/i/Korkunclu

Korkularımız yaşamımızı yönlendirir.
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +4 -1
    Üst Not: Şu başlığa da bakmak isteyebilirsiniz (bkz: kısa korkunç hikayeler)

    1-)Güney Illinois'in kırsal kesimlerinde bir oyuncak firması, bebek bekleyen anne adayları için son derece gerçekçi sesler çıkaran oyuncak bebekler üretmeye başladı. Fakat anlatılanlara göre anne adayları doğum yaptıktan sonra oyuncak bebekler sürekli ağlıyordu. Normalde oyuncak bebeğin ağlama sesini sallayarak susturmak mümkünken doğumdan sonra oyuncakları susturmak için sertçe sarsmak ve vurmak gerekmeye başladı. Gün geçtikçe oyuncakları susturmak için ihtiyaç duyulan şiddet arttı. Sonunda oyuncak bebekler susturulamaz hale gelince ebeveynler gürültüden kurtulabilmek için oyuncağın kafasındaki mekanizmayı parçalayabilmek umuduyla oyuncakları duvardan duvara vurmak zorunda kaldı.

    Pek çok olayda anlatılanlara göre bu olaylar karşısında komşular, çocuk istismarı ihbarında bulunmak üzere polisi aradılar. Polisler olay yerine geldiklerinde kan sıçramış duvarlarda ve yerlerde bebeklere ait organ parçaları buldu. Annelerse polislerin neden geldiğine anlam veremiyorlar ve tek yaptıklarının aptal oyuncakları susturmak için duvara vurmak olduğunu söylüyorlardı; bir yandan da kucaklarındaki bebek şekli verilmiş boş kundağı pışpışlıyorlardı...

    2-)1940'ların sonunda Rus araştırmacılar II. Dünya Savaşı'nda ele geçirdikleri 5 politik tutsak üzerinde 15 gün sürecek uyku deneyleri yaptılar. Deneyin amacı denekleri 15 gün boyunca oksijen seviyesinin sabit tutulduğu odalarda uyarıcı gazlar vererek uyanık tutup davranışlarındaki değişimi gözlemlemekti. Denekler, kendilerine deney süresince yetecek erzak ve suyun bulunduğu bir odaya konup mikrofonlarla dinlendiler ve 5 inç'ten daha büyük olmayan gözlem camlarından izlendiler. Odada kitaplar, karyolalar ve tuvalet dışında başka bir eşya yoktu.

    ilk 5 gün her şey yolundaydı. Deneklere araştırmanın sona ermesiyle özgürlüklerine kavuşacakları söylenmiş olsa da 5. günden sonra denekler deneyi yapan araştırmacıları sorgulamaya ve koşullardan şikayet etmeye başladılar. Birbirleriyle konuşmayı kestiler ve mikrofonlara fısıldamaya başladılar. Araştırmacılar bunu gazın bir yan etkisi olarak değerlendirdi. 9. gün deneklerden biri çığlık atmaya başladı. 3 saat boyunca bağırdıktan sonra sesinin kısıldığını fark eden araştırmacılar ses tellerinin yırtılmış olabileceğini düşündü. Diğer denekler mikrofonlara fısıldamaya devam ediyor, hiçbir tepki vermiyorlardı. Birkaç saat sonra bir başka denek çığlık atmaya başladı. Bunun üzerine diğer denekler odadaki kitapları parçalara ayırıp sayfaları yüzlerine sürmeye, gözetleme camlarına yapıştırmaya başladılar. Bunun üzerine çığlık sesleri kesildi. 3 gün boyunca odadan çıt çıkmadı. Araştırmacılar 14. gün mikrofonları kontrol etmek için odaya girmeye karar verdiler. Odanın kapılarının açılacağını anons ettiklerinde "artık özgür olmak istemiyoruz" cevabını alınca askeri birliklerin artık deney odasını boşaltması gerektiğine karar verdiler.

    Askerler odaya girdiklerinde gördükleri manzara karşısında hayrete düştüler. Odadaki yiyeceklere neredeyse hiç dokunulmamıştı. Deneklerden biri ölmüştü ve odadaki giderin üzerinde yatıyordu. Gider tıkandığı için yerde 4 inç yüksekliğinde bir kan gölü oluşmuştu. Diğer denekler çığlık çığlığa bağırıyorlardı. Vücutları paramparça olmuştu. Karınlarının üzerindeki deri iç organları görünecek derecede hasar görmüştü. Ve hepsi odadan çıkmamak için askerlere direniyordu. Bu kargaşada deneklerden birinin dalağı patladı ve öldü. Kendilerini dışarıya çıkarmak isteyen askerlerden birinin boğazını bir diğerinin de testislerini koparan diğer 3 denek tıbbi merkezlere yatırılıp tedavi altına alınmaya çalışıldı. Fakat uyumamak için direniyor, ayık kalmak için kendilerine gaz verilmesini istiyorlardı. Denekler anestezi verilmeden ameliyat edildikten sonra yeniden gaz verilmek üzere odalara alındılar. Kendilerine gaz verileceğini öğrendiklerinde sakinleştiler. Deneklerden biri bu esnada uyuyakaldı. Uyanır uyanmaz da öldü. Askerleri otoriteler deneyin amacından saptığına ve araştırmacıların deneklerle birlikte kapatılarak cezalandırılması gerektiğine karar verdiler. Araştırmacılar, deneklerin bulunduğu bölüme geldiklerinde denekleri öldürdükten sonra intihar ettiler. Deneklerden birinin ölmeden önce söyledikleriyse son derece ürkütücüydü: " Bu kadar kolay mı unuttunuz? Biz sizleriz. Biz sizlerin içinde, hayvansal dürtüleriniz arasından çıkmak için yalvaran deliliğiz. Bizler her gece yataklarınızın altında saklanan canavarlarız."

    3-)Uçsuz bucaksız bir ormanda, bir avcı, gün boyunca avlanmış. Fakat bir süre sonra, hava kararmış ve avcı yönünü kaybetmiş, bu yüzden bir açıklık bulana kadar tek bir yönde ilerlemeye karar vermiş. Bir süre sonra, açıklık bir alanda küçük bir kulübe bulmuş. Hava gerçekten kararmış, avcı orada geceyi geçirebileceğine karar vermiş. Kulübeye yaklaşmış ve kapıyı aralık olarak bulmuş. içeride kimse yokmuş. Avcı yatağa yatmış, sabah kendini kulübenin sahibi olarak tanıtmaya karar vermiş.

    Kulübenin içine göz atmış, portrelerle süslenmiş duvarları görünce şaşırmış, hepsi inanılmaz detaylarla boyanmıştı. istisnasız, hepsi ona bakıyordu, hepsi kin ve nefret dolu bakışlara sahipmiş. Avcı giderek rahatsız oluyormuş. Bu nefret dolu yüzleri görmemek için çaba sarf ediyormuş, duvara yüz çevirmiş ve huzursuz bir şekilde uyumuş. Ertesi sabah, avcı uyanmış - etrafına bakınmış. Ve kulübede hiç portre olmadığını, yalnızca pencerelerin olduğunu fark etmiş.

    4-)Metro istasyonuna gidecektim, fakat dışarıda feci şekilde yağmur yağıyordu. Şemsiyemi açtım ve yürümeye başladım. Atmosfer nedense hoş değildi.

    Yanından geçtiğim hiç kimsede şemsiye yoktu. Herkes sessizdi ve sabit bakışlıydı; ve hepsi, aynı yöne doğru ilerliyordu.

    Aniden bir taksi yanıma geldi, ve şoför içeri gelmemi söyledi. Ona taksiye ihtiyacım olmadığına ikna etmeye çalıştım, fakat şoför "Hadi ama, içeri gel!" dedi. Gerçekten çok ısrarcıydı, ben de arabaya bindim. Zaten bu kötü atmosferden uzaklaşmak istiyordum.

    Sonra, soluk yüzlü şoför, bana şöyle dedi;
    "Pekala, bilirsin işte... Seni boş bir sokakta, olmayan insanlarla çarpışmamaya çalışırken görünce, sana yardım etmem gerektiğini düşündüm... "

    Biraz sabredin beyler, birkaç hikaye buldum ama çevirisi cidden zor. Anlayışınız için teşekkürler.
    ···
  1. 2.
    0
    Ovv çok korktum
    ···
  2. 3.
    0
    Rez okucam pnp simdiden suku bastim korku varsa
    ···
  3. 4.
    0
    rezüllahü kerim
    ···
  4. 5.
    0
    Rezerve aliyim
    ···
  5. 6.
    +1
    ilgimi çekti
    ···
  6. 7.
    0
    Onedio ya saygilar, az emek pls
    ···
    1. 1.
      0
      olabilir kardeşim onedio'da da gördüm başka sitelerde de gördüm görmeyenlerle paylaşayım dedim ne var bunda.
      ···
  7. 8.
    0
    Yatak altı canavar demek
    ···
  8. 9.
    0
    evet gençler türklerde pek iş yok korkutucu hikayeleri hep cinli siz de buna aşina olduğunuzdan bunları atmayacağım. birazdan yabancı siteleri araştıracağım. bekleyin
    ···
  9. 10.
    0
    Hadi panpa bekliyoruz rezerved
    ···
  10. 11.
    0
    Evet gençler birazdan başlarız. Yeni entry girilmeyecek en üst entry editlenecektir. bilginize.
    ···
  11. 12.
    0
    Eve gidince okucam rez
    ···