1. 426.
    +2
    Ahmet Ümit anlatıyor.

    “Çocukluğumuzdaki Antep. 1960’tan 78’e kadar kesintisiz olarak yaşadığım, ilk gençlik yıllarımı geçirdiğimi şehir bugünkü Antep’ten çok farklıydı. Anadolu’da pek çok yer, şehir özelliği taşımaz. Oysa Antep bir şehirdi. Kütüphanesiyle, sinemalarıyla şehirdi. Kendine ait bir radyosu vardı. Erkekler ve kadınlar, gazinolara, ikindi sazlarına birlikte gider, Hamiyet Yüceses’i, Şükran Ay’ı, Müzeyyen Senar’ı, Zeki Müren’i dinlerdi. Yerleşik bir halk vardı. Okullar ‘eğitim kurumu’ niteliğindeydi. Onat Kutlar, Ülkü Tamer Edip Akbayram Antep’ten çıktı. Şehir bir cazibe merkeziydi. ‘Anteplilik’ özel bir durumdu. Urfa’ya bağlı Halfetililer, Birecikliler ve Maraş’a bağlı Pazarcıklılar kendilerini Antepli gibi görürlerdi. Toprağı bereketli, insanları çalışkandı. Şehrin demokrat, kendine özgü bir kimliği vardı. Elbette şehir bu kimliğini geçmişten gelen yapısına borçluydu.”

    "Nereden nereye…"

    Ümit, ‘geçmişin birikimi üzerine inşa edilen ‘şehrini’ anlatıyor: “Antep Osmanlı’ya gözünü açmadı, tarihi Selçuklularla da başlamadı. Birikim daha eskiye uzanıyordu…”

    Karkamış, Islahiye, Nizip… Bugün mülteci kamplarında yaşanan skandallarla, fuhuş, taciz, istismarla anılan yerler. Oysa…

    “Antep’ten Hititliler geçti. Mısırlılarla büyük Kadeş Savaşı’nın planlandığı yer Hititlilerin ikinci büyük şehri Karkamış’tı. Zeugma küçük bir yerdi ama mozaikleriyle tarihi süsledi. Dülükbaba’da Mitra kültürü ortaya çıktı. Paganizmden Hıristiyanlığa da burada geçildi. Islahiye ’deki Yesemek’de binlerce yıl heykel yapıldı. Antep ipekyolu üzerinde olan bir şehirdi. Romalılar iz bıraktı. Ayasofya’yı yaptıran imparator Justinyen, Antep Kalesi’ne de son halini verdirdi. Kısacası büyük bir zenginlik, kültürel birikim vardı. Bu sonraki dönemi de etkiledi.”
    ···
  2. 427.
    +2
    "Dedem bir kilimciydi"

    Peki, Ahmet Ümit’in kendi dönemi… Antep’teki çocukluğu, gençliği ve tanık oldukları…

    “Kırılmayı, bozulmayı yozlaşmayı bütün şehirlerde olduğu gibi hayatımın bir bölümünün geçtiği Antep’te de görüyorum. Can yakan bir dönüşüm. Gencecik bir adamdım. Evimiz şimdi Tahmis Kahvesi’nin olduğu Kozluca’daydı. Evden çıkar Kırkayak Parkı’na giderdik. Yolda selam vermekten yorulurduk. Museviler vardı, Rumlar vardı. Yüzyılın başında Ermeni nüfus vardı. Antep, Türklerin, Kürtlerin ve Arapların harmanladığı kültür birikimiyle yoğrulmuştu. Esnaf, birbirini tanır, saygı duyar, güvenirdi. Kimse kaydını tutmadan çıkarıp cebindeki parayı ihtiyacı olana verirdi. Bu çok kültürlü, güvenli yaşam zanaatkârları ortaya çıkardı. Küçük sanayi büyüdü, şehir daha da zenginleşti. Ermeniler sanatta, zanaatta hünerliydi. Beymahallesi’nde onların yaptığı taş evler vardı. Dedem kilimciydi. Bu zanaatı da bir Ermeni ustadan öğrenmişti.”

    Üç kuşak dönüşüm

    Sonra ne oldu… Antep’teki can yakan dönüşüm nerede başladı? Ahmet Ümit bir sosyolog titizliğiyle gözlemlerini ve tanıklıklarını aktarıyor, birkaç dönemi üstü üste koyup bugünkü Antep’i tanımlıyor:

    “istanbul’da, Mersin’de, izmir’de ne olduysa Antep’te de o oldu. Her şey göç sorunuyla başladı. Bu dalgayı, önüne çıkan her şeyi yıkan azgın bir nehre benzetebiliriz. Önce kır çözüldü. ilk göç dalgasının üzerine 90’lı yıllar eklendi. Bölge’de yaşananlar nedeniyle insanlar Antep’e akın etti. Diğer şehirlerde olduğu gibi bu insanlar kendi kültürleriyle geldiler. Ancak ne kültürlerini koruyabildiler ne de şehre entegre olabildiler. Tuhaf bir kültür ortaya çıkmaya başladı. Aslında 12 Eylül 1980’e kadar kentin ‘sol’da duran bir kişiliği vardı. Sendikaları, sivil toplum örgütlerini bitirdiklerinde insanlar kabuklarına çekilip yalnızlaştılar ve kendilerini bir yere ait hissetmek için dine sığındılar.”
    ···
  3. 428.
    +1
    "Sol ülkenin sigortasıdır"

    Her şey yine toplumu silindir gibi ezip geçen 12 Eylül Darbesi ve faşizmine çıkıyor…

    “Şüphesiz, tartışmasız” diye sürdürüyor Ahmet Ümit:

    “Elbette dünyada da rüzgârın değişmeye başlaması dönüşümde etkendi. Sovyetler Birliği çözüldü. iran’daki islam Devrimi, Amerika’nın yeşil kuşak projesi radikal islam’ın yükselmesine neden oldu. Geride yalız şehirler, yalnız insanlar kaldı. Solun yerini din alırken, insanlar yabancılaşma ve yalnızlık duygularını bu kurum içinde gidermeye çalıştı. Suriye’deki iç savaşla birlikte üçüncü göç dalgasına muhatap olan Antep’in yapısı da artık tamamen değişti. Geride bir insan drdıbının yanı sıra tükenen şehir kaldı. Artık Antep’te kimse birbirini tanımıyor. Bugünkü iktidarın islam’ın her tonu ve rengine göz kırpması dönüşümü tamamladı.”

    "Büyük bir barış lazım"

    Nasıl düzelir? “Gülümsüyor Ahmet Ümit; “Düzelmez” diyerek devam ediyor:

    “Ülkede solu bitirirseniz her şeyi bitirirsiniz. Sol, ülkenin sigortası, aydınlanmasıdır. iktidar olmasa da her türlü sol yapılanmanın varlığını sürdürmesi gerekir. Elbette silahlı yapıları kapsam dışında tutuyorum. Bir fikri, sol düşünceyi yok etmeniz ülkenin de bitmesi anlamı taşır. Tek başına iktidarı ele geçirmek demek ise çürümek demektir.”

    Ümit, ‘Düzelmez’ yargısının altını ısrarla çizip soruna daha geniş bir perspektiften de bakıyor:

    “Bütün Antep; romancılar, idareciler, gazeteciler birleşse Antep kurtulmaz. Ancak sorun sadece Antep de değil! Bugün her şehir bu yozlaşmadan payına düşeni alıyor. Büyük bir bölge yeniden dizayn ediliyor. Türkiye, eski dönemlerdeki gibi oyun kurucu olmadığı gibi bu oyunda da yok. Kurtuluş için barışı yükseltmek lazım. Bu büyük bir coğrafyada Kürt sorunu, Suriye meselesi çözülmeden ve geniş bir kapsamda barış yaşanmadan Antep sorunu da çözülmez!”

    "
    ···
  4. 429.
    0
    Türkiyenin en hızlı gelişen şehri kendi gözlerimle gördüm
    ···
    1. 1.
      -1
      samsuna yolun düşmemiş panpa
      ···
  5. 430.
    +1
    Atom tost
    ···
  6. 431.
    0
    buraya aşığım
    ···
  7. 432.
    +1
    Ccc ibrahimli giber len mq ccc
    ···
  8. 433.
    0
    Plaka kodu 27
    ···
  9. 434.
    +1 -1
    huur çocuklarının memleketi
    ···
  10. 435.
    0
    en gizemli şehir.
    ···
  11. 436.
    0
    de olan pampalarım var mı ?
    ···
  12. 437.
    0
    http://bloggaziantep.com diye bir sitesi var güzeldir, gaziantep hakkında yazıp çiziyorlar.
    ···
  13. 438.
    0
    Ülgan konukoglu giber amk
    ···
  14. 439.
    0
    yobaz şehir ama yemekleri on numara
    ···
  15. 440.
    0
    avrupanın en büyük 3. hayvanat bahçesi burda imiş.
    ···
  16. 441.
    +2 -2
    Yobaz oruspu çocuklarıyla dolu şehir.
    ···
  17. 442.
    0
    2 yıl görev yaptı bir arkadaşım, evlerini taşıyan şirketin Gaziantepli olması ve bu kadar teknolojiye hakim olmaları şaşırttı beni, merak edenler için;

    http://hidayetevdeneve.com
    ···
  18. 443.
    0
    Çık sorut...
    ···
    1. 1.
      0
      Oruspu çocuğu bu ne hız böyle
      ···
  19. 444.
    0
    Berbat bir yer hergün sıkılıyorum anasını satayım. Gidilecek hiçbir yer yok be.Sakın gelmeyin yaşanmaz, yobaz dolu ayrıca kızlara aç köpek gibi bakıyorlar sokağa çıkamıyorum siz düşünün.
    ···
  20. 445.
    +2
    bu dıbına koduğumun yerinden şükürler olsun ki bu ay sonunda kurtuluyorum.
    gelmeyin gelecekseniz bile 1 haftadan fazla kalmayın. insanı tam manasıyla bir huur çocuğudur. dolandırıcısı mı dersiniz etnik döküntü mü dersin her cinsten adam var. kodumun şehrinde zayıf adam yok gibi zaten o yemekleri yiyen kimse zayıf olamaz.
    yolları tak gibidir. her yer çukur her yer dökülüyor. gezecek yeri yok yeşil alan olarak dülük baba alleben ve burç var hepside keyifçi suriyeli huur çocukları tarafından işgal altında. zengini çok zengin fakiri ise çok fakir olan emperyalizmi iliklerine kadar hissettiren bir şehir. yerlileri genelde atatürkçü ve solcu olur. en azından bizim çevremiz öyle. dışardan gelip yerleşen it kopuk karmadır. genele yayılan bir yobazlık vardır. kızları ile evlenilir ama kezbanlıkta mastır yapmışlardır. düğünü altını çok gösterişli olmalı dıbına koduklarımın.
    ···
    1. 1.
      0
      Ben niye görmedim amk kime baksam incecik
      ···