1. 1.
    +2
    beyni hızlı antitez üreten, zeki ve ilim sahibi birkaç adam gelsin gerisi gidebilir.
    ilk konuyu atıyorum ortaya beyler:
    bir insan, bunun olmasını istememesine rağmen neden düşük özgüvene sahip olur?
    evet beyler, alışverişler...
    ···
  1. 2.
    +1
    bu sozluge bu saatlerde ne zaman girsem ateist oluyorum sabaha kadar okuyorum. sonra sabah işe gidince ustamdan yedigim dayak ile dine geri dönüyorum
    ···
  2. 3.
    0
    ustana saygılar
    ···
  3. 4.
    +1
    ekgiblerinin farkındadır, değiştiremiyordur. toplumun belirlediği standartların altındayım diyordur.ç
    ···
  4. 5.
    +2
    @4 aynen kanka, ayrıca öyle olursa kendine saygısı, sevgisi ve inancı yok olur. Ağır depresyona girer, sınır kişilik bozukluğuna gidebilir hatta intihara kadar yolu var.
    Başka fikir?
    ···
  5. 6.
    +1
    saat gece yarısını geçmesini mi bekleseydim acaba amk
    ···
  6. 7.
    +1
    neyse aq, şizofrenin tekiyim zaten. kendim yardırayım
    ···
  7. 8.
    +1
    Nikita'nın 3. sezonun bi bölümünde, Amanda nikitanın beynine bir sürü zırzavat sokup ona halisülasyon gördürtüyodu.
    Ağır pgibolojik bi bölümdü, en etkilendiğim bölüm.
    Babasının, kızının beyni üzerinde deneyler yaptığını gösteriyordu.
    Kız çıldırmak üzereydi.
    ikiz kardeşi ona yardım etmeye çalışıyordu, babasının işkencelerinden kurtarmak istiyordu kardeşini.
    Amanda, kardeşinin onu öldürmesini istiyordu. Acıdan kurtulmasının tek yolu buydu.
    Babası, onları kaçmaya çalışırken gördü. Amandaya atölyeye gitmesini emretti.
    ikizi ona karşı koymak istemişti. Amanda, bıkmıştı herşeyden.
    Yanında bıçak gördü ve gidip babasına sapladı.
    ikizi ona, oradan kaçmaları gerektiğini söyledi.
    Amanda kaçsa ne olurdu ki, nüfus kayıtlarında bile varlığı yoktu.
    Babası, onun sadece bir insan değil, denek olması için tüm gerekeni yapmıştı.
    Amanda bıçağı kardeşine de sapladı.
    Neden diye sordu kardeşi.
    Amanda, yoktu çünkü. Çektiği acılar vardı sadece.
    Tek istediği, var olmaktı. Kardeşini bu yüzden öldürdü.
    Kardeşine çok benziyordu.
    Onun adı aslında helen'di. Kardeşinin adı Amanda'ydı.
    Helen var olmadığı için, artık amanda'ydı.
    ···
  8. 9.
    +1
    Topluma hiç karışmamıştı amanda. doğduğundan beri dünya, onun için tek bir odaydı.
    Kimseden etkilenmedi bu yüzden, toplum onun için birşey ifade etmiyordu.
    ne bir kültürün etkisindeydi, ne de herhangi bir ahlak kuralının.
    Kendi kurallarını koymak zorundaydı sadece, kendi istediği şeye inanabilirdi.
    Dünyayı, hiçbir şeyin yardımı olmadan kendisi tanıyacaktı.
    Bu yüzden, inanılmaz güçlü birine dönüştü.
    neredeyse insanüstü birine.
    Kendisi vardı çünkü sadece.
    Babası hariç hiçbir insanın düşünce kırıntısı yoktu zihninde.
    Bu sayede, düşünceler ona tamamen yerleşmeden onları analiz etme yetisine sahipti.
    Kendi istediğini seçecekti.
    Bunu günümüzde yapabilen insan, neredeyse yoktur.
    Daha bebekken herşeyi işlerler insanın bilinçaltına.
    Çocuk farkında bile varamaz ve onların kölesi olur.
    Bunları aşabilen insanlar, mutlu ölebilir.
    ···
  9. 10.
    +1
    Günümüz kişisel gelişim kitaplarının tamamı bunu vaadeder.
    Mutluluk, başarı, huzur, iyi ilişkiler.
    insanı, onun en derinlerine inmeden değiştiremezsin.
    Kişisel gelişim kitapları, insana sadece örnekler verir, kişinin istediğini değil.
    O başardıysa sen de başarırsın der. "Nasıl"ı vermez.
    Kişinin, önce kendi içindekiyle yüzleşmeden bunu aşması neredeyse imkansız.
    Kendi egosu, ona yüklenmiş olumsuz olan herşey ; Onu durdurur.
    insan aciz olduğunu farketmeden, dibe vurmadan hiçbir şey yapamaz.
    Gereksiz zevkler ve hisler için çabalar hayatı boyunca.
    Gerçek amacını asla bulamaz.
    Bana sorsalar, ben bile bilmiyorum.
    Benim tek istediğim, bu sistemden kurtulmak
    ···
  10. 11.
    +1
    Yukarıda bi arkadaş, toplumun standartlarının altında olmaktan bahsetti.
    Toplumun standartlarını oluşturan da toplumdur.
    Bir insanın mutsuz olmasının asıl nedeni, toplumdur o zaman.
    insan yalnızken mi mutlu olabilir o zaman?
    Yalnızlık, insanı kasvete sürüklemez mi?
    Gerçek mutsuzluk, o zaman var olmaz mı?
    Bunu daha önce de cevaplayamadım ama, denemeye değer olduğunu düşündüm.
    insan yalnızken, gerçekten daha mı güçlü olur?
    Bunun cevabını daha önce bir çok kişi vermiş.
    Charles Bukowski'de dahil.
    "En iyi adamlar yalnızken güçlüdür" adlı kitabının adında vermiş.
    Bu standartlarda kazanmak için, kötü olmak zorundasın.
    giblemeyen, insanların üzerine basarak yükselen ve hile yapan olmak zorundasın.
    ···
  11. 12.
    +1
    seçimini
    zekice
    yapmak
    yarılamaktır
    zafere giden yolu;
    diğer yarısı
    kayıtsızlıkla
    fethedilir.
    bir yanda
    istediğin
    her şeyi
    söyleyebilirsin,
    öte yanda
    mecbur
    değilsin.
    ben
    bir şekilde
    ikisini de
    yapmayı
    becerdim.
    bu yüzden
    benimle
    bir sorununuz varsa
    size
    aittir.
    ···
  12. 13.
    +1
    Çözüm, bukowski gibi bohem hayatı yaşamaktan mı geçiyor?
    ···
  13. 14.
    +1
    Veya Zerdüşt gibi, dağın başına çıkıp 10 yıl boyunca sadece kendi ruhunu dinlemekten mi?
    ···
  14. 15.
    +1
    yada cobain gibi intihar etmekten mi?
    ···
  15. 16.
    +1
    Bir insanın ölümden korkmaması, intihar etmek istemesi anldıbına mı gelir?
    Bir insan, nasıl olur da ölümden korkmaz.
    Yaşamak için bir nedeni olmayan insanın ölümden başka çaresi olmamasına rağmen,
    neden hala intihar etmekten korkar...
    Umudumu vardır, zamanla herşey düzelir mi zanneder.
    Belki karşısına bir kız çıkar diye mi düşünür,
    Ya da belki affedilir diye mi umut eder...
    ···
  16. 17.
    +1
    özgüven diye bişey yok aslında
    ···
  17. 18.
    +1
    "Ölmek istiyo değilim, sadece yaşamak istemiyorum"
    insanlar, nasıl yaşamak ister aklım almıyor.
    ···
  18. 19.
    +1
    @17 insanların, kişiye nasıl başarısız olacağını öğretmesi ve kişinin ona adapte olması vardır.
    ···
  19. 20.
    +1
    Dostum dediklerine ve yazdıklarına aynen katılmakla beraber bi kac kelam da ben eklemek istiyorum. ilk sorunu cevaplayacagim. benim dusuncem, ozguven insanin bilinc altinin yansimasidir. insana ne empoze edersen, bilinc altina ne islersen ozguveni onunla dogru orantida artar veya azalir. motivasyon konusmalarinin da amaci budur . yapabilirim duygusunu bilinc altina isleyip insanin ozguvenini arttirmaktir .
    ···