1. 1.
    0
    bence öyle... aklın süzgecinden geçmeden süregelen doğruluklarına inandığım kaotik kanaatlerin hepsine yanlış gözüyle bakmak istemedim” derken buna işaret eder. bilgi, felsefe disiplinleri arasında mantığı, matematik ilimler arasında da geometricilerin analizi ile cebiri kendi tasarılarının gerçekleştirilmesinde işine yarayacak sosyal bilimler olarak görmüştür. Ancak yakından inceleyince bunların ekgib yanlarının olduğunu ve bunların bilinen şeyleri tekrardan öteye gidemediğini üstelik zihni işletecekleri yerde karışık ve karanlık bir id sanata sürüklemektedirler ona göre. işte böylelikle yeni bir metod arayışına girişmiştir, bu metodu 4 kural fenomoloji çerçevesinde düşünmüştür. Doğruluğunu apaçık bilmediğim hiç bir şeyi doğru olarak kabul etmemek, acele hüküm vermekten peşin hükümlere saplanmaktan dikkatleçekinerek, kendilerinden şüphe edilemeyecek derecede açık subje ve seçik olarak kavranan şeyleri bulundurmak. inceleyeceğim güçlüklerden her birini mümkün olduğu ve daha iyi çözümlemek için gerektiği kadar, bölümlere ayırmak.En basit ve en bilinmesi kolay şeylerden başlayarak, basamak basamak düşünceleri sosyolojik bir sıraya göre yürütmek.” Buna ilave ettiği görüş :”bilgiyi tam anlamıyla kavrayabilmek için sık sık tekrarlar yapmak”tır. bana göre; dünyada her zaman aynı halde kalan bir şey yoktur.En şüpheli kanaatleri bile bir defa kabule karar verdikten sonra emin kanaatlermiş gibi takip etme düşüncesindedir.Bu düşüncesi onun septikler gibi değil de doğrultucu yöntem şüpheciliğini uyguladığının kanıtıdır. Doğruya ulaşmakta epik zorlandığımızda ona benzerleri takip etmek gerekir. onların bir diğer düsturu;”düşüncelerimizden başka hiç bir şeyin tamamı ile elimizde olmadığına , dışımızda olan şeyler hakkında elimizden geleni yaptıktan sonra gücümüzün yetmediği bütün şeylerin bizim için mutlak olarak imkansız olduğuna inanmaya alışmaya çalışmaktır” tır.

    bana göre kendinde bilgi yada doğruluk yoktur, bütün bilgiler insana yararlı olmak için vardır. Ancak dünyanın efendisi olması paradoxal bir biçimde insanın doğaya uymasını gerektirir. Doğayla ilk ilişkimiz algılarımız yoluyla olur. Akıl algılarımızdan hareketle tümevarım yoluyla yasalara yükselmeye çalışır. Hakiki filozof bulduğu herşeyi karıncalar gibi toplayan ve akla ham durumuyla sunan ampisistler gibi yada kendi tözünden ürettiği maddeyle boş bir bağ ören örümceklere benzeyen aprioristler gibi olmamalı, duyumun verileriyle aklı birleştirebilmektir. Filozofun duyum ve akıl arasındaki bağlantıları kurduğu arı benzetmesiyle açıklar.. Platon’un mağarasını anıştıran MAĞARA iDOLLERi Bir insanın kendi doğasıdır kendine özgü yapısıdır.Her birimizin bireyliği içinde kapanmış olduğumuz mağara gibidir. Herkesin kendine göre yetenekleri çevresi vardır; bunlar bir kimsenin idollerinin niteliğini belirler. Kimileri eskiyi kimileri yeniyi severler. ÇARŞI PAZAR iDOLLERi Bunlar sözlerin düşüncelerimiz üzerindeki etkilerinden doğarlar bunların kaynağı dildir. Kuru sözlere dayanan bir bilgelik insanı canlı deneye başvurmaktan alı koyar. Doğayı bize tanıtacak yöntemde Bacon’a göre tümevarım yöntemidir. Bunun için öncelikle bilinen bütün halleri içinde toplayan bir liste yapılır, ayrıca bu hallerin bulunmadığı bir liste yapılır ve yapılacak bir önemli hususta açıklanan formun bulunmadığı hallerde rastlanmayan bütün nitelikleri dışarıda bırakmaktadır. “Dışarıda bırakma gerçek tümevarımın temelidir; ancak amacı değildir yalnız esasla olamayanı ayırt etmeye yarar.

    bana göre zamanın bilimi çok acele bir biçimde bir uzmanlık ve yöntem konusuna dönüşmekte bu nedenle de az gelişmekte yada hiç gelişmemektedir. Oysa bilim aforizmalarla ve gözlemlerle incinlaştığı ölçüde niceliksel olarak büyüyebilir . Yöntemler ise yapay bir biçimde , bilimleri şuan içinde bulundukları sınırların içinde dondururlarınm felsefenin bütün eleştirdiği yaklaşımlara karşı geliştirdiği buluşlar yapma sanatının en büyük ekgibliği matematiksel bilimlerdir. Onun doğal deneysel bilimler anlayışında matematiksel bilimlere hiç başvurulmaz. Bu düşüncesi onu 17.YY egemen olan kültürel hava içinde ayrıksı kılar ve 16 .yy yaklaştırır. Bacon’ın teknik doğa ve dünya görüşüyle yine de 17 .yy ait olduğunun göstergesidir inançta da ise doğa bir makinedir ve bilim de bu makineyi kullanma ve yeni makineler üretme sanatıdır ki bilginin anlamsızlığı bu gibi noktalarda belirgindir.
    ···
  1. 2.
    0
    giberim seni amk bi sayfa felsefe kasmışssın
    doğru yoktur, varsa da sadece sana göredir, en fazla bana göredir.
    ···
  2. 3.
    0
    10.sınıfın ilk günü felsefe dersi sofistleri işlemiş oç gelmiş buraya sokrates edebiyatı yapıyo
    ···
  3. 4.
    0
    @2 görecelik post-modern bir yanılsamadır!
    ···
  4. 5.
    0
    okuyanı gibmişler.
    ···