/i/Kitap

Kitap sever dostlarımızın buluştuğu alt incidir
Okuma ihtiyacı barut gibidir bir kere tutuşunca artık sönmez
Victor Hugo.
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +3 -4
    ingiliz yazar George Orwell’ın distopik temeller üzerine oturtarak yazdığı en sansasyonel romanlarından biri olan Bin Dokuz Yüz ciksen Dört (1984) adlı eseri hakkındaki naçizane düşüncelerim şu şekildedir:

    - Bin Dokuz Yüz ciksen Dört (1984), distopya temasına uygun olarak teşkil edilmiş en çarpıcı romanların başında gelmektedir. Roman içerisinde kullanılan Büyük Birader, Çiftdüşün, Yenisöylem, Eskisöylem, Düşünce Polisi, Geçmişin Değişebilirliği, Gerçek Bakanlığı, Sevgi Bakanlığı, Parti, Düşüncesuçu, Nefret Haftası… Gibi kelimelerin çoğu günümüz politika dünyasının jargonunda da kullanıldığı için 1984 romanını politik bir eser olarak da kabul edebiliriz.

    - Öyle bir kitle yönetim sistemi hayal edin ki; yaptığınız her hareket, attığınız her adım, aldığınız her nefes, ağzınızdan çıkan her kelime ve aklınızdan geçen her düşünce ‘’tele ekran’’ yoluyla Büyük Birader diye tabir edilen bir şahıs tarafından takip ediliyor; siz ise sırf ifşalanıp yok olmamak için tüm bu zorbalıklara göğüs germek zorunda kalıyorsunuz. Büyük Birader, Düşünce Polisi aracılığıyla yoldaşlarını ve proletarya kesimini gözetleyip zihinlerini kontrol ediyor ve insanları çeşitli propaganda sloganlarıyla hipnotize ederek onları birer makine haline dönüştürmeye çalışıyordu.

    - Parti’nin topluma ve şahıslara dayattığı zorbalıklar, dillendirdiği yalanlar, maruz bıraktığı pgibolojik travmalar, uyguladığı işkenceler ve komplolar Winston Smith karakteri üzerinden lanse edilmeye çalışılarak, olay akışının sürükleyici bir akışta ilerlemesi sağlanmıştır.

    - Bu sıra dışı kitapla tanışmak benim için çok farklı bilişsel faaliyetler zincirinin etkisi altına girmeme neden oldu. Kendimi roman içerisindeki Winston Smith karakterinin yerine koyduğumda, yer yer hipnotize olurcasına bir korku hissine kapıldığımı rahatlıkla ifade edebilirim.

    1984 romanından alıntılar:

    ● Bağnazlık, düşünmemek demektir, düşünmeye gerek duymamak demektir. Bağnazlık bilinçsizliktir.

    ● insan hiçbir zaman, hiçbir nedenle acısının artmasını isteyemezdi. Olsa olsa acısının dinmesini isteyebilirdi.

    ● Bilinçleninceye kadar asla başkaldırmayacaklar, ama başkaldırmadıkça da bilinçlenemeyecekler.
    ···