyler liseliler gibtirsin gitsin uyusun amk. sonra uyuyamazsınız

Dikkat ettiyseniz tılsım dilek dileyin kabul olsun. Kan damlatın diyor.

Eniştem bunu ailesine anlatıyor. Eniştemin babası dalga geçiyor. Tabi biraz korkuyor da. Ama yine de inanmıyor böyle şeylere. Tamam diyor o zaman bi dilek dile bakalım da bana bir yerden 10 milyar para gelsin.

ooo dinlemiyosanız hiç yazmayalım amk

Eniştem de denemek istiyor ama o da tırsıyor. Unutuyorlar bu olayı. Hem kanı nerden bulacak. Hem bu kan ne kanı olacak. Adam mı öldürecek geçiyorlar unutuyorlar. Levha da eniştemde kalıyor.
Kurban bayramında koç kesiyorlar. Koç keserken akan kanı eniştemn aklına geliyor.