gelin beyler dertleşelim amk

derdi olan varsa ya da bişey belirtmek isteyen varsa onuda dinlerim.

ilkokul yıllarım çok gibko geçti beyler bildiğiniz iyi aile çocuğu olarak büyüdüm diyebilirim 8. sınıf bittiğinde hiç teşekkür almamış sürekli takdir ile sınıfımı geçen bir çocuktum keza benden 1 yaş küçük bir kardeşim var o da öyle. ama onla aramızda giderek bir farklılık oluşuyordu. o biraz zekiydi benden. ben 1. sınıfa giderken kardeşim daha ana sınıfında okumayı benden önce sökmüştü. liseliler bilmez ya da hala o sınav var mı bilmiyorum ilkokuldayken devletin verdiği burs vardı 3 ayda bir verirdi. ilkokul ve lisede verilirdi. ben o sınava 4-5-6-7. sınıflarda girdim ve hiç birinde kazanamadım amk sürekli takdir alan biriyim ama sınavı kazanamadım kardeşim ise 4.sınıfında kazanmıştı o sınavı ve 3 ayda bir burs alıyordu lise sona kadar da aldı o bursu.

lise sınavlarına girdik amk ben tabi gene her zamanki gibi sınavlarda başarısızlığımı sürdürdüm ve hiç bir anadolu lisesini kazanamadım ailem şaşıyordu bu duruma sürekli takdir alan biri nasıl olurda sınavlarda başarısız olur falan. kaldı ki 6-7-8'de dershaneye gittim keza aynı şekilde kardeşimde. her neyse ben bi anadolu lisesine yerleşemeyince o zamanlar süper liseler meşurdu ve bende süper liseye gittim. benden 1 sene sonra kardeşim ise içel anadolu lisesi yani mersin'in 1. anadolu lisesini kazandı düşünün yani fen lisesi ve anadolu öğretmen'den sonraki en iyi okul olan içel anadolu lisesi. kaldı ki kardeşime anadolu öğretmen de geliyordu annem babam it oldu yalvardı ama kardeşim ben öğretmen olmak istemiyorum ayrıca o lise bizim eve çok uzak diye gitmek istemedi ve gitmedi de kendi istediği okula içel anadolu lisesine gitti. ben bir kez daha kardeşimin başarısı altında ezilmiştim.

ayrıca daha önce söylediğim gibi 6-7-8. sınıflarda dershaneye gittim aileme o zamanlardan yük olacağım belliymiş demekki. bilirsiniz dershaneler önce deneme sınavları yapardı indirim burs falan olurdu ben gene bi yannanım kazanamamıştım ve para bayıla bayıla gitmiştim kardeşim ise sürekli %50'den fazla indirim falan kazanıyordu hatta bazı dershaneler zarf falan gönderip gelin bizim dershanemizde bedava okuyun falan diyorlardı biliyorlardı çünkü bu çocuğun başarı yapınca rekldıbını yapabileceklerini ama ufak dershanelerdi ve kardeşimde gitmemişti. adam hem devletten burs alıyordu hemde dershanelerde indirim falan kazanıyordu ben ise yannan kürek bi gibim yapamıyordum.

@6 evet orası panpa neyse giblemesenizde devam ediyorum ben içimden geliyor yazmak amk.

neyse liseye gitmeye başladım ilk sene hazırlık vardı süper liseyi bilenler bilir ilk sene ingilizce hazırlık okuturlar 36 saatin 24'ü ingilizce 4'ü uygulamalı ingilizce 2 saati türkçe 2 saati beden 2 saati müzik 2 saati ise resim falan. tabi ben ingilizce falan hak getire bi yannanım çaktığım yok ilk başlardaki konular kolay olsada giderek zorlaştı amk 24 saatlik ingilizceyi 2 ile uygulamalı dersi ise 3 ile diğer dersler zaten gibko 5 ile geçtim karne yannanım gibiydi teşekkürü zor almıştım. kardeşim ise ben hazırlıktayken 8. sınıfta lise sınavlarına hazırlanıyor vs. o sene ilk defa babamdan dayak yedim beyler. babam benim burda dalga geçtiğimiz ülkücü tayfasından. yeşil gözlü ülkücü bıyığı olan biri. hatta ufakken anneme babamın bakışları niye öyle deyip ağlamışım vs. adam alışık olmadığı için anadolu lisesini de kazanamayınca bi güzel dayak yedim babamdan. kardeşim ise bu tabloyu görünce biraz zütünü sıktı ve öyle kazanmıştı içel anadolu lisesini sanırım gözü korkmuştu.

ikinci dönem ingilizce dersi daha da zorlaştı amk ingilizcesi iyi olan ve bizim mahallede oturan bir anıl diye arkadaşım vardı durumu anlattım pederden dayak yediğimi falan ikinci dönem sağolsun sınavlarda yardım etti de iki derside 4 ile geçtim diğerleri tabi ki 5 zaten gibko dersler hoca giblemiyo biz mi giblicez hesabı. o yaz anıl sayesinde rahat etmiştim kardeşimde içel anadoluyu kazandı evin iki oğlu liseye geçtik anlıyacağınız. tabi kardeşimin bu başarısını gören herkes kardeşime hediyeler falan almaya başladı. hiç unutmam halam (ki halam biraz zengindir) o sene kardeşime 37 ekran sony televizyon ve playstation 1 almıştı hediye olarak. o yaz rahattım ama bu hediyeleri görünce bildiğin yerin dibine geçmiştim amk çocuksun ve zoruna da gidiyor kaldı ki ilk başlarda o playstation'un tek kolu vardı ve sürekli kardeşim oynuyordu. ha playstation deyince kardeşim 4. sınıfta girdiği devlet bursu sınavını kazanınca babam atari almıştı söylemeyi unuttum ilk defa o gün çok kötü olmuştum. bu playstation olayı da 2 oluyordu ve dediğim gibi tek kolluydu tek kardeşim oynuyordu bir seferinde oynuyayım derken kardeşim yakalamıştı evde birbirimize girdik babam ise kardeşimin tarafını tuttu ve ben o gün babamdan 2-3 tokat yedim. haklıydı hediye onundu ben ne cürret oynuyordum ki.

lise 1'e geçtim kardeşimde anadolu lisesini kazanınca oda direk lise 1 olmuştu. ben lise 3'de o lise 4'te mezun olacaktı ama. her neyse lise 1'de ayşegül diye bir kıza aşık oldum. o da beni sevdiğini söylediğinde çıkmaya başladık 4 ay falan çıktık ilk sevgilimdi o zamanlar hayatı yeni yeni tanıyordum kız nedir karşı cinsle ne yapılır falan yeni yeni tanımaya başladım amk. cinsellik ndıbına bildiğim tek site bilenler bilir teyzem.com ve 89.com falandı. ilk 31'imi hazırlığa giderken çekmiş bir insanım hatta itiraf edeyim 31'e kadar da saydım amk. her neyse ayşegül ile baya birbirimizi sevdik aşık olduk vs ama sonra ne olduysa ayşegül benden ayrıldı. baya şaşırdım beni sevdiğini bana aşık olduğunu söyleyen kız benden niye durduk yere ayrıldı anlam veremedim ama o zamanlar beridir aynı karakterde olan biri olduğum için neden bile demeden tamam deyip bitirdim ilişkiyi ve hala da öyle bir insanım benden ayrılan birini zorla tutacak halim yok diye düşünürüm ki sizde böyle düşünün beyler. her neyse lise 1'in ikinci dönemi ayşegül'ün anılla muhabbetlerini görmeye başladım kıskandım çünkü hala seviyordum ayşegül'ü. anıl da bu durumu bilmesine rağmen konuşuyordu sürekli ayşegülle. içimden diyordum bunlar yakında sevgili olur falan diye ama anıla sorduğumda olmaz öyle bişey olum saçmalama arkadaşım diyordu. lise 1'in nisan ayıydı anıl bir gün okulun tuvaletine giderken telefonunu bırakmıştı sırada kurcaladım ne yalan söylim ve ayşegülle aşkımlı falan mesajlarını gördüm o an telefonu kırmak geçti içimden ama yapamadım anılı dövsem ne olacaktı kız benden zaten ayrılmıştı. bana çok koyan ise anılın bu yaptığı şerefsizlikti. hayatımda yediğim en kötü darbelerden biride bu zaten ilk sevdiğiniz kız başkası ile beraber ki bu adam kanka dediğin adam. anıl ile o günden sonra muhabbeti kestim o da anladı sanırım bildiğimi artık kaçmıyorlardı benden. bu sırada kardeşim de hala bildiğin zeki inek öğrendi modelinde benim o sene dersler gib gibi oldu tabi teşekkürü zor kurtardım sayısal derslerim gib gibiydi sözeller ise çok iyiydi babamdan bi güzel gene sopa yemiştim kardeşim ise takdir almıştı.

Birazda Annemden bahsetmek gerekirse ailemde en çok o bana destek oldu asla kardeşimi benden çok sevmedi hep eşittik onun gözünde. Ama babam öyle değildi kardeşim onun için bir adım öndeydi neden olmasın ki çünkü benden başarılıydı. düşünün yani o zamanlar bigibletim var kışın ortasında yağmurlu havada evde domates yoktu ve beni domatese gönderdi babam. domastesleri manavdan aldıktan sonra evin orda bir kavşak vardı kavşaktan geçerken sağ tarafımdan yukarıdan gelen ışığı dahi olmayan motogiblet bana çarptı bigibletin arka tarafı yamuldu ben yola savruldum eve ağlaya ağlaya geldim annem ne oldu falan derken anlattım babam ise ne derse beğenirsiniz "domatesleri topladın mı" dedi amk. ben orda kaza geçirmişim ağlıyorum adam domatesleri topladın mı diyor bana. düşünün beni kendi yerinize koyun amk ve bunu sorması üzerine kardeşim gülmeye başladı amk vuramıyorumda kardeşime babam var.

her neyse lise 2'ye geçtim sınava 2 sene olmasına rağmen annemin zoruyla dershaneye gitmeye başladım tabi ki gene bi gib kazanamadım ve para bayıla bayıla gitmeye başladım dershaneye. Lise 2'de bölümler seçiliyordu ve ben sözeli seçtim tabi ama koskoca okulda 6 kişi sözeli seçince doğal olarak sözel sınıfı açılmadı ve bize başka bölüm seçin dediler bende mecburan eşit ağırlığa geçtim. anlıyacağınız gene kurtulamamıştım bu sayısal derslerden amk kafam basmıyordu mat 2 ve geometriye. hala da basmaz zaten. mat 1'im iyidir ama. her neyse o sene mat2 dersi alıyorduk ve matematik mi sözel mi belli değil dıbına kodumun dersinde rakamdan çok x ve y vardı beynim gibiliyordu formül falan ilk dönem karnemde matematik 1 geometri 2 diğer derslerim 4 ve 5 geldi. tabi peder bu sefer alışık olduğu için karneme bile bakmadı amk annem ise toparlarsın diye beni teselli etmeye çalışıyordu her zamanki gibi. kardeşim ise gene tak var gibi takdir aldı amk adamın bütün dersleri 4-5ti. lise 2'nin ikinci döneminde gökçe diye bi kızla çıkmaya başladım bu arada ayşegül ve anıla ne oldu derseniz onlar gibtirdi gitti dil bölümünü seçtiler sonra ayrıldılar falan ayşegül bana yavşamaya başladı ama ben giblemedim tabi herneyse. ben gökçe ile çıkmaya başladım 2 ay falan sürdü. bu sırada kendime bakmaya başlamıştım boyum uzamıştı giderek okulun yakışıklı erkekleri arasınad gösteriliyordum bir de süper lise olunca havalı görülüyordum. bizim okul süper ve düz lise karışıktı. gökçe de düz lisedeydi. 1.60 boylarındaydı ama sağlam zütü vardı ve zaten zütüne aşık oldum diyebilirim * 2 ay çıktık onla ilk cinsel deneyimim sex anlamında gökçeydi. o sıralar gökçenin arkadaşı burcu da bana hafiften meğillenmişti ben bunu görünce gökçeden ayrıldım burcu ile yakınlaşmaya başladım ama burcu ile olmadı hala o kıza neden çakamadığımı zaten düşünüp dururum yıllar geçti belki feysbuktan bulurum diye arıyorum ama bulamadım ah bi çıksa karşıma zaten * her neyse lise 2de böyle aşklı meşkli geçti karnem gene sayısal dersler gibko sözeller iyi olarak geçti kardeşim gene aynı bildiğiniz inek takdir ile geçti ama artık giderek kardeşime kinlenmeye başlamıştım.

neyse lise 3 geçtim gene dershane gene para ile gidiyorum sınava hazırlanıyorum lise çevrem çok iyi falan aslında iyi biriyim orta derece başarılıyım ama babam ve kardeşimden dolayı kendimi sönük hissediyorum vs. o sene hiç bir kızla çıkmadım şu sınavı kazanayım da babama güzel bir kapak yapayım diye düşünüyorum. deli gibi çalıştım o sene sınava 1 gün devamsızlık yaptım okulda o da hastaydım gidemedim. dershaneyi hiç kaçırmadım vs sınav günü geldi çattı babam beni giblemedi ve sınav merkezine annemle gittim. altımızda araba olmasına rağmen dolmuşla gittik düşünün. her neyse sınava girdim iyi geçti gibiydi sonuçlar açıklandı ea2 punaım 315'di. iktisat maliye işletme vs gibi bir sürü mezunu olan insanın okuduğu bölümler geliyordu ama ben edebiyat ve halkla ilişkiler istiyordum anneme dedim ben tercih yapmıyacam bir sene daha hazırlancam annemi ikna etmem kolay oldu ama annemin babamı ikna etmesi baya bi sürdü kardeşim de sınava 2 sene olmasına rağmen benim gibi dershaneye yazıldı dıbına koyim gene burs kazandı gene indirimli gitti dershaneye.

ben mezun oldum okuldan 4.17 derece ile. 72 okul puanım vardı. o sene her zaman gittiğim dershaneden başka bir dershaneye gitme kararı aldım belki de bişeyler değişir iyi olur diyerek kardeşimde iyiden iyiye sınava hazırlanmaya başlamıştı gerçi hiç evde ders çalıştığını görmezdim ama okulu iyiydi dershaneyi kaçırmazdı orda çalıştıkları zaten ona yetiyordu biliyordum ilk seferde anlıyan biriydi zaten. dershaneye gitmeye başladım hafta içi 4 gün gidiyordum hafta sonları ise pederin işler bozulmuştu eleman çıkarmıştı ve ben artık pedere yardım ediyordum. pederin bir cafesi vardı içkili oyun oynanan nargile digitürk vs ne ararsanız var yani hatun da bol düşüyor zaten hala ordan düşürdüğüm hatunlar var * ama cafedeki kızlar falan gibimde değildi sınavı kazanmam lazım gibtir olup gitmem lazımdı mersinden öyle düşünüyordum. mersin tam bir öğrenci kenti aslında hayat ucuz insanları iyi sayılır sahil şehri karısı kızı güzeldir verici kızlar falan ama ailem burda olunca ben kafamı giberler diye düşündüğümden şehir dışına gitmeyi kafama koymuştum. her neyse dershaneye gitmeye başladım ilk başlarda iyiydi sonra nisan ortaları gibi gibtiğimin dershanesi 500 milyar ciro ile battı. adamlar ciro yaparken battı nasıl oldu anlamadım ama battılar. bi gün bi geldim ne sıra var ne klima var ne hoca var müdür falan kimse yok bi yığın öğrenci dışarda bekliyor mal gibi. sonra dershane değiştirdik sınıfça başka bi dershaneye gittik ama dershane batınca pederin bakışları giderek sertleşti bana çünkü ben istemiştim o dershaneyi hay aklımı gibeyim neden istediysem zaten. daha sonra sınıfça yazıldığımız dershane de iyiydi hoştu ama bende bi artık heves kaçması mı diyelim ne diyelim bilemedim gitmek gelmedi içimden dershaneye diye çıkıyordum gitmiyordum vs eve gelince kendim çalışıyordum. kardeşim ise iyiden iyiye yardırıyordu deneme puanları çok iyi geliyordu herkes ondan tıp bekliyordu ki zaten onunda hep söylediği şey beyaz önlük giymek yani sağlıkçı olmaktı.

sınav günü geldi çattı peder kardeşimi araba ile sınav merkezine zütürdü bende annem ile dolmuşla gittim tekrar geçen seneki gibi. dershanenin batması pedere yardım etmem falan derken pek de iyi çalışamadan sınava girdim tabi bu arada stresten ufak çaplı sinir krizleri falan geçirdim. koca koca sivilcelerin çıktığını falan düşünün öyle işte. her neyse sınava girdik kardeşimle. aslında kardeşim iyi bir çocuktu ama babam tarafından pohpohlanınca kendini benden üstün görüyordu. sonuçlar açıklandı ben tabi geçen seneki puanımı mumla aratan bi puan çektim ve 275 ea2 puanım vardı. kardeşim ise şu an puanını hatırlamasamda çok iyi bir puan çekmişti ve mat1'de ilk 100'deydi. mat2 puanı tıp'a yetmediği için mat1 puanı ile istanbul üniversite çapa fakültesi fizik tedavi ve rehabilitasyon bölümünü kazandı. ben ise o puana ancak iki yıllıklar gelir amk diye düşünürek ayrıca ailemden kaçmak istememden dolayı 2 yıllık yerel yönetimler bölümünü kazandım konya'da.

sonradan öğrendim ki aslında 275 puanına 4 yıllık ilk sene girdiğimde beğenmediğim işletme iktisat falan geliyormuş ama ne bileyim o an ne düşündüysem tercihimi o yönde yapmışım. ben konyaya gittim kardeşim istanbul'a. bana kyk falan çıkmadı devlet yurduna gidemedim gene aileme çok yük olacaktım anlıyacağınız ve eve çıktım konya'da. kardeşim ise kyk yerleşmişti devletin yurduna girmişti. bana öğrenim kredisi çıktı kardeşime ise devlet her zamanki gibi burs verdi. anlıyacağınız gene kardeşimin başarıları beni gibiyordu. o sene halam gene kardeşime iyilik yaptı ve laptop alındı kardeşime ben ise yarramın başını aldım sadece üniversiteye gitmekle yetintim.

üniversite ortamı güzeldi arkadaşlarım iyiydi evim falan çok çok iyiydi 2 sene çok rahat ettim ama konya gibik bir şehirdi. şakirt bin çoktu atatürkü sevmeyen adamlar tayyibe tapan adamlar var konyada. küpe takıyorum diye bol pantolon diye çok dışlandım ben konyada ülkücü reyizler falan bildiğin kenarı çekti beni vs. bu arada kardeşimde yavaştan babamı dürtüyor eve çıkmak istediğini söylüyordu dersleri her zamanki gibi iyiydi babamın tabiriyle takıntısı yoktu gerçi benimde yoktu ama benim olmasa ne olacaktı ki iki yıllık bir bölümdü giblenmiyordum bile. babam kardeşimin baskılarına dayanamamış abin mezun olsun yani sen 3. sınıfa geçtiğinde eve çıkartacam seni söz falan demişti. bana zar zor para yollayan adam kardeşim ne zaman istese hatta istemese bile yollardı.

üniversite 1. sınıfta derslerim iyiydi bir tek muhasebe zorlamıştı beni ama onuda geçmeyi bilmiştim nasıl olsa burda karne falan yoktu geçince geçmiş oluyordun ve bende geçmiştim. o sene özge diye bi kızla çıktım. 3 ay falan çıktım sanırım ilk başlarda her şey iyi güzel hoştu hatta o kıza ilk çaktığım gün 14 şubattı sevgililer günü yani. gibmeye ikna edene kadar zütüm çatlamıştı bakire sanıyordum gibince anladım ki değilmiş. gerçi ona sorsan hala bakire bilirsin kız muhabbetlerini ya neyse. ama kızı seviyordum ayrılmıyordum gelip yemeğimi falan yapıyordu bir nevi karım olmuştu. ama sonraları telefonla çok oynamaya başladı laptopunu vermez oldu falan bende laptop olmadığı için onu kullanıyordum. bir gün o uyurken laptopunu açtım ve öyle geziniyordum sitelerde feysbuk falan. sonra birden aklıma bu laptopda msn plus olduğunu ve sohbet günlüklerini kaydettiği aklıma geldi ve direk sohbet günlüklerine baktım. bakmaz olaydım. şu an sayısını hatırlamıyorum ama 5-6 erkekle muhabbeti vardı hatta 2-3 tanesi ile cinsel şeyler vardı birine camda göğüslerini gösterdiğini belli eden diyaloglar vardı. kafamdan kaynar sular döküldü gittim kaldırdım ne oluyor falan dedi bağırdım çağırdım ne bunlar falan dedim afalladı uyku sersemiydi zaten açıklama bekliyorum dedim ama sustu zaten açıklayacak neyi vardı ki o an ilk defa hayatımda bi kıza tokat attım ama hak etmişti. ben onu sevmiştim be o ise beni aldatabilmişti. tokat attıktan sonra topla eşyalarını gibtir git dedim. hiç bişey demeden gitti 2 gün falan sinirden ağladım. o olaydan sonra 2 hafta falan okula gelmedi özge. memleketine gittiğini öğrendim sınav zamanı geri gelmişti. ama yüzüme bakacak hali yoktu çünkü ben hakkında bişey söylesem tüm okula rezil olacaktı ama adamlık bende kalsın dedim ve kimseye bi tak anlatmadım okulun kaşarı olmadıysa benim sayemde olmadı soranlara ise bitmesi gerekti bitti falan deyip geçiştirdim.

öyle böyle derken üniversite 1 bitti 3.48 ortalama yaptım sınıf 1. meslek yüksek okulunun 3.cüsüydüm ama ailem bilmiyordu tabi zaten bilseler ne olacaktı ki giblemiyordu babam 2 yıllık diye anneme bahsettim o kadar sevinmişti kadıncağız. ikinci öğretim olduğum için ortalama yapınca normal öğretim harcı verecektim 2. sınıfta peder harc parasını görünce şaşırmıştı ilk defa bişey başarmıştım küçükte olsa. her neyse o yaz staj zorunluluğu vardı ve 1 ay staj yaptım. staj da duygu diye bi kızla çıktım 2 hafta ona çakamadım ne yalan söylim kısa sürdü sebebi ise benden 2 yaş büyüktü ama ufak gösteriyordu gören benle falan sanıyordu onu ve ben yaz bitince üniversite gideceğim için bitti bitmesi gerekti. kardeşim bu sıralarda aynıydı oda iyi bir ortalama ile 2. sınıfa geçmişti.

eylül ayında konyaya üniversiteye evime döndüm. ilk 1 hafta okula gitmedim çömezler gidiyordu zaten ders falan da yoktu gitmedim yan gelip yattım evde arkadaşlarla içtik vs. 1 hafta sonra okula derslere gitmeye başladım yeni gelen bi kız vardı adı merve aslen erzurumlu ama istanbuldan gelme. o kızda benim olduğum apartmanda eve çıkmış meğerse haberim yoktu aynı apartmana girince muhabbet öyle açıldı ve hayatımı giben bir başka kızla daha tanıştım. merve ilk başları okulda savaş diye bi gavat ile dolanıyordu savaşda benim gibi 2. sınıftı ülkücü ayağına kıçını koruyan bir züttü. her neyse merve ile okul dışında konuşmamıza rağmen okulda konuşamıyorduk çünkü sürekli savaş yanındaydı ve sanırım çıkacaklardı. ben ise hafiften merveden hoşlanmaya başlamıştım. sonra ne olduysa bilmiyorum merve ile savaşın arası bozulmuş ben bilmiyordum tabi mervenin gecenin 2'sinde gelen mesajıyla şaşırdım öyle konuştuk falan ondan sonra söyledi aralarının bozulduğunu bir daha görüşmeyeceklerini vs.

ekim ortasıydı mervenin doğum günüydü merve fenerliydi ve bende ona gidip orjinal fenerbahçe forması almıştım aşırı fenerliydi ama forması olmadığını söylemişti falan bende gidip onu almıştım çok sevinmişti o gün beni bir öpüşü vardı hayatımda öyle öpüldüğümü hatırlamıyorum yanaktan bu kadar mı güzel öpülürdü amk. neyse o günden 1 hafta sonra falan merve gecenin köründe gene bana mesaj atmıştı tabi biliyordu benim geceleri uyumadığımı nasıl olsa 2. öğretimiz diye oda uyumuyordu zaten hatta gece geliyordu film falan izliyorduk beraber ama bişey olmuyordu yapmıyordum kendimi ağırdan satıyordum. neyse bu mesaj attı bana mesajda benden hoşlanıyorsun değil mi diyordu ben ise savaş muhabbetinden dolayı evet ama unutmaya çalışıyorum gibi salakça bi cevap verdim. güldü niye unutasın ki unutmayalım falan dedi ve o günden sonra merve ile çıkmaya başladık ekim ayından temmuz ayına kadar yani 10 ay.

10 ay boyunca güzel günlerimiz oldu olmadı değil hayatımdaki şu ana kadar en uzun ilişkim oldu merve. her neyse bizim olduğumuz apartman öğrenci apartmanıydı ve ben tek kalıyordum. karşı komşum ise ikiz kardeşler kalıyordu. ki bunlar benim ilkokul arkadaşlarımdı üniversite 1. sınıf biterken şenliklerde karşılaşmıştım. onlar 2 yıllık bilgisayar okuyorlardı 4. seneleriydi. hem çalışıp hem okuma durumu anlıyacağınız. ilkokul arkadaşlarım olmasından da ötürü sürekli beraber takılır olduk zaten evler karşılıklıydı ya onlar bizde ya da ben onlrdaydım. tabi mervede benim yanımdaydı hep. bu ikizlerin adı ise mehmet ve mesut. mehmetin sevgilisi vardı gülçin mesut ise sevgilisinden yeni ayrılmıştı baya seviyordu kızı ama ayrılmıştı kız ondan.

üniversite 1. sınıf bittiğinde annem bana kendi biriktirdiği para ile laptop almıştı ikinci sınıfa geçtiğimde evde bi tek laptop ekgib lan diyordum artık o da vardı. o yaz zaten siz incici panpalarımla tanıştım. iyiki de tanışmışım diyorum inci sözlükle. burası geceleri beni güldüren tek yer olmasa ne tak yerdim bilmiyorum. tabi bu arada twitter'a da üye oldum. yani anlıyacağınız benim için internet sadece feysbuk ve online oyunlardan çıkmış inci ve twitter olma yolunda ilerliyordu. her neyse merve ile çıkıyordum ama deli gibi internette takıldığımdan yani inci ve twitterda olmamdan dolayı merve sürekli kıskanıyordu. düşünün yani merve inci sözlüğü ve twitterı kıskanmaya başlamıştı. inci sözlüğü bilmiyordu merve en sonunda dayanamadım oturup anlattım ne olduğunu jargonunu vs. hatta birlikte sabahladığımız günlerde inciye falan girelim demeye başlamıştı çünkü çok gülüyordu size. bu arada twitter'da da yavaş yavaş ünleniyordum.