Pisliğin dibiydi belki yaptığım ama haketmisti o. Yatsın kalksın, sülalemi toplayıp bayram günü ablasını istemeye gitmesiğime dua etsin. Yatsın kalksın olmadı.. Onun uzmanı olduğu konulara girdik bak öyle deyince...

rez alin beyler bu gece bitiricem hemen.

Siz kurban etlerini, bayram şekerini, tatili falan düşünüp keyiflenirken ben iki acılı kokoreç yemiş gibi hazımsızlık çekiyordum anlıyor musunuz? Siz kuzenlerle partiler yaparken ben tüm yaşanmışlıkların üzerine soğuk bir kolonya içerek yarama bayram şekeriyle pansuman yapamaya çalışıyordum. Sonra bir ampul yandı, hayatımın trolünü yapmaya karar verdim. iyi ki de vermişim.

Dile kolay, 6 yıllık ilişkimiz vardı. Yemediğimiz tak, kavgasını etmediğimiz konu, birlikte gülmediğimiz kedi videosu kalmamıştı. istanbul’da hukuk okumaktan vazgeçip, sırf onun yanına gitmek için Eskişehir yazmıştım sadece tercihlerime. Oysa ki demirin tuncuna, sevgilinin kucak dansçısına denk gelmişiz de haberimiz yokmuş.

Üç sene evvelki yaz tatilinde çıkmıştı tren raydan. ilişkimiz sıradanlaştı, ben farklı şeyler yapmak istiyorum Berkecan deyip durmaya başladı. Birlikte work and travel yaptık. Her yaz tatile gittik ki ben kafelerde part time çalışıp ödedim hepsini. Çadır kurduk, trekking yaptık, dans kursuna bile gittim lan. Sinema, tiyatro, konser falan saymıyorum bile. Bi bale yapmadım, istese onu da yapardım.

Ne bileyim onun farklı şeylerden kastının dansı çadırı diken heriflerle yapmak, sinemada arka koltuğu kapmak, tiyatroyu nude oynamak olduğunu. Biz işin work kısmındayken hatun travel kısmını yemiş yutmuş, seyahat bloggerı olmuş da patlıcanı meşhur köy analizleri yazıyormuş. Ben de Noel babanın baş geyiğiyim o sıralar. Kırbacı yedikçe aşkım bak sana kendi boynuzlarımla kahvaltı hazırladım diyorum.

Murat Dalkılıç’ın ergen klibini izlediniz mi? Ben onu izleyince ağladım lan. O kadar salak değildim belki ama sonuçta aynı muameleyi gördüm

Ankara’ya düğüne gitmişti o. Yarın dönecek planda. Düğünün sponsoru doktor ötker mübarek, sebillerden kremşanti akıyor herhalde. Ben de evde onun doğum günü için sürpriz parti hazırlıyorum. Bitmek bilmeyen tartışmalarımızın üstüne bir jest yapayım dedim. Çocuklarla benim evi süslüyoruz.

Duvarlara fotoğraflar, balonlar yapıştırdım. Bizim için özel tarihlerin altına akrostişli şiirler yazdım. Mumlardan yol yaptım. Havai fişek aldım. Eve girip şiirleri okuyarak balkona kadar yürüdüğünde, dışarıda havai fişeklerin patlıyor olması için gerekli süreyi hesapladık defalarca. Ne bileyim fişeklerin içimde patlayacağını. Sabaha otobüsü vardı. Geldikten bir gün sonraydı doğum günü. Ben 1 gün önce kutlayıp şaşırtacaktım. Ama hatunu bizden önce çok getiren olmuş aşkısı.

işimiz bitti. Pide söyledim çocuklara teşekkür babında. Saat gece 1’i bulmuştu. Namussuz artık kavgalarımızdan ne kadar bıktıysa, bi video gönderdi. Halı çıktı önce, müzik ve kahkaha sesleri geliyor arkadan. Sonra öpüşen bi çift, içki içen kızlı erkekli bi grup geldi ekrana. Sonrada kendisine çeviriyor telefonu, bi herifin kucağında müziğe ritim tutup kahkaha atarken. Aha böyle ayrıldı benden. Bu kadar.

O geceyi ve sonraki birkaç haftayı hatırlamıyorum. insan içine çıkamadım 6 ay. O gün yanımdaki arkadaşlarım taşıdı beni aylarca. Defalarca kovdum yine geldiler, kafamı dağıtıp batak attılar benimle. intikam bile almamıştım ondan. Taa ki geçen o bayrama kadar.

şuku atın lan okuyosanız burda olduğunuzu bilelim aq

neyse ben devam edem okuyan okusun aq *

Şimdi eğlenceli kısma geliyorum, yakın sigaraları

Bu playboy tavşanının sosyal medya hesaplarını yıllarca stalkladım ben fake hesaplardan. Bir gün babasının trafik kazası yaptığını gördüm fotoğraflarında. Annesiyle tanışmıştım daha önce ama babasıyla hiç tanışmadım. Kızının değil tavşan olduğunu, erkek arkadaşı olduğunu bile bilmedi hiç adamcağız. Gittim babasının iş yerine, dedim amcacım kaza yapmışsın geçmiş olsun. Ben avukatım, kazada siz haklıysanız değer kaybı alabiliriz. Hiç haberim yoktu böyle bir şeyden dedi, sevindi adam. Yazdım dilekçesini aldı parasını. Ama nasıl teşekkür ediyor bana.

Bayramda da kırdım kafayı dayandım bunların kapısına. Annesi açtı kapıyı. Beni görünce gözleri fal taşı gibi açıldı, senin ne işin var burada?? Arkadan babası bağırdı kimmiş hanım diye. Benim amcacım avukatın dedim. Koşa koşa geldi adam kapıya. Sarıldık ettik davet etti içeri. Burası benim eski oturduğum semt, adresini görünce aklımda kalmıştı, akrabalara bayram ziyaretine gelmişken senin de bir elini öpeyim dedim

Hanım bi Türk kahvesi yap da içelim evladımızla dedi amcam. Anne Türkçe konuşamıyor o sıra. Sonra arka odadan lale çıktı. Ne lalesi biliyorsunuz. Ağzı göğüslerine çarptı önce, duvardan sekip popişinde durdu. Muhabbete g.tüyle devam etti sonrasında. Konuşamadı yani. Babası beni takdim etti kendisine, sarılıp tokalaştık.

Hayatımda hiç o kadar cool hissettiğimi hatırlamıyorum. iki cümlemle evde 3. dünya savaşını başlatabilirim ve o bunun farkında. Becerebilse ayaklarıma kapanacak, öyle bi çaresizlik yüzünde ama yapamıyor, titriyor sadece.

Babası dürttü bunu kızım nen var iyi misin çok solgun görünüyorsun diye. Tabii dedim bak dikkatli ol buara çok salgın varmış grip, parazit, hiv falan Allah korusun. Kalktım kolonyayı aldım masadan. Aç dedim avucunu her gün neleri elliyorsun kim bilir, mikrop yuvası hep ellerimiz. Ağladı ağlayacak artık. Bilmiyor muyum malımı ben. Son saniyeleri. Geçtim yerime, babasıyla hastalık, elleri yıkamanın önemi falan konuşuyoruz. Kahveler geldi.

Amcam sağ olsun Sneijder’den iyi orta yapıyor. Ee yiğenim yok mu ufukta evlilik falan dedi muhabbet açmak için. Ben zevkten sekiz köşeyim artık. Kahveyi höpürdeterek içiyorum. Anneye üzülüyorum inceden ama o da konunun ufak detaylarını bilmiyor sonuçta. Ona göre yalnızca trol bir eski sevgiliyim.

Bu devirde güvenemiyorsun ki kimseye amcacım. Vardı evlilik niyetine girdiğimiz birisi ama fena tufaya getirdi bizi. Ben evlilik teklifi yapmayı planlarken o beni aldatarak terk etti dedim. Burada anneyi de kaybettik. Dünya savaşı çıkarmadım belki ama küçük bir iç savaş çıkardığıma eminim.

Ne şerefsizler var be, senin gibi efendi çocuğa yaptığına bak haysiyetsizin. Sittiret evladım, kendi kaybetmiştir, bir gün elbet layığını bulur o da hiç merak etme dedi. Koşarak çıktı sonra bizim lale. Annesi de rahatsızdı biraz deyip peşine çıktı hemen.

Ben amcamla bi üç beş dakika daha kaynattım, sonra da elini öpüp kaçtım. Devamında evde ne filmler döndü bilmiyorum. Numarasını sildim, her yerden engelledim. Belki bi Leonardo değildim ama sonunda hak ettiğim oscarımı kaldırdım.

sigaraya bu laleyle başlamıştım, çıktıktan sonra son keyif sigaramı yaktım. Daha da içmiyorum. Hayatımdaki pisliklerden tamamen arındım.

okuyan arkadaşlara teşekkür ederim. Sağlıcakla kalın