-
2.
0naptın lan
-
3.
0özet geçmezsen gerçek bir aşkla gibişirim senle
-
4.
0gibtir git
-
5.
0adam filozof beyler
-
6.
0reis her entry 3 satır olsun.. yoksa okunmuyo.. pgibolojik..
an gutyusda aynısını yapsa okunmazdı..
başka başlık aç hikayem yaz gelirler
not: 5 satırı geçme yazarken imla kurallarınıda secter et -
7.
0Aşkın Böylesi..Tümünü Göster
Sabah erkenden uyanmıştı, birkaç saat uyku ile çıkmıştı yola. Zihninde düşünceler fırtına misali esiyordu sağdan sola. Düşünürken çok yoruluyordu, odaklanamıyor ve konudan konuya atlıyordu. Hüzünlüydü, yarası tazeydi. Hiç de kolay olmayacaktı onun için anlaşılan.
Türlü türlü düşüncelerle hayalen savrulurken, otobüstekiler dikkatini çekti. Kimse konuşmuyordu ve kimse onun bu durumunu, iç alemindeki yangınını bilmiyordu. Alev alev yanıyordu kendince, ama kimse buna aldırmıyordu. Haykırmak, insanlara içini açmak istiyordu belki de. Hiçbirşey olmamış gibi bakmasınlardı, birşeyler yapmalılardı. Görmüyorlar mıydı ki nasıl tüketen bir hüzün vardı yüzünde. Boynu nasıl da bükülmüştü gâmının ağırlığıyla. Birşeyler söylesinlerdi en azından, anladıklarını gösterselerdi.. Kendini o kadar yalnız hissetti ki, ayrılık ona iki yalnızlık yaşatmıştı. Ondan ayrılık acısı belini bükmüştü, bir de insanların ona anlamayışı ile kendi başına kalışı vardı. Bu ise kahredici bir duyguydu onun için.
Böyleydik işte, içimiz dışımıza çıkmadıkça sorunsuz ve güçlü gözükürdük; oysa iç alemimizde olanları kimse bilemezdi. Sinemize hangi acıları biriktirdiğimiz anlaşılamazdı dışardaki gözlere. Kızmaya hakkı olmadığını düşündü, onun sorunuydu ve anlatmadığı müddetçe kimse zihnini okuyacak da değildi. “Ama” dedi, anlatılır gibi de değildi ki durumu. Hem zaten konuşabilmek anlatabilmek demek de değildi her zaman, anlatmak anlaşılmakla özdeşleşemiyordu ayrıca. içindeki sızıya hangi lafız kalıp olabilecekti, lisanının acziyetini, kendi acziyetini hissetmişti. Kendine saklamaktan başka yolu yoktu, bu şekilde ateşin küllenmesini bekleyecekti çaresiz.
Terketmişti onu, terkedilmiş sanılmasın. Kalbinin her yanını saran o engin sevgisine rağmen hem de. Sebebi de buydu işte, çok seviyordu, terkedebilecek kadar çok.. Çünkü onun üzülmesinden korkuyordu. Yüreği, onun sevgisiyle özgürleşmiş ama onu üzebilme korkusuyla da titrekti. ilerideki şartlar onu üzebilirdi, bunu engelleyemecekti. Engelleyemediği şeyden onu kurtarmanın tek yolu, onun üzülmesini önlemenin tek çıkışı onu kendinden uzak tutmaktı. Ellerine bulaşmış acıyı ona da tattırmamak için ellerini bırakmalıydı. içindeki aşktan da öteydi, onu terkettirecek kadar çok seviyordu zira. Kendi için onu üzemezdi, kimden dolayı olursa olsun üzülmemeliydi o cemil ruh. Bu yüzdendi işte kaçışı ondan, terkedişi sevdiğini ve kahredişi kendini. Tek tesellisi vardı, bu şekilde kendi üzülse de en azından onu ileride üzmeyecekti. Zor olan şartlarına ve çekeceği sıkıntılara onu da ortak etmeyecekti.
Ona karşı derin bir şefkati vardı, aşk biraz bencildi belki ama şefkatli bir aşk fedakardı. Şefkat aşktan daha keskin ve daha paktır, safidir. Yar için yardan vazgeçirecek kadar da güçlü. Aşkı susturacak ve boyun eğdirecek kadar katı. işte şimdi anlamış olmalıydı can ve canan meselesini. Canan’ı sevmek buydu, gerçek sevgi buna deniyor olmalıydı. Canan’ın saadeti için canan’ın kendisinden bile ferağat edebilmek demekti. Canan’ı can’ı için sevenler hakikatte can’ını sevenlerdi. Canan’ı gerçekten sevenler can’larını da sırf Canan için sevenlerdi. Ve gerektiği zaman da, tıpkı yaptığı gibi, kahredici de olsa vazgeçebilemkti kendi saadet vesilesi saydığı canan’dan. Asıl saadet de bu olacaktı ama yara kabuk bağlamalıydı, içindeki dalgalar bir miktar dinginleşmeliydi.. o zaman anlayacaktı ne de doğru yaptığını ve o zaman, işte o zaman gülümseyebilecekti.
O hazin çehresi değişmiş, az da olsa huzur bulmuştu bu düşüncelerde. Bu da ilerideki tebessümün habercisiydi deyip tebessüm edebildi..
Canı kim cananı için sevse, cananın sever
Canı için kim ki cananın sever, canın sever. -
8.
0arkadaşlar okuyun siz anlayın diye net yazdım zaten.
-
9.
0özet geç bin
-
10.
0@9 herkes gerçek aşkı yaşadı burda emin ol.. yoksa kızları gibmeye çalışmazlar.. önce bi gibilmişlerdir burdakiler
gerçek aşk= böyle birşey bulunamadı
bunumu demek istediniz: aşkın aq -
11.
0özet: aşk, gerçek değil, gerçekliğin yalan yanlış yansıtılmalarıdır. sevgi insani bir tutum değil, modernizmle ortaya fırlamış hümanizmin bir getirisidir. önemli olan somut değerlerdir.
-
12.
0özetinin özetini de çıkarırsan anca okurum aq
-
13.
0aristo kesildi başımıza züt.
- 14.
-
15.
0
-
16.
0yoktur beyler ahahha, hasmaya gerek yok canlarım, her bişey cinsel ilişki ardından soğuma devresi ile kısa sürede bitecektir ama ne vardır biliyor musunuz? vicdan vardır!
-
-
1.
0
-
1.
-
17.
0up uzun saçları vardı bir gözü diğerinden daha koyuydu
-
18.
0eğer sevdiğiniz kızı düşünerek boşaldıktan sonra kızı hala sevdiğinizi düşünüyorsanız AŞIKSINIZ amk
-
19.
0MUTLAKA OKU!!!Tümünü Göster
Genç adam kollarında bir buket çiçek, sahile koşarak geldi. Gözleri şöyle bir sahilde gezindi, aradığını göremeyince ilk gördüğü banka oturup sevdiğini beklemeye başladı.
Ellerinde yine her zamanki çiçeklerden vardı.
Sevgilisinin en sevdiği çiçekler bunlardı. Kırmızı, kıpkırmızı, kan kırmızısı güller...
Sanki dalından yeni koparılmış gibi
tazeydiler. Buram buram sevgi kokuyor,
aşk kokuyor en önemlisi de
özlem ve hasret kokuyordu güller...
Hepsinin üzerinde damlalar vardı. Sanki ağlıyor gibiydiler. Genç adam güllere baktı, sanki onlarla konuşuyormuş gibi,
"Neden ağlıyorsunuz, bakın ben ne kadar mutluyum" dedi. Az sonra sevdiğini
göreceği için kalbi yine deli gibi atmaya başlamıştı. Ne zaman onu düşünse,
onunla buluşacağını hayal etse
kalbi hep böyle yerinden çıkacakmış
gibi oluyordu. Senelerdir birbirlerini sevmelerinde rağmen ikisi de
sevgisinden hiç birşey kaybetmemişti.
Onları hiç birşey ayıramazdı... Ne hasret,
ne ayrılık, ne de ölüm...
Genç adam telaşla saatine baktı. Sevdiği
yine 1 dakika geç kalmıştı. Üstelik o,
sevdiğini bekletmemek için dakikalarca
önce koşarak geliyor, onu beklemeyi bile seviyordu. Oysa o, her zaman kendisini bekletiyordu. Herkesin bir kusuru
olurmuş diye düşündü. Ve gözlerini
önündeki uçsuz bucaksız denize dikti...
Denizin sonu yok gibiydi, tıpkı sevdiği
kıza olan aşkı gibi denizin de sonu yoktu. Sonsuzluğa uzanıyordu... Aslında bugün onlar için çok özel bir gündü. Kendi
aralarında sözleneceklerdi. Delikanlı önce bunu sevdiğine açmış, sonra da gidip
2 tane yüzük almıştı. Bu kadar önemli bir günde bari, onu bekletmemeliydi. Ama
alışmıştı artık beklemeye, zararı yok biraz daha beklerim diye düşündü. Güllerin yaprakları nedense hâlâ yaşlı idi.
Bir türlü anlamıyordu onları. Herşey bu
kadar güzelken neden ağlıyorlardı ki?
işte az sonra sevdiği gelecek, ona
sarılacak, kucaklaşacaklardı...
Sonra söz yüzüklerini takıp, evliliğe
ilk adımlarını atacaklardı. Genç adam
öyle heyecanlıydı ki, sevdiğine
kavuşmak için can atıyordu...
Martılara baktı, birbirleriyle oynaşıp,
uçuşan martılara... Ne kadar güzel dansediyorlardı havada.
Tekrar saatine baktı genç adam. Endişelenmeye başlamıştı. Sevgilisi
yine geç kalmıştı, hem de çok... Bu kadar
geç kalmaması gerekiyordu.
işte hergün burada buluşmak için sözleşmiyorlar mıydı? Her gün sahilde, martılara bakarak, denizin onlara
anlattığı masalları dinleyerek birbirlerine sarılıp hasret gidereceklerine
söz vermiyorlar mıydı ? O zaman neden gelmemişti yine ?? Aklına kötü
düşünceler gelmeye başladı. Hayır! Hayır, olamazdı. Sevdiğine birşey olamazdı.
Onsuz hayat yaşanmazdı ki...
O ölse bile devamlı benimle yaşar diye düşündü genç adam. Bunun
düşüncesi bile hoş değildi.
Gözlerini yere indirdi. Gözyaşlarını
kimsenin görmesini istemiyordu.
Zaten nedense etrafındaki insanlar
ona sanki kaçık gibi bakıyorlardı.
Rahatsız olmaya başladı bakışlardan.
Artık bıkmıştı... Yine sevgilisi geldi aklına...
Neden gelmedi acaba diye düşünmeye başladı. Gözlerini kapattı. 7 sene oldu
dedi. 7 senedir hergün bu sahildeydi. Sevdiğini bekliyordu. Daha fazla
dayanamadı. Kalbi parçalanacak gibi oluyordu. Gözlerinden bir damla yaş
daha güllerin üzerine damladı. Yine gelmeyecek galiba, en iyisi ben onun
evine gideyim diye mırıldandı...
Hiç olmazsa gülleri her zamanki gibi
yanına koyar, ona vermiş olurdu...
Genç adam ayağa kalktı, sevdiğiyle
buluşmak üzere, yeşil tepenin ardındaki
kabristana doğru yürümeye başladı... -
20.
0MUTLAKA OKU!!!Tümünü Göster
Genç adam kollarında bir buket çiçek, sahile koşarak geldi. Gözleri şöyle bir sahilde gezindi, aradığını göremeyince ilk gördüğü banka oturup sevdiğini beklemeye başladı.
Ellerinde yine her zamanki çiçeklerden vardı.
Sevgilisinin en sevdiği çiçekler bunlardı. Kırmızı, kıpkırmızı, kan kırmızısı güller...
Sanki dalından yeni koparılmış gibi
tazeydiler. Buram buram sevgi kokuyor,
aşk kokuyor en önemlisi de
özlem ve hasret kokuyordu güller...
Hepsinin üzerinde damlalar vardı. Sanki ağlıyor gibiydiler. Genç adam güllere baktı, sanki onlarla konuşuyormuş gibi,
"Neden ağlıyorsunuz, bakın ben ne kadar mutluyum" dedi. Az sonra sevdiğini
göreceği için kalbi yine deli gibi atmaya başlamıştı. Ne zaman onu düşünse,
onunla buluşacağını hayal etse
kalbi hep böyle yerinden çıkacakmış
gibi oluyordu. Senelerdir birbirlerini sevmelerinde rağmen ikisi de
sevgisinden hiç birşey kaybetmemişti.
Onları hiç birşey ayıramazdı... Ne hasret,
ne ayrılık, ne de ölüm...
Genç adam telaşla saatine baktı. Sevdiği
yine 1 dakika geç kalmıştı. Üstelik o,
sevdiğini bekletmemek için dakikalarca
önce koşarak geliyor, onu beklemeyi bile seviyordu. Oysa o, her zaman kendisini bekletiyordu. Herkesin bir kusuru
olurmuş diye düşündü. Ve gözlerini
önündeki uçsuz bucaksız denize dikti...
Denizin sonu yok gibiydi, tıpkı sevdiği
kıza olan aşkı gibi denizin de sonu yoktu. Sonsuzluğa uzanıyordu... Aslında bugün onlar için çok özel bir gündü. Kendi
aralarında sözleneceklerdi. Delikanlı önce bunu sevdiğine açmış, sonra da gidip
2 tane yüzük almıştı. Bu kadar önemli bir günde bari, onu bekletmemeliydi. Ama
alışmıştı artık beklemeye, zararı yok biraz daha beklerim diye düşündü. Güllerin yaprakları nedense hâlâ yaşlı idi.
Bir türlü anlamıyordu onları. Herşey bu
kadar güzelken neden ağlıyorlardı ki?
işte az sonra sevdiği gelecek, ona
sarılacak, kucaklaşacaklardı...
Sonra söz yüzüklerini takıp, evliliğe
ilk adımlarını atacaklardı. Genç adam
öyle heyecanlıydı ki, sevdiğine
kavuşmak için can atıyordu...
Martılara baktı, birbirleriyle oynaşıp,
uçuşan martılara... Ne kadar güzel dansediyorlardı havada.
Tekrar saatine baktı genç adam. Endişelenmeye başlamıştı. Sevgilisi
yine geç kalmıştı, hem de çok... Bu kadar
geç kalmaması gerekiyordu.
işte hergün burada buluşmak için sözleşmiyorlar mıydı? Her gün sahilde, martılara bakarak, denizin onlara
anlattığı masalları dinleyerek birbirlerine sarılıp hasret gidereceklerine
söz vermiyorlar mıydı ? O zaman neden gelmemişti yine ?? Aklına kötü
düşünceler gelmeye başladı. Hayır! Hayır, olamazdı. Sevdiğine birşey olamazdı.
Onsuz hayat yaşanmazdı ki...
O ölse bile devamlı benimle yaşar diye düşündü genç adam. Bunun
düşüncesi bile hoş değildi.
Gözlerini yere indirdi. Gözyaşlarını
kimsenin görmesini istemiyordu.
Zaten nedense etrafındaki insanlar
ona sanki kaçık gibi bakıyorlardı.
Rahatsız olmaya başladı bakışlardan.
Artık bıkmıştı... Yine sevgilisi geldi aklına...
Neden gelmedi acaba diye düşünmeye başladı. Gözlerini kapattı. 7 sene oldu
dedi. 7 senedir hergün bu sahildeydi. Sevdiğini bekliyordu. Daha fazla
dayanamadı. Kalbi parçalanacak gibi oluyordu. Gözlerinden bir damla yaş
daha güllerin üzerine damladı. Yine gelmeyecek galiba, en iyisi ben onun
evine gideyim diye mırıldandı...
Hiç olmazsa gülleri her zamanki gibi
yanına koyar, ona vermiş olurdu...
Genç adam ayağa kalktı, sevdiğiyle
buluşmak üzere, yeşil tepenin ardındaki
kabristana doğru yürümeye başladı...
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 01 06 2024
-
islamm ve biliim
-
bu sözlük neden böyle oldu
-
ay ve gunes allahh ve peygamberr
-
kargamcıkların anasını tokatlayıp
-
lord bacının kanlı pedini sıcak suya koyar
-
şakalar trollükler küfürler bir yanaa
-
ne kadar çok evlenme başlığı açılmış
-
geçen sınıfta çocuğun teki atatürk kim diye sordu
-
sophia burns
-
o çok sevdiğim çiçekli eteğimi giydim
-
en çok sex özgürlüğünün olduğu ülkede
-
israil de askerlik yapmak istiyorum
-
kadınlar tcz tcvz darp vs
-
yahudiler örnek alınacak millet
-
kimseden sevgi falan dilenmeyin
-
sevişmek değil de
-
melek dayıyı gördügüm yerde eksiliyorum
-
herkes en çok korktuğu olayı anlatıyor
-
neden üroloji kardeş
-
suç bende amk yıkıklarına soruyom
-
3cu flortumle baristim
-
aranızda ermeni olduğum için beni dövmek
-
şu an moderatör yok beyler bayanlar
-
benden hoşlanan karı isterse monica bellucci olsun
-
çamur kilinden kuş olduran adam
-
kürt sorununun çözümü türk
-
tecavüzcüleri anlayabiliyorum
-
beyler sözlüğü okuyanlar sizden mizah bekliyor
-
lordofsilik ananın anüs deliğine
- / 2