gelin türkiye de köy gerçeğini anlatıyorum

burada yazılanlar tamamen yalandır. burada yazılanlar izlanda köylüleri ile ilgili olup. ibret olsun diye türk köylülerine uyarlanmıştır.

bu yazıyı insanlara bakış açınız değişsin diye yazıyorum. şimdi herkes sanıyor ki köylü milleti saftır, kolay kandırılır. ancak şunu bilin ki bizim köylümüz dünyanın en acayip, en uçuk işlerini yapan ancak tilki gibi kurnaz kişiler. ben sadece 200 haneli bir köyde 2 yıl içinde yaşadıklarımı duyduklarımı yazacağım. inanıyorum sizin de katkılarınızla bu yazı gelişecek, derinleşecek. cem yılmaz'ın meşhur bir lafı var hani marjinal bizdik diye ... bu laf %100 gerçek, çevre küçüldükçe, halkın cahilliği arttıkça sapkınlık derecesine varan olayları daha sık görüyorsunuz. yazımın içerisinde tecavüz, eşcinsellik, sübyancılık, içest, aldatma aklınıza ne gelirse var.

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/23202817.asp

şu haberi çoğunuz görmüşsünüzdür.insanlar bu haberi gördüğünde şoka girmişti. oysa bu haber yayınlandığında ben şaşırmak yerine için için gülmüştüm. çünkü bunun gibi bir çok olayın olduğunu bizzat gördüm. duydum. anadolu'da her türlü sapıklık haberini normal karşılamanız lazım. medyaya yansıyanlar, kadın progrdıbına çıkanlar işin yüzde 1'i bile değil. her köy, her kasaba, her küçük ilçe kaynayan bir kazan ... ve herkesin olanlardan haberi var ama herkes hiçbir şey bilmiyormuş gibi davranıyor.

22 yaşında gittiğim köydeki tek keriz bendim. 22 yaşımın verdiği saflıkla dünyayı biliyorum sanıyordum. köye işim çıkınca yola koyuldum. b. ilinde bir dağ köyü. merkeze 20 küsür km. sanırsın ki hemen varılacak. git git bitmiyor. virajlar, taşlı yollar köy arabasının içindeki köy ekmeği ve ter kokusunun karışımı mide bulantımı arttırırken her gördüğüm köye burası mı diye sorarak bir an önce yol bitsin istiyorum.bir yandan trt 4 radyosu açık tek çeken o var zaten kafam iyice şişmiş bir şekilde köye vardık.

beni amirim karşıladı. dedi yarın sana kalacak yer ayarlarız . biraz yemek ye. yemeğimizi yedik. eşyaları bir yere koyduk. amirim kimseyle sıkı fıkı olmayan, işini bilen, köylünün ne mal olduğunu anlamış bir adam. dedi kahveye gidiyorum gelir misin? ben de ilk günün yorgunluğu gitmek istemedim. bilmiyordum ki köylü kahveye gelmeyeni dışlar, hakkında dedikodu üretir. kahveye gitsen ayrı dert seni önce tartar. saf olduğunu anlarsa maymuna çevirir. neyse kahveye gitmedim. bizim amir gidince televizyonu açayım dedim. ulan açtım bir baktım bütün kanallar ferre kanalı herif şifa niyetine beş on normal kanal izliyor. geri kalanı hep ferre. çift çanak şifre kırdırma işleri işte anlayın. sonra dışarı bakınca herkesin çift çanağı olduğunu gördüm. ferre cennetine düştüğümü anladım. yanlış anlamayın bunların hepsi beş vakit namazında, oruç tutan (sözde bu kısımlara geleceğiz.) insanlar.

neyse hazır bu kadar ferreyu bulmuşken. amir gelene kadar bir posta attırmak günün stresini aldı. tabi ben kahveye gitmeyince işe bir sıfır yenik başladım ilk senemde kahveye camiye neredeyse hiç uğramadım. böyle davranınca köylü seni kıskacına alıyor. her adımını gözlüyor. hatta bu yüzden delirttikleri bir adam bile vardı köyde. adam nasıl olmuşsa bu köyde doğmuş, okumuş öğretmen olmuş köye geri gelmiş. ama insan içine hiç karışmayan bir tip. köylü bunu hemen gözaltına alıyor. sen nereye gittin, gece niye geç yatıyorsun. mutfakta o saatte ne yapıyordun, şu saatte banyonun ışığı yanıyordu bilmem ne bilmem ne adam delirtmişler. sonra da bana anlatıyorlardı bak bu hoca çok okumaktan delirdi görüyor musun? diye. deliren hocayla birkaç konuşum hepsinden daha mantıklı bir eleman ama şizofreni de var. arada yanındakilerle konuşuyor.

ben nereden bileyim beni de göz altına alacaklarını. hepsi bana için için kızgın camiye gitmiyor, kahveye gelmiyor evde tek başına ne yapıyor diye deliriyorlar. bense hiç bir şeyin farkında değilim. tek çanak taktırmışım. ferreye ihtiyacım olmaz diye. nah olmaz. beş gün sonra benim evi kurduk falan. benim oğlan başladı kıvranmaya. etrafta da ilgi çekecek hiçbir şey yok. gibtiğimin dağ köyünde bütün fanteziler ölüyor. düşün uzaktan bir uçak gördüğümde gözlerim doluyor beni de ala zütürse diye.

ne gazete var, ne bir şey en fazla kral tv'de gördüğüm kliplerle idare ediyorum falan. ulan dedim ben şu uyduyu hotbirde ayarlayım birkaç ferre da ben izlerim. kimse görmesin diye gecenin üçünde ayarladım hotbirdi. bir de işaret koydum. zaten uydu yere koyulmuş bir hotbirde bir türksata çeviriyorum çanak işlerinin uzmanı oldum zamanla. halen konu komşunun işlerini yaparım. ulan gecenin üçünde ayarladım diyorum ya kardeşim sabah işe gittim. denk geldiğim üç dört köylü bana hep soruyor. ne yapıyordun gecenin üçünde gacır gucur sesler geliyordu diyee. ulen meğer heriflerin tek eğlencesi benmişim.

bundan sonra gözaltı daha da arttı. adamlar benim kaçta yattığımı falan rapor etmeye başladı. böyle bahane uydurup gelmeler. ne yapıyor diye yoklamalar. evin içine gizliden bakmalar. inanmayacaksınız ama öyle cahil bir topluluk biri dese evde büyü yapıyor. sabaha beni cadı diye yakarlar. o kafadalar. amk. bunlar yavaş yavaş beni tırstırmaya başladı. oğlum dedim tecavüz kaçınılmazsa zevk almaya bak karış bunların arasına. başına iş getirme. iyi kötü geçin gitsin, ondan sonra kahveye, camiye gitmeye başladım. hemen ısındılar, sevindiler, bir yandan da tartıyorlar beni, laf atmalar, laf geçirmeler. neyse mantıklı cevaplar verdik baya baya ısındık birbirimize.

köylünün tek saflığı bu noktada köylü alıştığı kişiye her sırrını döker. kimseye söyleme der. o kişi herkese söyler. köyde herkes birbirinin açığını gediğini bilir. benim köyde en iyi dostum ise temizlik elemanı ramo oldu. ramonun dilinin kemiği yok. ağzından her lafı alırsın. ayaklı gazete gibi bana bütün köyü tanıttı. köydeki olayların en küçüğünden başlayayım. her köyün klagib geyiği eşek gibmeye tabi ki denk geldim. ramoyla bir gün aldık nevaleyi gitiik dağın başına yiyor aşağıdan köyü izliyoruz. ramo tabi alışkın hemen bir eşek giben gördü. aramızda bay bir mesafe var. adam aşağıda biz dağın başında adam bildiğin zütürüyor eşeği hem de çocuk değil hacı dayılardan biri. bizim ramo bağırıyor puştluğuna hacı dayıııı diye. adam duyunca toparlanıp uzaklaşıyor. beş dakka sonra yine eşeğin başında. bu 7- 8 kere tekrarlandı adam yine de vazgeçmiyor. yine geliyor eşeği köklüyor amk.

neyse adam işini bitirdi. ben gülüyorum ramoya olay normal geliyor. çünkü köyde yaşayıp da gibilmeyen hiçbir canlı türü yok neredeye . deliğini bulsalar yılanı zikecekler. neyse ramazan ayına geldik. bu muallakler sabaha kadar kahvede oturuyorlar. ye, iç ,gül eğlen. sabaha karşı yatıyorlar. öğlen 2'de üçte uyanıyorlar. amk orucu uykuya tutturuyorlar diyecen ama değil . o kalana 3-4 saatlik orucu da tutmuyorlar amk. kimse sorsan oruçlu amk. bir şey ikram ettin mi almıyor. ama yanımdan diğer köylü arkadaş gitti mi yakıyor sigarayı, yiyor çerezi. kardeş sen bizden değilsin senden laf çıkmaz ama bu muallakler hemen yayarlar köye diyorlar. bir tane de oruç tutan adama denk gelinmez mi, gelinmiyor işte.

neyse zaman ilerledikçe beni iyice benimsediler. sevmeye bile başladılar amk. bundan sonra da bütün sırlar tek tek önüme dökülmeye başladı. arkadaş bir gün bir arkadaş geldi bir kızı çok seviyor alacak evlenecek. tamam dedim süper git babasından iste verir mi verir. köylerde 16-17 dedin mi evleniliyor. sanmayın ki geliştik çocuk yaşta evleniyor hepsi. artık izledikleri ferrelardan ne gördülerse uyguluyorlardır. bunların gibişmesini izleseniz. şehirdekilere dersinizi cahiller gibişi bilmiyonuz köylü de her yol var bakın öğrenin amk. neyse adam gitti kızı istedi. babası da verdi kızı. ulan dedim ne mutlu bak köyde düğün olacak. nah olur amk. bir gün sonra duydum bizim aşık çocuk kızı kaçırmış başka köye kaldırmış. ulen diyorum zaten babası veri niye kaçırıyorsun dangoz herif.

meğer biz safmışız. diğer köylüler anlattı. arkadaş dediler. bunlar düğün yapmamak için kaçırıyorlar kızı. ulen pekekent o zaman niye gidip istiyosun kızı baştan kaçırsana. baktım köydeki evliliklerin %90'ı böyle. vay amk. böyle ritüel olur mu. adamlar saygı göstermek için önce istiyorlar, sonra kaçırıyorlar. işin garibi kimse de bu duruma daha alışamamış, 100 kere aynı olay oluyor. halen kaçırılan kızın anası babası olacağı bilmiyor gibi. bunu bize nasıl yaparlar tribinde. diğerleri ile kanlı bıçaklı.

neyse günler böyle gelip geçiyor köyde dikkatimi bir şey çekti. 12-15 yaşında çocuklar belli günlerde hep bir yerde bekleşiyorlar. o günlerde de hüsam'la iyi arkadaş olduk. hüsam tertemiz bir genç sanırsın, nişantaşı çocuğu . hafif de bir yumuşaklık seziyorum ama neden bilmiyorum. çocuk yakışıklı, köyde istanbul havası estiriyor. biz bunla takılmaya top oynamaya falan başladık. birkaç gün sonra bizim ramo geldi. arkadaş bunla gezme adın çıkar. ulan dedim nesi var normal çocuk. ramo dedi bunda gariplik yok. ancak bunların sülale garip pek kimse yanaşmaz. nedenmiş o dedim. meğer bu hüsam'ın bir amcası varmış. uzun yol şoförü köye geldi miköyde bir şenlik mutluluk. kamyonun alır çocukları gezdirir. sanırsın ki iyilik meleği. adam 50 küsü yaşlarında ama nah iyilik meleği nah...

bu herif köyün çocuklarına para verir, çikolta, gofret, dondurma, gazoz alır gider köyün birkaç km uzağına kamyonuyla çocuklara zütünü gibtirirmiş. e bu adamın köye geleceği zamanı bilmek için de hüsama yanaşmak lazım. yani ben hüsamla gezince millet hemen işkillenmiş acaba hüsam'ın amcayı mı pompalıyor diye.

meğer köyde bu herifi çocukluğundan beri gibmeyen yokmuş, köyün muhtarı, hacı dayılar, ihtiyar heyeti, bizim ramo... bir ben gibmemişim düşün. köylünün hepsi de çocuklarının adamı pompalamaya gittiğini biliyor ama sese etmiyor. düşünebiliyor musun olayı? eyo dayı diye evli iki çocuklu bir adam vardı. bu amcayı gibtiği anlar bir anlatışı vardı ki adriana lima'yı gibse öyle anlatmaz. adam sakso çeke çeke iliklerini kurutuyor, zütünü gibtiçe çığlıklar atıyormuş. niye böyle yaptığı hakkında da kendilerince bir masal uydurmuşlar. ona inanıyorlar. meğer adamın zütünde bir yara varmış da gibtikçe adam zevk alıyormuş ve iyileşiyormuş bundan dolayı gibilmeden duramazmış. meğer bizim köylü amcayı insaniyetlik ndıbına gibiyormuş sorun yok yani gençler.

ulan dedim bunu da mı görecektik. meğer bu başlangıç amk. köy değil xhamster bayisi amk. neyse bizim köyün okulunun bir müdürü var. tipsiz bir herif. şehirde yolunu görsen değiştirirsin. bunun bir öğrencisi var. adı erol amk. onun evine yemeğe gidecekmişiz. beni de çağırdılar sen de gel diye . okulun müdürünün de iki çocuğu var. uyuz bir karısı var ama bana köyde tek normal varlık olduğu için fantezi malzemesi oluyor ister istemez.

erol sarı bir çocuk sanki danimarkalı amk. gitmeden önce bütün köylü beni uğurluyor. sanki gerdeğe gireceğim. herkes sırtıma vurmalar. seni çapkın demeler dalga geçmeler. ne oluyoruz derken öğrendim ki bu erol'un anası köyün bir numaralı huursuymuş. vermeden rahat etmez diyorlar. çalılıkta, dere yatağında bir köşede gibtirmediği adam kalmamış amk.

ben dedim köy huursundan ne olur. kokuyordur o. bir düğünde bir huur gelcek herkese veriyor süper kız dediler. bir geldi amk. 100 kiloluk camış ulan dedim midesizler nasıl gibiyonuz bunu sonradan diğer gibtikleri aklıma geldi. dedim normal. sanıyorum ki erol'un anası da aynı tip bir şey.

amk eve girdik. tam bir afet. yeşil gözler sarı saçlar. o çok sevdiğim düz değil ama hafif kemerli burun. yusyuvarlak züt. dimdik memeler. amk içimden dedim senin ne işin var bu köyde. kocası ise hımbıl 50 kilo bir adam. karı köylü gibi giyinmemiş, şehirli gibi giyinmiş, bol bir bluz altta kot pantolon. amk. karı bir şeyler servis ederken hep bir bahane göğüsleri bana müdüre sürttüüyo. süt gibi göğüler her eğilişinde fora uyuz kocasının gözünün içine baka baka röntlüyoruz. meğer bu uyzu koca çok zengin ama hastalıklı bir şeymiş. ailesi buna zengin diye vermişler. karı istediğinde bu herfi boynuzlar, istediiğinde döver, istediğinde parasını alırmış.

bu karı da köye yeni gelen bütün memurlara vermeden geçmezmiş amk. o karıyı gibemeyen tek memur var o da benim amk. tam çömezliğimize denk geldi yapamadık. şimdi öyle karıyı bulsam beş vakit giberim amk. neyse ben keriz keriz röntleyip 31 malzemesi biriktiriken bizim okul müdürü işi pişirmiş haberim yok. bir gün sonra geceleyin müdürle kahveden dönüyoruz. karı yanımızdan geçti hızlıca geçerken de bizim sıfatsız müdüre kaş göz etti. müdür hibinası dedi kardeş grüşürüz benim hanımlar komşudaydı alıp gelecen herif göz göre göre karıyı pompalamaya gitti. biz avarel gibi baktık arkasından amk. iki çocuklu herif küçücük köyde duyulacağını bile bile köylü karıyı inlete inlete gibti çalılıklarda amk. bize de 31 'i kaldı. bütün bu olaylardan karının kocasının da haberi var amk.